ORUCA NASIL NÝYET EDÝLÝR?*
1. Bulûðun alametleri nelerdir, buluð yaþýný sabitlemek mümkün müdür?
Oruçla mükellef olabilmek için ergen olmak þarttýr. Biyolojik ergenlik demek olan bulûð, kiþinin çocukluk döneminden çýkýp yetiþkin insanlar grubuna katýldýðý dönemdir. Bulûð, erkek ve kýz çocuðunun fiilen ergenliðe kavuþmasý; ya erkeklerin ihtilâm olmaya, kýzlarýn âdet görmeye baþlamasý ile tesbit edilir ya da cinsel organlarýn etrafýnýn kýllanmasý ile anlaþýlýr. Ya da fiilen balið olup olmadýðýna bakýlmaksýzýn belli bir âzami yaþ sýnýrýna ulaþmasý ile bilinir. Bu ikincisine hükmen bulûð denilir. Hükmen bulûð yaþý Ebû Hanîfe’ye göre erkeklerde 18, kýzlarda 17 yaþ, çoðunluða göre her ikisi için de 15 yaþtýr. Ancak on beþ yaþýndan önce adet olan kadýn da baliðe olmuþ demektir.
2. Dokuz yaþýna gelmiþ olan çocuða oruç farz mýdýr?
Çocuk buluð yaþýna ulaþmadýkça ona oruç tutmak farz deðildir. Buluð ise ihtilam ve hayýz gibi birtakým alametlerle belli olur. Ancak on beþ yaþýna ulaþan çocuk artýk balið kabul edilir. Balið olmayan fakat yedi yaþýna ulaþmýþ, iyiyi kötüden ayýran ve tutmaya gücü yeten kýz ve erkek çocuðu, ebeveyni, oruç tutmasý için teþvik eder. Fakat þiddet kullanmaz, zorlamaz. Yedi yaþ, namazla kýyasla ifade edilmiþtir.
3. Niyet etmek ne demektir?
Niyet, azmetmek, kesin olarak irade ve kast etmek demektir. Daha açýk bir ifadeyle, kalbin bir þeye karar vermesi, hangi iþin ne için yapýldýðýnýn bilinmesidir. Müslüman’ýn, orucun farz oluþunun bilincinde olmasýdýr. Sonra da onu samimi olarak tutma azmini göstermesidir. Ýmsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel iliþkiden uzak durmanýn bir amacý olmalý ve bu iþ bilinçli yapýlmalýdýr. Bu amaç ve bilinç, orucun Allah rýzasý için tutuluyor olmasýdýr ki kýsacasý niyet tabiri ile anlatýlýr.
Diðer ibadetlerde olduðu gibi oruç ibadetinde de; farz, nafile bütün çeþitlerinde niyet þarttýr. Þart, bir þeyin hakikat ve mahiyetinden dýþarýda olan þeydir. Þâfiîler ve bazý Mâlikîler niyeti rükün saymýþlardýr. Her ikisine göre de, niyet edilmediði takdirde sabahtan akþama kadar aç durmak oruç yerine geçmez. Bu bakýmdan, ister farz veya vacip, isterse nafile olsun her tür oruçta niyet þarttýr.*
Herhangi bir oruca kalben niyet etmek, hangi orucu tutacaðýný kalbinden geçirmek yeterlidir. Niyetin kalp ile yapýlmasý esastýr, dil ile söylenmesi þart olmamakla birlikte, niyetin dil ile ifade edilmesi, onun teyit edilmesi ve perçinlenmesi anlamýna geldiðinden müstehap veya mendup sayýlmýþtýr. Sahura kalkýp yeme ve içme de niyet yerine geçer. Sahura kalkamayan ve daha önce oruca niyet etmeyen bir kimse de Hanefilere göre kuþluk vaktine kadar niyet edebilir. Kalpten geçirilen ile dille söylenen birbirine uymuyorsa, kalpten geçirilene itibar edilir. Zira niyetin yeri kalptir.
4. Sahur ne demektir?
Oruç tutacak olanýn gecenin sonunda fecirden önce seher vaktinde yediði yemeðe sahur denir. Sahur yemeði yemenin sünnet olduðu hususunda fakihler arasýnda ittifak vardýr. Hz. Peygamber (s.a.v) ve ashabý sahur yapmýþlardýr. Hz. Peygamber (s.a.v) “oruç tutmak isteyen sahurda bir þeyler yesin” buyurarak sahur yapmayý teþvik etmiþler, sahur yemeðini mübarek gýda olarak da nitelemiþlerdir: “Sahura kalkýn, çünkü sahur yemeðinde bereket vardýr.”
Sahurla, enerji saðlayarak oruca dayanma gücü saðlanmýþ olur, sünnete uyma sevabý elde edilir, ehl-i kitaba muhalefet edilmiþ olur, uyanýk olarak oruç ibadetine baþlamayý temin eder, zamanýnda niyet yapýlmýþ olur, vakti dua ve istiðfar ile geçirerek vaktin feyiz ve bereketinden yararlanma imkân tanýr, maddi ve manevi bereketlere vesile olur. Müslüman, sahuru ihmal etmemelidir.*
5. Ýftar ne demektir?
Ýftâr, imsak kavramýnýn karþýtýdýr. Üç anlamda kullanýlýr. Birincisi, hiç oruç tutmamak anlamýndadýr. Ýkincisi, güneþ battýktan sonra orucu açmak manasýnda ve üçüncüsü, baþlanmýþ bulunan orucu bozacak bir þey yapmak veya birisine yaptýrmak anlamýnda da iftar kelimesi kullanýlýr. Ýftar’ýn oruca aykýrý bir davranýþta bulunma manasý olmakla birlikte; oruçlu kimsenin vakti gelince usulüne uygun biçimde orucunu açmasý, manasý daha belirgindir. Güneþin batmasý ile iftar vakti girmiþ olur. Hz. Peygamber (s.a.v), vakti girdikten sonra oruçlunun iftarda acele etmesini tavsiye etmiþlerdir: “Ýnsanlar iftarý acele ettikleri sürece hayýr üzeredirler.”
Orucun hurma veya tatlý bir þeyle yahut su ile açýlmasýný tavsiye eden Resûl-i Ekrem, bizzat akþam namazýný kýlmadan önce birkaç hurma ile orucunu açmýþtýr: “Biriniz iftar edeceðinde hurma ila iftar etsin. Eðer hurma bulamazsa, su ile iftar etsin. Çünkü su temiz ve temizleyicidir.”*
Hz. Peygamber (s.a.v) ayrýca, yahudi ve hýristiyanlarýn iftarý geciktirdiðini belirterek iftarda acele etmeyi Müslümanlara mahsus bir özellik olarak tanýtmýþtýr.*Sünnet’e uygun davranmak isteyen kiþi, ezanýn da bitmesini beklemeden iftarýný, yaþ hurma, kuru hurma, su veya süt ile açmalýdýr. Vesselam…
*