Bekle, Hazýr Ol, Geç
“Ana Haber Bülteni”ne sadece altmýþ dakika gibi kýsa bir süre kalmýþ, iki arada bir derede; (Günün yorgunluðunu atmak, çocuklarla akþam yemeði yemek, sinekkaydý, ýlýk bir duþ, giyin, kuþan, kravat baðla derken canlý yayýn
Düþünün bir kere dünya kadar iþi bir arada yetiþtirmem gerekiyor, kalan zamaným sadece bir saat, yorgunluk diz boyuydu, uyku akan gözlerim ýþýklara takýlmýþ ve “BEKLE” diyordu..
Düþüncelerime mani olamamýþ, aklýma gelen isteklerim bir anda gözlerimin önüne serildi, madem “KIRMIZI” ya yakalandýk, o halde hayal kurmam için kýrk beþ saniye gibi koskoca bir zamaným var. Ne alaka ama nedense aklýma Nam- ý Kemal geldi, “Hayalden Yaþayanýn da, Yaþamayanýn da” Trafik canavarýna yem, ya da dikkati daðýlan bir sürücüye canavar ben, olmayayým diye el frenini kaldýrýp koltuðuma þöyle bir yaslandým.
Mesire alanýnda kuþlarýn cývýltýsý çocuklarýn ayak seslerine karýþýyor, yükselen dumanlar, kebap kokusu ile sarmaþ dolaþ dans ediyordu. Mademki “Et, Balýk Kelle” bunlar yenmez miydi elle. Kebap sezonuna hoþ geldiniz, kim boþ gelir ki. Etin mangalda dansý bu olsa gerek, þiþ sesleri ile yeþillenen ekmek arasý bir lezzet.
Kafam iyice daðýlmýþtý; “Ya ben nerdeyim ve buraya nasýl geldim, hani çocuklarým, nerde sevdiklerim” üstelik bugün haftanýn tam ortasý iken, orta yerden bunlar da nerden çýktý” gibi bir sürü saçma sapan þeyler düþünürken, korktuðum baþýma geliyor, birisi yýrtýlana kadar baðýrýyordu “Yangýn vaaaaarr ! Ya tamam da sende yangýn varsa, benim ne günahým var, ne mesire alaný, ne pikniði ne kebabý. Hani bugün çarþambaydý, yoksa çarþambayý sel almýþta, haberimiz mi olmamýþtý. Piknik keyfinin faciaya dönüþtüðü alanda, alevlerin sarýldýðý aðaç ve çalýlarýn imdadýna Nizip Belediyesi Ýtfaiye ekipleri yetiþmiþti.
“KIRMIZI” yanan gözlerim korkudan kaskatý kesilmiþ, arkadan gelen korna sesleriyle “SARI” ya dönüþmüþtü.
![]()