<p align="center" http://i31.photobucket.com/albums/c367/oguz1988turkey/annemin%20resimleri/Gzleriintiharmaviiii[/IMG] .<p align="center" .<p align="center" Sevmeyi Biliyormuyuz? .<address “ Ýnsanlarýn çoðu, kaybetmekten korktuðu için, sevmekten korkuyor. Kendisini sevilmeye lâyýk görmediði için, sevilmekten korkuyor. Düþünmekten korkuyor, sorumluluk getireceði için. Duygularýný ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuðu için. Yaþlanmaktan korkuyor, gençliðinin kýymetini bilmediði için.. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya bir þey vermediði için. Ve ölmekten korkuyor, aslýnda yaþamayý bilmediði için.” W. Shakespeare Bir ninniyi kýskandýracak kadar güzel sesiyle çakýl taþlarý arasýndan sýzýp gelen su, çimenler, dað çiçekleri, ceylanlar, kuþlar, denizler, yeni doðmuþ süt kokan bebekler, güller, toprak, rüzgarda nazlý nazlý devinen yapraklar, aðaçlar, kýsacasý her þey. Ne yana baksam her þey bana insanlarý anlatýr. Ýnsanlarýn inceliðini, duyarlýlýðýný, insancýllýðýný, sevecenliðini ululuðunu, yaratýcýlýðýný, sanatçýlýðýný. Dünyada bunca yýkým, kýyým,zulüm,ihanet ve kötülükler olmasýna raðmen; yine de insanlar hakkýnda kötü düþünemiyorum. Ýnsanlarý öylesine güzel, öylesine derin, anlamlý, zarif, sevimli düþünüyorum ki; onlarý güneþ gibi sýcak, toprak kadar vefalý, su kadar temiz, çimenler gibi zarif, ceylanlar kadar güzel, kuþlar gibi özgür ve verimli bir toprak kadar üretken ve olgun düþlüyorum. Ya güller? Gülleri anlatacak kelime bulamýyorum. O üstün gururlu, minnet nedir bilmeyen; kendinden, güzelliðinden emin güller..... Güller bana daima genç kýzlarý hatýrlatýr. Ýnce, hassas, kýzararak bakan, soluveren, hemencecik küsen, kýrýlan; tatlý bir söze, bir gülümseyiþe hemen yüreðini açýveren halleriyle, genç kýzlarý hatýrlatýr... Güller ki; her yapraðý binbir anlam, binbir renk, ahenk dolu. Ýnsanlar silahlar üretseler, savaþsalar , *******ler iþleseler, haksýz yere bazýlarýna iftiralar atsalar, açlýk ve sefaletin kol gezmesine seyirci kalsalar , intikam peþinde koþsalar ; ýrkçýlýk politikasý, kan davasý gütseler de, dini baðnazlýklar gibi ilkel davranýþlar göstererek beni zaman zaman hayal kýrýklýðýna uðratsalar da; her þeye raðmen insanlarý güzel düþlemekten kendimi alamam. Çünkü insanlarý yeryüzünün en deðerli varlýðý olarak görürüm. Vicdan, adalet, merhamet ve sevgi gibi deðerli unsurlarýn yalnýzca insanda var olduðunu ve bu unsurlarýn, insaný insan eden ögelerin en baþýnda geldiðini unutmadan yaþýyorum. Ýnsaný insan eden bir diðer öðe ise bilinç ve düþüncedir. Duyguysa, olaylar karþýsýnda ve yaþamda insanlarýn hissettikleri þeylerdir. Örneðin, acý veya sevinçtir.Korku, heyecan, endiþe, acýmadýr. Ýyilik, dostluk, güzellik, adaletli ve vicdanlý olmak gibi deðerler,salt insana özgü bir olgudur. Çünkü insan sosyal bir varlýktýr. Aydýnlýk ve karanlýk nasýl biribirinin zýddýysa, iyilik ve kötülük ya da güzellik ve çirkinlik de biribirinin zýddýdýr. Ama evrende her þey iç içedir ve beraber yaþar. Karanlýk nasýl ki kötülüðü, çirkinliði, körlüðü, cehaleti, zulmü, haksýzlýðý, adeletsizliði, vicdansýzlýðý, sevgisizliði, hoþgörüsüzlüðü temsil ediyorsa; aydýnlýk da iyiliði, güzelliði, bilgiyi,doðruyu, dostluðu, merhameti, dürüstlüðü, adaleti ve vicdaný temsil eder. Unutmayalým ki, tabiatý güneþ aydýnlatýr, insaný da bilgi. Bilgi, eðer iyinin ve vicdanýn hizmetinde ise, bilginin hakça paylaþýlmasý, adaletin hayata geçirilmesi mümkün olur. Aksi takdirde haksýzlýk, vicdansýzlýk, zulümler ortaya çýkar. Yirmibirinci yüzyýlda, bilgi çaðýnda yaþýyorken; insanýn inancýna, diline, kültürüne, bilincine, düþüncelerine, görüþüne ket vurarak, baský uygulayarak, hakaret ederek bir yere varmaya çalýþan sýrtlanlarý anlamakta ve anlatmakta güçlük çekiyorum. Tertemiz bir suyu bulandýrmak ne kadar kolaysa, bir insaný dininden, inancýndan, renginden, dilinden, tipinden, ýrkýndan, dünya görüþünden dolayý hor görmek, aþaðýlamak, iftira atmak da o kadar kolaydýr. Zor olan; insaný, insan olduðu için sevebilmekte, onun bize benzemeyen yanlarýný hoþ görebilmektedir.Ýnsan gibi sosyal bir varlýða da zor olan yakýþýr. Öyleyse Önemli olan insana saygý duyabilmek, insanca yaþamayý ve yaþarken de paylaþmayý öðrenebilmektir. Dünyada her insanýn, her milletin yaþam hakkýna saygý duymayý, insanlarý anlamayý ve en önemlisi de hoþgörüyle bakmayý öðrenmek, onlarýn hakkýný da kendi hakkýymýþ gibi savunmak, insan olmanýn gereðidir. Ýnsanlarý diðer canlýlardan ayýran özellikler de bunlar olsa gerek…Bu gereði yerine getirmek, son derece hassas ama bir o kadar da basittir. Ýlk bakýþta zor görünse de. Ama ne yazýk ki sýrtlanlar, gün aydýnlýðýný sevmezler. Güzellikler onlarýn meselesi deðildir. Onlarýn gülistaný çirkinliklerdir. Nefrettir, kindir, düþmanlýklardýr. Onlarýn hiç kimseye merhameti, sevgisi, saygýsý olamaz; hatta kendilerine bile. Yürekleri, beyinleri, kan, kin ve nefretle doludur. Erdemleri, namus anlayýþlarý, o insanlarýn bacaklarý arasýndadýr. Buna baðlý olarak beyinleri ve yürekleri de namus anlayýþlarý kadar kirlidir. Bence bu dünyada ihtiyacýný duyduðumuz ve muhtaç olduðumuz en önemli þey sevgi, dostluk ve hoþgörüdür. Küçücük bir tebesüm ve tatlý dil, karþýmýzdakine verebileceðimiz en güzel hediyedir. Ýnsanlar sevmeli, þartlar ne olursa olsun sevmesini bilmeli. Hayata hoþgörü ile bakýlýnca, olaylar yumuþuyor. Bunu hepimiz biliyoruz mutlaka, ama yine de hoþgörüyü söylemeliyiz biribirimize, hatýrlatmalýyýz. Çünkü yaþamýn tadý ayrýntýlarda gizlidir, yaþamak sevmektir, hissetmektir, anlamaktýr. ” Bir kýzýlderili dede ile torunu evlerinin önünde oturmuþ, biraz ötede boðuþan biri siyah diðeri beyaz iki köpeði seyrediyorlarmýþ. Torunu sormuþ: “ Neden iki tane köpek besliyorsun? Dede yanýtlamýþ: “ Onlar benim için iki simgedir evlat. Ýyilik ve kötülüðün simgesi... Ýyilik ve kötülük de içimizde böyle sürekli mücadele eder durur.” Torun sorar: “ Peki, sence hangisi kazanýr mücadeleyi?” Bilge reis derin derin gülümser ve der ki: “ Hangisi mi evlat?...... Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanýr...” Sevgi, insanlara baðýþladýðýmýz bir duygu, bir armaðan. Bu yüzden bazen tek taraflý da olabiliyor ve bu yüzden bunu hiç tanýmadýðýmýz insanlara da bahþedebiliyoruz. Severek yaþamak güzeldir, severek yaþamanýn güzelliðini ve önemini farkedenler de güzeldir… Dünyada bir þey olabilmenin ötesinde çok daha önemli bir þey var aslýnda; o da insan olabilmek. Ýnsan olabilmenin ilk koþulu ise; yüreðinde sevgi taþýyabilmektir. Yoksa kim olduðumuzun, nereden geldiðimizin, hangi ülkenin pasaportunda adýmýzýn yazýlý olduðunun ne önemi var! Bu dünyada, sadece insan deðil miyiz? Bu dünyada senin, benim yaþama hakkýmýz olduðu kadar, herkesin yaþama hakký var. Ýnsan dediðin odur ki; nerede ve kime yapýlýrsa yapýlsýn, birine yapýlan zülmü, haksýzlýðý, vicdansýzlýðý, her zaman yüreðinde hissedebilsin, bunu kendisine yapýlmýþ gibi görebilsin.. Yeryüzünde ki bütün insanlar insanlýk bahçesinin çiçekleri deðil midir? Öyleyse hiç bir devletin, ýrkýn, insanýn, inancýn yada gücün bu çiçekleri ezmesine, soldurmasýna fýrsat verilmemeli, müsamaha gösterilmemelidir. Bütün halklarýn, toplum yada bireylerin kutsal olan yaþama hakký korunmalýdýr; Hatta kültürlerinin geliþmesine katký sunulmalýdýr. Bu dünya hepimizin. Bu dünyada herkese, bütün halklara ve kültürlere yetecek kadar yer var. Yeterki cehalet, siddet, baský ve inkar yerine, hosgörü sevgi saygý hakim olsun... Öyleyse Türk - Kürt, Alman – Rus yada Müslüman - Hýristiyan olmanýn ne önemi var, söyler misiniz? Aslolan- hepimize bir hayatýn bahþedilmiþ yada armaðan edilmiþ olmasý deðilmidir? “Allah'ýn bile insanlar hakkýndaki hükmünü, ömürleri sona erdikten sonra verdiðine inanýrken... Biz kim oluyoruz da insanlari birkaç kez görmek, iki-üç yazý okumak, birkaç dedikodu dinlemekle... Yargýlama hakkýna sahip olabiliyoruz!” diyor Dale Carnegie... Herman Hesse de diyor ki:” Ben vatanseverim ama, önce insaným. Her ikisinin bir arada yürümediði yerde daima insana hak veririm.” O halde, neden baþkalarýnýn bizden farklý yanlarýný deðil de, biraz da bizimle ortak yanlarýný bulup ortaya çýkarmaya çalýþmýyoruz? Sonradan yaratýlan ve dayatýlan dil, mezhep, ýrk, tarikat, kültür, bölgecilik, þeyhlik, aþiretcilik gibi kavramlar yüzünden çýkan savaþlara, katliamlara, haksýzlýklara karþý durmuyoruz? Ýnsanlýðýn ortak deðerleri olan hoþgörü, sevgi, saygý, barýþ, özgürlük, bireysel hak, adalet gibi evrensel deðerlere inanmakta, kim ne zarar görebilir? Ýnsani duygulardan yoksun ve insanlýktan nasibini alamamýþ sýrtlanlardan baþka, kim bu ortak deðerlere karþý çýkabilir? Yýlgýnlýklarýn, yorgunluklarýn damarlarýmýzda dolaþýyor olmasý bizi býktýrmamalý, yýldýrmamalý; bizi insani deðerlerden uzaklaþtýrmamalý. Bedenimizde, sevgiye açýk bir yüreðimiz olduðunu unutturmamalý. Çünkü bize, herþeyden önce yüreðimiz gerekli. Sevgiyi görmek ve duvarýný örmek, sevgiyi çevremize sunmak için, önce yüreðimiz gerekli bize. Bozgunlardan ve sevgiyi kirleten yozluklardan yýlmamak için, korkmamak için bize sadece yüreðimiz gerekli. Düþüncelerimiz, yargýlarýmýz, önyargýlarýmýz; o yakýcý ve yýkýcý yýldýrýmlarýn beynimize ulaþmamasý için ne kadar barajlar, dalgakýranlar, duvarlar inþa etse de, ne kadar tarihsel, kültürel ideolojik gündelik paratonerimiz olsa da, bir yerden sonra, en azýndan þöyle kendi yüreðimizle baþbaþa kaldýðýmýzda , eminim bu gerçeði anlarýz.Bir kez olsun, biz de yürekten o sorularý sorarsak kendimize, mutlaka anlarýz sevgini gücünü. Ya da en azýndan sormak durumunda kaldýðýmýzý varsayarsak, anlarýz... Yaþama dair bir kaç söz de Goethe’den: ”Yaþamaya zaman ayýrýn, zira zaman bunun için yaratýlmýþtýr… Düþünmeye zaman ayýrýn, baþarýnýn bedeli budur… Sevmeye zaman ayýrýn, güçlü olmanýn kaynaðý budur… Etrafýnýza bakmaya zaman ayýrýn ,günler bencilliðinize yetmeyecek kadar kýsadýr… Terbiyeli olmaya zaman ayýrýn, insan olabilmenin sembolü budur” Ve diyorum ki: Anlatacak bir þeylerin varsa yarýnlara Okunmamýþ bir kitap Söylenmemis bir söz Yapýlmamýþ bir resim gibi Sevgi üstüne, barýþ üstüne, kardeþlik üstüne Durma o zaman. Bir gül yapraðýnýn ürpertisini duyabiliyorsan yüreðinde Yaþamýn güzelliðini, sevmenin inceliðini kavrayabiliyorsan Ve varabiliyorsan dostluklarin yüceliðine Korkma hiç bir yýkýmdan, yüreðini ortaya koy Çünkü sen insansýn Yeni bir þeyler bul , yeni þeyler Yeni güzellikler, yeni sözler, yeni sesler Yazýlmamýþ bir þiir Takýlmamýþ bir ad Yakýlmamýþ bir türkü Yaþanmamýþ bir sevda gibi </address