Osmanlýda minyatür
Batý dillerinde bir nesnenin küçük boyutlardaki örneðini belirten “Minyatür” sözcüðü, zamanla kitap resmi için kullanýlan bir terim halini almýþtýr. Eski Türk kaynaklarý kitap resmi için “Nakýþ”, “Tasvir”; minyatür ressamý için de “Nakkaþ”, “Musavvar” gibi sözcüklere yer verirler.
8. ve 9. yüzyýla ait olan ve günümüze gelmiþ Türk resim sanatýnýn örnekleri arasýnda, duvar resmi ve figürlü iþlemelerin yanýnda minyatürler de bulunmaktadýr. Türklerin eski yurtlarý Orta Asya’da, Türkistan’da yaþadýklarý döneme ait olduðu düþünülen minyatür örnekleri hala Topkapý Sarayý arþivlerinde bulunmaktadýr.
Fatih Sultan Mehmed döneminden, 19. yüzyýla uzanan döneme ait ise çok sayýda minyatür eser günümüze ulaþmýþtýr. Fatih Sultan Mehmed döneminde yapýlmýþ birçok minyatürlü eser, Türkmen minyatürlerinin etkisini göstermektedir. Bu eserler dönemin giyim, müzik aletleri ve eðlence hayatý gibi bazý özelliklerini de yansýtýrlar.
Kanuni Sultan Süleyman dönemi, Osmanlý minyatür sanatýnda pek çok yeniliðin denendiði bir dönemdir. Bu yenilikler arasýnda, tarihi olaylarý saptama anlayýþýnýn “þehnâmecilik” adýyla resmi bir görev halini almasý da vardýr. Bu anlayýþ içinde tarihi olaylar yazma olarak kayda geçirilirken, bir yandan da resimleniyordu. Ýmparatorluðun doðu ve batýsýndaki savaþlar, fetihler ve seferler, tahta geçiþler, yabancý elçilerin kabulü, bayram kutlamalarý gibi önemli olaylarýn yaný sýra, bazen sultanýn yalnýzca tek bir seferi de ele alýnabiliyordu
Sonraki dönemlerde tarihi olaylarý gerçekçi bir tavýrla saptama anlayýþý, artýk Türk minyatür sanatýnýn deðiþmez bir özelliði olarak gelenek haline gelecektir.
Topkapý Sarayý’ný gösteren minyatürler, önemli özellikleri ve genel görüntüsüyle sarayýn bu dönemdeki durumunu yansýtan birer belge deðerindedir. Þematik bir biçimde ele alýnmýþ olan saray sahnelerini gösteren minyatürlerde birçok olay tasvir edilmiþtir. Katipler, öteki görevliler ve toplantý halindeki vezirler resmedilmiþtir. Kubbealtý revaðýnýn altýnda, köþede maaþ olarak daðýtýlacak altýn ve gümüþler tartýlmakta, keselere konup, mangalda eritilen balmumu ile mühürlenmektedir. Öte yandan minyatüre bakanlarýn olaylarýn bütününü anlayabilmesi için binalar açýk bir kesit halinde gösterilmiþtir. Sultan’ýn Topkapý Sarayý ikinci avlusunda tahta çýkma töreni de yalýn düzenleme þemasýna bir örnektir. Bu kompozisyonda yeni sultana baðlýlýklarýný sunacaklar yarýmay biçiminde çizilmiþlerdir. Bu kompozisyonda olayýn bütün ayrýntýlarý tam olarak ele alýnmýþ, eser böylelikle resimli bir belge niteliði kazanmýþtýr.
Kanuni döneminde baþlayan tarihi konularýn iþlenmesi ve þehnâmecilik’e baðlanýp devletin resmi tarihini belgeleme niteliði almasý, klasik döneminde Türk minyatürüne ana karakterini kazandýracak, Ýslam ülkelerinde geliþen minyatür sanatý içinde ötekilerden ayrýlan bir okul oluþturacaktýr.
17. yüzyýlda minyatür sanatý bir yandan geleneksel üslubu sürdürürken öte yandan albüm resmi birdenbire büyük bir önem kazanmýþtýr. hiçbir metne baðlý olmayan tek tek figürlerin ya da günlük hayatla ilgili konularýn iþlendiði örneklerden oluþur. Çeþitli tipte insanlar giyim özelliklerini belirtmeye özen gösterecek biçimde iþlenmiþtir
Batý’ya açýlýþýn yoðunlaþtýðý Lale Devri’nde minyatür sanatýnda Batý resmi tarzýnda ilginç geliþmelere tanýk olunur. 19. yüzyýl boyunca minyatür sanatý güncelliðini yitirmiþ ve yavaþ yavaþ yerini Batý resim tekniðiyle yapýlmýþ yaðlýboya tablolara býrakmýþtýr.