Bir gün bir zat Hasan Basri hazretlerine gelerek yalvarýr:
“Aman efendim! Ne olur? Allah için bize bir yardýmda bulununuz…” Hazret-i imam da;
“Nedir derdin? Ne hususta yardým edelim? Önce derdini ve ihtiyacýný isteðini söyle ki sana yardým edebilelim” der. Adam;
“Efendim! Benim çok akýllý bir kýzým var, onu çok severim, þimdi bu akýllý kýzýma bir þeyler oldu. Gece gündüz durmadan aðlýyor… Kur’an-ý Kerim okuyor aðlýyor, namaz kýlýyor aðlýyor, hadis-i þerif okuyor aðlýyor ve bugünlerde gözleri görmez oldu. Korkuyorum ki hepten kör olacak… Sizden istirham ediyorum gelseniz de bir baksanýz. Bir nasihat etseniz biraz öðüt verseniz þu kýzýma” diye rica eder. Hasan Basri; Hazretleri kabul eder, adamýn evine kadar giderler. Eve vardýklarýnda Hasan Basri hazretleri;
“Yavrum neden aðlýyorsun? Gözlerin aðlamaktan temelli kör olabilir! Sebebini bize söylersen sana yardýmcý olabiliriz. Senden rica etsem sebebini söyler misin?” der. Kýz þu cevabý verir:
“NASÝHAT ETMEYE GELDÝK!..”
“Efendim benim hiçbir hastalýðým yoktur, sýhhatim gayet yerindedir. Gözlerimin aðlayarak bu hâle gelmesinin iki sebebi vardýr. Bu gözlerimiz ahiret âleminde Allahü Tealayý ya görecek ya da görmeyecektir. Eðer Cenab-ý Hakký görme nimetine ererlerse böyle binlerce göz O’nu görmek için feda olsun; eðer görmezse o zaman Allahü teala kendi zatýný görmeye layýk kýlmadýðý bu gözleri kör etsin! Allahü tealayý görmeyecek gözü ben ne yapayým” der ve biraz sonra da “Allah” diyerek can verir.
Hasan Basri Hazretleri bu hadiseden çok duygulanýr, gözlerinden yaþlar akar ve þöyle der:
“Nasihat etmeye geldik nasihatimizi aldýk,
Hekim olmaya geldik hekimimizi bulduk…