ALLAH;
Bir zaman gayet zengin bir ressam,sadece takdir edilmek amacýyla bir resim sergisi açmýþ. Fakat sahnenin gerisinde durmuþ, kendisini konuklara göstermemiþ.Konuklara her türlü ikramý yapmýþ. Sergiyi gezen misafirler, harika resimlere bakmýþlar,ne kadar güzel resimler diyerek aralarýnda konuþurlarken, birisi, ressamý göremediði için; “acaba bu harika resimleri kim yapmýþtýr?” diye bir soru ortaya atmýþ.
Bir kýsým insanlar;bu resimler “kendi kendine” olmuþtur demiþler.
Bir kýsým insanlar; resimleri “tabiat kanunlarýnýn” yaptýðýný iddia etmiþler.
Bir kýsým insanlar ise; resmi meydana getiren,” boya,fýrça,kaðýt;kafa kafaya verip bu resimleri meydana getirmiþtir”demiþler.
Bir kýsým insanlar ise;harika resimlerin ve ikramlarýn; “ancak akýllý,mahir, zengin bir ressam tarafýndan” yapýlabileceðini, söyleyip; kendilerine ikramda bulunan,O ressamý içeriden, alkýþlar ile çaðýrýp, kendisiyle tanýþmýþ ve teþekkür etmiþler.
Ýþte biz,bu canlý kainatýn ressamýna; O,Musavvir”e;Allah diyoruz.
Ressamdan farký, gerçek ve canlý resimler yaratmasýdýr.
Resim,ressamýn bir parçasý olmadýðý gibi; ressam da, resmin bir parçasý deðildir.Yani mahlukat, Allah”ýn bir parçasý deðil, eseridir. Resim ile ressam arasýnda da fýrça vardýr.
Yani vahdet-ül vücudu doðru anlamak gerektir.Gökyüzündeki bulutlara dikkatli baktýðýnýz zaman, fýrçanýn nasýl ustaca kullanýldýðýný ve tabloyu biranda nasýl deðiþtirdiðini hayret ile izleyebilirsiniz.
Bir esere bakýldýðý zaman; eser sahibi unutulmamalý.Yani;Ne güzel bir ayna diyerek, dikkatli ve kem bakýp nazar ile aynanýn kendisini ve aynanýn ustasýnýn kalbini kýrmamalý. “Maþaallah, bu aynanýn ustasý gerçekten harika ve mahir birisi” diyerek, sanatkarýný da sena ve takdir etmeli; inkar etmemeli.
Bir varlýk nasýl olur da;doðrulmamýþ,doðmamýþ,doðurmamýþ,eþi ve benzeri olmayan, bir baþkasý tarafýndan yaratýlmamýþ,bir baþkasýna muhtaç olmayan, her þeyin O”na muhtaç olduðu,baþlangýcýnýn ve sonunun olmadýðý,her þeyi yaratan, Adil, tek,Evvel, Ahir, ölümsüz, ölmeyen, öldürülemeyen, yok edilemeyen, kusursuz,rakibsiz,hiç deðiþmeyen,çok sabýrlý,çok merhametli vb; bir varlýk olur.Bu sýr; bizim için kapalý bir kapý olsun.
Mesela; bir sarayýn açýk doksandokuz kapýsý olsun.Ama bir kapý kapalý olsun ve sarayýn sahibi ancak o kapýyý açabilsin ve anahtarda sadece O”nda olsun. Dýþarýdan saraya girmeye çalýþan biri,açýk kapýlarýn herhangi birinden içeri girebilir.Ama inat edip, açýk kapýlardan saraya girmemek ve kapalý kapýnýn önünde durmak; o kapalý kapýyý açamadýðý için, bu saraya girilemez demek, saray sahibini;inkar etmek, kabul etmemek, red etmek;hiç akýl karý deðildir.
Bu sefer biz ;o dessas þeytana; aksi ile kanýt yöntemi ile;þu soruyu soralým.
Peki,Allah yoksa; bu kainatý kim yaratmýþtýr? Yani yukarýdaki harika resimleri kim yapmýþtýr?
Ey þeytan susuyorsun.Kibrinden,enaniyetinden,inadýndan ve kandýrdýðýn dostlarýna mahcup olmamak için, Allah”týr diyemiyorsun!Kurnaz olduðun için;kendi kendine, tesadüfen olmuþtur,tabiat kanunlarý yapmýþtýr veya bu akýlsýz ve þuursuz,aciz maddeler; bu harika resimleri meydana getirmiþlerdir de diyemiyorsun!
Çünkü; böyle desen;saf ,tertemiz ve günahsýz çocuklarýn bile sana güleceklerini ve ”çocuk mu kandýrýyorsun!Cansýz bir resmin bile ressamý var iken;canlýsýnýn evleviyetle vardýr.Sen git de akýllýyým diye geçinen akýlsýzlarý kandýr” diyeceklerini çok iyi biliyorsun!
Bu konuda;ilmin kapýsý,Hz.Ali”nin:”farzedelim; inanmayan ve inat edenlerin dediði gibi; Allah, peygamber, kitap,melek,ahiret,kader,hac,namaz,zekat vs.diye birþey yok; ne inanana bir þey olur,nede inanmamakta inat edene. Ama, ya varsa; inanmamakta inat eden;iþini þansa býrakmýþ olur ki buda akýl karý deðildir”manasýnda gayet mantýklý bir cevabý vardýr.
*Soru:Allah”ýn bir sureti varmýdýr?
Cevap:Allah”ýn bizim anladýðýmýz tasavvur ettiðimiz bir þekilde, bir sureti yoktur. Çünkü; Suret ve þekil sýnýrlý þeyler için söz konusu olabilir.Yani baþlangýcý ve sonu olan þeylerin sureti ve þekli olur. Allah ise Evvel ve Ahir”dir, Ezeli ve Ebedi”dir, yani baþlangýcý ve sonu yoktur.
Mesela;belirli iki nokta arasýna çizilen bir çizgiden, bir doðru oluþur.Üç doðrunun baþlangýç ve bitim noktalarýnýn, açý yaparak birleþmesinden de üçgen oluþur.Eðer üçgenin kenarýný meydana getiren doðrularýn baþlangýç ve bitim noktalarý yok ise yani sýnýrsýz ise;baþtan bir doðruyu çizemezsiniz. Dolayýsýyla da bir üçgeni çizemezsiniz. Çizemediðiniz içinde o þeye þekil ve suret veremezsiniz.
Mirac hadisesinde Hz.Muhammed peygamber; Allah”ý; Nur olarak gördüðünü ifade etmiþ;ama sureti þöyledir dememiþtir.
*Soru:Madem,herþey bir kader defterinde yazýlý ve herþey ona göre oluyor;o halde insanlar niçin cehenneme gidiyor?
Cevap:Evet herþey bir kader defterinde yazýlý ve herþey ona göre oluyor;ama, kader defterinde yazýlý olduðu için o þey olmuyor.
Mesela; Bir insan ne kadar yükseðe çýkarsa hem görüþ alaný geniþler hemde geleceði de bir manada görebilir.Bir meteoroloji uzmaný da uydudan gelen fotoðraflara bakarak bir manada geleceði görebilir.
Meteoroloji uzmaný, uydudan gelen fotoðraflara ve bilgilere bakarak, görüyor ki, Ülke”nin batýsýndan yaðmur bulutlarý geliyor. Bulutlarýn hýzýný ve yönünü hesaplýyarak,hemen defterine þunlarý yazýyor ”yarýn Ülke bulutlu ve yaðýþlý olacak”.
Bulutlarýn gelmesine daha bir gün var.Bir gün sonra, Ülke bulutlu ve yaðýþlý olsa;
Soru: Acaba meteoroloji uzmaný bir gün önceden defterine,bu olayý yazdýðý için mi olaylar oluyor?
Yoksa uzman olaylarý uydudan önceden gördü de mi yazdý?
Cevap;Uzman olaylarý uydudan önceden gördü de yazdý.
Yani;meteoroloji uzmaný; defterine yazdýðý için olaylar olmamakta;fakat olayýn öyle olacaðýný önceden uydudan,görüp, yazmýþtýr.
Mesela;Aklý baþýnda bir adam, bir taksiye binse;taksiciye;”beni çabuk, þu dar, tali ve patika yoldan; þu diyara götür dese.
Taksici ise;nazik bir biçimde ona;“daha güvenli,doðru ve tehlikesiz, ana bir yoldan,seni daha rahat ve çabuk götürebilirim;hem dediðin yol tehlikeli,dar ve virajlýdýr, o yolda baþýmýza bir kaza gelebilir”diye cevap verse.
Ve fakat o adam; taksiciyi zorlasa; ve o tali, virajlý yolda,bir kaza olsa.
Soru:O adam;taksiciye; ”bak senin yüzünden baþýma bu kaza geldi” diyebilir mi?
Cevap: Diyemez:Çünkü;kendisi tehlikeli yolu istemiþtir.Ne zorla arabaya bindirilmiþ, nede istemediði bir yoldan götürülmüþtür.Hem taksiciyi, kendisi zorlamýþtýr.Hem taksici,gerekli uyarýyý da yapmýþtýr.Hem taksici iþi gereði; görevini yerine getirmiþtir.
Suç; götüren taksici de deðil,tehlikeli yoldan ýsrar ile gitmek isteyen; o adamdadýr.
Ey inatçý,laftan anlamaz, kendini akýllý zanneden,akýlsýz adam; arabanýn istihap haddini aþma, haddinden fazla yük yükleme; hem freni hemde kafaný patlatýr; önce hastanede sonrada hapishanede gözünü açarsýn. Hem kendine, hem baþkasýna, hemde milli servete zarar verirsin.
Hem;küçükler akýl balið olunca;yani farýk ve mümeyyiz olunca,yani iyiyi kötüden fark etmeye baþladýklarýnda; sorumluluklarý baþlar, amel defterleri açýlýr. Aklý olmayan deli ve mecnunlardan hesap sorulmaz. Zorla, cebren imzalatýlan senet; hukuken geçerli de deðildir.
Güç ve kuvvet yalnýz Allah”tandýr.Bunu; felçli hastalar veya eli ayaðý uyuþan veya ayaðýna kramp giren veya rüyada üzerine karabasan çöken kiþiler daha iyi bilir.
Götüren Allah”týr, fakat tehlikeli yolda gitmek isteyen,insan suçludur.
Ey Aziz insan; yürüyormusun?yoksa;yürütülüyormusun? dikkat et.
*Soru : Dua nedir?Þartlarý nedir?Niçin her duamýz kabul olmuyor?
Cevap : Dua manevi bir kalkan ve iki ucu keskin bir kýlýçtýr.Bu kýlýcý ve kalkaný doðru ve dikkatli ve baþkalarýna ve kendinize, haksýz yere zarar vermeden ve mahlukatýn hayrýna kullanmak gerektir.Hem duanýn þartlarý vardýr.Hem her duada mutlaka kabul edilir diye de bir þey yoktur.Fakat her duaya bir cevap vardýr.Ya dua aynen kabul edilir veya sizin için hayýrlý olmadýðýndan kabul edilmez veya ahirete talik edilir,yani ahirette karþýlýðý verilir.
Mesela;bir çifçi, ürün almak için,evvela; topraðýný nadasa koyacak,topraðýný sürecek, tohumu dikecek,sulayacak,ilaçlayacak,hasat edecek vb. yani;cüz-i iradesini kullanarak, fiili dua edecek.
Sonra; küll-i irade sahibi olan, Allah”a;ürün vermesi için kavli,sözlü dua edecek. Çünkü bir afet gelir ürünü alýp götürebilir.
Mesela;Çekirge,kuraklýk ve sel afeti gibi. Fiili ve kavli dualardan;yani þartlardan birinin eksik olmasý neticeye engeldir.
Önce devemizi saðlam bir kazýða baðlayýp fiili duamýzý yaptýktan sonra; benim devem kaçmaz veya kaçamaz veya kaçýrýlamaz dememeli,kavli, sözlü duamýzýda hiçbirzaman unutmamalýyýz.
Devenin dizgini her zaman elinizde olmalý,gerektiðinde o dizgini gevþetmeli, gerektiðinde çekmeli; ama hiçbirzaman dizgini elden býrakýlmamalý. Herzaman sürünün baþýnda bir çoban olmalý, tedbiri hiçbirzaman elden býrakmamalý; sonra da; “görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler” diyip sabýr ile beklemeli; bu kainatýn da bir Sultaný ve sahibinin olduðu hiçbir zaman unutulmamalý.
Ey Aziz yolcu, elindeki torbayý, bindiðin geminin üzerine býrak, çünkü ayrýca elde taþýman ve kendine yük etmen hiç akýl karý deðildir.
Gerekli iþ,görev,vazife ve tedbirlerinizi aldýktan sonra da; benim gemimi hiçbir güç batýrýlamaz veya benim gemim, batmaz,batamaz diyerek, gururlanýp, Gayretullaha toslama.
Mesela;bir vakit Týtanýc isminde, cesim, büyük, bir gemi yapýlmýþ “bu gemiyi Allah bile batýramaz” diye iddia edilmiþ.O gemi; daha ilk seferinde Allah”ýn bir aysbergine toslamýþ ve batmýþtýr.
Ey Aziz insan;sen bu kainatýn Halifesi ve Sultanýsýn. Siz yaprak deðilsiniz ki, rüzgar nereye savurursa oraya gidesiniz.O halde bir köle gibi deðil, bir reis-i cumhur gibi emir ve sorumluluk sahibi ol. Sana emanet olarak verilen mülkü ve tebaný ve aileni ve mevcudatý koru.Emanete hiyanetlik etme ve bilki onlarýn her birinden,birgün mutlaka; bir bir hesaba çekileceksin.
Ayrýca; insanýn cüz-i iradesinden baþka kendisine ait günahlarý ve borçlarý vardýr. Sevaptaki hissesi ise pek azdýr.Kötülükte ise tamamen kusur ve günah kendisine ve sebep olan iþtirakçilerine aittir.
Ey Aziz insan;sen, kafa feneri hükmünde olan cüz-i aklýn ile ancak dar, kýsýtlý ve sýnýrlý bir alaný aydýnlatabilirsin.Kendini bir güneþ, zan ederek; her þeyi aydýnlatamazsýn.Hem güneþ bile sadece dünyanýn belli bir yüzünü ancak aydýnlatabilmektedir.
Her þeye muhtaç olan birisinin,Samed olan Allah”ýn kapýsýný çalmasý doðru þeydir. Yanlýþ olan; kiþinin hiçbirþeye muhtaç olmadýðýný zannetmesi ve dua etmemesidir.