Zannediyorum þehit cenazeleri konusunda tashihinde en çok zorlanacaðýmýz husus þehadet haberinin alýnmasýyla baþlayan ve defin sonrasýna kadar aralýksýz devam eden feryad ü figanlar, yaka paça yýrtmalar, baðýrýp çaðýrmalar ve kadere taþ atma sayýlabilecek sözlerdir. Bazý bencil ruhlara göre, ateþ düþtüðü yeri yaksa da, mukaddesâtýmýzý koruma uðrunda þehit olan yiðitlerimizin acýlý haberleri hepimizin baðrýna bir kor olarak düþmektedir. Her þehadet haberi ve her þehit cenazesi bütün bir millet olarak hepimizin yüreklerini daðlamaktadýr. Evladýnýn tabutuna sarýlýp aðlayan anne-babalar karþýsýnda hangi vicdan sahibi gözyaþý dökmez ki?!. Buðulu gözlerle hayat arkadaþýný son yolculuðuna uðurlayan eþlerin ya da babasýnýn tabutuna veda bûsesi konduran çocuklarýn hüzünlü tablolarý karþýsýnda hangi selim kalb parça parça olmaz ki?! Þahsen, her þehit cenazesinde televizyon karþýsýnda donup kaldýðýmý, çocuðunu, eþini, babasýný kaybeden insanlarýn elemleriyle iki büklüm olduðumu ve gözyaþlarýmý tutamadýðýmý söyleyebilirim. Evet, biz insanýz, hepimiz hissiyat sahibiyiz; bazen hüzünleniriz, kederle dolarýz, gönlümüze hakim olamaz ve aðlarýz. Fakat, acaba en zor þartlarda bile hüznümüzü ve davranýþlarýmýzý dengelememiz gerekmez mi?!.
Þefkat Peygamberi (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz, bir kadýnýn, vefat eden çocuðunun baþýnda feryad ü figân edip aðladýðýný, üstünü baþýný yýrtýp uygunsuz sözler sarfetmekte olduðunu görür.. görür ve kadýna yaklaþarak hem onu teselli etmek hem de sabýr tavsiyesinde bulunmak ister. Kadýn, Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’i tanýmadýðýndan, “Git baþýmdan, sen benim baþýma gelenleri bilmiyorsun!..” der, konuþmaya yanaþmaz. Peygamber Efendimiz, daha hiçbir söz söylemeden kadýnýn yanýndan ayrýlýr. Orada bulunanlar, acýlý anneye onun Allah Rasûlü olduðunu söyleyince, kadýn daha müthiþ bir sarsýntý ile sarsýlýr; bilmeden Rasûl-ü Ekrem’e karþý saygýsýzlýk etmiþ olduðuna çok üzülür. Koþarak Efendimiz’in saadet hanesine varýr; kapýda ne nöbetçi vardýr ne de koruma, hemen içeriye girer; Efendimiz’den özür diler. Allah Rasûlü ona cevab-ý hakîm olarak þunu söyler: “Sabýr, musibetin ilk þokunu yediðin zamandýr.” Evet, asýl ve makbul sabýr, insanýn baþýna bir felaket geldiði ilk anda onun bir imtihan olduðuna inanmasý, kadere razý olmasý, bela karþýsýnda dayanýp katlanmasý ve baðýrýp çaðýrmaktan, yaka paça yýrtmaktan, uygunsuz sözler sayýp dökmekten uzak kalmasýdýr.
Tabii ki, çok sevdiði bir insanýn ölüm haberini almak anne-baba, abi-abla, eþ-dost ve çoluk-çocuk için pek acý bir hadisedir. Böyle bir haber karþýsýnda üzülmek ve aðlamak insan olmanýn iktizasýdýr. Ne var ki, Ýnsanlýðýn Ýftihar Tablosu bizim için her meselede en güzel örnektir; o bir insanýn baþýna gelebilecek pek çok musibeti görüp yaþamýþ ve bu musibetler karþýsýndaki tavýr ve duruþuyla da bize hüsn-ü misal olmuþtur. Mesela, ciðerparesi, oðlu Ýbrahim daha küçücük yaþýnda vefat edince, Müþfik Nebi, gözyaþlarýyla yanaklarýný ýslatmýþ ve etraftakilerin “Sen de mi ya Rasûlallah?” sualine muhatap olmuþtur. Peygamber Efendimiz’in cevabý bizim için çok güzel bir ölçüdür: “Göz yaþarýr, kalb hüzünlenir; buna raðmen, biz Rabbimizin razý olacaðýndan baþka bir söz söylemeyiz!” Bunu söyleyen Peygamber Efendimiz, kucaðýnda son nefeslerini alýp veren biricik oðlunu öpüp koklamýþ, baðrýna basmýþ ve “Ey Ýbrahim, gerçekten senin firkatinden dolayý mahzunuz.” deyip gözyaþý dökmüþtür ama kaderi tenkit manasýna gelecek ve isyan ifade edecek tek kelime söylememiþtir.
Rehber-i Ekmel Efendimiz’in bu ikazlarý bir cenaze karþýsýnda, özellikle de bir þehidin huzurunda nasýl davranmamýz gerektiðini gösteren çok önemli ölçülerdir. Evet, bir yiðidimizin kanlý gömleðini görünce üzülürüz, gözümüz de yaþarýr; fakat o, paramparça olsa bile boþa gitmiþ deðildir ki!. O, canýný beyhude vermemiþtir; kurban olmasý gereken bir yerde kendini feda etmiþtir.. etmiþ ve fânî hayatýnýn beþ-on senesini Hak yoluna kurban etmesine mukabil ebedî saadeti kazanmýþtýr. Allah’ýn izniyle, o Firdevse uçmuþtur, þimdi Peygamber Efendimiz’in meclisinde bulunuyordur. Bu itibarla, geride kalanlar, onun ayrýlýðýndan dolayý kederli olabilirler ama baðýrýp çaðýrmalarý, çýðlýk koparmalarý ve isyan ifade eden sözler söylemeleri hem þehit ailesine yakýþmaz hem de çok pahalý bir payeye talip olup onu canýyla satýn alan þehide karþý saygýsýzlýk olur.