![]()
Herkes gidecek ve ben yine kendi odamýn sessizliðine gömüleceðim. Gidenler yuvasýna kavuþmanýn lezzetini yaþarken kendi yalnýzlýðýmla beraber sahil kenarýnda beyhuda dolanacak; beni de götürmesi için dalgalara rica üstüne ricada bulunacaðým. Victor Espinolan’a ve müthiþ ekibinin (Armor of Faith) performansýný defalarca býkmadan usanmadan dinleyecek; yakaladýðým ve kaybettiðim bütün güzellikleri kendimle paylaþacaðým.
Eski bir bestenin peþine sürüklenmenin zamaný deyip, hayallen varmak istediðim yerlere gidecek, aðaçlardan, pýnar baþlarýndan soluklanmak için dilencilik yapacaðým. Yine öðle yemeklerini unutup, ikindi vakitleri çýkýnýmdaki zeytin ekmeði kendimle paylaþacaðým. O söðüt aðacýnýn altýna varmadan savuþacak ve köyüme uðramayý da ihmal etmeyeceðim. Yaðmurlu havalarýn deminde yaþanmýþ bütün irili-ufaklarý hatýralarý unutup, yitik bir sevdanýn gölgesini kayabaþýnda bekleyeceðim. Gelmediði zamanlara bir yuh çekip; deðirmen baþýndaki merdivenlerden kendimi aþaðý doðru savuracaðým. “Gidecek yerim mi kaldý” diyen aþýkla köy odasýnda dertleþeceðim.
Akþam vakti sonrasý Hasan Hoca’nýn camisine gidip, yatsý namazýný ruhuma giydireceðim. Birkez daha herþeyden uzaklaþacak ve öteler ötesine varmanýn lezzetini yaþayacaðým.
Herkes gittikten sonra hayallerimin peþinde hür atlar gibi gideceðim. “Gel desem gelmesin” dediðim eski bir dostun, bir iki satýrlýk kelam etmeyi çok görmesine aldýrmadan aynen böyle ve tek düze yazaðým.
Elbet birgün ben de bu diyardan gideceðim.