![]()
Orhan, Selim ve Benim tamirci çýraklýðýmýz beraber geçmiþti. Selim mecburiyetten çalýþýrken, Orhan ve ben okulu asan diplomasýzlardandýk. Orhan ne kadar kitabý, defteri, ödevi sevmiyorsa ben onun iki katý nefret ediyordum. Matematik dersi iðrenç geliyor: Kümeler, kapsamayanlar, kökler vesaire ile uðraþmak bizi sýkýyor, sosyal bilgiler dersinden ise birþey anlamýyorduk. Hele bir de Ýngilizce dersi vardý ki Ali Hoca biraz tolerans tanýsa dersin, hiçbirisine girmeyecektik. Hem Ýngilizce bilmekle ne kazanacaktýk? Amcam Almanyaya gitmiþ ve Almancayý çat-çut bilerek idare etmiþ; on yýl kalmýþtý. Türkçe dersinde ise uyak, kafiye, redif görmekten gýna gelmiþti. Ders için ne þiir yazmýþ, ne de hikaye döktürmüþtük. Varsa yoksa þairler, hikayeciler. Oysa Orhan aþýktý ve habire þiir yazýyordu. Ýki sýra önümde oturan Sadýk çok kitap okuyor arada sýra hikayecikler yazýyordu. Bense ders kitaplarý haricinde her ne varsa ilgileniyordum. Öðretmenimiz ise bunlarý hiç bilmiyordu.
Orhan ve ben okulda yapamayacaðýmýzý anladýk, bir gün iki gün üçgün derken dersleri hepten astýk. Mart ayýnda -arkadaþ olan- babalarýmýzý Müdür Yardýmcýsý Necip Öðretmen çaðýrdý ve devamsýzlýktan kaldýðýmýzý söyledi. Sülalemizle aramýzda epeyce cedelleþme oldu. Günde beþ gün öðüt aldýk. Ýlkokul öðretmenimiz bile evimize kadar geldi. Edison denilen adamýn baþarýlarýný anlattý. Hiç bir tavsiye, tehdit kâr etmedi.
Zaten çalýþacak yerimizi babalarýmýz çoktan hazýrlamýþlar. Tamirci Durdu Ustanýn atölyesinde iþe baþladýk. Burada tam tamýna sekiz sene çalýþtýk. Sonra askere gittik. Orhan Balýkesir'de, ben Polatlý'da askerliðimizi yine tamirci olarak teskere aldýk.
Askerlik dönüþü babalarýmýzýn da yardýmý ile bir küçük tamir atölyesi açtýk. Ýþimiz çok iyi gitti. Ben iki sene sonra komþu kýzý Meryemle, Orhan ise kýzkardeþim Fadime ile evlendi. Meðer Orhan bütün þiirleri kýzkardeþim için yazarmýþ. Ýçtiðimiz-yediðimiz ayrý gitmediði halde Orhan bu konuda hep ketûm kaldý. Birgün olsun kýzkardeþime kafasýný kaldýrýp baktýðýný görmemiþtim ama bir zamana kadar þiirlerini yazýp durdu.
Ýþyerlerimiz büyüdü. Çok þükür benim 5 çocuðum, Orhanýn ise 4 tane çocuðu oldu. Ýdare edip gidiyoruz iþte.
Selim ne oldu derseniz? Hiç sormayýn. Bu hikaye aslýnda Selim'in hikayesi olacaktý, lakin onu anlatmaya yüreðim kaldýrmadý. Zaten onu düþünmeden geçen günüm olmuyor. Selim bir hafta sonu beraber Fýrat'ta balýk tutarken boðuldu. Daha on dokuz yaþýnda idi. Selim'in vefatýndan sonra Orhan ne þiir yazdý, ne de þiir okudu.
Ben tamirci Ustasý Memet'im ancak bu kadar yazarým. "Yüreðimden tut usta" þiirini dinlerken bu yazý esiverdi. Hepsi bu kadar ustalarým:
"Ustam aklým firarda,
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiði bir yara,
Düþüm kýrýk dökük,
Umudumun boynu bükük.
Bir öksüzün omuzlarýnda sükût
Yüreðim sana emanet ustam, sýký tut…"
yazý/foto:magpak
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
Kaynak...