’’Kadýnlar bilirim ülkeme ait’’
Nasýrlý ellerle çapayý kavramak gibi güçtür Anadolu da kadýn olmak. Acý verir insana en küçük hareketinde sýzlar , inceden inceye kanar.
Güçtür kadýn olmak ;Tarlaya ýrgat olarak girmeden çok önce baþlar bu güçlük .
Anadolu da,kapýda endiþe ve umutla bekleyen kocaya bir kýzýn oldu muþtusu verilip de ,güneþ yanýðý esmer anlý yere düþtüðü zaman evin erkeðinin ,saðlýðý yerinde olsunda kýz olsun diye bir teselli dudaðýnýn kenarýndan lale ten kepir topraða düþtüðü zaman Anadolu’nun sert topraðýnda,ayaz soðuðunda kadýn olmak lýðýn güçlüðü, ilkin çocuk aðýdý ile baþlar.Kadýnýn bitmek tükenmek bilmeyecek puslu yazgýsýnýn aðýdý.
Gün doðmadan önce ,daha güneþin habercileri tepelere ýþýðýn öncülerini ulaþtýrmadan,müezzini olmayan,minaresiz köy camisinden cýzýrtýlý bir sabah ezaný köyün kerpiç evlerinin bacalarýndan ,kapý aralarýndan, eþiklerinden muþamba çekilmiþ pencerelerinden sýcak yataklarýn içinde ilkin evin kadýnýnýn kulaðýna gider.Kadýn yataðýnda doðrulup oturur sýrtýný sabahýn ilk soðuðu titrettiðinde fistanýný baþýndan geçirir ,kollarýný takar ,keçiðini baðlar, aslýnda daha uyanmamýþtýr..Vücudun her gün deðiþmeyen bu baþlangýcý en küçük bir düþünmeye gerek duymadan ezbere sýralayýp gitmektedir. Kadýn bu sýralamanýn neresinde uyanýp ta bedenine katýlýrsa artýk gün o andan itibaren baþlamýþ olacaktýr.Odanýn tahta kapýsýndan birkaç basamak inilerek baþlar rutin hayat .Ördeklerin,kazlarýn,hindilerin,ayrý ayrý çýðlýklarýna yetiþmeye çalýþýr.Birer avuç buðdayla susturmaya çalýþýrken ayaklarýnýn altýnda koþuþturan tavuklarýn,horozlarýn,civcivlerin sýranýn
kendilerine gelmesi için ortalýðý velveleye vermesine katlanýr.
Sýra tavuklara geldiðinde kadýn artýk uyanmýþtýr.Kuzulara az arpa karýþtýrýlmýþ saman dökmenin ,Koyunlarýn, ineklerin sütünü saðmanýn .Danalarýn zibilini sýyýrýrýp, büyük kýzýn küllüðe atmasý için el arabasýna koymanýn sýrasý gelmiþtir.Güneþin rengi turuncudan sarýya dönmeye baþlamýþtýr.Kadýn ocaklýðýn toprak ocaðýný yakmak için ortudu yýkar .Büyük kýza seslenmek üzere , çocuklar büyüyünce yaptýklarý kerpiç dama doðru seðirtir.Olanca gücüyle seslenecek ken evin büyük kýzý kapýda görünür.
Kadýn kýzýna hamuru yoður der.Kýz zembereði o an kurulmuþ gibi sýralý hareketleri sergilemeye baþlar.Koca leðeni zorla ocaðýn yanýna getirip içine her zaman ki kadar un boþaltýr Ana çocuklarý uyandýrmak için odaya girer. Çocuklarýn isimlerini tek tek ünler ,çocuklar gevþek devinimlerle doðrularak ,hayata katýlmaya baþlarlar.Kýz körpe kollarýný dirseðine kadar sýyýrmýþ leðendeki hamuru mayalanmaya býrakmýþ, ocaðýn baþýnda sýcak sacýn üzerine serptiði suyun buharlaþarak sacý temizlemesini izlerken, sacýn üzerinde yükselen buharlarla dalýp düþler kurar …
Komþu köyde ki düðünde her an göz göze geldiði delikanlýnýn kim olduðunu ,düðünden sonra birkaç kez köyün içinde gördüðü oðlanýn ,köye geliþinde Acaba ! benim için mi? Sorusuna cevap arar. Bir an dalar gelinlikler,çeyizi arabalara taþýyan deli kanlýlar,gýpta ile halayý izleyen genç kýzlar gözünün önünden geçip gider .Ana döþekleri yoranlarý toplayýp yük yerlerine dizmiþ,çocuklarýn her birine bir iþ buyurduktan sona ocaklýða gelip, ocaðýn baþýna geçer .Ocaðýn baþýna ananýn oturmasýyla büyük kýz ekmek tahtasýnýn baþýna geçer.Hamuru önce yumak yumak kesip sonra oklavayla incecik kaðýda çevirip ,oklavaya sararak anasýna uzatýr.Piþen ilk ekmeklerden sonra piþirilen bazlamalar,sallamalar,bardaklara dolan çayýn yanýna konmak üzere giderken bir çocuk davarý sürüye katýp dönmüþ sofraya oturmuþtu bile evin en küçük oðlu babayý ellerinden tutup ,yataktan çekip çýkarmýþ, sofraya sürüklemiþtir,bu onun görevidir ,küçüktür sevilecek çaðýndadýr ve erkektir. Kahvaltý bitince küçük kýzlar sofrayý toplar,erkek çocuk çantasýndan önlüðünü çýkarýp giyer okulun yolunu tutar,önlüðünü giymek için saçýný tarayan kýz çocuðuna baba “sen bugün küçük kardeþlerine bak biz yabana gideceðiz” der. Tarak sacýn ucuna varamadan çýkarýlýp kenara konur. Baba uyanmadan gittiði günler kesintisiz gitmiþtir okula ,okul;her þeyden önce kendisine ismi ile hitap edildiði tek yerdir .Parmak kaldýrýnca konuþtuðu sözünün kesilmediði ,sorumluluk aldýðý yönetime katýldýðý ,var kabul edildiði tek yerdir.Bir gün çocuk bakar, bir gün hindileri yayar.bir gün kuzularý otlatýr. Gidemez okula bir türlü , keþke kýþ bastýrsa der o zaman hiç iþim olmaz ,okulun sobasý da yanar.Her kýþ bütün çocuklarý gönderirler okula.Öðretmenin büyüyünce ne olacaksýnýz sorusuna sýnýfta sadece erkekler cevap verir.Soru ýsrarla kýzlara sorulduðunda cevap hep aynýdýr.Burada kýzlarý okutmazlar.Neden diye sorarsan ,ayýp ,niye diye sorarsan cevap alamazsýn sandalyeye oturan kýzýn ayaklarý yere deðerse evlenme çaðýna gelmiþtir de beklide ondan! Kýz, anasýna ve ablasýna ocakta piþirmeleri için, öðle azýðý patlýcan, domates,biber,götürürken babasýnýn komþuya dertlenmesini hatýrlar .Biz bu kýzlarýn hiç mi hayrýný görmeyeceðiz,beþ sene ilkokula gönder iþin ucundan tutmasýnlar ,beþten çýkýnca tam iþe yarayacak çaða geliyorlar, orta okul mecbur oldu.Ben onca erkeðin içinde dolmuþla baþka köye bir baþýna nasýl gönderirim .Hiç mi evin iþe ihtiyacý yok ,davara ,ineklere ,tavuklara, kim bakacak.Kim tarladan gelene sýcak bir çorba çýkaracak,kim iki bardak çay piþirip önümüze getirecek, ortaya göndersen okulu bitirdi mi ancak elin oðluna verirsin gider gördüðün günde o olur. Ana ve büyük kýzlar, iki erkek çocuk, çapalarýný omuzlarýna atarlar,köye su kanallarý geldikten sonra baþlayan pamuk iþinde bu sene baba daha erken yabancý otlarý kazmalamaya baþladý .Gecikirse gecen seneki gibi ýrgat tutmak ,para vermek zorun da kalacaktýr . Baba çapasýný oðluna verir ,her gün olduðu gibi ,Siz gidin bende geliyorum ,der kahveye döner her zaman ki gibi tarlaya ya uðrayacak yada uðramayacaktýr .Baþýný kaldýrmadan köyün içinden geçerler tarlaya doðru, genç kýz gözünü ucuyla gördüðü delikanlýya bakamaz,her yanýnda kendisiyle beraber yürüyen yýkýlmaz duvarlar vardýr .Her genç kýz gibi,hayaller kura kura kendini tarlada buluncaya kadar yürür .Okula gidemeyen kýz , kardeþlerinin ellerinden tutarak kapýnýn önünde ,güneþte oyun oynayan arkadaþlarýnýn yada çocuk avutucularýn arasýna doðru yavaþ yavaþ yürür.Gün ýþýmasýyla yayýlýr emek tüm Anadolu’ya dalga dalga,fýndýk bahçelerinde,çay hasadýnda,sýrtýn da devasa sepetlerle yahut sýrtýna vurduðu çalý çýrpýyý daðdan indirip ocaðýný tüttürecektir kadýn.Bu topraklarda kadýn ya hüküm sahibi olmuþ, devlet kurmuþ, yargýlayýcý olmuþ yahut hükmün altýnda ezilmiþ anlýný yerden kaldýrmadan yürümüþ,toplumda söz hakký verilmemiþ,eðitilmemiþ her sözüne cahil iþte, aklý eksik, eksik
etek yaftasý vuruluþ , hiçbir tercih hakkýný hakkýyla kullanamamýþ, seçme
seçilme hakký çok önceleri verilmiþ(almamýþ) fakat ne zaman seçim olsa Anadolu da , kadýn oy pusulasýnýn rengini bile görmeden tamamlanýr. Seçimler her evin reisi Baba,amca veya dede evdeki ve gücünün yettiði,sözünün geçtiði tüm kadýnlarýn kýzlarýn kimliðini alýp, elini kolunu sallaya sallaya sandýðýn baþýna gelir. Benim þu kadar oyum var der.Oylarý herkes için tek tek kullanýr( hatta bu baskýn otarite den genç erkek evlatlar bile kurtulamaz) Tüm bu baský ve erkek egemen kültürün , yumruðunun aðýrlýðýnýn sebebi; beklide kadýnýn devlet kurduðu bu topraklarda bir daha buna cüret etmesine imkan býrakmamaktýr,kim bilir.
Tarlada çalýþan kadýnlar ak yanaklarý kararmasýn diye aðzý burnu sarýlmýþ çalýþýrlar uzaktan bir bedenin yansýmalarý gibi ,vahþi hayvan gözüyle görülen zebra topluluðu gibi ayýrt edilemezler . Yazgýlarý gibi birbirine benzerler,mutluluklar aynýdýr,üzüntüler aynýdýr,deðiþen
isimler,kiþiler,bedenlerdir.Hýzla bir araba geçer tarlanýn baþýndaki asfalttan tüm genç kýzlar doðrulur bakar ,hepsi ayný hülyaya dalar hemen,beni de alýp gitse uzaklara… Arabanýn arka koltuðunda bir þair oturur sadece þu notu düþer defterine “Evrensel kadýnlarýn iki büklüm çapa yaptýðý Anadolu…”Gün kararmaya yüz tutmadan birbiri peþine tarlalar boþalmaya
baþlar.Ancak iki kiþinin yan yana yürümesine izin veren toprak yollarda peþ peþe düþmüþ kafilelerle kývrýla kývrýla evlerine dönerler.Akþam büyük kýza hiçte yabancý olmadýklarý dünür (adayý) gelmiþlerdir.Amca oðluna söz kesmeye, babalar kendi aralarýnda konuþur ,anlaþýrlar.Söze ne ana karýþa bilir nede kýz.Kahveyi misafirlere kim götürüyorsa onun o evdeki defteri artýk kapanýyor demettir.Büyük kýz tepsiyi siler kurular,çeyizinden tepsiye uyan dantelli bir örtü çýkarýp tepsiye serer,bir an tarladan gelirken de gördüðü delikanlýyý düþünür.Gözüne kapý iliþir.Arkasýndan olacaklar ve çokça olmuþ olanlarý düþünür .Kurulacak aile meclisi,ya zorla içirilecek tarým ilacý ve intihar süsü yada ailenin onuru daha aðýr basarsa , elleriyle yýkadýðý erkek kardeþlerinden birin eline tutuþturulacak babasýnýn tabancasý,bir çukura atýlýp dümdüz edilecek mezarý,aileler arasý kan davasýný… Kahveleri doldurup tek tek daðýtýr bildik kiþilere, oda her kýzýn yaptýðýný yapacaktýr .Önce evlenecek sonrada sevecektir!.