NÝZÝP’TE NE VAR, NE YOK?
Nizip, 100 bine yaklaþan nüfusuyla Türkiye’nin birçok ilinden dahi büyük bir ilçedir. Bu büyüklük, tabii ki yalnýzca nüfus bazýnda deðildir. Tarýmý, hayvancýlýðý, tarýma dayalý sanayisi ve de küçük sanayi kuruluþlarý ile de büyüktür Nizip; ülkemiz ekonomisindeki yeri açýsýndan...
Nizip’in ilçe sýnýrlarýný bir sur ile çevirseniz (yani, izole edip ambargo uygulasanýz), Nizip coðrafik konumu ve bereket fýþkýran topraðý ve de çalýþkan insanlarý ile asla yokluk çekmez, hiçbir bölgeye ve o bölgenin deðerlerine muhtaç kalmaz. Çünkü, Nizip gibi çok az yerleþim birimleri vardýr ki, kýyamete kadar kendi kendine yeterli bir konuma sahip olsunlar.
Özetle, Niziplinin ekmeði ‘þükretmesini bildiði müddetçe’ bütündür. ‘’Namerde muhtaç olmak’’ gibi, bir sorunu yoktur.
Ama!.. Nedendir ki (Havasýndan- suyundan mý, yoksa bireylerinin huyundan- husundan mý, yoksa da katýlýmcýlýk ve dayanýþma kültürlerinin geliþmemesinden midir, nedir?) bilinmez!.. Üst yapýsal organizasyonlar hususunda kurumsallaþmasý gereken birçok konunun yokluðu da anlaþýlmaz bir gerçektir.
Þöyle ki;
Nizip’te sosyo-kültürel ve sportif faaliyetler için UN VAR, YAÐ VAR, ÞEKER VAR; ama HELVA YAPACAK USTA(LAR) YOK... Baþka bir deyiþle, sosyo-kültürel ve sportif faaliyetler bazýnda Nizip kurumsallaþma yoksunu. Bu konuda Nizip öndersiz, giriþimcisiz, desteksiz, sponsorsuz... Hatta TALEPSÝZ!..
SOSYO-KÜLTÜREL VARLAR, YOKLAR!
1-) Ýçinde konferans salonu olan, sergi salonu olan.. Kurslar verilen, sergiler açýlan, paneller düzenlenen, þenlikler tertiplenen, bilgi yarýþmalarý düzenlenen, seminerler verilen, müzik dinletileri sunulan... Müzik dersleri, resim ve heykel atölyesi ve de tiyatro sahnesi olan ve tiyatro dersleri verilen, vs olan bir KÜLTÜR SARAYIMIZ YOK..
2-) Ýçinde onlarca, yüzlerce yýl önce yaþamýþ olan atalarýmýzýn yaþam ve geçim tarzlarýný (koþullarýný) sergileyebileceðimiz bir KÜLTÜR EVÝMÝZ YOK..
3-) Týka basa dolu kahvehanelerimiz ÇOK, ama KÜLTÜR KAFEMÝZ YOK...
4-) ZEUGMAMIZ VAR, ama MÜZEMÝZ YOK..
5-) Zeugma, Taþbaþ Daðý, Fevkani Kilisesi, Kuþdam gibi tarihi ve doðal deðerlerimiz VAR, ama turistimiz ve turist aðýrlayacaðýmýz mekanlarýmýz ve otellerimiz YOK..
6-) Turistik gezi organizasyonu yapan kuruluþlarýmýz YOK...
7-) Birinci ve ikinci el oto galerilerimiz ÇOK, ama resim ve heykel galerilerimiz YOK...
8-) Kendimize (yöremize ve bölgemize) özgü gelenek ve göreneklerimiz, töre ve törenlerimiz; öykülerimiz, masallarýmýz, türkülerimiz; oyun türlerimiz ve danslarýmýz, el sanatýmýz VAR; ama HALKBÝLÝM (folklor) derneklerimiz YOK...
9-) Düðün-dernek için salonlarýmýz ÇOK; ama, kültürel düzeyde þenlikler yapabileceðimiz NE SOSYAL BÝR KONUMUZ, ne de BÝZE ÖZGÜLÜK YOK... Oysa açýk ve kapalý iki spor salonumuz var.. Ki onun kapalýsý da ‘ara sýra’ ikinci, üçüncü sýnýf konserlerin haricinde, baþka türlü ve daha anlamlý bir þekilde deðerlendirilemiyor, maalesef!. Sportif konular hariç...
SPORTÝF VARLAR, YOKLAR!
Spor denince ‘maalesef’ yalnýzca futbol aklýmýza geliyor. Ve biz bunu Nizip’te çok iyi beceriyoruz. Hem de kulüpler bazýnda... Ama diðer branþlarda ‘maalesef’ yokuz.
1-) Abalýmýz çok; ama ‘bir zamanlar popüler ve yaygýn olan’ ABA GÜREÞÝ organizasyonumuz ‘uzun zamandýr’ YOK...
2-) Minder (standart serbest ve grekoromen) güreþi, judo, tekvando, karate ve boks kulüplerimiz YOK..
3-) Atletik spor dallarýndan (Atletizm, jimnastik, halter, kros vs.) neredeyse hiçbiri YOK... Bazen okullarda ve okullar arasý müsabakalar düzeyinde olsa da, kulüpler bazýnda bizde atletizm yok.
4-) Futbol VAR; ama, voleybol, basketbol, hentbol ve benzerleri YOK...
5-) Türkiye’de ‘abartýsýz’ en çok motosikletin olduðu yer Nizip; ama, ne motosiklet kullanma kültürü, ne motosiklet kulübü, ne de motosiklet yarýþlarý var... Bisiklette öyle, otomobil de...
Tüm bunlar ve daha fazlasý Nizip’te yok... Oysa, vücut ve akýl yetilerimizi geliþtirmek için spor yapmamýzýn þart olduðunu bilmeyenimiz de yok!...
Kýsaca kültüre de deðinecek olursak; kültürün temel konusu insanýn yetenek, yeti ve becerilerinin ortaya çýkarýlmasý, geliþtirip olgunlaþtýrmasýdýr, diyebiliriz. Ve her toplum, önceki toplumun kültürlerinin çoðunu doðal bir miras olarak alýr; ve kendi kültürü ile harmanlayarak kendisinden sonrakilere miras olarak býrakýr.
Korkum þu ki, bizler atalarýmýzýn kültürel mirasýný yeterince koruyup, sahiplenip, örneklenemedik, yararlanamadýk; yararlanamadýðýmýz gibi bizden sonrakilere de kültürel bir deðerler paketi sunamayacaðýz!...