“Ömrümdeki Hazan Mevsimine Bir Gölgelik Güzelleme”
Sen yanýmdasýn. Bu bana yeter.
Sen yanýmda iken daðlarýmdaki kekik kokusunu duyarým.
Bir zamanlarýn Kýrkdelik Tepesi’nden süzülüp gelen derenin serinliðini bakýþýnda bulurum.
Sen varken yokluða, darlýða üzülmem.
Gurbetin acýsý, yaban gelir bana.
Seninle en yakýcý sýcaklarda sahralarý geçerim, ses etmem; bilirsin.
Asýrlarca ýssýz adalarda yaþarým; asla þikayet etmem.
Sen varsýn ya, isterse her mevsim hazan olsun. Sen zaten benim her daim Hazaným oldun.
Mevsimlerde yaþamýyorum. Mevsim tek benim ülkemde
Yokluk ülkesinde iþim yok benim.
Sen yanýmdasýn diye bütün ayrýlýklara, solgun bütün aþklara gülüp geçiyorum.
Bana alýnmýþlara, satýlmýþlara birer çizgi atýyorum.
Yapamadýklarama “keþke” demiyorum.
Ustaca söylenmiþ sevda sözlerinin ötesinde bir yerde sen varsýn.
Bunu kimseden saklamýyorum.
Söylenecek ne varsa uzatmýyorum.
Sen varsýn diye artýk hayatla dalga geçiyorum.
Ders çalýþýrken sayfa köþelerine dalýp dalýp gitmiyorum.
Saatin kaç olduðunu asla sormuyorum.
Ayýn, günün, yýlýn hesabýný yapmýyorum.
Saçlarýmýn beyazlýðýna, dökülen saçlarýmýn çoðalmasýný ima edenlere ses etmiyorum.
Kýrk yaþýmý tepetaklak devirdiðimi söylemeye gerek duymuyorum.
Seninleyim; yaþýn ne önemi var.
Her gece yanýmda olmandan, el açýp yalvarmalarýma “amin” deyiþini duyar gibi olmaktan derin haz alýyorum.
Gece ve gündüz kulaðýna “Seni seviyorum, bu sýr olarak kalsýn,” demelerimi duymuyorsun. Bunu biliyorum
Buna da aldýrmýyorum.
Hazan”ým þunu da bil ki:
“Ankara’da hüzünlü bir akþam vaktiydi,” diye baþlayan yazýlar yazmýyorum artýk.
Sýhhiye Köprüsü altýndaki durakta beni beklediðin günleri çoktan geçti.
O köprüyü onsekiz yýldan beri görmüyorum zaten..
Her neyse Hazaným.
Köþe baþlarýnda vedalarýmýz bitmiþ olsa da.
Sen yanýmdasýn.
Sen bilmesen de,
Sen duymasan da,
Ve sen bu yazdýklarýmý okumasan da,
Sen yanýmdasýn.
Sen benim Hazan’ýmsýn. Hazaným….
Not: Gençlik zamanlarýmýnýn esintileri ile yazýlmýþ bir yazý. Havuzda duruyordu. Biraz da sevda olsun dedim.