Mareþal Çakmak meselesi…
1942'de Baþbakan Refik Saydam'ýn Ýstanbul'daki evinde ölü bulunmasý da, Turgut Özal'ýn ani ölümü de çok konuþulmuþtur.
Gelin görün ki, Mareþal Fevzi Çakmak'ýn, genel seçimlere sadece bir ay kala vefatý nedense fazla ilgi uyandýrmamýþtýr. Oysa olaylarýn seyrine baktýðýnýzda tuhaf bir ölümdür bu. Tuhaf ve þüpheli.
Üstelik eþi Fýtnat Haným þüpheleri bizzat anlatmýþ olmasýna raðmen iddialarýn üzerine gidilmemiþtir ki, nereden baksanýz ilginçtir.
Nitekim halkýn sadece "Mareþal" diye andýðý Fevzi Çakmak, siyasete girerken akýbetini adeta sezmiþ ve 1947'de düzenlediði basýn toplantýsýnda þu çarpýcý açýklamayý yapmýþtý:
"CHP propagandacýlarý beni kastederek "o da, Demokratlar da asýlacaktýr" diyorlar. Evet. Bu gidiþin sonunda ben de, Demokratlar da asýlabiliriz. Fakat þuna emin olsunlar ki, asýlýrsak sadece bu memlekete ve millete hizmet etmek istediðimiz için asýlmýþ olacaðýz."
Yoksa bu kâhince sözlerden, Tek Parti diktasýný yýkmak için Demokratlar ile birlikte bir ölüm yemini ettikleri anlamýný mý çýkarmamýz gerekiyor? Yorum sizin.
Öte yandan Fýtnat Haným'ýn üzerinde durduðu noktalar þöyle özetlenebilir:
1949 yazýnda Ýstanbul'a dönen Paþa, soðuk almýþ, zatürre olmasýndan korkulurken, prostattan yataða düþmüþtü. Ameliyat olmasý gerekiyordu. Böylece Teþvikiye Saðlýk Yurdu'na yatýrýlýr. Tam ameliyattan bir gün önce, o zamana kadar ortalýkta görünmeyen bir doktor çýkar meydana. Adý, Fevzi Taner'dir. (Paþa'nýn 'Günlükler'inden öðrendiðimize göre asker kökenli bir doktordur.) Ýlk prostat ameliyatýný yapmýþsa da, baþarýsýz olmuþtur. Basýnda cayýr cayýr ameliyatýn yanlýþ yapýldýðý yazýlmakta ve çeþitli þüpheler ibraz edilmektedir.
Mareþal eve geçer. Bülent Ecevit gibi hastanede bozulan saðlýðý, evde düzelmeye baþlar. Ancak ayný doktor onlarý yalnýz býrakmamaya kararlýdýr. Acayip bir teklifte bulunur. Der ki, hastane masrafý çok fazla olacak, paranýz yetecek mi? Fýtnat Haným'ýn cevabý gayet nettir: "Gerekirse evimizi satmaya hazýrýz."
Ancak bu engiz doktor, yakalarýný býrakmak niyetinde deðildir. "Hükümet size istediðiniz yerden bir apartman ve bir miktar para vermek istiyor." deyince kafalar karýþýr. Bu doktor hangi yetkiyle hükümet adýna konuþmaktadýr?
Besbelli, CHP hükümeti 1946'da kendi saflarýna çekemediði Paþa'ya çengel atmaktadýr. CHP, hiç deðilse Paþa'ya sahip çýkýyor görünme telaþýndadýr. Hem bu, hem de bu sýkýþýk zamanýnda yapacaðý teklife evet dedirtirse, 'Bakýn, Paþa bizim sayemizde apartman sahibi oldu' diyecek, böylece önünü kesecektir. Ýktidara karþý muhalefeti tek baþýna bir parti kadar kudretle yürüten Mareþal'e seçim rüþveti verilmek isteniyordu. Cevap mý? Tabii ki, teklif reddedilmiþtir.
Ancak Fýtnat Haným bu her türlü oyunun döndüðü o seçim atmosferinde Paþa'nýn bir suikasta kurban gitmesinden korkmaktadýr. Ne ki, engiz doktorun yaptýðý týbbî hatanýn düzeltilmesi gerekmektedir. Bu defa ikinci ameliyat için bastýrýrken görürüz doktoru'. Diðer doktorlar 'Acelesi yok, yazý bekleyin' derken, o lapa lapa kar altýnda yapmak ister ameliyatý. Ancak aile, tanýdýðý bütün doktor ve týp profesörlerini çaðýrýr ve onlarýn gözetiminde yapýlan ameliyat gayet baþarýlý geçer. Plan boþa çýkartýlmýþ gibidir. Þimdilik...
Aile hastaneye Fevzi Paþa'nýn kan grubundan 10 þiþe kan getirttiði halde, Dr. Fevzi Taner, Ankara'dan bir þiþe "plazma" buldurur ve yine hastanede yeni çalýþmaya baþlayan bir baþka doktor ve hemþireyle el birliði yaparak onu Mareþal'in damarlarýna vermeyi baþarýr. Bu arada dost doktorlarý da her þeyin normal olduðunu söyleyerek gönderir. Plan baþarýyla iþlemektedir.
Bundan sonrasýný Fýtnat Haným þöyle anlatýyor:
"Ben odaya girdiðimde bir hemþire ile hastabakýcý kan veriyorlardý. Kan verme 10 dakika sürdü. [Ancak] 10 dakika sonra sapasaðlam Mareþal gitmiþ, yerine baþka bir adam gelmiþti. [O sýrada] Hastanede tek bir doktor bile yoktu."
Mareþal'in titremeye baþlamasý üzerine hastane müdürünün evine koþar Fýtnat Haným. Hastayý gören doktorun, "Gitti Mareþal. Benim haberim olmadan tek bir iðne bile yapýlmayacak demedim mi?" diye baðýrmaya baþladýðýný söylüyor. Kan verilmesinden sonra ateþi 41'e fýrlayan Fevzi Çakmak'a yapýlan tam 30 adet iðne de fayda etmeyecek ve son nefesini "Allah, Allah" diye verecekti (tarih: 10 Nisan 1950, saat: 07.35).
Sonra Ankara'dan cenazenin derhal gömülmesi için baskýlar baþlamýþtýr. Fýtnat Haným vermez kocasýnýn nâaþýný. Yakýnda bir ev tutarak oraya taþýtýr ve haberi duyar duymaz eve doluþan gençlerle birlikte iki gece baþýnda nöbet bekler. Nihayet Mareþal, ayýn 12'sinde Ýstanbul'un gördüðü en kalabalýk cenaze törenlerinden biriyle bir millet büyüðü olarak Eyüp'te topraða verilir.
Acýlý Fýtnat Haným þunu der: "Bize rüþvet teklif eden ve serumu yaptýran doktor Fevzi Taner bir hafta sonra Ankara'dan son model siyah bir arabayla döndü."
Ne var ki, doktorun keyifli günleri sadece 1 yýl sürmüþ ve bir kaza sonucunda o da hayatýný kaybetmiþtir.
Fýtnat Çakmak bir cümle daha söyler ki, adeta 1 numarayý deþifre etmekte, Fevzi Çakmak'ý Ýnönü'nün öldürdüðünü ima etmektedir: "Ýnönü kocamý hiç sevmezdi." Öyle ya, durduk yerde bu cümleyi telaffuz etmesinin bir mantýðý olmalý, deðil mi? Belki daha çok þey söyledi ama bize bu kadarý yansýtýldý. Tabii bir de þu sözleri:
"Þimdiye kadar sustum. Artýk millet hakikati öðrenmeli."
Öyleyse sormak hakkýmýzdýr:
Þimdiye kadar yalanlanmadýðý halde, 44 yýldýr gazetenin deyiþiyle bu 'korkunç ifþaat'ýn üzerine neden gidilmedi? Neden bünyesi ve nabzý kontrol edilmedi? Paþa'ya neden ve kimin emriyle plazma verildi? Aniden ortaya çýkan doktor, iþini bitirdikten sonra nasýl aniden ortadan kaldýrýldý?
Unutuyordum az daha: Paþa 1947 tarihli basýn toplantýsýnda þunlarý eklemiþti sözlerine:
"Cenab-ý Hak'tan dileðim þudur: Bana, bu milletin hak ve hürriyetlerini elinde tuttuðu günü nasip etmeyecekse bir an evvel canýmý alarak bana azap çektirmesin."
Belki de duasý tuttu, kim bilir!
Not: Fýtnat Haným'ýn "korkunç ifþaat"ý, ilk olarak 1966 Eylül'ünün 29'unda Ýzmir'de çýkan bir haftalýk gazetede (Hüryol) gündeme getirilmiþ, ondan 15 gün önce de baþka bir gazetede çýkmýþtýr.
</SPAN>