Dücane Cündioðlu’nun 27 Aralýk Pazar günü Yeniþafak gazetesindeki köþesinde kaleme aldýðý “Saç diplerinden kim alabilir kokusunu hakikatin?” yazýsýný okuyunca; “yazdýklarýmýn ne kýymeti olabilir ki?!” Diye düþünmekten alamadým kendimi.Neden böyle yazamýyor ve neden yazýlarýmý sadece insanlarýn gözlerinde býrakýyorum diye hayýflandým durdum.Örneðin kaç yazým, okuyanlarýn zihninde kalmýþtýr veya hangi yazým gönlüne taht kurmuþtur okuyucunun?Bu minvalde onlarca sýkýcý soru sordum kendime.Sorular çoðaldýkça da yazmak zorunda olduðumu hissettim! Hem merhum Cemil Meriç’in dostu Kemal Sülker’e yazdýðý þu satýrlara raðmen “Herhangi bir bahsi, sizden daha iyi yazabilenler bulunduðuna eminseniz, kýrýn kaleminizi, yazmayýn.” Evet…anladým ki;benimkisi “Cahil Cesareti”
“Cahil Cesareti” alim sýfatýna bürünmüþ ve lakin ilimden nasibi olmayan,irfandan da asla nasiplenememiþ, malumatýn kýsa mesafelerinde yolculuk yapan,her yola çýkýþýnda,kýsacýk mesafelerde dahi yoldan çýkan! lakin cehlin tazyiki ile mugalataya baþ vuran,baðýran,çaðýran…bu sayede kendini haklý göstermeye çalýþan bir hal-i pür melaldir.Hakikat; asla malumatla arkadaþ olmamýþtýr.Hele ‘Dost’ hiç olmamýþtýr. O halde nedir bu yazdýklarýmýz?!
Cündioðlu’nun hakikatin ayaklarýna kapanmýþ,lakin hakikatin ayaklarýndan yola çýkarak ta saç diplerine kadar koklamak istediði bu arayýþý takdir ve gýpta ile anmamaktan alamýyorum kendimi.Diyor ki;
“Bir gün liyakat kesbedersem þayet, belki de hakikat rahmeder de o kapandýðým mübarek ayaklarýndan baþýmý kaldýrmama izin verir, kimbilir?!
O takdirde ben de tutkuyla gözlerine bakarým! Gözlerinin tâ içine! Gözbebeklerine! Gözlerinde gözlerimi görürüm. Eririm. Gözlerinde birleþirim. Gözleriyle.
Muvahhid iken, kimbilir belki lütfeder de mütevahhid olurum; sadece birlemekle kalmam, ayný zamanda birlenirim de!”
Üstadýn ‘Muvahhid’ ile ‘Mütevahhid’ini anlamak için yorum yapmaya,yorulmaya gerek yok aslýnda!Bakýn kendisi nasýl da yalýn bir biçimde ifade ediyor;
“Ey talib, þöyle bir etrafýna bak, O'nu birleyenlerin sayýsý ne kadar çok, deðil mi?
Peki ya, O'nun tarafýndan birlenenlerin sayýsý?..
Kaç kere diyeceðim sana ey talib, Tanrý'ya inanan adam olmak kolay,ve fakat Tanrý'nýn inanacaðý adam olmak zor!”
Cündioðlu’nun bu söylediðklerini “Sanatýn Öyküsü” kitabýnýn müellifi olan Gombrich’in; "Aslýný görmediðim bir resim hakkýnda konuþmaktan kaçýndým." Kanaatinden hareketle yapýyor olmasý, beni büsbütün düþünmeye sevk etti.Onlarca kez elime aldýðým o kitabý bu þekilde okuyamadýðýma,dahasý neredeyse bütün okumalarýma hayýflanýp durdum!
Oðuz Atay’ýn yalnýzlýkla ilgili söylediði; “Ah Yalnýzlýk ne yana dönsem batýyor!” cümlesindeki yalnýzlýðý cehalet ile deðiþtirip düþünmeye baþladým.Ah Cehalet ne yana dönsem batýyor! Demekten alamadým kendimi.
Hakikatin peþine düþen,hakikatle hemhal olan,irfanýný ilimden ayýrmayan,ilm-u irfan terkibine bende olan bütün insanlara selam olsun.Rabbim sayýlarýný çoðaltsýn inþaallah.