Muayenehanenin kapýsý açýldýðýnda salonda bekleyen hastalar arasýnda kýpýrdanmalar oldu.
Gelen Dr. Sýtký bey’di.
Sýtký bey hastalar arasýndan odasýna geçerken, hafif baþýný öne eðerek selam verdi. Göz ucu ile gelenleri de süzmeyi ihmal etmedi.Oturanlar arasýnda dikkatini biri çekti.
Orta yaþýn üzerinde, Saçlarý dökük, boyu ile bedeni paralel denecek kadar kalýn ve iri yapýlý çil benizli bir adamdý.
Sanki hafýzasýnýn derinliklerinde saklý kalan, flu bir film gibi. Simasý tanýdýk gibiydi.
Odasýna oturduktan sonra sekreter haným içeri girerek:
-Hasta almaya baþlayalým mý?
- Tabii tabii.
Sekreter tam odadan çýkarken Sýtký bey.
- Þeyyy, bekleyen iri adamý acil hasta yoksa öncelikle alalým olur mu?
Sekreter haným:
- Bir acilimiz var, ardýndan hemen…
Sýtký bey:
- Peki tamam,
Dr. Sýtký bey, gelen hastaya ultrason yapýp, raporladýktan sonra, gönderir. Bir an önce simasý tanýdýk o iri yarý adamla görüþmek istiyordu.
Çok geçmeden hafýzasýndaki adam, beraberinde kendisi ile ters orantýlý zayýf, omuzlarý düþmüþ, orta boylu buðday benizli kadýn ile içeri girer.
Doktor Sýtký bey yerinden kalkarak, adama elini uzatýp,
- Hoþ geldiniz” der.
Adam iri eleri ile Sýtký beyin elini kavrayarak
- Hoþ bulduk deyip koltuða oturur yanýndaki bayan ile beraber.
Doktor Sýtký bey iri yarý adamýn gözlerinden gözleri ayýrmayarak.
- Hastamýz hanýmefendimi?
Ýri yarý adam:
- Evet Doktor bey. Eþim…
Doktor Dýtký bey kadýna dönerek:
- Geçmiþ olsun, nedir sýkýntýnýz?
Kadýn tam birþeyler söylemeye yeltenirken, iri yarý adam ondan önce davrandý:
- Doktor bey! Tam bir senedir gitmediðimiz doktor, çektirmediðimiz film,
yaptýrmadýðýmýz tahlil kalmadý. Ama bir türlü hanýmý düzeltmedik.En son bir Dahiliyeciye gittik, muayene ettikten sonra, “birde ultrasonuna baktýralým”diye size gönderdi. Sanýrým kara ciðerinde problem mi ne varmýþ? Hepatit mi nedir öyle bir þeyler diyorlar.
Doktor Sýtký bey:
- Anladým. Diyerek yerinden doðrulur ve hastaya masaya yatmasýný söyler.
Hasta eþinin yardýmý ile masaya sýrtüstü yatarken, Doktor Sýtký bey de ultrason cihazýnýn baþýna geçerek, tabureye oturur.
Dr.Sýtký bey, Hastaya ultrason yaparken bir yandan da iri yarý adama bakmaktan kendini alamaz ve sorar:
- Simanýz bana yabancý gelmedi, adýnýz ne? Nerelisiniz? Ne iþ yaparsýnýz ?
Ýir yarý adam yerinden hafif doðrularak:
- Benim adým Yasin. Nizipliyim, yani Nizip’in çardak köyündenim. Ben kendimi bildim bileli þoförlük yaparým. Belki 40 seneyi devirmiþimdir bu meslekte.
Þöför diyince, doktor bir ara duraksadý. Hastanýn karný üzerinde jelli probu kaldýrdý, hafif biraz jel sürdükten sonra yine prob’u gezirirken:
-Köyün ile Nizip arasýnda mý Dolmuþçuluk yapýyorsun?
Yasin saçalarýný kafasýndaki kel bölgeye doðru eliyle tarar gibi yaparak:
- Önceleri köyümüm ile Nizip arasýnda yaparken, þimdi Antep’e kadar geliyoruz.
Malum baraj yapýlýnca bizim orada çoðu Antep’e göç etti köylümüz. Bizde müþterilerimizi Antep’e kadar taþýyoruz.
Doktor Sýtký bey Hastaya “tut nefesin býrakma, iyice nefes al, al al býrakma” talimatlarý ile ultrason cihazýnýn ekranýndan görüntüyü incelerken, Yasin hakkýnda kafasýndaki fluluk hafif aralanýr gibi oldu. Ýçinden acaba, acaba o mu? Diye geçiriyordu. O mu deðil mi? Düþünceleri doðrultusunda hafif göz ucu ile yasine bakarken sorar:
- Daha önceleri senin jipin vardý deðil mi?
Yasin bu soruyu duyunca kafasýn kaldýrarak, gözlerini biraz daha sýkarak doktora bakar :
- oooo o çok eskidendi. Eskiden bu minibüsler pek yoktu. Bizim oralarda jip ile dolmuþçuluk yapýlýrdý. Ben de epey bir süre jipçilik yaptým anlayacaðýn.
Yasin yaslandýðý koltuktan hafif öne doðru gelerek:
- Sen nereden biliyorsun benim jipçilik yaptýðýmý Doktor bey?
Doktor makinenin düðmesine basarak birkaç görüntü çýktýsý alýrken, probu kaðýt havlu ile silerek yerine taktý. Birkaç kaðýt havlu rulodan alýp yatan hastaya uzatarak, geçmiþ olsun temennisinde bulunduktan sonra, Yasin`e dönerek:
- Ben seninle yýlar önce karþýlaþmýþtým. Tanýþmýþtým.
Yasin kafasýný kaþýyarak, hatýrlamaya çalýþýr ama nafile..
Kim? Tanýdýk biri mi acaba? nerden olabilir. Nereden … düþünür, ama bir türlü kim olduðunu çýkaramaz.
Yasin hafif dudaðýný bükerek
- Bilmem olabilir? Ama kusura bakmayýn doktor bey nasýl oldu bu? Nereden
tanýþmamýz?
Doktor ellerini yýkayýp kaðýt havlu ile silerken koltuðuna oturur. Bu arada hasta, yerinden kalkarak eþinin yanýndaki koltuða oturur.
Kadýn.
- Doktor bey nasýl çýktý filmim?
- Korkulacak bir þey yok. Ancak yeme-içmene daha dikkat etmelisin. Ben raporu
verecem size, sizin doktorunuz size gerekli izahatý yapar. Ona göre hareket edersiniz.
Doktor Tekrar yasin’e dönerek :
- Yýllar önceydi, ben daha lise talebesiydim. Anam rahatsýzlandý. Þimdi sizinde
söylediðiniz gibi, gitmedik doktor býrakmadýk. En son birileri dedi ki: “ Kýzýlin köyünde bir ziyaret var, birde oraya götürün” Mevla’m kimseye dert vermesin.Ýnsan çaresiz kalýnca, her þeyden çare umar hale geliyor. Rahmetli babam da annemi götürmekle beni görevlendirdi. Bu arada ben Battal’lýyým. Bizim köyden bilirsiniz sizin oralara gelebilmek için en kestirme yol dað yoludur. Anemi bir ata bindirdiler, bende atýn yularýndan tutarak yola düþtük. Hava güllük gülistanlýktý. Akþama doðru kýzýlin’e vardýk. Söz konusu ziyarete gittik. Bir gece burada geçirmemiz söylendi. Hoþ zaten gece bastýrmak üzereydi. Geri dönecek durumda da deðildik hani. Geceyi orada geçirdik sabah bir uyandýk ki ne uyanalým. Her taraf beyaza bürünmüþ. Geri dönüþümüz zorlaþmýþtý. Havanýn soðukluðu bir yandan, annemin durumu diðer yandan ve gideceðimiz mesafenin uzunluðu da ayrý bir dert. Tek olsam tekrar dönüþ zahmetli olsa da çekilirdi. Ama anamý nasýl bu kar-kýþ kýyamette daðlardan aþýrýrdým.Tam bu çýkmazlar arasýnda bocalarken yeþil, çadýrlý bir jip göründü köyün yolunda.
Jip yolcusunu indirdikten sonra manevra yaparak geldiði yöne doðru dönerken önüne geçtim. Tombul yanaklý, saçlarý dökülmeye baþlayan, sýcak bakýþlý sürücüye yaklaþtým.
- Abi, Nizip’e mi gidiyorsunuz? Dedim.
Jip’teki sýcak adam gülümseyerek
- Ne o Nzip’e mi gideceksiniz?
Ben baþýmý anama doðru çevirerek ben deðil anamý göndereceðim. Ben at ile dað yolundan Battal’ a gideceðim. Anam hasta, at ile getirdim. Ama havanýn durumu tekrar götürmemi engelliyor. Bir zahmet Nzip’e ulaþtýrýrsanýz Size minnettar kalýrým. Neyse ücreti baþým üstüne.
Þoför o sýcak bakýþlarýyla bir anama baktý bir bana. Gülümseyerek,
- Ne demek! Sizi burada býrakacak deðilim ya. Nzip’e ananý ulaþtýrýrým. Oradan
Dolmuþa bindirir Battal’a gönderirim. Hatta dolmuþ yoksa ben götürür evine kadar býrakýrým
yeðenim. Sen meraklanma. Anana anam gibi bakarým.
Bu sözler içime bir huzur verdi. Sanki bir daðý omuzlarýmdan aþaðý indirmiþti. Anamý alýp jip’e bindirdik. Onlar köyden aþaðý doðru ilerlerken bende atýma binerek dað yoluna yöneldim.
Ýkindin vakti eve ulaþtýðýmda anam gelmiþti. Anamýn yanýna giderek :
- Nasýl geçti, ne oldu, nasýl rahat gelebildin mi dedim.
Anam elimden tutarak,
- Bak oðlum o beni getiren jipçiyi hafýzandan sakýn ola silme. Allah ne muradý varsa versin. Beni evime kadar getirdi. Üstelik ücret teklif etmemize raðmen geri çevirdi. Yarýnýn ne getireceðini kimse bilemez. Bir gün bu adam ile karþýlaþýrsan veya iþi sana düþerse sakýn yüz çevirme. Sana sütümü helal etmem...
Doktor Sýtký bey derin bir nefes alarak, iskemlesi ile Yasin’e doðru hamle yaptý ve
dizine dokunarak:
- Ýþte jipi’in sürücüsü þu an karþýmda duran Yasin’den baþkasý deðildi.
Doktorun ayaða kalkmasý ile beraber, Yasin de Aðýr cüssesi ile kalkarak birbirlerine sarýldýlar. Bu sarýlma sanki 30 yýllýk bir hasretin, bir özlemin, bir aramanýn neticesi gibiydi. Bu iki bir birini tanýmayan adam, sanki yýllarýn dostuymuþ gibi birbirlerinden gözerlini ayýramýyorlardý.
Duygu seli ve suskunluðu yasinin hanýmý böldü.
- Allah Allah nerden nereye…
- Yasin, Valla doktor bey, rüyamda görsem inanmazdým. Zaten hafýzamý zorlasam da
çýkaramadým bir türlü siz. Ancak bu anlattýðýnýz daha dün gibi gözlerimin önünde. Ne diyelim dünya küçükmüþ…
Doktor Sýtký bey, yasinin ellerini býrakmayarak:
- O günü nasýl unutabilirdim ki, beni ve anamý büyük bir zahmetten kurtardýnýz. Size ne
kadar teþekkür etsem az. Ne zaman yolunuz Antep’e düþerse uðramazsanýz darýlýrým. Ne emriniz olursa baþým üstüne.
Bu arada yasin elini cebine sokar gibi oldu, Doktor Yasinin eline hamle yaparak:
- Sakýn ha!… dedi. Burasý senin bir yeðeninin yeri.Burasý senin.
Yasin ve Doktor Sýtký, tekrar birbirlerine sarýlarak haleleþip ayrýldýlar.
Zamanýn, insaný nasýl bir ortama sürükleyeceðini kimse bilemez. Yapýlan bir iyiliðin veya gösterilen bir güler yüzün, insan hayatýnda bazen önemli açýlýmlara kapý aralayabilir. Her iyiliðin veya kötülüðün karþýlýk bulacaðýna olan inancýmýz da bunu destekler niteliktedir.
Ýyilik yapalým iyilikle karþýlaþalým. Bu gün olmazsa bile, yarýnlarda…
Sevgiler…