sanki kalbimdekini yazmýþ..kanalmý kanalizasyonmu

[senelbenlier]

Kanal Mý, Kanalizasyon Mu?

Zahide Uçar yazýyor.
Televizyon kanallarý arasýnda geziniyorum. Bir dizi furyasýdýr gidiyor. Bunlar dizi deðil, toplumu çökertmek için yapýlmýþ dinamit sanki.

Mardin'de çevrilmiþ bir diziye baktým. Bir kadýn hem baba, hem oðlu ile beraber.
Gene ayný dizide evin oðlu amcasýnýn kýzýna tecavüz ediyor,
Kýz sonra evleniyor ama amcaoðlu hala peþinde.
Bir baþka dizide iki kýz kardeþ ayný adamý seviyor. Biriyle beraber oluyor, kýz hamile ama öteki ile evlilik hazýrlýðý yapýyor.
Aþk-ý Memnu zaten çýðýrýndan çýktý.
Küçük kadýnlarda lisede okuyan kýza eniþte tacizi.
Yaprak dökümü gene iki kýz kardeþin ayný erkek ile beraberliði.
Bir de hanýmýn çiftliði var. Dayý yeðeni için getirttiði kýza el koyacak.
Sonra dini kullanan kanallara bakýyorum.
Sürekli ezilen, dayak yiyen, sokaklara atýlan kadýnlar.
Nedense hiçbirinin aklýna kanuna baþvurmak gelmiyor.
Onlar hep aðlýyor ve baþýna gelenleri kader kabul ediyor.
Bu kadýnlar ve garibanlar kaderine katlandýkça ve sabrettikçe, hukuk falan demediði için sonunda ödüllendiriliyor.
Ne mi oluyor? Bir Hýzýr uðruyor evlerine.
Sabah baþlayan bu afyon, **********, akýl dýþý, etik bütün deðerlerin içini boþaltan yayýnlar,
Ýnsanlarýn beynine boca ediliyor.
Birinde yemek programý, kimse yediðini beðenmiyor.
Türk insaný nimeti kutsal bilirdi.
Ekmeði yerde bulsa; önce alýp baþýna, sonra ayak basýlmayan bir yere koyar.
Bu yemek programý da sofra kültürümüze ve adabýmýza saldýrýyor.

Zannedersiniz ki þehir kanalizasyonlarý bu kanallardan geçiyor. Kanallar olmuþ KANALÝZASYON.

Bu ülkenin hazineler gibi tarihi var ama Küçük Aða dizisinden beri çekilmiþ tarihi bir dizi yok.
Kanalizasyonu açýktan akan bir þehirde ne olur?
Tifodan baþlayarak her türlü hastalýk yayýlýr.
Aile parçalanýyor, bizi biz yapan her þey yok ediliyor.
Kontör karþýlýðýnda yatmayý kabul eden ortaokul,
lise kýzlarýndan bahsediliyor. halkýn muhafazakar olduðu yerde bile belli para karþýlýðýnda ortaokulda okuyan kýzýn seraya davet edildiðini veliler anlatýyor.
acýmasýz deðerleri kontrolsüz bir þekilde pompalanýyor. Bütün ahlaki deðerlerimizin içi boþaltýlýyor
Bütün bunlar sistemli, bilerek yürütülen bir savaþ. Türk Milletinin varlýðýna, bekasýna karþý sürdürülen bir savaþ.
Peki Türk Halký'nýn bu gidiþte hiç mi suçu yok? Tabii ki var.
Sonuçta kumanda elinde olan halktýr. En büyük kontrolü halk yapar. Ýsterse o kanallarýn santralýný kilitler.
Okurlarýmdan "siz niye seyrediyorsunuz" diye soran olabilir. Ben yazdýðým için kim ne diyor diye bakmak zorundayým.
Küresel soyguna teslim olmamýþ, etki ajanlýðý yapmayan insanlar para bulamýyor.
Bir çözüm olmazsa bugün kapanýyor. Doðrunun peþinde olan, ciddi bir program seyretmek isteyen insanlarýn seyrettiði bir kanal yok
Eðer bu millet nefes aldýðý bir kanala sahip çýkamýyorsa,
kanal olmaktan çýkýp kanalizasyona dönmüþ bu yayýnlarý da hak ediyor demektir.
Bir dosta okuru "arkanýzdayýz" demiþ.
Vatanýný sevmesinin ve kalemini satmayýþýnýn bedelini kat be kat ödeyen yazarýmýz öfkelenerek
"arkamda deðil, yanýmda olun" demiþ.
Artýk arkada olmayýn. Arkada olanýn ne zaman sývýþacaðý belli olmuyor. Doðrunun ve doðrularýn yanýnda yer alacak kadar yürekli olun. Bu vataný bize vatan yapanlara olan borcumuz, çocuklarýnýza ve torunlarýnýza olan sorumluluðunuz için.

Zahide UÇAR

[rasimm]

Ellerine saðlýk güzel bir konu güzel bir yazý....

[müslüm akpek]

Ýnanýn bu kadar isabetli bir benzetme olamaz, resmen kanalizasyon, ama tüm kanallar ayný durumda, insanlarýn duygularýyla oynayarak reyting yapýp reklamlardan cebi doldurmak baþka yaptýklarý hiçbirþey yok, bu arada Türk aile yapýsýna , örf ve adetlerimize ne kadar zarar verdiklerinin farkýnda bile deðiller.

[fsoyarik]

Yapýn þu kahreden köprüyü
02 Kasým 2009 Pazartesi 16:21
6 aylýk Mert pisini pisine gitti. Babasýnýn elinden azgýn sel sularýna kayýp gidiverdi. Acýlý anne yetkililere tepkili










Yalova'nýn Çýnarcýk ilçesine baðlý Þenköy'de, tahta köprünün çökmesi sonucu babasýnýn kucaðýndan düþerek ölen 6 aylýk Mert Emre'nin annesi, bebeðin ölümünden köprüyü yapmayanlarýn sorumlu olduðunu savundu.

Kucaðýndaki oðlunun, aþýrý yaðýþýn etkisiyle kabaran dere sularýna kapýlarak ölmesiyle yýkýlan Þener Adalý, gazetecilere, 3 yaþýndaki kýzlarý Duygu'dan sonra ikinci evlatlarýna kavuþtuklarý için çok mutlu olduklarýný, ancak bu mutluluklarýnýn hüzne dönüþtüðünü söyledi.

Mert Emre'nin olay günü sabah saatlerinde rahatsýzlandýðýný ve doktora gitmek için yola çýktýklarýný belirten Þener Adalý, ''Üzerinden geçtiðimiz köprü bir anda yýkýlýnca oðlum ellerimden kayýp gidiverdi. Ben canýmý zor kurtardým ama asýl canýmýzý derede býraktýk'' dedi.

Mert Emre'yi kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaþayan Haným Adalý da (25) oðlunun ölümünden köprüde gerekli onarýmý yapmayanlarý sorumlu tuttu.

Kýzý Duygu'ya sarýlarak oðlunun acýsýný bastýrmaya çalýþan Haným Adalý, ''Oðlum geri gelmeyecek ama ben yandým baþkalarý yanmasýn. Yapýn þu köprüyü. Bir yere gitmek için bu köprüden geçmek dýþýnda baþka bir þansýmýz yok. Kaç defa söyledik bu köprüyü yapýn diye ama dinlemediler'' diye konuþtu.

Oðullarýnýn mezarýný ziyaret eden Adalý çifti, burada gözyaþý döktü. Haným Adalý, oðluna ölümünden bir gün önce aldýðý battaniyeyi koklayarak, ''Kokun bu battaniyeye sinmiþ. Oðlum sen burada üþürsün, ben sýk sýk geleceðim merak etme'' diye feryat etti.

Bu arada, belediye ekipleri yýkýlan köprünün etrafýnda çalýþma baþlattý. Belediyeye ait iþ makineleri, vatandaþlarýn rahatça geçebilmesi için derenin bir bölümünü toprakla doldurmaya baþladý.

Çýnarcýk'a baðlý Þenköy'de, 6 aylýk oðlu Mert Emre'yi kucaðýnda taþýyan Þener Adalý, üzerinden geçtiði köprünün çökmesi sonucu dereye düþmüþtü.

Aþýrý yaðýþlarýn etkisiyle þiddetli akan dereden çýkmaya çalýþan Adalý, bu sýrada kucaðýndaki oðlunu suya düþürmüþtü. Minik bebeðin cesedi, uzun süren aramalarýn ardýndan olay yerinden 1 kilometre uzakta bulunmuþtu

[YusufSerce]

Tespitlet bence 'TV elestirmenliginden' ote gecmiyor! Ama en onemlisi 'kumanda elinde' kismi, cunku bu programlarin yanisira nerdeyse hergun onlarca program yayindan kaldiriliyor. Sonucda bu senaryolar kurgu ve arz ediliyor, talep olmazsa mecbur cekilecek. Dolayisiyla fazla da paranoyaya gerek yok bence. Hani bilincli planli bir Turk aile yapisina yonelik hareket gibisinden yaklasimlar yersiz bence.

Ustelik ustte anlatilan ve vizyona yansitilan kurgularda gerceklik payi yok mu? Hem bunlar acaba ozendiriliyor mu yoksa bir noktada 'ibret icin mi' pazarlaniyor, bi de isin bu tarafi var!

Yani benim diyecegim, insan evvela kendini bilmeli ve dahi coluk cocugunu gozetmeli, yoksa toplum muhendisligiyle nereye kadar?!