SAHÝCÝ BÝR MUHALEFET
Muhalefet kavramýnýn batý demokrasisi ekseninde,iktidar ve karþýtlýðýna indirgenmiþ olmasý,muhalefetin kapsamýný daralttýðý gibi,dilini de hayattan,hayatýn diðer þubelerinden uzaklaþtýrmýþtýr.Bu manada siyasal iktidarýn tezleri ile buna muhalefet eden bir veya birden fazla siyasal partinin oluþturduðu zeminden hareketle muhalefet etmek,toplumun bütün katmanlarýný da ayný dar çembere dahil etmek anlamýna gelmektedir.Bu bir diðer yönü ile Ulus-Devlet merkezli demokratik sisteme meþruiyet kazandýrmaktýr.
Cumhuriyetin kurulmasý ile bizde de baþ gösteren yeni muhalefet olgusu, ‘Mu’arada’ olarak bildiðimiz kelimenin tarihi süreçte baþkalaþým geçirmesidir.Mu’arada Ýslam düþüncesinde “Emr bi’l Ma’ruf Nehy an’il müker” le de desteklenen bir yükümlülük iken,batýlý referanslarla desteklenmesi neticesinde,mevcut siyasal iktidara,onun þahsýnda bir þahs-ý manevi olan devlete muarýz,düþman ve hatta hainlik ile eþ deðerde ele alýnmýþtýr.Yakýn tarihimizde var olan muhalifler ve hareketlerine yaklaþým biçimimizi gözden geçirdiðimizde ne demek istediðimiz daha da iyi anlaþýlacaktýr sanýyorum.
Yukarýda deðindiðimiz gibi muhalefetin sadece siyasi olanla irtibatý ise,daha derin bir kýrýlmayý iþaret etmektedir.Yakýn siyasi geçmiþimizde bunun örneklerini görmek pekala mümkündür.
Fikri muhalefetin de batýlý referanslarla açýklanmasý ve siyasallaþma kombinezonu içinde ele alýnmasý,düþünceyi anarþizmle ayný kefeye koymuþtur.Bu sebepten olsa gerek, bir çok batlý filozof,felsefi anarþizmi ifade ederken,siyasal anarþizmi de açýklamak; kendilerinin bu anlamda bir muhalefet unsuru olmadýklarýný söylemek zorunluluðu hissederler!Bu bile muhalefetin daraltýlan anlam dünyasý içinde,nasýl da kýsýr ve sonucu kestirilebilen bir muhalefete mecbur býrakýldýðýmýzý göstermesi bakýmýndan sizlere de ilginç gelmiyor mu?
Ülkemizde son iki aydýr tartýþmaya açýlan “Kürt Açýlýmý” bütün unsurlarý ile gerçek anlamda muhalefetin konusu olmasý gerekirken,sadece siyasal iktidar ile siyasal muhalefet tezleri üzerinden olaya yaklaþmak,bir aldanýþtan öte ne anlam ifade edebilir ki?
Sokaktaki insanýn muhalefeti,Kürt vatandaþýn bizatihi kendi muhalefeti,doðu bölgesindeki farklý unsurlarýn muhalefeti,silaha baþ vurmayý da göze alacak kadar muhalefeti derinleþtiren daðdakilerin yani PKK lýlarýn muhalefeti,Ýslam’la yoðrulan bu topraklardaki Müslümanlarýn muhalefeti,açýlýmýn muhtevasý dikkate alýndýðýnda insanca yaþamak isteyen diðer etnik unsurlarýn muhalefeti…Dikkat ederseniz liste uzamakta ve hayatýn,yaþamýn bu coðrafyanýn bütün þubelerini ihata etmektedir.Belki de olayý çözmek için deðil de çözüyor görünmek için muhalefeti bilerek daraltýyoruz.
Geçen hafta gazetemizde yazan sayýn Ali Bulaç bey bu manada; …”aþiret sorunu,ekonomik sorun,dini duygularýn zayýflamasý sonucu kaybolan “Ýslam Kardeþliði” ve etnik unsurlarý…” zikrederek sorunun muhalif perspektiflerini izah etmeye çalýþtý.Tespitlerinde haklý olduklarýný belirtmeye gerek dahi duymuyoruz.Tespitler doðrudur.Yine sayýn Bulaç’ýn önemli bir tespiti de; Asýl muhalefet etmesi gerekenlerin, yani söz söylemesi gereken bilinçli Müslümanlarýn, bu konuda henüz sözlerini söylemedikleri,bana göre de söyleyemedikleri ve de söylemeye cesaret edemeyecekleri noktasý idi.
Ýþte bu nokta, baþlýkta özetle ifadeye çalýþtýðým gerçek bir muhalefeti zorunlu kýlmaktadýr.
“Kürt Açýlýmý” somut bir vakýa üzerinden,sýcak bir gündem üzerinden üretilen bir olgu.Ne var ki; bunu daha da kapsamlý bir þekilde bütün Türkiye halklarý için düþünülmesi gerekiyor.Burada ; “Öncelikli olan Kürt sorununu çözmede karþýlaþýlan zorluklar dikkate alýndýðýnda,muhtevayý geniþletmek daha da büyük risktir” þeklindeki bir yaklaþým mantýklý bir yaklaþým olmadýðý gibi,adil de deðildir.Eskiler; “Ortalýk bulanmadan durulmaz” derken,bir tecrübeden hasýl olan gerçeði ifade ediyorlardý.
Bu noktada her kesimin adilane ve insaf ölçüleri içinde özellikle de teenni ile hareket etmesi gerekiyor.Þuan söz konusu edilen Kürt halkýnýn da kotarýlan bu kýsa vadeli çözümden bir þeyler koparmak gibi bir ucuzluða düþmemesi,hele Ýmralý’daki adamýn aðzýna bakmamasý ciddi bir imtihandýr!
Muhalefeti, kurgulanan siyasal iktidar ekseninden uzak tutarak,insan ekseninde,insanca ele almak,somut bir dil kullanmak hepimiz için sahil-i selamete ulaþmak demektir.Bunun için Kemalizm ideolojisinin,Türk ýrkýnýn merkeze alýnmasýnýn,Ulus Devlet teorisinin, mevcut parlementer anlayýþýn,hilafet kavramlaþtýrmasýný dinin asli unsuru gibi görenlerin,bilmem daha kimlerin ve nelerin yeniden gözden geçirilmesi,salim bir kafa ve selim bir kalp ile tartýþýlmasý,sahici bir muhalefet için artýk zarurettir.
Sahici muhalefet; Bölgede çeyrek asýrdýr devam eden askeri yöntemlerin sorunu çözmede yeterli olmadýðý,sorunun sayýn Bulaç’ýn ifade ettiði unsurlar ile bizim daha da geniþleterek ifade ettiðimiz açýlardan da deðerlendirilmesinin gerekliliðidir. “Askeri çözümün çare olmadýðý” görüþünün PKK tarafýndan dillendirilmesi, bizi ürkütmemeli,MHP ile CHP’nin bu anlamda kaba bir aynýlaþtýrma ile bütün tezlerin PKK ya hizmet ettiðini ifade etmeleri bizi yanýltmamalýdýr. “Asker Millet” de diyebileceðimiz Türk halkýnýn, her asker kelimesinin geçtiði yerde hazýrol’a geçmemesi de bir zarurettir.Zira asker de,sivil de dindar da laik de…hepimiz kirlenmiþiz ve kýsýr bir tartýþma üzerinden bu devasa medeniyetin bakiyesini yorumlamaya mecalimiz dahi yok!
Yine bir misal olmasý açýsýndan en son açýlýmlardan olan TRT6 (Þeþ) kanalýnda arz-ý endam eden prototiplere,figürlere dikkatle bakýn,hemen hepsi bakýmlý,alýmlý,semiz,gür,gürbüz insanlar,oysa doðu ve güneydoðu halký bir ýzdýrabýn içinde kuru kavruk yüzlü, aç,periþan insanlarla dolu.O halkýn duygularýna tercüman olacak modellerin daha sahici ve daha Kürt olmalarý gerekmiyor mu?Adý geçen kanal,açýlýmlar…v.b. olgulara bakýnca,Türkleþtirilmek istenen Kürtlerin projesini görüyorum.Týpký Sünnileþtirilmek istenen Alevi-Bektaþi insanlarýmýz gibi! Bunu görmemek için kör olmaya gerek de yok sanýrým!Yeter ki; bakýn göreceksiniz.
Esas söz söylemesi gereken kesim olarak tanýmlanan bilinçli Müslümanlar, þunu iyice bilsinler ki;burada deðerli olan dinin kendisi olduðu için,bu kesime saygý duyulmaktadýr.Aksi halde kerameti kendinden menkul,bir çok eyyamcýnýn “Din Kardeþliði” vaazý ile bu sorunu çözmek de mümkün deðildir.Mesela;Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý bu konuda nasýl bir strateji izlemektedir.Bizatihi statükoya muhalefet olan din,bu konuda neden siyasal iktidarýn yol haritasýna göre konum tayin etmektedir?! Bu anlamda sahici sorularla sorunu çözmeye çalýþmak,midemizin kalkmasý,suratlarýmýzýn asýlamasýný da beraberinde getiriyor deðil mi?O halde hep beraber söyleyelim; Türk Kürt kardeþtir.Bölücüler kalleþtir! Göreceksiniz ki;sorun o an çözülecektir!Yarýn güneþ doðduðunda günýþýðý ile beraber sorun yeniden ýsýnacaktýr.Akþam serinliðinde sorunu yine soðutarak,bölücülük yapanlara Ulus olma bilinci ile bir kez daha lanet edelim;Türk Kürt kardeþtir.Muhalifler kalleþtir.Bir daha…