http://www.adalet-az.com/photos/tabut_110206.jpg[/IMG] Yolda karþýlaþtýðýmýzda ezan okunuyordu.
-Gel seni camiye götüreyim, dedim.Bugün Cuma biliyorsun.
-Sen de benim camiye gitmediðimi biliyorsun, dedi
-Biliyorum ama ,sebebini gerçekten merak ediyorum.
-Ne bileyim olmuyor iþte,dedi.Hep pantolonumun ütüsü bozulup,dizleri çýkar diye endiþe ediyorum.
Gayri ihtiyari gülmeye baþladým.
-Herhalde þaka yapýyorsun,dedim.Bunun için cami terk edilir mi?
-Ciddi söylüyorum, dedi.Giyimime ve özellikle yeþile düþkün olduðumu bilirsin.
Gerçekten öyleydi. Giydiði birbirinden güzel elbiseleri mutlaka yeþilin bir baþka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardý.
-Peki, dedim.Hayatýnda hiç camiye gitmedin mi?
-Çocukken dedemle birkaç kere gitmiþtim, dedi.Hem o yaþlarda dizlerim aþýnacak diye herhalde endiþe etmiyordum.Fakat artýk camiye gidebileceðimi zannetmiyorum.
Söyledikleri beni son derece þaþýrtmýþ ve bu konuyu açtýðýma piþman etmiþti. Daha sonra el sýkýþýp ayrýldýk.
Onunla konuþmamýzdan 2 ay sonra, kendisinin camide olduðunu söylediler. Hemen gittim.Bahçedeki namaz saflarýnýn en önünde duruyordu ve üzerinde yine yeþiller vardý.
Yavaþça yanýna yaklaþtým ve kýsýk bir sesle:
-Hani, dedim.Camiye gelmeyecektin?
Hiç sesini çýkarmadý. Çünkü musalla taþýnýn üzerinde,yeþil örtülü bir tabut içinde yatýyordu.
(Cüney Suavi)
Edited by - Ý.H.Er. on 10/8/2006 01:47:29 AM