Dün otobüse binmeden önce ”Penguen” dergisini aldým…
Yolum uzun, yaklaþýk kýrk dakika kadardý… Müzik yeterli olmaz, diye düþündüm…
Caným sýkkýn, biraz neþelenmek istedim… Yolda okurum, dedim… Kapak dikkatimi çekti…
Ýþte, hemen aþaðýda, fotoðrafladým… Bakabilirsiniz… Neyse, dedim…
Alýþtýk artýk bu tür bayat ve halký ayrýþtýrmaya çalýþan esprilere…
Otobüse bindim, biraz müzik dinleyip yolun ortalarýna doðru dergimi keyifle okurum, dedim…
Bir sonraki durakta türbanlý bir kýz bindi otobüse…
Yeni otobüslerde koltuklar karþýlýklý duruyor…
Yani siz otobüsün ön tarafýna doðru dururken, hemen karþýnýzda oturan size dönük oturuyor…
Ayný metroda ki gibi… Kýzcaðýz o kadar kendi halindeydi; ki anlatamam…
Gayet modern, saygýlý, etrafý ile bir derdi olmayan vs… Geldi, sakince karþýma oturdu…
Mp3 çalarýný taktý kulaðýna, eline bir kitap aldý ve okumaya baþladý…
O kadar hoþuma gitmiþti; ki özellikle okumayý sevmesi…
Okuyaný severim, en az okumayý sevdiðim kadar…
Yarým saatlik þehir içi yolculuðu bile okuyarak geçirmesi çok güzeldi…
Okumayý sevmeyen bir memlekette olduðumuzu göz önüne alýrsak…
O ve onun gibi insanlarýmýz benim için altýn deðerinde… Türbanýndan, inancýndan bana ne!?
Konumuza dönecek olursak; yolu yarýladýk…
Ben de dergimi okumaya yeltendim…
Birden aklýma o iðrenç kapak geldi…
Þimdi, karþýmdaki vatandaþ türbanlý…
Tam karþýlýklý oturuyoruz…
”Ben nasýl açayým bu kapaðý yüzüne karþý?”, dedim içimden…
Ýnat eder gibi, ”Al sana!”, der gibi, laf sokar, ”Sen busun iþte!”, der gibi…
Neyse açamadým tabii ki… Karþýmda duran kýzýn hassasiyetini düþündüm…
Ben küpeli, uzun saçlý, çok olmasa bile biraz marjinal giyim tarzýmla, o da türbaný,
gayet de modern fakat vücut hatlarýný belli etmeyen kýyafeti ile kýrk dakika yolculuk yaptýk karþýlýklý olarak…
O kýyafet onun seçimi, benimkisi ise benim seçimimdi…
Ne bana ”hippi” diyen oldu, ne de ona ”yobaz” diyen oldu yaklaþýk seksen kiþilik otobüste…
Gayet birbirimizi kabullenmiþ bir milletiz normalde…
Ne o bana baktý, yüzünü ekþitti, ne ben ona bakýp yüz ekþittim…
O kadar içime oturdu;
ki bu saaçma kapak yüzünden otobüste dergi okuma keyfimin elimden alýnmasý, anlatamam…
Oysa keyifli bir yolculuk hayal etmiþtim…
Eve geldim ve müziðimi açýp dergiyi okumaya koyuldum…
Altay ÖKTEM’in köþesine geldiðimde yine dumur oldum…
Altay ÖKTEM, meðerse üç haftadýr neden sýrtlardan, topuklardan bahsediyormuþ, açýkladý…
3 haftadýr sýrttan, topuktan mevzular yazmasýný da eleþtirmiþtim geçen sayý… Hatýrlarsýnýz…
Meðer, Sayýn ÖKTEM, üç hafta ne gazete almýþ, ne TV açmýþ, ne Radyo dinlemiþ ne de baþka bir þey…
Tamamen medyadan uzak kalmak istemiþ… Neden, hemen söyleyeyim…
”Bu, türban meselesinden sýkýlmýþ…
Medyanýn bu olayý gözümüze gözümüze sokmasýndan býkmýþ…”
Yani bu yüzden gündemle ilgili deðil de ‘’sýrttan / týrttan!” mevzular yazmýþ…
Savunmasý bu…
Ama üç hafta sonra açtýðý zaman TV’yi olayýn daha da büyüdüðünü, alevlendiðini görmüþ ve bunu eleþtirmiþ bu hafta ki yazýsýnda…
Farkýnda deðil sanýrým fakat yine ortalýðý batýrdý… Sen bizzat o medyanýn içindesin zaten…
TV açmasan, Radyo dinlemesen, Gazete okumasan neye fayda?
Eðer ben otobüste giderken senin yazdýðýn dergiyi karþýmda ki türbanlý kardeþimden utandýðým için okuyamýyorsam sen de o medyadan birisin… Hani derler ya! ” Dinine küfür eden müslüman olsa! ”
Altay ÖKTEM medyayý sadece TV, Radyo ve gazetelerden ibaret sanýyor sanýrým…
Ya da kendi yazdýðý dergiyi okumuyor! Þimdi o, senin eleþtirdiðin medyanýn içine bizzat seni ve dergini katarak ben birkaç þey söylemek istiyorum…
Sizin derdiniz ne Allah aþkýna? Sizin bahsettiðiniz ülke hangisi?
Yoksa siz baþka bir ülkede, biz baþka bir ülkede mi yaþýyoruz?
Bizler birbirimizi günlük hayatýmýzda ayrýþtýrmýyoruz…
O, türbanlý kýzla birlikte yolculuk yapýyoruz, yemek yiyoruz, ayný yollarda yürüyüp, ayný muhiti paylaþýyoruz…
Kýzýlay’ýn göbeðinde barlar hâlâ açýk…
Ýçki içen, sokaðýn ortasýnda sigara tüttüren de var…
Oruç tutan da var… Hiç kimse kimseye saldýrmýyor, küfür etmiyor, ters bakmýyor…
Söylesin þu medya, Allah aþkýna? Sizin bahsettiðiniz ülke hangisi?
Penguen’in bu hafta ki kapaðýnda ” sýrf hükümete yaalakalýk olsun ” diye baþýný kapatan kýz nerde?
Biz neden onu göremiyoruz? Yirmi üç yaþýndayým… Yüzlerce türbanlý kýz arkadaþým oldu…
Bir tanesi de, ” Ben hükümete yaalakalýk olsun diye türban takýyorum ” demedi, ya da ben o izlenimi edinmedim…
Allah aþkýna söyler misiniz? Sizin bahsettiðiniz, hükümet yaalakasý türbanlý kýz nerde yaþýyor?
Yâ Hu! Allah âþkýna bilen varsa söylesin…
Bu ülke ve bu kýz nerede?
Vallahi kötü bir amacým yok…
Röportaj yapmaya niyetlendim kendisiyle…
Bizzat kendinden dinlemek istiyorum…
Hiç ortalarda, sokaklarda, yolda, otobüste
içimizde olmadýðý halde
bunca medya organýnýn ilgi odaðý olmayý nasýl baþarýyor?