29 Ekim Cumhuriyet Bayramý
Osmanlý Ýmparatorluðu'nda, ikinci Meþrutiyetin ilanýndan altý yýl sonra Birinci Dünya Savaþý baþladý.1914'te baþlayan Birinci Dünya Savaþý'na dünyanýn belli baþlý devletleri katýldý.Dört yýl süren savaþ sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi.Savaþ kurallarýna göre biz de yenilmiþ sayýldýk. Ülkemiz Ýngilizler, Yunanlýlar,Fransýzlar,Ýtalyanlar tarafýndan paylaþýldý.
Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paþa,19 Mayýs 1919'da Samsun'a geldi.Erzurum'da,Sivas'ta kongreler düzenledi.Mustafa Kemal Paþa "Tek bir egemenlik var,o da Milli egemenliktir.Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktýr." diyordu.Yurdun dört bir tarafýndan gelen ulus temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde toplandý.
Meclis, Mustafa Kemal Paþa'yý baþkan seçti.Mustafa Kemal Paþa'nýn önderliðinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluþ Savaþý'ný baþlattý.Bir yandan efeler,dadaþlar,seðmenler bulunduklarý yörede düþmana karþý koydular.Öte yandan düzenli ordular Ýnönü'de,Sakarya'da,Dumlupýnar'da savaþtýlar.Yurdumuz düþmanlardan kurtarýldý.
Tahtýný, rahatýný düþünen padiþah, yenilen düþmanla birlikte yurdumuzdan kaçtý. Ýmzalanan Lozan Barýþ Antlaþmasý ile yeni bir devlet doðdu.Bu doðan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemiþti.
Ýkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Aðustos 1923'te ilk toplantýsýný yaptý.13 Ekim 1923'te Ankara Baþkent oldu.Atatürk; düþmanýn ülkeden atýlýp sýnýrlarýmýzýn belirlenmesinden sonra,çoktan beri tasarladýðý cumhuriyetin ilaný üzerinde hazýrlýklar yapmaya baþladý.28 Ekim 1923 akþamý yakýn arkadaþlarýný Çankaya'da yemeðe çaðýrdý.Onlara , "Yarýn Cumhuriyet'i ilan edeceðiz."Dedi.
29 Ekim 1923 günü Atatürk,milletvekilleri ile görüþtükten sonra taslaðý hazýrlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi.Meclis önergeyi kabul etti.Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu.Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaþkaný oldu.Cumhuriyet'in ilaný yurtta sevinç ve coþku ile karþýlandý.
Cumhuriyet;yurttaþlarýn seçme ve seçilme hakkýnýn olduðu bir yönetimdir.Ulus temsilcilerinin kabul ettiði yasalarla ülkenin yönetilmesidir.Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur.Cumhuriyet'i korumak, kollamak, yaþatmak her yurttaþýn ödevidir.
Tþkler baþakcým. Tüm Türkiye Cumhuriyetinin 29 ekim cumhuriyet bayramý kutlu olsun
SIKINTI YARATMA...!
[YOUTUBE]http://www.youtube.com/watch?v=zLAbNHlboGw[/YOUTUBE]
[YOUTUBE]http://www.youtube.com/watch?v=zLAbNHlboGw[/YOUTUBE]
basak a saygýlar
Made Ýn NizipLi
CUMHURÝYET'ÝN ÝLANI KARARINI NEREDE VE KÝMLERE SÖYLEDÝM
Yemek sýrasýnda : "Yarýn Cumhuriyet ilân edeceðiz" dedim. Orada bulunan arkadaþlar, derhal düþünceme katýldýlar. Yemegi býraktýk. O dakikadan itibaren, nasýl hareket edileceði konusunda kýsa bir program yaparak arkadaþlar ý görevlendirdim. Yaptýðým programýn ve verdiðim talimatýn uygulanýþýný göreceksiniz!
Efendiler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilânýna karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaþlarýmý davet ederek onlarla görüþüp tartýþmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onlarýn da aslýnda ve tabiî olarak benim gibi düþündüklerinden þüphe etmiyordum. Halbuki, o sýrada Ankara'da bulunmayan bazý kiþiler, yetkileri olmadýðý halde, kendilerine haber verilmeden, düþünce ve rýzalarý alýnmadan Cumhuriyetin ilân edilmiþ olmasýný bize gücenme ve bizden ayrýlma sebebi saydýlar.
CUMHURÝYET'ÝN ÝLANI ÝLE ÝLGÝLÝ KANUN TASARISINI ÝSMET PAÞA'YLA BÝRLÝKTE HAZIRLADIK
O gece birlikte olduðumuz arkadaþlar erkenden ayrýldýlar. Yalnýz Ýsmet Paþa Çankaya'da misafirdi. Onunla yalnýz kaldýktan sonra, bir kanun tasarýsý müsveddesi hazýrladýk. Bu müsveddede 20 Ocak 1921 tarihli Teþkilât-ý Esasiye Kanunu (Anayasa)'nun devlet þeklini tespit eden maddelerini þu þekilde deðiþtirmiþtim : Birinci maddenin sonuna "Türkiye Devleti'nin hükûmet þekli Cumhuriyettir" cümlesini ekledim. Üçüncü maddeyi þu yolda deðiþtirdim : "Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafýndan idare olunur. Meclis, hükûmetin ayrýldýðý idare kollarýný Bakanlar vasýtasýyla yönetir." Bundan baþka Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nun temel madelerinden olan sekizinci ve dokuzuncu maddelerle de deðiþtirilerek ve açýklýða kavuþturularak þu maddeler yazýldý :
"Madde - Türkiye Cumhurbaþkaný Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafýndan ve kendi üyeleri arasýndan bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaþkanlýðý görevi yeni Cumhurbaþkanýnýn seçilmesine kadar devam eder. Görev süresi biten Cumhurbaþkaný yeniden seçilebilir."
"Madde - Türkiye Cumhurbaþkaný devletin baþkanýdýr. Bu sýfatla lüzum gördükçe Meclis'e ve Bakanlar Kurulu'na baþkanlýk eder."
"Madde - Baþbakan, Cumhurbaþkaný tarafýndan ve Meclis üyeleri arasýndan seçilir. Diðer bakanlar, Baþbakan tarafýndan ve yine Meclis üyeleri arasýndan seçildikten sonra Cumhurbaþkaný tarafýndan hepsi birden Meclis'in onayýna sunulur. Meclis, toplantý halinde deðilse, onaylama, Meclis'in toplantýsýna býrakýlýr."
Bu mûddelere, komisyonda ve Meclis'te din ve dil ile ilgili bildiðiniz bir madde de eklenmiþtir.
29 EKÝM 1923 GÜNÜ HALK PARTÝSÝ'NDE YAPILAN GÖRÜÞMELER
Saygýdeðer Efendiler, þimdi isterseniz yüksek hey'etinize 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Ankara'da geçen olayý kýsaca anlatmaya çalýþayým. Pazartesi günü saat 10.00'da Halk Partisi grubu, Grup Yönetim Kurulu Baþkaný Fethi Bey'in baþkanlýðýnda toplandý. Bakanlar Kurulu üyelerinin seçimi görüþmelerine baþlandý.
Baþkan - Yönetim Kurulu, hazýrlýk niteliðinde olmak üzere, Genel Kurul'a sunulmak üzere bir Bakanlar Kurulu listesi hazýrladý. Yönetim Kurulu, kesin bir þey tespit etmiþ deðildir. Karar saygýdeðer kurulumuzundur. Kabul ederseniz okunsun, sözleriyle, Genel Kurul'a, Baþkanlýðýnda Fuat Paþa'nýn bulunduðu bir hükümet listesi sunar. Okunan bu listede Ýktisat Bakanlýðýna aday gösterilen Celâl Bey (Ýzmir) söz alarak Bakanlar Kurulu'nun önemini belirtmiþ ve kendisinin seçilmesini teklif etmiþ. Özellikle "bu listede adlarý görülen kimseler çekilenlerden daha kuvvetli deðildir. Bizden refah ve ýslahat isteyen bir millet vardýr. Herhalde yeniler eskilerden daha kuvvetli olmalýdýr. Seçimde acele etmeyelim. Hele Hükûmet Baþkaný'ný seçerken iyi düþünelim" görüþünü ileri sürmüþ.
Saip Bey (Kozan) - Meclis Baþkanlýðý'na Fethi Bey, Baþbakanlýða Ýsmet Paþa seçilmelidir, demiþ.
Ekrem Bey (Rize) - Yeni hükûmet eski hükûmetin boþluðunu doldurabilecek mi? Reis Paþa Hazretleri, mümkünse bu konudaki düþüncelerini ifade buyursunlar; aydýnlanalým (ben o sýrada Meelis'te bulunmuyordum) þeklinde kontýþmuþ.
Zülfü Bey (Diyarbakýr) - Yetki Parti Meclisi'nindir. Bu hak, grup Yönetim Kurulu'nun deðildir. Parti Meclisi toplansýn! .. isteðinde bulunmuþ...
Mehmet Efendi (Bolu) - Seçilecek hükûmet ancak bir ay dayanabilir. Hükûmetin böyle sýk sýk deðiþmesi, memleket ve milleti kötü ve güç bir duruma sürükler. Hükûmet istifa sebebini açýkça anlatmazsa herhangi bir hükûmet seçimine katýlmam. Önce sebebi anlayalým sonra seçim yapalým.
Faik Bey (Tekirdað) - Listede gösterilen isimler öncekilerden daha kuvvetli deðildir. Parti Meclisi toplanýp bu meseleyi halletsin.
Vasýf Bey ( Saruhan ) - ( Ýsmet Paþa'nýn hizmetlerinden bahsettikten sonra) Memleketi, milleti niçin býrakýyor? Liderlerimiz bizi aydýnlatmamýþtýr. Sayýn Baþkanýnýz (beni kastetmiþ olacak) bizi niçin aydýnlatmýyor, demiþ ve uzun bir konuþma yapmýþ.
Necati Bey (Ýzmir) - Memleketin güvendiði kimselerin bizi býrakýp aynlmalarýný kabul edemeyiz. Sayýn Baþkanýmýz bizi aydýnlatsýn ve uyarsýn. Ýçeriye ve dýþanya karþý kuwetli bir hükûmete kesinlikte ihtiyacýmýz vardýr.
Baþkan Fethi Bey - Yönetim Kurulu'nun yaptýðý bu liste ne Paþa'nýn ve ne de Yönetim Kurulu'nundur, þeklinde bir açýklama yapmayý gerekli bulmuþ.
Doktor Fikri Bey ( Ertuðrul ) ( 215 ) - Vasýf v Necati Bey'lerin düþüncelerine katýlýnm. Memleket sütliman deðildir. Memleket idaresi geliþigüzel yapýlacak bir seçime terk edilemez. Kuvvetli þahýslardan kurulu bir hükûmet seçilmelidir.
Recep Bey (Kütahya) - Arkadaþlar sözlerini bitirsinler, sonra Gazi Paþa Hazretleri söylesinler (Henüz toplantýda deðildir).
Ýlyas Sami Bey (Muþ) - Sayýn Baþkanýmýz Gazi Paþa Hazretleri düþüncelerini ifade buyursunlar. Bunalýmýn doðduðu gün giderilmesi daha yararhdýr. Erteleme þiddetlenmesine yol açar. Bir Hükûmet Baþkaný seçelim. Yirmi dört saatlik bir süre tanýyalým. Arkadaþlarýný bulsun. Kuvvetli bir hükûmet kurulsun.
Abdurrahman Þeref Bey ( rahmetli Ýstanbul Milletvekili) - Bazý arkadaþlar telâþ ediyorlar. Bu her memelekette görülen bir þeydir. Hepimizin amacý vatanýn saadetidir. Bir makine kurup týkýr týkýr iþletemiyoruz. Bu da doðru. Kuwetli bir hükûmeti nasýl bulmalý hastalýðý nasýl keþfetmeli? Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'muzu göz önüne alalým. Hükûmetin görevini belli edelim. Meclis, göri.iþlerini söylesin. Ondan sonra Reis Paþamýz da görüþlerini ifade buyursunlar. Bir sonuca varalým. Herkes bir iþe yarar. Herkesi yaradýðý iþte kullanmalý. Þahýslardan söz etmeyelim. Vatanýn yüksek çýkarlarýnda birlikteyiz. Reis Paþa Hazretleri görüþlerini ifade buyursunlar.
Eyüp Sabri Efendi (Konya) - Ne olursa olsun bir seçim zarureti ile karþý karþýya bulunuyoruz. Bundan önceki Hükûmet üyelerinin, yeniden seçilmiþ olsalar bile kabul etmeyeceklerine karar verdiklerini iþitiyoruz. Yüce Meclis bu kararý kaldýrmalýdýr.
Recep Bey (Kütahya) - Üç esaslý noktaya dokunacaðým. Birincisi þekil, ikincisi çalýþma eksikliði, üçüncüsü manevî birliðimizde açýlan gediktir. Þekillerde eksiklik olursa iyi bir sonuç vermez. Eldeki listede yer alan deðerli arkadaþlar hangi zamanda hangi þartlar altýnda çalýþacaklardýr; belli deðil. Kuvvetli bir þahsýn kencii arkadaþlarýný bularak bir hükûmet kurmasý gerekir. Recep Bey, özellikle bu son nokta üzerinde uzun bir konuþma yapmýþ ve açýklamalarda bulunmuþ.
Talât Bey (Ardahan) - Recep ve Abdurrahman Þeref Bey'ler pek güzel açýkladýlar. Hükûmet Baþkaný'nýn görevi nedir? Görev ve yetki Kanununu hâlâ çýkarmadýk. Gazi Paþa Hazretleri bizi aydýnlatmak lûtfunda bulunsunlar, demiþ.
BEN GENEL BAÞKAN OLARAK MESELENÝN ÇÖZÜMÜNE MEMUR EDÝLDÝM
Baþkan bundan sonra görüþmenin yeterliðini oya koymuþ. Görüþme yeterli görüldükten sonra birtakým önergeler okunmuþ. Bunlardan Kemalettin Sami Paþa'nýn önerisi kabul edilmiþ. Bu önergeyle, ben Genel Baþkan sýfatýyla meselenin çözüme baðlanmasý için Parti Meclisi tarafýndan görevlendiriliyordum. Görüþmeler sýrasýnda Çankaya'da evimde bulunuyordum. Kemalettin Sami Paþa'nýn önergesinin kabul edilmesi üzerine, toplantýya davet edildim. Toplantý salonuna girer girmez doðruca kürsüye çýktým ve kýsaca þu görüþ ve teklifi ortaya attým.
"Efendiler! dedim, Hükûmet üyelerinin seçiminde görüþ birliði saðlanamadýðý anlaþýlmýþtýr. Bana bir saat kadar müsaade buyurun. Bulacaðým çözüm yolunu arz ederim."
Baþkan Fethi Bey, teklifi oya koydu. Kabul edildi.
Efendiler, bu bir saat içinde, gereken kimseleri Meclis'teki odama davet ederek onlara 28/29 Ekim gecesi hazýrladýðým kanun tasarýsýný gösterdim ve kendileri ile görüþtüm.
28/29 EKÝM GECESÝ HAZIRLADIÐIM KANUN MÜSVEDDESÝNÝ TEKLÝF ETTÝM
Saat 13.30'da Parti Genel Kurulu yeniden Fethi Bey'in baþkanlýðýnda toplandý. Ýlk söz bendeydi. Kürsüye çýktým ve þu konuþmayý yaptým : "Saygýdeðer arkadaþlar, üzerinde durduðumuz meselenin çözümünde karþýlaþýlan güçlüklerin sebebi, bütün arkadaþlarca anlaþýlmýþtýr sanýrým. Eksiklik ve yanlýþlýk uygulamakta olduðumuz usul ve þekildedir. Gerçekten de, yürürlükteki Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'na göre, bir hükümet kurmaya teþebbüs ettiðimiz zaman, bütün arkadaþlarýn her biri bakanlarý ve hükûmeti seçmek mecburiyeti ile karþý karþýya kalýyor. Hepinizin birden hükûmet üyelerini seçmek zorýýnda kalmanýzda görülen güçlüðün giderilmesi zamaný gelmiþtir. Geçen dönemde de ayný þekilde güçlükle karþýlaþýlýyordu. Görülüyor ki, bu usul bazan birçok karýþýklýklara yol açýyor. Yüksek hey'etiniz bu güçlüðün çözülmesi için beni görevlendirdi. Ben de bilginize sunduðum bu görüþten hareket ederek düþündüðüm þekli tespit ettim. Onu teklif edeceðim. Teklifim kabul edilirse kuvvetli ve kendi içinde uyumlu bir hükûmet kurmak mümkün olacak týr. Devletimizin þekil ve niteliðini tespit eden ve hepimiz için bir gaye olan Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'muzun bazý noktalarýna açýklýk kazandýrmak gerekir. Teklif þudur dedikten sonra, bilinen tasarýyý okutmak üzere kâtip beylerden birine uzatarak kürsüden ayrýldým.
Hâzým Bey (Niðde) - Þu görüþü ileri sürdü : Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nu biz yapabilir miyiz? Sanýrým ki yapamayýz. Yetkimiz varsa, bu partide olmaz. Partide görüþüldükten sonra açýk oturumda kimse söz söyleyemiyor. Millet varlýðýný ilgilendiren kanunlarýn burada kesin bir þekilde tespit edilmesine taraftar deðilim. Bu gibi kanunlar açýk oturumda ve serbestçe görüþülmelidir. Biz, her þeyden önce hükûmet bunalýmýna bir çare bulalým.
Yunus Nadi Bey, Hâzým Bey'e þu yolda cevap verdi : Hangi memleket ilk defa Teþkilât-ý Esasiye Kanunu yaparsa, o iþ için bir kurucu meclis kurmuþtur. Bizde ise bu gibi meselelerde ayrýca bir kurucu meclis kurulacaðý açýkça belirtilmemiþtir. Bizde her zaman bu gibi deðiþiklikler olmuþtur. Bizden önceki Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu yolda yürümüþtür. Buna yetkimiz vardýr. Kararsýzlýk gösterilmesin. Þimdi biz, hükûmet bunalýmýnýn çözümünü Reis Paþa Hazýretleri'ne býraktýk. O da bize bu teklifi getirdi. Bu teklifte yer alan usulü bütün arkadaþlar ayrý ayrý düvünmüþtür. Þimdi buna kesin bir þekil vermek gerekir. Teklif edilen þekil, zaten vardýr. Buna bir açýklýk verip daha belirli þekilde tespit edeceðiz.
Vehbi Bey (Balýkesir) - Bizim, þimdiye kadar görüþüldüðünü iþittiðimiz Teþkilât-ý Esasiye Kanunu hakkýnda bir bilgimiz yoktur. Gerçi gazetelerde gördük, ama bu yeter mi? Bu bakýmdan biz, bu konuyu bir bütün olarak görüþmek üzere daha sonraya býrakýp önce bunalýma bir çare bulalým.
Halil Bey - Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nun deðiþtirilerek yeniden yapýlmasýna yetkimiz vardýr. Fakat yapýlacak bu deðiþiklikler, gerçekten vatan ve milletimizin saadetini saðlayabilecek midir? Bunu söylemek gerekir. Bunu, hukukçu, hukuk bilgini olan arkadaþlarýmýz gelip açýklasýnlar. Açýklama yapýlmadýkça bu meselenin derhal halledilmesine taraftar deðilim.
Üyelerden biri - Teþkilât-ý Esasiye Kanunu öyle geliþi güzel düzeltilemez.
Hamdullah Suphi (Ýstanbul) - Dört yýl önce, bakanlarýn ayrý ayrý seçilmelerinin zararlarýný söylemiþtim. Bugün de ayný durum baþgösterdi. Gazi Paþa'nýn teklifine gelince, bu yeni deðildir. Dört yýl önce yapýlan bir kanunun daha açýk olarak ifadesinden ibarettir. Durum böyle olunca, deðiþiklik aleyhinde söz söyleyecekler gelsinler düþüncelerini açýklasýnlar. Fakat zamanýmýzýn uzun uzadýya beklemeve tahammülü voktur.
Ragýp Bey (Kütahya) - Kanunlarýn en iyisi þartlardan ve ihtiyaçtan doðmuþ olanýdýr. Ýhtiyaç ise meydandadýr. Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nun tamamlanmasý ve açýklýða kavuþturulmasý gerekir. Teklifin derhal görüþülmesine geçelim.
Adalet Bakaný rahmetli Seyit Bey - Teklif edileýý þekil yeni bir þey deðildir. Yürürlükteki Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nun, açýklýða kavuþturulmasý ve buna göre tespitidir. Kanunlar ihtiyaçtan doðar teorik görüþlerden kaynaklanmaz. Zaman ve olaylar her þeye hâkimdi. Geliþme kanunu, deðiþmez kesin bir kuraldýr. Teklif edilen þekilde bir yenilik yoktur. Yürürlükteki þekli daha açýk ve belirli bir þekilde ifade edersek, elbette millet ve memleketimizin yararýna daha uygun olarak hareket etmiþ oluruz.
HÜKUMETÝMÝZÝN ÞEKLÝ MUTLAKA CUMHURÝYET OLACAKTIR
Rahmetli Seyit Bey'in görüþüne Abidin Cumhuriyet Bey (Manisa) þu cevabý verdi : - Önce hükûmet bunalýmýna çözüm getirelim. Eyüp Sabri Efendi (Konya)'nýn görüþü þöyleydi : Biz Gazi Paþa Hazretleri'ni hakem yaptýk. Bizim Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nu deðiþtirmeye yetkimiz yok demek, gayrimeþru olduðumuzu kabul etmek demektir. Meclisin Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nu deðiþtirme yetkisi meydandadýr. Hükûmetimizin þekli mutlaka Cumhuriyet olacaktýr.
Bundan sonra Ýsmet Paþa söz alarak þu yolda bir konuþma yaptý :
Parti Baþkaný'nýn teklifini kabule ihtiyaç kesindir. Bütün dünya, bizim bir hükûmet þekli görüþtüðümüzü biliyor. Bu görüþlerimizi bir sonuca baðlayýp açýklamamak, güçsüzlüðü ve karýþýklýðý sürdürmekten baþka bir þey deðildir. Bir tacrübemden söz edeyim. Avrupa diplomatlarý bu konuda beni uyardýlar. Devletin baþkaný yoktur, dediler. Þimdiki idare þeklinize göre baþkan, Meclis Baþkaný'dýr. Demek ki siz, bir baþka baþkan bekliyorsunuz. Avrupa'nýn düþüncesi iþte budur. Oysa, biz böyle düþünmüyoruz. Millet, hâkimiyetini ve mukadderatýný fülî olarak eline almýþtýr. O halde bunu hukukî olarak dile getirmekten neden çekiniyoruz. Cumhurbaþkaný olmadan Baþbakan seçilmesini teklif etmek kanunsuz olur. Bunda þüpheye yer yoktur. Baþbakanýn seçilebilmesi için, Gazi Paþa Hazretleri'nin teklifinin kanunlaþmasý gerekir. Genelleþmiþ olan bir zaafýn sürdürülmesinin anlamý yoktur. Partinin bütün millete karþý yüklendiði sorumluluðun gereklerine uygun olarak hareket etmek zarurîdir
Ýsmet Paþa'dan sonra, rahmetli Abdurrahman Þeref Bey'in konuþmasýnda þu sözler yer alýyordu :
Hükûmet þekillerinin teker teker sayýlmasýna gerek yoktur. Hâkimiyet kayýtsýz þartsýz milletindir, dedikten sonra kime sorarsanýz sorunuz, bu Cumhuriyettir. Doðan çocuðun adýdýr. Ama bu ad, bazýlaruýa hoþ gelmezmiþ, varsýn gelmesin.
Bundan sonra Yusuf Kemal Bey, teklifin kabul edilmesi gerektiði hususunda uzun bilgiler verdi ve bunun derhal kanunlaþmasý için gerekli iþlemin tamamlanmasýný teklif ederim dedi.
TÜRKÝYE CUMHURBAÞKANLIÐI'NA TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ OY BÝRLÝÐÝ ÝLE BENÝ SEÇTÝ
Ondan sonra Cumhurbaþkaný seçilmesi için Meclis'te oylamaya geçildi. Toplanan oylarýn sonucunu Baþkanlýk kürsüsünde oturan Ýsmet Bey (Paþa) Genel Kurul'a þu þekilde bildirdi : "Türkiye Cumhurbaþkanlýðý için yapýlan oylamaya yüz elli sekiz kiþi katýlmýþ ve Cumhurbaþkanlýðýna yüz elli sekiz üye, oybirliði ile Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paþa Hazretleri'ni seçmiþlerdir."
Efendiler, seçimin hemen arkasýndan Meclis'te yaptýðým konuþmayý tutanaklarda okumuþsunuzdur. Ancak, tarihî bir hatýranýn canlandýrýlmasý için, müsaade ederseniz, o konuþmamý burada aynen tekrar edeyim :
"Saygýdeðer arkadaþlar, dünya çapýýýda önemli ve olaðanüstü olaylar karþýsýnda, saygýdeðer milletimizin gerçek uyanýklýðýna ve þuurluluðuna deðerli bir belge olan Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nun bazý maddelerini açýklýða kavuþturmak için kurulmuþ olan özel komisyon tarafýndan yüksek hey'etinize teklif edilen kanun tasarýsýnýn kabûlü dolayýsýyla, Türkiye Devleti'nin zaten bütün dünyaca bilinen, bilinmesi gereken mahiyeti milletlerarasý adýyla adlandýrýldý. Bunun tabiî bir gereði olmak üzere bugüne kadar doðrudan doðruya Meclis Baþkanlýðý'nda bulundurduðunuz arkadaþýnýza, yaptýrdýðýnýz bu görevi, Cumhurbaþkaný ünvanýyla yine ayný arkadaþýnýz, bu âciz arkadaþýnýza tevcih ediyorsunýýz. Bu miinasebetle þimdiye kadar hakkýrnda gösterdiðiniz sevgi, samimiyet ve güveni bir defa daha göstermekle, yüýksek deðerbilirliðinizi ispat etmiþ oluyorsunuz. Bundan dolayý yüce hey'etinize gönlüm'ýin bütün saýnimiyeti ile teþekkürlerini arz ederim."
"Efendiler, asýrlardan beri Doðuda haksýzhða ve zulme uðramýþ olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduðu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu.
Son yýllarda milletimizin fiilî olarak gösterdiði kabiliyet, istidat ve kavrayýþ kendi h.akkýrýda kötü düþünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeði görmekten uzak, görünüþe aldanan msanlar oldugunu pek güzel ispat etti. Milletimiz kendisinde var olan vasýflarý ve deðerý, hükumetin yeni adýyla, medeniyet dünyasýna çok daha kolaylýkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasýnda tuttuðu yere lâyýk olduðunu eserleriyle ispat edecektir."
"Arkadaþlar, bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yýl içinde kazandýðý zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendiný gösterecektýr. Bendenýz, kazandýðým çok önemli gördüðüm bir noktadaki ihtiyacý arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce hey'etinizin þahsýma karþý gösterdiði sevgi, güven ve desteðin devamýdýr. Ancak bu sayede ve Tanrý'nýn yardýmýyla, bana verdiðiniz ve vereceðiniz görevleri en iyi þekilde yapabileceðimi ümit ediyorum."
"Daima sayýn arkadaþlarýmýn ellerine çok samimî ve sýký bir þekilde yapýþarak, kendimi onlarýn þahýslarýndan bir an bile uzak görmeyerek çahþacaðým. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceðiz. Türkiye Cumhuriyeti mes'ut, muvaffak ve muzaffer olacaktýr."
Efendiler, Meclis'çe Cumhuriyet kararý 29/30 Ekim 1923 gecesi saat 20.30'da verildi. On beþ dakika sonra, yani 20.45'te Cumhurbaþkaný seçildi. Durum, ayný gece bütün memlekete bildirildi ve her tarafta gece yarýsýndan sonra yüz bir pâre top atýlarak ilân edildi.
Ýlk kabinenin Ýsmet Paþa tarafýndan kurulduðýýnu ve Meclis Baþkanlýðý'na Fethi Bey'in seçildiðini biliyorsunuz.
CUMHURÝYET'ÝN ÝLANI ÜZERÝNE MÝLLETÝN DUYDUÐU GENEL VE SAMÝMÝ SEVÝNCE KATILMAKTAN ÇEKÝNENLER
Efendiler, Cumhuriyet'in ilâný, bütün milletçe sevinçle karþýlandý. Her tarafta parlak sevinç gösterileri yapýldý. Yalnýz Ýstanbul'da iki üç gazete ve yalnýz Ýstanbul'da toplanan bazý kimseler, milletin genel ve samimî olan bu sevincine katýlmaktan çekindiler.Endiþeye düþtüler. Cumhuriyet'in ilânýna önayak olanlarý eleþtirmeye baþladýlar. Ýþaret ettiðim gazetelerin ve þahýslarýn Cumhuriyet'in ilânýný nasýl karþýladýklarýný hatýrlamak için sadece o günlerdeki yayýnlarý gözden geçirmek yeterlidir.
Meselâ ''Yaþasýn Cumhuriyet'' baþlýðý altýndaki yazýlar bile Cumhuriyet'in kuruluþ ve duyuruluþ þeklinin garip olduðunu, bunda ''sýkboðaza getirilmiþ gibi bir durum bulunduðunu ilan ediyordu. Bu yazýlarýn sahibi þu görüþleri ileri sürüyordu : (. . . Þöyle olacagý böyle olacagý söylenip dururken, diðer taraftan birdenbire birkaç saat içinde, Kanun-ý Esasý deðiþikliði yapýlývermesi en yumuþak deyimi ile gayritabiî bir harekettir.''
Bizim davranýþ tarzýmýz nmedeniyet dünyasýný anlamýþ, okumuþ, incelemiþ ve devlet idaresinde tecrübe kazanmýþ kafalardan çýkacak bir muhakeme eseri'' deðilmiþ...
Cumhuriyet'in ilânýný Meclis'in alkýþlarla kabul etmesi, milletin top atýþlarý ile kutlamasý eleþtiriliyor ve deniyordu ki : ''Cumhuriyet alkýþ ile,dua ile þenlik ve donanma ile yaþamaz.'' ''Cumhuriyet bir týlsým degildir.Millet Meclisi'nde bir büyü yapýldý. Bundan sonra her iþ kendiliðinden düzelecek, her derdin çaresi kendiliðinden bulunacak deðildir.''
Ben cumhuriyetçiyim diyenlerin, Cumhuriyet'in ilâný günü kaleminden çýkacak sözler bunlar mý olmalýydý. En yüksek idare þeklinin Cumhuriyet'ten baþka bir þey olmayacaðýna inandýðýný iddia edenlerin Cumhuriyet kelimesine ''bir put gibi tapmam'' demesindeki anlam ve kasýt neydi ?
Meclis toplantý hâlinde bulunmadýðý zaman, '' Onun güven oyu verdiði bir hükûmetÝn düþürüleceði þeklinde asýlsýz bir fikri kamuoyunda canlandýrýp böyle bir hak ''padiþahlara bile verilmemiþti. Þimdi o hak,Cumhurbaþkaný'na mý veriliyor? '' sorusu kime ve ne maksatla yöneltiliyordu?
Bu yazýlarý yazanýn maksadý, Cumhuriyet'i halka sevdirmek mi, yoksa bunun put gibi tapýlacak bir þey olmadýðýný anlatmak mýydý? Cumhuriyet bize rejim deðiþikliði ile birlikte zihniyet deðiþikliði de getiriyor mu? Kabineye girecek olan kimselere birer devlet adamý kafasý hediye ediyor mu? sözleriyle daha ilk anda Cumhuriyet'in deðer ve önemini azaltmaya kalkýþmak ''Cumhuriyetçiyim'' diyenlerden beklenebilir miydi?
En hafif bir rüzgârdan bile korunmasý gereken yeni doðmuþ bir çocuðun, onu beslediklerini söyleyenler tarafýndan bu þekilde hýrpalanmasý doðru muydu?
Bu düþüncelere yer veren gazetenin baþka bir sayfasýnda ''Türkiye Cumhuriyeti'nin Ýlâný'' baþlýðý altýnda yer alan birçok düþünceler arasýnda : ''... Bu yeni merhaleye ulaþan Türk milleti, acaba burada uzunca bir süre huzur içinde dinlenebilecek, burasý onun için bir canlýlýk ve güç kaynaðý, bir rahatlýk ve mutluluk kaynaðý olabilecek midir? Bu merhale onun sosyal yapýsýný kýrýp dökmeden kucaklayabilecek bir çerçeve niteliði taþýmakta mýdýr? Cumhuriyet acaba olaylarýn zorlamasý karþýsýnda çaresizlikten kaçýp sýðýnýlan bir saçak altý mý olacaktýr?. .'' gibi endiþe ve ümitsizlik veren sözlerin sýrasý mýydý?
Cumhuriyet'in ümit, rahatlýk ve mutluluk getireceðinden þüphe ve endiþeye kapýlan kimse, ümit, rahatlýk ve mutluluðu nereden ve hangi kaynaktan bekliyordu? Cumhuriyet'in, milletimizn sosyal yapýsýný kýrýp dökebileceði ihtimali, Cumhuriyeti benimsemiþ olan kimselerin kafasýnda nasýl yer bulabiliyordu.
Bir baþka gazeteci de, '' Efendiler, acele ediyorsunuz! '' diye baðýrmaya baþladý.
Bu gazeteci efendi, millete þu yolda jurnal veriyordu : ''Bunalým yeni bir kabine kurulmasý þeklinde giderileceði yerde, aksine son günlerin bütün gürültülerine raðmen, yine kimsenin çok yakýnda ilân edileceðine ihtimal vermediði Cumhuriyet'in pek delilli ispatlý, pek kesin ve pek acele olarak ortaya çýkmasýna sebep olmuþtur.
''Cumhuriyet ilânýnýn çok yakýn olduðuna ihtimal vermeyen yalnýz kamuoyu deðildi. Belki Ankara'da en önemli ve en yetkili mevkilerde bulunan bazý kimseler de böyle bir ihtimali hatýrlarýna bile getirmiyorlardý.''
Bu sözlerle itiraf edilmektedir ki, son günlerin bütün gürültüleri,Cumhuriyet'in ilânýna engel olmak içinmiþ. . . Böyle bir maksat güdenlerin ''Kararlarýn alýnmasýnda acelecilik'' görmeleri tabiiydi. Fakat ''memleket kamuoyunun da bu görüþte, kendileriyle birlikte olduðunu'' sanmalarý yanlýþtý.
Gazetesini ''balonu uçurdular ama galiba ucunu kaçýrýyorlar! '' ve ''sular boþanýnca dolaplar döndü ama... ne yönde?'' gibi çirkin bayaðý sözlerle dolduran gazeteci efendi, sesleniþ ve suçlamalarýna þöyle devam ediyordu : ''Efendiler, devletin adýný taktýnýz, iþleri de düzeltebilecek misiniz?''
Bu sesleniþle baþlayan yazýlarý, þu satýrlarla son buluyordu : Tek dileðimiz... ''Vatan ve millete yararlý iþlere baþlanýlmasýndan ibarettir.Eðer dün ilân edilen Cumhuriyet'in liderleri ve o liderleri destekleyenler bunu yapabileceklerinden eminseler, biz de kendilerine - öyleyse Cumhuriyetiniz mübarek olsun Efendiler! - deriz.''
Bizi alay edercesine tebrik eden bu son cümleyle, yazar, Cumhuriyet'i benimsemiyor, onunla ilgisi olmadýðýný bildiriyordu.
Baþka bir gazeteci yazar da, Cumhuriyet'in ilâný dolayýsýyla yaptýðý eleþtiri ve deðerlendirmede : ''Bizi üzen nokta, millî önderimizin þahsý ile ilgilidir. En büyük ruhlu adamlar bile, þahsî güç sahibi olmanýn çekiciliðine karþý koyamamýþlardýr'' diyor ve bu görüþünü, benim nutuklarýmdan aldýðý sözlerle destekledikten sonra, Amerika'ya istiklâl saðlayan Washington'un, nasýl çiftliðine çekildiðini, Amerika Meclisi'nin hiçbir þahsý dikkate almadan yalnýz halkýn menfaatlerini düþünerek altý yýlda anayasayý nasýl hazýrlamýþ olduðunu ve ondan sonra da Washington'a nasýl baþkanlýk verilmiþ bulunduðunu anlatýyor ve Kanun-ý Esasî'mizin bu þekilde deðiþtirilmesinde benim önayak olmamý hoþ görmüyor. . .
Bu yazar ve benzerlerinin, Cumhuriyet'in ilân þeklinde ve Cumhuriyet'in esaslarý ile ilgili kanunda gördükleri kusur ve eksiklikleri tenkit etmelerini samimî sayabilmek için çok saf olmak lazýmdýr. Eðer bu yazarlar, Cumhuriyet'in ilâný günü yaygaralý hücumlara baþlamayýp, önce Cumhuriyet'in ilânýný iyi niyetle ve samimiyetle karþýlamýþ olsalar, kamuoyunu kararsýzlýk ve karýþýklýða düþürecek þekilde degil de, Cumhuriyet in iyi yanlarýný tanýtýcý ve onun ilânýnýn pek yerinde olduðunu kamuoyuna telkin eden yazýlar yazmýþ olsalardý, ondan sonra yapacaklarý ''her türlü tenkidin samimiyetini iddiada haklý olabilirlerdi. Fakat gördügümüz tutum ve davranýþ böyle olmamýþtýr. . .
CUMHURÝYET'ÝN ÝLANIYLA BOÞA ÇIKAN ÜMÝTLER
Bilindiði üzere, bu Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'na göre, Meclis Baþkaný, Meclis adýna imza atmaya, Bakanlar Kurulu kararlarýný onaylamaya yetkili ve hükûmetin tabiî baþkaný olmakla birlikte, devletin de baþkaný olduðunu belirten bir kayýt ve kanunî bir açýklýk yoktur. Bu kanunun yapýldýðý günlerdeki þartlar ve genel durum dikkate alýnýrsa, kanunun önemli ve esaslý bir noktayý ihmal etmiþ olmasýndaki zaruret kendiliðinden anlaþýlýr. Bu ihmal, Meclis ve Meclis Hükûmeti var olmakla birlikte devlet baþkanlýðý makamýnýn, padiþahlýk kaldýrýldýktan sonra kendini halifelik makamýnda ortaya koyacaðý düþünce ve inancýnda olanlarý, Cumhuriyet'in ilâný gününe kadar ümit içinde yaþattý. Bu bakýmdan Rauf Bey'in en doðru olduðunu iddia ettiði hükûmet þeklinde, devlet baþkanlýðýný halifenin þahsýnda düþündüðüne þüphe yoktur. Ýþte Cumhuriyet'in ilâný üzerine Rauf Bey'i ve kendisi ile ayný düþüncede olanlarý telâþ ve heyecana sürükleyen gerçek sebep, devlet baþkanlýðý makamýna Cumhurbaþkaný'nýn getirilmiþ olmasýdýr. Aslýna bakýlýrsa, ''Cumhurbaþkaný devletin baþkanýdýr'' dedikten sonra, halifeye verilecek sýfat ve yetkiyi saðlamakla uðraþan, onun sevgi ve iltifatýný Tanrý'nýn lûtfu sayarak memnun olanlarýn hayal kýrýklýðýna düþmekten duyduklarý üzüntü ve kaygýyý tabiî görmek gerekir. Rauf Bey'in Cumhuriyet'e karþý olduðunu itiraf etmemekle birlikte, Cumhuriyet'in ilân edilmiþ olduðu bir günde, onun beðenilip ömürlü olabilmesi için, birtakým þartlarýn yerine getirildiðini ispat gereðinden sözetmesi, Cumhuriyet'in millete mutluluk getireceðine inanmadýðýný açýkça göstermiyor mu?
Rauf Bey, yapýlan iþin sadece bir isim deðiþtirmekten ve üst tabakada bir þekil deðiþikliði yapmaktan ibaret olduðunu söyleyerek Cumhuriyet'i ilân etmenin çocukça ve aceleye getirilmiþ bir hareketin eseri olduðunu anlatmaya çalýþýrken, ''Cumhuriyet idaresiyle gerçek ihtiyaçlarýn karþýlanmýþ olacaðýný zannetmek... affedilmez bir hatâ olur''demekle Cumhnuriyet rejimine ne kadar ilgisiz ve ondan ne kadar uzak olduðunu ispat etmiyor mu? Rauf Bey, son görüþünü pekiþtirmek üzere, en yakýn bir geçmiþte gördüðümüz en acý tecrübeleri hatýrlatýyor. Efendiler, bu türlü bir hatýrlatma ile kamuoyuna ne anlatýlmak isteniyor? Millet neden kandýrýlmak isteniyor? Bunu anlamak güç deðildir, sanýrým. . Rauf Bey, aklýnca Devlet Baþkanlýðý makamýnýn, orada halifenin oturmasý saðlanýncaya kadar, baþka bir ünvanla baþka biri tarafýndan iþgal edilmesini güven altýna almak istiyor. Fakat bu makam iþgal edilmiþ olduðuna göre, yapýlan iþten geri dönülmesini saðlamak için de kamuoyunu gericiliðe kýþkýrtýyor. Cumhuriyet rejiminin kabulünde affedilmez bir hatâ olabileceðini ileri süren kimseye göre hatânýn neresinden dönülse kâr sayýlmak tabiîdir. Rauf Bey, Cumhuriyet, þeklinin kabul ve ilân edildiði noktasýna temas ederken þöyle diyor:''Görüþleri daðýttýlar. Sonra, Cumhuriyet'in bir günde kararlaþtýrýlýp ilân edilmesi, halkta, sorumsuz kimseler tarafýndan hazýrlanan bir rejimin bir oldu bittiye getirildiði düþünce ve endiþesini uyandýrdý. Bu endiþe pek tabiî görülmelidir. Halkýmýzýn, bundan ve geçmiþ olaylardan ders aldýðýný ve uyanýklýk kazandýðýný anlayarak memnun olmalýdýr. Ben þahsen memnunum. Efendiler, Cumhuriyet rejimini bir günde kanun çýkararak ilân eden Rauf Bey'in de pek güzel tarif ettiði ve vasýflandýrdýðý gibi ''istiklâl mücadelemizin biricik temel taþý olan ve millî hâkimiyeti kayýtsýz þartsýz uygulamada gösterdiði yüksek güç ve kabiliyet ulaþtýðý fiilî sonuçla ortaya çýkmýþ bulunan Büyük Millet Meclisi'' idi. Söz konusu ettiði sorumsuz kimse, Meclis kamuoyunu Cumhuriyet'in ilânýna yönelten ve bu konuda teklifte bulunan kimseyse, o, bendim ve onun ben olduðumu Rauf Bey 'in herkesten daha iyi anlayabileceðini kabul etmekte hatâ yoktur. Eðer bunda bir yanlýþlýk varsa, ''yýllardan beri aramýzda arkadaþlýk ve kardeþlik duygularýndan baþka, karþýlýklý güven duygusunun da bulunduðunu ve bana karþý yüksek saygý duygularýyla baðlý olduðunu'' ifade eden Rauf Bey'in beni hiç tanýmamýþ olduðuna hükmetmek gerekir.
Benim teþebbüslerimi ve yaptýðým iþleri, halkta endiþe uyandýrýcý nitelikte görmek ve sevinç gösterilerinde bulunan halk adýna, gereksiz yere bunun aksini söylemek, sun'î olarak halka bu endiþeleri aþýlamaya kalkýþmaktýr. ''Halkýn geçirdiði tecrübelerden ders aldýðýný ve uyanýklýk kazandýðýný anlayarak sevinmelidir, ben þahsen memnunum'' diyen Rauf Bey'e bu münasebetle bir noktayý hatýrlatmak mümkündür. Halký uyarmak ve uyandýrmak için ömrünü adamýþ bir adama karþý böyle konuþulmaz ve halkta bu duyarlýðýn doðduðunu görmekle, kendisinin benden çok sevindiðini söylemeye ne hakký ne de yetkisi vardý. Rauf Bey, bütün vataný düþmanlara iþgal alaný yapabilecek Mondros Ateþkes Anlaþmasý'nýn stratejiyle ilgili maddesini bir oldubitti þeklinde kabul ettiði zaman , milletin nasýl kan aðlayýp ýztýrap çektiðini duyabildi mi? Son zamana kadar, hattâ Cumhuriyet'in ilânýnýn ertesi günü bile, resminin altýna, taraftarlarýnýn ''Mondros Ateþkes Anlaþmasý'ný imzalayan fakat Lozan Antlaþmasý ile de öcünü alan Rauf Bey'' yazýsýný yazarak durmadan propagandasýný yaptýklarý bu zat, Türk milletinin gerçek emellerini, samimî duygularýný bizden çok anladýðýný, o emeller ve duygularla bizden daha çok ilgili ve iliþkili bulunduðunu iddiaya kadar varmamalýdýr.
Rauf Bey, demecinin bir yerinde diyor ki : '' Sorumlu devlet adamIarý, bu gerçekler (yani Cumhuriyet ilânýnýn gerekçeleri) üzerinde en yetkili görüþme ve karar makamý olan Yüce Meclis vasýtasýyla milleti aydýnlatacak ve zihinlerdeki endiþeleri giderecektir. Kamuoyunun bunu bilmesi tabiî bir haktýr.'' Efendiler, bu sözlerde mantýk yoktur. Bir kere Rauf Bey de demiyor mu ki, ''millî hâkimiyeti kayýtsýz þartsýz uygulayan Meclis''tir. O halde hangi sorumlu devlet adamlarý, Millet Meclisi'ni, almýþ ve gerekçesi ile birlikte yayýnlayýp ilân etmiþ olduðu pek meþru ve yüce bir karardan dolayý sorguya çekecektir? Bir memlekette bir toplumda bir inkýlâp yapýldýðý zaman, elbette onu gerektiren sebepler vardýr. Ancak, o inkýlâbý yapanlar, inanmak istemeyen inatçý hasýmlarýný inandýrmaya mecbur mudur? Elbette Cumhuriyet isteyenler de ona karþý olanlar da vardý. Ýsteyenler ne için ve ne gibi düþünce ve görüþlere dayanarak Cumhuriyet'i ilân ettiklerini, ona karþý olanlara anlatsalar, kendi düþünce ve görüþleriyle, yapýlan iþlerin doðru olduðunu onlara ispat etmek isteseler bile, onlarý bu kasýtlý direnmelerinden vazgeçirecekleri, kabul edilebilir mi? Elbette Cumhuriyet taraftarlarý muktedir iseler, ülkülerini, herhangi bir yolla, ihtilâlle, inkýlâpla veya milletçe benimsenen daha baþka yollara baþvurarak gerçekleþtirirler. Bu, ülkücü inkýlâpçýlara düþen bir görevdir. Buna karþý yapýlan itirazlar, koparýlan yaygaralar ve gerilikçi teþebbüsler ise, karþý gelenlerin yapmaktan geri durmayacaklarý hareketlerdir. Cumhuriyet rejiminin ilânýnda Rauf Bey ve benzerlerinin yaptýklarý gibi...
TEKLÝFÝM PARTÝ GRUBU'NDA VE HEMEN ARKASINDAN MECLÝSTE GÖRÜÞÜLDÜ VE "YAÞASIN CUMHURÝYET" SESLERÝ ARASINDA KABUL EDÝLDÝ
Abdullah Azmi Efendî'nin, "meselenin önemi meydandadýr. Görüþme devam etsin" diye yükselen itirazýna raðmen yeterlik teklifi kabul edildi. Ondan sonra teklifimin bütünü ve arkasýndan da maddeler birer birer okunarak görüþüldü ve kabul edildi. Efendiler, Parti Grubu toplantýsýna son verildi ve hemen Meclis toplantýsý açýldý. Saat 18.00 idi. Kanun teklifi, Kanun-ý Esasî Encümeni tarafýndan usulen incelenip tutanaðý hazýrlanýrken, Meclis diðer bazý iþlerle meþgul oldu. Sonunda, Baþkanlýk kürsüsünde oturan Baþkan Vekili Ýsmet Bey (Paþa) Meclis'e þu bilgiyi verdi :
"Kanun-ý Esasî Encümeni, Teþkilât-ý Esasiye Kanunu'nda deðiþiklikler yapýlmasý ile ilgili tasarýnýn öncelikle ve derhal görüþülmesini teklif ediyor. "Kabul!" sesleri üzerine, tutanak okundu. Teklif edildiði gibi öncelikle görüþüldü. Nihayet, kanun, birçok konuþmacýnýn "Yaþasýn Cumhuriyet!" sesleriyle alkýþlanan konuþmalarýyla kabul edildi.
SALTANAT DEVRÝNDEN CUMHURÝYET DEVRÝNE GEÇÝÞ DÖNEMÝ VE BU DÖNEMDE ÝKÝ AYRI GÖRÜÞÜN ÇARPIÞMASI
Efendiler, Saltanat devrinden Cumhuriyet devrine geçebilmek için, herkesin bildiði üzere bir geçiþ dönemi yaþadýk. Bu dönemde iki ayrý düþünce ve görüþ, birbiriyle sürekli olarak çarpýþtý. O düþüncelerden biri, saltanat devrinin devam ettirilmesiydi. Bu görüþün sahipleri belli idi. Diðer bir düþünce, saltanat rejimine son vererek Cumhuriyet rejimini kurmaktý. Bu bizim düþüncemizdi. Biz düþüncemizi açýkça söylemeyi baþlangýçta sakýncalý buluyorduk. Ancak, düþünce ve görüþlerimizi daha sonra zamaný geldiðinde uygulayabilmek için, saltanat taraftarlarýnýn görüþlerini yavaþ yavaþ uygulama alanýndan uzaklaþtýrmak mecburiyetinde idik. Yeni kanunlar yapýldýkça, özellikle Teþkilât-ý Esasiye Kanunu yapýlýrken, saltanat taraftarlarý padiþah ve halifenin hak ve yetkilerinin açýkça belirtilmesi için ýsrar ediyorlardý. Biz, bunun zamaný gelmediðini veya gerekli olmadýðýný söyleyerek, o tarafý geçiþtirmekte yarar görüyorduk. Devlet idaresini, Cumhuriyet'ten söz etmeksizin millî hâkimiyet ilkeleri çerçevesinde her an Cumhuriyet'e doðru yürüyen rejim etrafýnda yoðunlaþtýrmaya çalýþýyorduk.
Büyük Millet Meclisi'nden daha büyük bir makam olmadýðýný telkinde ýsrar ederek, saltanat ve hilâfet makamlarý olmadan da devleti idare etmenin mümkün olacaðýný ispat etmek lâzýmdý.
Devlet Baþkanlýðý'ndan bahsetmeksizin onun görevini fiilen Meclis Baþkaný'na yaptýrýyorduk.
Fiiliyatta, Meclis Baþkaný Ýkinci Baþkan'dý. Hükûmet vardý. Fakat Büyük Millet Meclisi Hükûmeti adýný taþýrdý. Kabine sistemine geçmekten çekiniyorduk. Çünkü saltanatçýlar, hemen Padiþah'ýn yetkisini kullanmasý gerektigini ortaya atacaklardý. Ýþte, geçiþ döneminin bu mücadele safhasýnda, bizim kabul ettirmek mecburiyetinde bulunduðumuz orta þekli yani ''Büyük Millet Meclisi Hükumeti sistemini haklý olarak yetersiz bulan ve meþrutiyet þeklinin açýkça belirtilmesini saglamaya çalýþan muhaliflerimiz, bize itiraz ederek diyorlardý ki : 'Bu kurmak istediðiniz hükûmet þekli, neye, hangi idareye benzer?'' Maksat ve hedefimizi söyletmek için yöneltilen bu türlü sorulara biz de zamanýn geregine uygun cevaplar vererek saltanatçýlarý susturmak zorunda idik.
Rauf Bey, bu durumu dikkate alarak verdiðimiz bir cevabýn, vicdanýný tatmin eden, reddi ve itirazý mümkün olmayan bir cevap niteliðinde olduðunu söylüyor; bütün görüþ ve iddiasýný benim o ifademe dayandýrýyordu.
Rauf Bey, ''bu inandýrýcý ve büyük sözlerden sonra'', Büyük Millet Meclisi Hükûmeti þeklinin sakat olacaðýný kabul etmek istemiyor.Eðer bu sakat ise, bu sakat þekli vaktiyle bize kabul ettirenlerin, bu defa da bir gün bu kabul ettirdikleri Cumhuriyet þeklini eksik görüp baþka bir þekli ortaya atmalarýndan endiþe edilmek gerekir, tarzýnda mantýk yürütüyor. Bu mantýðýn ne kadar çürük bir safsatadan ibaret olduðu meydandadýr. ''Kutsal duygularý, Cumhuriyet rejiminden baþka hiçbir rejimi benimsemediði yolunda'' olan bir kimsenin, geçiþ döneminin zaruretlerinden olduðunu çok iyi bildiði Büyük Millet Meclisi Hükûmeti þeklinde saplanýp kalarak, Cumhuriyet þeklinin de eksik görüleceði ve baþka bir þekil araþtýrýlacaðý endiþesine düþmesinin yeri midir? Rauf Bey'in burada, Cumhuriyet'ten sonra baþka þekil diye ifade ettiði þeyle ne anlatmak istediði bellidir. Rauf Bey demek istiyor ki, Cumhuriyet'i ilân edenler, Osmanlý hânedanýný bu yolla saltanattan uzaklaþtýrdýktan sonra, acaba cumhuriyetten tekrar saltanat devrine geçerek, saltanat makamýný iþgal etmeyecekler mi? Bunun tarihte benzerleri yok mudur? diye tereddüt ve endiþe edenler var.
Rauf Bey, olduðu gibi aldýðýmýz sözlerinin sonunda, halkýn Cumhuriyet'i istediðini kaydederken, ''istiyor ama uygulayamayýz ki...'' yolundaki þaþýlacak ifadesiyle benim iþaret ettiðim noktayý çok güzel açýklamaktadýr.
Türküye Cumhuriyeti'nin 29 eKÝM CUMHURÝYET BAYRAMI KUTLU OLSUN
baþakk paylaþým için teþekkürler
önemli deðil ne demek nede olsa bizde cumhurýyet devrýnde yetiþen nesiilerdeniz...
cumhuriyetimizin 84. yýl dönümü tüm Ulusa Hayýrlý Olur Ýnþallah. Terörsüz, Hasetsiz, Kardeþlik ve dayanýþma içerisinde nice 84 lere...
Dayan be gönlüm!.
Bîçâre deðilsin, Yaradan sana yâr..
Kimsesiz deðilsin, yanýnda "Kimsesizler kimse...si" var!
Biliyorum, Sýðmazsýn hiç bir yere, dünya sana dar!
Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahý var...
Hep beraber nice yýllara Ýnþaallah
Görüþleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254