Fevkani Kilisesi'nin akýbeti ne olsun?

[belemir]

hem turizme açýlmalý hemde ibadete buranýn bir ibadethane olduðu unutulmamalý bize yapýlmasýný istemediðimiz þeyi biz baþkasýna yapmamalýyýz neolur çan çalarsa ben istanbulda bir yanda çan çalarken bir yandan ezan okunduðunu çok duydum camiye namaza giden hiçbir müslüman kardeþiminde bundan rahatsýzlýðýný hissetmedim eðerki turizme kazandýrýlacaksa özünü amacýný yitirmemeli oradada allahýn adý anýlýyor unutulmamalý

[müslüm akpek]

Ne þekilde olursa olsun ne amaçla olursa olsun bu klisenin acil olarak restore edilmesi gerekiyor, kilisenin bulunduðu yer çok bakýmsýz neredeyse çöplük haline gelmiþ.

[M.KÜÇÜK]

kuraný iyi okursanýz camiler,kiliseler ve havralarýn içerisinde ALLAH'ýn adýnýn anýldýðý mescidler olduðu hususu yazar. yanlýþ mý acaba. yanýlýyorsam düzeltin. yahudi ve hiristiyanlarýn durumu da gayet açýktýr. müþrik olarak deðil ehli kitap olarak anýlýrlar. tüm yahudi ve hristiyanlar müþriktir diyemeyiz. ehli kitabýn ibadeti müslümanlar tarafýndan engellenmez. ben nizipte hristiyan vatandaþlarýmýzýn bulunduðunu tahmin ediyordum . ancak bilmiyordum. niçin bu hristiyanlar kendisini ortaya açýk etmiyor da sessizce antepe ibadet için gidiyor. beyler. kilise onarýlýr inþallah. baþka müze yerimiz olmadýðý için müze olarak kullanýlsýn. ancak ibadet ihtiyacý var ise ibadete de açýlabilir.hatayda, mardinde var. bir çok þehirde var. Nizipte de olabilir.korkmasýn kimse , müslümaným deyip camiye gitmeyenler, avrupada hristiyanlara bakýp camiye yöneliyor. din, dil,renk ve ýrk 'a evet. bunlarýn milliyetçiliðine hayýr. diyorum.

Sevgili arkadaþým þu bizim okuyup anlamadýðýmýz ama sizin anladýðýn (kuraný iyi okursanýz camiler,kiliseler ve havralarýn içerisinde ALLAH'ýn adýnýn anýldýðý mescidler olduðu hususu yazar. yanlýþ mý acaba)Ayeti neresi bir söylersen bizde bir bakalým nasýl gözümüzden kaçmýþ.Onlarýn ehli kitap olarak anýlmasý müþrik olmadýklarý anlamýna gelmez. Yahudi ve hristiyan inancýný içinde olan ve onun gereklerini yerine getiren herkes müþriktir ve þirk koþmaktadýrlar.Ýyi niyet gösterisininde bir sýnýrý olmalý diye dþünüyorum, lütfen anlamadan dinlemeden sorup soruþturmadan yazý yazmayalým çünkü bilen var bilmeyen var bu siteyi her gün onlarca kiþi takip ediyor.Selam ve dua ile.

[müslüm akpek]

Sevgili arkadaþým þu bizim okuyup anlamadýðýmýz ama sizin anladýðýn (kuraný iyi okursanýz camiler,kiliseler ve havralarýn içerisinde ALLAH'ýn adýnýn anýldýðý mescidler olduðu hususu yazar. yanlýþ mý acaba)Ayeti neresi bir söylersen bizde bir bakalým nasýl gözümüzden kaçmýþ.Onlarýn ehli kitap olarak anýlmasý müþrik olmadýklarý anlamýna gelmez. Yahudi ve hristiyan inancýný içinde olan ve onun gereklerini yerine getiren herkes müþriktir ve þirk koþmaktadýrlar.Ýyi niyet gösterisininde bir sýnýrý olmalý diye dþünüyorum, lütfen anlamadan dinlemeden sorup soruþturmadan yazý yazmayalým çünkü bilen var bilmeyen var bu siteyi her gün onlarca kiþi takip ediyor.Selam ve dua ile.

O zaman sen doðrusunu anlat da anlayalým.

[M.KÜÇÜK]

O zaman sen doðrusunu anlat da anlayalým.

Kur’an-ý Kerim Iþýðýnda Ehl-i Kitabýn Durumu

Ýslam; ilk insan ve ilk peygamberle baþlayarak binlerce yýllýk bir süreçte son peygamber Hz. Muhammed (S.A.V)’in þahsýnda tüm insanlýða indirilen K. Kerim ile tamamlanan, tevhid esaslý bir dindir. Yahudilik ve Hýristiyanlýk ise aslýnda birer Ýslam peygamberi olan Hz. Musa (a.s), Hz. Davud (a.s) ve Hz. Ýsa (a.s)’dan sonra gelen muharref kültürün öncüleri din adamlarýnýn, kendilerine emanet olarak verilen, korumakla yükümlü olduklarý (Bakara 63,93; Al-i Ýmran187),Ýslam dininin esaslarýný içeren (Bakara 83; Beyyine 4,5), Allah’ýn indirdiði Tevrat’ý,Zebur’uve Ýncil’i menfaatleri istikametinde deðiþtirmeleri sonucunda oluþturduklarý ve þirk temelinde yapýlandýrdýklarý batýl dinlerdir .(Bakara 79,116; Maide 72,73; Tevbe 30,31)
Tevrat, Zebur ve Ýncil’in orjinal metinleri her ne kadar tahrifatçýlar tarafýndan büyük ölçüde deðiþtirilmiþse de bu durum daha önce indirilmiþ ilahi kitaplarýn ortak mesajýný içinde barýndýran, kapsayýcý ve tasdikleyici nitelikte olan (Al-Ýmran 3; Bakara 89,91; Ahkaf 12, 29, 30;
Fatýr 31), Allah’ýn indirmiþ olduðu ve korumasý altýna aldýðý son kitap Kur’an (Hicr 9) ile sona ermiþtir. Çünkü Kur’an, bu kitaplardaki ayetlerin bazen mesajlarýný (Bakara 83), bazen de birebir orijinal metinlerini aktarmýþtýr (Fetih 29; Maide 32, 44, 45, 46). Yani Tevrat, Zebur ve Ýncil’in hükümlerini ve ortak mesajlarýný kaynaðýndan öðrenmek isteyen kiþi mutlaka Kur’an’ý okumalýdýr. Bunun yanýnda Kur’an, hangi gerekçelerle, hangi ayetlerin nasýl ve kimler tarafýndan deðiþtirildiðini de detaylý olarak ele alýr (Al-i Ýmran 23, 24, 75, 78; Nisa 46; Maide13, 14, 18, 70). Daha sonra meydan okuma (Bakara 23, 24; Enbiya 24) ve lanetleþme de (Al-i Ýmran 61) dahil olmak üzere çeþitli tartýþma metotlarýný kullanarak ehli kitabýn ortaya attýðý tüm gerekçeleri delilleriyle birlikte çürütür.(Al-i Ýmran 65, 66, 67; Zuhruf 81; Enbiya 22)
K. Kerim; kitap ehlinin gerçekleri bile bile nasýl çarpýttýklarýný (Al-i Ýmran 78; Maide 60, 65), Allah’a ve peygamberlerine nasýl iftira attýklarýný (Maide 116-118; En’am 91; Tevbe 30, 31; Hud 18,19; Saf 7) Allah’ýn yetkilerini nasýl kendilerinde gördüklerini ve sözde yetkilerle insanlarýn üzerinde nasýl dini, siyasi, sosyal ve ekonomik (Maide 62, 63; Tevbe 31, 34, 35) hâkimiyet kurduklarýný tüm boyutlarýyla ortaya koyduktan sonra müslümanlarýn nasýl bir tavýr sergilemesi gerektiðini söyler. (Bakara 109; Al-i Ýmran 64; Maide 48-52, 67, 75; Ankebut 46, Ahkaf10)
Apaçýk gerçekler karþýsýnda inat eden ve zorbalýk yapanlarýn psikolojik tahlilini (Al-i Ýmran 120; Yunus 36; Kasas 50) yaparak sadece dilleriyle söylediklerini deðil kalplerinde sakladýklarý asýl gerçekleri de gözler önüne serer (Al-i Ýmran 69-71, 75, 78; Nisa 155; Bakara 146; En’am 20). Böyle davrandýklarý sürece dünyada ve ahirette baþlarýna ne tür felaketler geleceði de hatýrlatýlarak (Al-i Ýmran 112, Maide 64, Al-i Ýmran 22,77; Bakara 174, 175) doðru davranmaya çaðrýlýr.(Nisa 47, 48, 170-172; Bakara 41, 42; Al-i Ýmran 64, 98-99; Nisa 171-172; Maide 75-77) Ayrýca içlerinden, apaçýk gerçekler karþýsýnda kendini deðiþtirmeye meyilli olan, ayetlere teslim olan ve nihayet mü’min olma þerefine eriþen bir grubun varlýðý da belirtilerek aslýnda kendi aralarýnda da mutlak bir ittifakýn olmadýðý vurgulanýr. (Al-i Ýmran 113-115; Maide 69, 82-86; Kasas 51-53.)
Kur’an aslýnda diðer ilahi kitaplarý ve peygamberleri reddetmek bir tarafa onlara imaný, mü’minlerin iman þartý olarak belirlemiþ ve kendi bünyesinde koruyarak evrensel bir boyuta taþýmýþtýr (Bakara 4; Al-i Ýmran 84). Bu nedenle Kur’an, sadece Hz. Muhammed (S.A.V)’den bahsetmez. Baþta Hz. Musa(a.s) ve Hz. Ýsa (a.s) ayrýntýlý olmak üzere yirmiye yakýn Ýsrailoðullarýna gönderilen peygamberi konu edinir; hayatlarýný, mücadelelerini, mesajlarýný mü’minlere aktararak örnek almalarýný ister. (En’am 90)
Dolayýsýyla Kur’an’ý okuyan ve ona iman eden bir kiþi daha önce indirilmiþ ilahi kitaplarý da indirildiði þekliyle tanýmýþ ve onlara iman etmiþ olur. Kur’an, Yahudi ve Hýristiyanlara çaðrý yaparak dürüst davranmalarý gerektiðini (Maide 116-118), apaçýk gerçekleri saklamamalarý gerektiðini aksi takdirde kendilerini destekleyen kitaba ve peygambere inanmamalarý neticesinde herhangi bir temel üzerinde olamayacaklarýný açýkça söyler (Maide 68; Beyyine 4,5). Bu nedenle Yahudi ve Hýristiyanlarýn kendi kitaplarýnda ve inançlarýnda samimi olduklarýnýn tek göstergesi Kur’an’a ve Resulullah (S.A.V)’a iman edip müslüman olmalarýdýr (Bakara 41,42; Hud 17; Saf 6; Maide 52, 111; Cuma 5). Üstelik kendi kitaplarý ve peygamberleri de zaten kendilerine böyle yapmalarýný emretmektedir. (Tevrat, Tesniye 18:18-19.), (Tevrat, Tesniye 33:2), (Tevrat, Mezmurlar 45/1,17), (Tevrat, Haggay 2:7), (Ýncil, Yuhanna 16/7,13), (Ýncil, Yuhanna 14/16), (Ýncil, Yuhanna 14/30)
EHLÝ KÝTABIN KORUMASI GEREKEN EMANET: ALLAH’IN KÝTABI
Bakara 63. Sizden kesin söz almýþtýk. Tur daðýný yükselterek tepenize dikmiþtik. “Allah’a karþý gelmekten sakýnanlardan olabilmeniz için, size verdiðimiz Kitâb’a kuvvetle sarýlýn, onda bulunanlarý hatýrda tutun” demiþtik.
Bakara 93. Sizden kesin söz almýþ ve Tur’u tepenize dikmiþtik,”Size verdiðimize kuvvetle sarýlýn ve dinleyin” demiþtik. “Ýþittik ve karþý geldik” dediler de inkârlarý yüzünden buzaðý sevgisi kalplerine sindirildi. De ki, “Eðer inanmýþsanýz, imanýnýz size ne kötü þey emrediyor?”
Âl-i Ýmrân 187. Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açýklayacaksýnýz ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almýþtý. Onlar ise, onu arkalarýna atýp az bir deðere deðiþtiler. Alýþ veriþleri ne kötüdür!
ÝLAHÝ KÝTAPLARDAKÝ ÝSLAM ESASLARI
Bakara 83. Ýsrâîloðullarýndan, “Allah’tan baþkasýna kulluk etmeyin, anne babaya, yakýnlara, yetimlere, düþkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuþun, namazý kýlýn, zekâtý verin” diye söz almýþtýk. Sonra siz pek azýnýz müstesna, döndünüz. Sizler zaten döneksiniz.
Beyyine 4. Ama kendilerine Kitâb verilenler, onlara apaçýk belge geldikten sonra ayrýlýða düþtüler.
Beyyine 5. Oysa onlar, doðruya yönelerek, dini yalnýz Allah’a has kýlarak O’na kulluk etmek, namazý kýlmak ve zekâtý vermekle emrolunmuþlardý. Dosdoðru olan din de budur.
EMANETE ÝHANET VE ÝMANA ÞÝRK BULAÞTIRMA
Bakara 79. Yazýklar olsun, Kitabý elleriyle yazýp, sonra da onu az bir deðere satmak için, “Bu Allah katýndandýr” diyenlere! Yazýk ellerinin yazdýklarýna! Yazýk kazandýklarýna!
Bakara 116. “Allah oðul edindi” dediler; haþa, oysa, göklerde ve yerde olanlar O’nundur. Hepsi O’na boyun eðmiþlerdir.
Mâide 72. Andolsun ki, “Allah ancak Meryem oðlu Mesih’tir” diyenler kâfir oldular. Oysa Mesih, “Ey Ýsrâîloðullarý! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin; kim Allah’a ortak koþarsa muhakkak Allah ona cenneti haram eder, varacaðý yer ateþtir, zulmedenlerin yardýmcýlarý yoktur” dedi.
Mâide 73. Andolsun ki, “Allah üçten biridir” diyenler kâfir olmuþtur; oysa tanrý ancak bir tek Tanrý’dýr. Dediklerinden vazgeçmezlerse, andolsun onlardan inkâr edenler elem verici bir azaba uðrayacaktýr.
Tevbe 30. Yahudiler, “Üzeyr Allah’ýn oðludur” dediler; Hristiyanlar, “Mesih Allah’ýn oðludur” dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek aðýzlarýnda geveledikleri sözdür. Allah onlarý yok etsin! Nasýl da uyduruyorlar;
Tevbe 31. Onlar Allah’ý býrakýp hahamlarýný, papazlarýný ve Meryem oðlu Mesih’i rableri olarak kabul ettiler. Oysa tek Tanrý’dan baþkasýna kulluk etmemekle emrolunmuþlardý. Ondan baþka tanrý yoktur. Allah, koþtuklarý eþlerden münezzehtir.

Daha detayýný mail adresine attým orada devamýný okuyabilirsin.

[sütcühössün]

Çocuklugumdan beri orasý kendi haline terkedilmiþ cocuklugumda giderdim orayada tasdan baþka biþi yoktu þimdi hala öylemi bilmiyorum.Acaba 88'den öncede mi böyleydi...

[M.KÜÇÜK]

وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ

Ve men yebtegi gayrel islâmi dînen fe len yukbele minh(minhu), ve huve fîl âhireti minel hâsirîn(hâsirîne).

Diyanet Ýþleri: Kim Ýslâm’dan baþka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uðrayanlardan olacaktýr.Ali Ýmran 85 ayet.

Bunu ben demiyorum. Þaný yüce Allah azze ve cele Hz. kuranda söylüyor.

[Subutay]

Abi ama Habeþistan Kralý Necaþi'nin yaptýðý iyiliði unutmayýn. O da bir Hristiyan'dý...

وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ

Ve men yebtegi gayrel islâmi dînen fe len yukbele minh(minhu), ve huve fîl âhireti minel hâsirîn(hâsirîne).

Diyanet Ýþleri: Kim Ýslâm’dan baþka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uðrayanlardan olacaktýr.Ali Ýmran 85 ayet.

Bunu ben demiyorum. Þaný yüce Allah azze ve cele Hz. kuranda söylüyor.

[mustibalci]

Ortalýk biraz karýþmýþa benziyor.
Bende bir iki satýrz yazýym.

M.ENES abimin söylemek istediðiþey; Din tekdir. Ýslam'dan baþka din yoktur. Ayet-i kerime ile sabittir.

Kuran-ý kerimde Rabbimiz. ''Kim, Ýslam'dan baþka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktýr.Al-i Ýmran 85''
''Þüphesiz Allah katýnda din Ýslâm’dýr.Al-i Ýmran 19'' buyurulmuþtur.

Ýmam-ý Rabbani hz. Ýki dini tasdik eden kimse þirk etmiþ sayýlýr. buyurmuþtur.

Ýslamýn gelmesiyle diðer dinlerin hükmü kaldýrýlmýþtýr.

[Subutay]

CAMÝ CEMAATÝ ERMENÝ KÝLÝSESÝNÝ ONARMAK ÝSTEDÝ




23 Mart 2010 Salý


SÖZDE Ermeni soykýrýmý karar tasarýlarýnýn bazý ülkelerde kabul edilmesinin tepkileri sürerken; Malatya'da, Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði, 250 yýllýk Ermeni Taþhoron Kilisesi'nin restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlýðý'na baþvurdu.
Malatya'da Çavuþoðlu Mahallesinde bulunan Ermeni kilisesi yýllardýr harap durumda. Kilisenin restorasyonu için harekete geçen Çarmuzu Mahallesi'nde bulunan Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði 2008 yýlýnda Kültür ve Turizm Bakanlýðý'na baþvurarak onarýmý dernek olarak üstlenmek istediklerini belirttiler. Bakanlýkla yapýlan görüþmeden sonra çalýþmalara hýz veren Dernek yönetimi, resmi iþlemelerin ardýndan çalýþmaya baþlayacak.
Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði Baþkaný Latif Yýldýrým, 2008 yýlýnda baþlayarak Baþbakanlýk, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, Patrikhaneyle yazýþmalarda bulunduklarýný belirterek, "Aldýðýmýz olumlu cevaptan sonra çalýþmalara baþladýk. Bu tarihi eseri Malatya'ya tekrar kazandýrmak istiyoruz" dedi. Yýldýrým, Çavuþoðlu Mahallesinde yýllar önce Ermeni vatandaþlarýnýn oturduklarýný ve ibadethanelerinin atýl durumda olmasýndan dolayý rahatsýzlýk duyduklarýný belirterek "Ýslam dini hoþgörü dinidir. Bizler de cami cemaati olarak Kilise ve Mezarlýðýnýn onarýmý için cami cemaati ile karar aldýk. Bu kararý aldýðýmýzdan dolayý çok olumlu tepkiler aldýk" diye konuþtu.
Kiliseyi restore etme kararýný Çarmuzu Mahallesi'nde bulunan Tepebaþý Camii'nin yapýmý sýrasýndan aldýklarýný ifade eden Yýldýrým, "Çarmuzu Tepebaþý camimizin onarýmýný yapýyorduk hayýrsever bir iþ adamýmýzýn yardýmý ile camimiz yapýldý. Dernek yönetimindeki arkadaþlarla baþka ne yapabiliriz diye düþündüðümüzde mahallemizde tarihi Taþhoran kilisesi ve Ermeni mezarlýðýný atýl durumda olduðunu, bunun içinde yardým toplayabileceðimizi konuþtuk. Bu konuyu çevremizdekilerle paylaþtýðýmýzda olumlu cevap aldýk. Biz de 2008 yýlýnda Baþbakanlýk ve Kültür Bakanlýðýna yazý yazdýk ardýndan Ýstanbul'da bulunan Ermeni Patrikhanesi ve Ermeni iþadamlarýyla görüþtük. Onlar da aldýðýmýz karardan dolayý çok mutlu oldular ve destek sözü verdiler" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlýðý'nýn geçen yýl programýna aldýðý ancak ödenek sýkýntýsý nedeniyle restorasyonuna baþlanmayan Ermeni Kilisesinin onarýmý için dernek olarak giriþimde bulunduklarýný söyleyen Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði Baþkaný Latif Yýldýrým, "Kültür Bakanlýðý ile görüþmemizden sonra restorasyon iþini Bakanlýk 2009 yýllý programýna aldý. Ancak ödenek sýkýntýsýndan dolayý biz de Kilise ve Mezarlýðýn restorasyon masraflarýný Derneðimizin karþýlayacaðýný söyledik" diye konuþtu.
18'inci yüzyýldan kalma Ermeni Kilisesinin bulunduðu Çavuþoðlu mahallesi sakinleri ise atýl haldeki kilisenin biran önce onarýlarak açýlmasýný istiyor. Uzun yýllardýr boþ duran kilisenin restorasyonunun yapýlarak hizmete açýlmasýný isteyen mahalleli þu sýralar gündemde olan Sözde Ermeni Soykýrýmý tasarýsýna da bu þekilde en güzel cevabýn verileceðini söyledi.
Kilisenin bulunduðu Çavuþoðlu Mahallesinde, bir dönem, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayýn Müdürü Hrant Dink'in de yaþadýðý biliniyor.
Mikail PELÝT/MALATYA - DHA

[belemir]

CAMÝ CEMAATÝ ERMENÝ KÝLÝSESÝNÝ ONARMAK ÝSTEDÝ




23 Mart 2010 Salý


SÖZDE Ermeni soykýrýmý karar tasarýlarýnýn bazý ülkelerde kabul edilmesinin tepkileri sürerken; Malatya'da, Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði, 250 yýllýk Ermeni Taþhoron Kilisesi'nin restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlýðý'na baþvurdu.
Malatya'da Çavuþoðlu Mahallesinde bulunan Ermeni kilisesi yýllardýr harap durumda. Kilisenin restorasyonu için harekete geçen Çarmuzu Mahallesi'nde bulunan Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði 2008 yýlýnda Kültür ve Turizm Bakanlýðý'na baþvurarak onarýmý dernek olarak üstlenmek istediklerini belirttiler. Bakanlýkla yapýlan görüþmeden sonra çalýþmalara hýz veren Dernek yönetimi, resmi iþlemelerin ardýndan çalýþmaya baþlayacak.
Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði Baþkaný Latif Yýldýrým, 2008 yýlýnda baþlayarak Baþbakanlýk, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, Patrikhaneyle yazýþmalarda bulunduklarýný belirterek, "Aldýðýmýz olumlu cevaptan sonra çalýþmalara baþladýk. Bu tarihi eseri Malatya'ya tekrar kazandýrmak istiyoruz" dedi. Yýldýrým, Çavuþoðlu Mahallesinde yýllar önce Ermeni vatandaþlarýnýn oturduklarýný ve ibadethanelerinin atýl durumda olmasýndan dolayý rahatsýzlýk duyduklarýný belirterek "Ýslam dini hoþgörü dinidir. Bizler de cami cemaati olarak Kilise ve Mezarlýðýnýn onarýmý için cami cemaati ile karar aldýk. Bu kararý aldýðýmýzdan dolayý çok olumlu tepkiler aldýk" diye konuþtu.
Kiliseyi restore etme kararýný Çarmuzu Mahallesi'nde bulunan Tepebaþý Camii'nin yapýmý sýrasýndan aldýklarýný ifade eden Yýldýrým, "Çarmuzu Tepebaþý camimizin onarýmýný yapýyorduk hayýrsever bir iþ adamýmýzýn yardýmý ile camimiz yapýldý. Dernek yönetimindeki arkadaþlarla baþka ne yapabiliriz diye düþündüðümüzde mahallemizde tarihi Taþhoran kilisesi ve Ermeni mezarlýðýný atýl durumda olduðunu, bunun içinde yardým toplayabileceðimizi konuþtuk. Bu konuyu çevremizdekilerle paylaþtýðýmýzda olumlu cevap aldýk. Biz de 2008 yýlýnda Baþbakanlýk ve Kültür Bakanlýðýna yazý yazdýk ardýndan Ýstanbul'da bulunan Ermeni Patrikhanesi ve Ermeni iþadamlarýyla görüþtük. Onlar da aldýðýmýz karardan dolayý çok mutlu oldular ve destek sözü verdiler" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlýðý'nýn geçen yýl programýna aldýðý ancak ödenek sýkýntýsý nedeniyle restorasyonuna baþlanmayan Ermeni Kilisesinin onarýmý için dernek olarak giriþimde bulunduklarýný söyleyen Tepebaþý Camii Yaptýrma ve Yaþatma Derneði Baþkaný Latif Yýldýrým, "Kültür Bakanlýðý ile görüþmemizden sonra restorasyon iþini Bakanlýk 2009 yýllý programýna aldý. Ancak ödenek sýkýntýsýndan dolayý biz de Kilise ve Mezarlýðýn restorasyon masraflarýný Derneðimizin karþýlayacaðýný söyledik" diye konuþtu.
18'inci yüzyýldan kalma Ermeni Kilisesinin bulunduðu Çavuþoðlu mahallesi sakinleri ise atýl haldeki kilisenin biran önce onarýlarak açýlmasýný istiyor. Uzun yýllardýr boþ duran kilisenin restorasyonunun yapýlarak hizmete açýlmasýný isteyen mahalleli þu sýralar gündemde olan Sözde Ermeni Soykýrýmý tasarýsýna da bu þekilde en güzel cevabýn verileceðini söyledi.
Kilisenin bulunduðu Çavuþoðlu Mahallesinde, bir dönem, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayýn Müdürü Hrant Dink'in de yaþadýðý biliniyor.
Mikail PELÝT/MALATYA - DHA

helal olsun malatyaya umarým bu birilerine kapak olmuþtur onlar kim derseniz onlar kendilerini biliyo cahillikten bi türlü kurtulamadýk hadi nizip sýra sende

[müslüm akpek]

Nizip müftülüðü açsýn bir kampanya, bak nasýl destek gelecek, neden olmasýn Malatya yapýyorsa bizde yapabiliriz.

[M.KÜÇÜK]

Abi ama Habeþistan Kralý Necaþi'nin yaptýðý iyiliði unutmayýn. O da bir Hristiyan'dý...

Yahu fatih o zaman daha Ýslamiyet yeni gelmiþti ve kralýn islamýn geldiðinden haberi bile yoktu, yanlýþ hatýrlamýyorsam kralýn müslüman olduðu rivayet edilir.

Gavuru kabul etme ama ayaðýndaki don bile onun sayesinde imal ediliyor buna ne buyurulur.

Sayýn Müslüm abi sen de herzaman ki gibi ya safa yatýyorsun yada bir türlü anlamak istemiyorsun.Mesele gavuru kabul edip etmeme meselesi deðil ki.Elbette dünyada milyarýn üstünde hristiyan olan insan var onlarla komþuluk iliþkilerimiz, ticari iliþkilerimiz var hatta biz onlardan kýz bile alabiliriz.Onlarýn kestiði hayvaný yeriz yemeklerini yeriz bu baþka bir þey. Kur-an'da þaný yüce Allah c.c kim islamýn dýþýnda bir dinle gelirse kendisinden kabul edilmeyecektir buyuruyor. Þimdi Allah c.c hükmünü koyduktan sonra sana bana ne düþer sevgili abicim.Din hususunda otorite olanlar ehli kitabýn þirke düþtüðünü söylüyor zaten,karþý tezin varsa söyle, bizi ikna et, bizde varsa hatamýzdan döneriz yani. Ayetlere tekrar bir daha bak istersen.Ben baþka þey söylüyorum siz fatihle baþka þey söylüyorsunuz.

-Mâide 72. Andolsun ki, “Allah ancak Meryem oðlu Mesih’tir” diyenler kâfir oldular. Oysa Mesih, “Ey Ýsrâîloðullarý! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin; kim Allah’a ortak koþarsa muhakkak Allah ona cenneti haram eder, varacaðý yer ateþtir, zulmedenlerin yardýmcýlarý yoktur” dedi.

-Mâide 73. Andolsun ki, “Allah üçten biridir” diyenler kâfir olmuþtur; oysa tanrý ancak bir tek Tanrý’dýr. Dediklerinden vazgeçmezlerse, andolsun onlardan inkâr edenler elem verici bir azaba uðrayacaktýr.

-Tevbe 30. Yahudiler, “Üzeyr Allah’ýn oðludur” dediler; Hristiyanlar, “Mesih Allah’ýn oðludur” dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek aðýzlarýnda geveledikleri sözdür. Allah onlarý yok etsin! Nasýl da uyduruyorlar;

-Tevbe 31. Onlar Allah’ý býrakýp hahamlarýný, papazlarýný ve Meryem oðlu Mesih’i rableri olarak kabul ettiler. Oysa tek Tanrý’dan baþkasýna kulluk etmemekle emrolunmuþlardý. Ondan baþka tanrý yoktur. Allah, koþtuklarý eþlerden münezzehtir.

Haa kilisenin durumu hakkýnda benim fikrimi soruyorsan ben ibadete açýlmasýný istemem,restore edilsin müze olsun derim.Çünkü içinde Allaha þirk koþulan bir yerin açýlmasýný arzu edemem.

[M.KÜÇÜK]

Tamam öyle olsun.

Eðer buda seni kesmesse baþka diyeceðim yoktur.
Müslüman aileden doðmayan insanlar þanssýz mý?
Soru: Bizler elhamdülillah Müslüman aileden doðduk ve bu nedenle Ýslam’ý kabul etmiþ durumdayýz. Peki, Müslüman olmayarak dünyaya gelen insanlara bu bir haksýzlýk olmuyor mu?
Cevap:
Hayýr, onlara bir haksýzlýk olmuyor. Onlar bizim sorumlu olduðumuz birçok þeyden sorumlu deðiller. Onlarýn sorumlu olduklarý þeyler; Allah’a ortak koþmamak ve insan fýtratýnýn iyi gördüðü þeyleri yapmak, kötü gördüðü þeyleri de yapmamaktýr. Ancak bir peygamberden öðrenilebilecek þeylerden sorumlu deðillerdir. Kendilerine bir peygamber tebliði ulaþtýðýnda ise o peygambere uymak zorundadýrlar.

[M.KÜÇÜK]

Kur’ân teblið edilmemiþ bir kiþinin Allah’a karþý sorumluluðu nedir?
Soru: Kendisine Kur'ân teblið edilmemiþ bir kiþinin Allah'a karþý sorumluluðu nedir?
Cevap:
Bu kiþinin sorumluluðu, Allah’a ortak koþmamak ve bildiði doðrularý yapmaktýr.
Her insan, yaptýðý gözlemlerle Allah’ýn varlýðýný ve birliðini, gözüyle görmüþ ve eliyle tutmuþ gibi kavrar ve bunu Allah’a karþý itiraf eder. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Rabbin, Âdemoðullarýndan, onlarýn bellerinden nesillerini aldýðýnda onlarý kendilerine karþý þahit tutarak; “Ben sizin Rabbiniz deðil miyim?” dedi. Onlar da: “Evet Rabbimizsin. Biz buna þahidiz.” dediler. Artýk Kýyamet günü “biz bunun farkýnda deðildik” diyemezsiniz.
Þunu da diyemezsiniz: “Önceden ortak koþanlar babalarýmýzdý. Biz onlardan sonra gelen nesildik. O batýla sapanlarýn iþlediklerinden ötürü bizi yok mu edeceksin?”
Ýþte o belgeleri böyle açýk açýk anlatýrýz. Belki dönerler.” (A’raf, 7/172-174)
Âdemoðullarýnýn “bellerinden nesillerinin alýnmasý”, nesli devam ettirecek tohumun alýnmasýdýr. Kiþi onunla erginlik çaðýna girer ve çocuðu olacak yaþa gelir. Ýnsan, çocukken Allah’ý aramaya baþlar. Bu konuda çevresini soru yaðmuruna tutar. Sonunda Allah’ýn var ve bir olduðunu tam olarak kavrar. Karþýsýna çýkan delillerle sanki Allah ona, “Ben senin rabbin deðil miyim?” diye sorar. O da tam bir kararlýlýkla “Evet, Rabbimsin, ben buna þahitlik ediyorum” der. Kiþi çevresini gözledikçe benzer durumlar tekrarlanýr. Bu sebeple her insan, Allah’ýn var ve bir olduðunu, her þeyi ona borçlu olduðunu kabul eder ve ona kul olmasý gerektiðini anlar.
Bundan sonra insan, ya doðrudan ya da dolaylý olarak Allah’a kulluk eder. Kendine bir peygamber tebliði ulaþmamýþ olan kiþinin doðrudan kulluðu, Allah’ýn koyduðu doða kanunlarýna yani evrensel nitelik kazanmýþ doðrulara (marufa) uygun hareket etmesi olur. Ýþte bunlar doðru yolda olanlardýr.
Bazýlarý da kendi doðrularýna göre hareket eder; kendi çýkarlarýný öne alýr ve çoðunlukla atalarýnýn yolundan giderler. Akýllarýna yatmasa da ona karþý çýkmazlar.
Kâinat, Allah’ýn yarattýðý kitap; Peygamberlerin getirdikleri ise onun indirdiði kitaplardýr. Evrensel deðerler ve bilim Allah’ýn yarattýðý kitaptan alýnýr. Ýndirdiði kitaplarda da bunlarýn kanun ve kurallarý saklýdýr. Kur’an, Allah’ýn kitaplarýnýn son nüshasýdýr. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Ya Muhammed, seninle o gerçeði (Kur’ân’ý), müjdeci ve uyarýcý olasýn diye gönderdik. Her ümmetin geçmiþinde bir uyarýcý, kesin vardýr.” (Fâtýr, 35/24)
Her millete elçi gönderildiðine göre mevcut dinlerden her birinin temelinde bir elçinin tebliðini bulmak mümkündür. Ama insanlar, peygamberlerin hemen ardýndan o dini kendilerine uydurmayý baþarmýþlardýr. Önce din adamlarý kadrosu oluþmuþ, sonra Allah’tan önce kayýtsýz þartsýz boyun eðilecek ruhani varlýklar oluþturulmuþtur. Din adamlarý ise hem kendilerini kutsallaþtýrmak hem de isteklerini Allah’ýn isteði gibi göstermek için bu varlýklarý Allah’ýn yanýnda itibarlý göstermiþ ve Allah’a onlar aracýlýðý ile ulaþýlmasý gerektiðini söylemiþlerdir.
Bu iddialarýn saðlam bir dayanaðý olamaz. Ýnsanlar, doðru olduðu için deðil, çevrelerinin ve geleneðin etkisi ile bu inançlara baðlanýrlar. Böylece Allah ile iliþkileri bozulur. Hürriyetlerini bu kiþi ve kuruluþlara satmýþ olurlar. Önce onlarýn, sonra Allah’ýn kulu olurlar. Böylece Allah’a ortak koþar þirke düþerler. Hiç kimse, Allah’a ortak saydýðý varlýklar için haklý bir gerekçe bulamayacaðýndan Ahirette þu sözü söyleyemeyecektir:

“Önceden ortak koþanlar babalarýmýzdý. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik. Þimdi o batýla sapanlarýn iþlediklerinden ötürü bizi yok mu edeceksin.” (A’râf, 7/173)
Peygamberler insanlara “Allah’tan baþkasýna ibadet etmemelerini” söylemiþlerdir. Allah’tan baþkasýna ibadet, ondan baþkasýna kul ve köle olmak demektir. Bu da hürriyeti yok eder.
Dinin özü imandýr. Ýmanýn temeli de onu içten kabul etmek, yani kalp ile tasdiktir. Kalpteki tasdiki bir o kiþi, bir de Allah bilir. Orasý insanýn en hür olduðu yerdir. Bu sebeple hiç kimse bir inancý kabule veya inkâra zorlanamaz. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Dinde zorlama olmaz; doðru ile eðri birbirinden iyice ayrýlmýþtýr. Kim azgýnlarý tanýmaz da Allah’a inanýrsa kopmak bilmeyen saðlam bir kulpa yapýþmýþ olur. Allah iþitendir, bilendir.” (Bakara, 2/256)
Ýþte kendine bir elçinin tebliði ulaþmamýþ kimsenin temel görevi, Allah’tan baþkasýna kul olmaya karþý direnmektir. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Allah þirki baðýþlamaz, onun dýþýnda kalaný baðýþlanmayý hak eden için baðýþlar.” (Nisâ, 4/48)
Allah’ýn varlýðýnýn ve birliðinin delili her yerde sayýsýz miktarda olduðu halde ortak koþulanlarla ilgili bir delil yoktur. Bu sebeple aklýný kullanan hiç kimse þirk bataðýna düþmez. Aklýný kullanmayan, en iyi Ýslami eðitimi de görse þirk pisliðinden kurtulamaz. Çünkü “(Allah) o pisliði aklýný kullanmayanlarýn üstüne býrakýr.” (Yunus, 10/100) Bu sebeple insana teblið ulaþsýn veya ulaþmasýn, onun baðýþlanmayacak günahý, þirk günahýdýr.