tþk hasan bey evi o kadar ayrýntýlý anlatmýþsýnýz ki ben 15 senedir oturuyordum orada bu yýl antepe geldim babamlar halen orada oturyorlar.
tþk hasan bey evi o kadar ayrýntýlý anlatmýþsýnýz ki ben 15 senedir oturuyordum orada bu yýl antepe geldim babamlar halen orada oturyorlar.
babanýz kim serpil haným.yada hangi ev sizinki.orada benim halam çocuklarý oturuyo.aþaðýdaki seracýlar benim halam çocuklarý.içlerinden biride benim kayýnpeder olur.onlarýn soyadýda bozkurt.
selamýn aleyküm aha gene geldik
Bu özeti zaten.(O zaman sen doðrusunu anlat da anlayalým.) Sen anladýnmý onu söyle.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.
Gavuru kabul etme ama ayaðýndaki don bile onun sayesinde imal ediliyor buna ne buyurulur.
T.C VATANDAÞI, NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE
Sevgili Mahmut kardeþim, sana bir tek þey soracaðým, hiristiyan bir ailenin çocuðunun suçu nedir, çocuðun birþeyden haberi yok ailesi onu hiristiyan olarak yetiþtiriyor ve öyle büyüyor, bu adam büyüdükten sonra kendi dinini hak din olarak görüyor, bunda adamýn suçu ne, allah bunlarý bilmiyormu, karþýma baþka dinle geleni cehenneme atarým diyor.
T.C VATANDAÞI, NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE
Bu onlarla olan iliþkilerimizde ki ölçü...
Müslüman Olmayanlarla Ýliþkiler
Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Allah, din hususunda sizinle savaþmayan ve sizi yurdunuzdan çýkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve deðer vermenizi yasaklamaz. Allah deðer bilenleri sever. Allah sadece, din hususunda sizinle savaþmýþ, sizi yurdunuzdan çýkarmýþ ve çýkarýlmanýza destek vermiþ kimselere yakýnlýk göstermenizi yasaklar. Onlara yakýnlýk gösterenler zalimlik etmiþ olurlar.” (Mumtahane 60/8–9)
Ayetlere göre gayrimüslimlerle iliþkide üç kýrmýzýçizgimiz vardýr:
1- Dinimizden dolayý bizimle savaþmalarý,
2- Bizi yurdumuzdan çýkarmalarý,
3- Yurdumuzdan çýkaranlara destek vermeleri.
Bu çizgileri çiðneyenlerle dostluk kuramayýz.
Tevbe 5. âyet:
Bu âyetin, Müslüman-gayrimüslim iliþkisinde esas alýndýðý iddia edilir:
“Haram olan aylar (onlara tanýnan dört aylýk süre) sona erince o müþrikleri nerede bulursanýz öldürün; yakalayýn, hapsedin ve bütün geçit baþlarýný tutun. Tevbe eder, namazý kýlar ve zekâtý verirlerse onlarý serbest býrakýn. Allah baðýþlar, ikramý boldur. (Tevbe 9/5)
Bu âyet, kýrmýzýçizgilerin tamamýný çiðnemiþ, Hudeybiye barýþ antlaþmasýný bozmuþ, Mekke’nin fethinden sonra kendilerine bir yýl dokunulmamýþ, ayrýca dört aylýk ek süre verilmiþ olan Mekkeli müþriklere yapýlan son uyarý ile ilgili ayetlerdendir. Benzer durumlar olmadýkça bu hükümler uygulanmaz. Ayeti farklý anlama çekmek doðru deðildir.
Gayrimüslimlerden Hakaret
Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Mallarýnýz ve canlarýnýz konusunda yýpratýcý bir imtihandan geçirileceksiniz; bir de sizden önce Kitap verilenlerden ve müþriklerden çok üzücü sözler iþiteceksiniz; bunlardan kaçýþ olmaz. Eðer sabreder, korunursanýz, iþte bu kararlýlýk gerektiren iþlerdendir. (Al-i Ýmran 3/186)
Üzücü söz ve hakaret, kýrmýzýçizgilerden olmadýðý için böylelerine karþý; sabýrlý, tedbirli ve kararlý olma dýþýnda bir yol gösterilmemiþtir.
Peygamberimiz, önce Müslüman olan, sonra dinden dönen ve problem kaynaðý olan ikiyüzlülerden çok çekmiþ ama onlara karþý fiili harekette bulunmamýþtýr. Munafikun Suresi bu açýdan önemlidir. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“O münafýklar sana geldiklerinde: "Biz þahidiz ki, sen, gerçekten Allah'ýn elçisisin" dediler. Allah biliyor ki, sen elbette onun elçisisin. Ama Allah þahit, o münafýklar kesinlikle yalancýdýrlar. Yeminlerini kalkan edip Allah’ýn yolundan çekildiler. Ne kötü davranýyorlar!.. Bu, þundandýr: Onlar önce inandýlar, sonra kâfir oldular. Sonra kalplerinde yeni bir yapý oluþtu, artýk anlamazlar. Onlarý gördüðün zaman kalýplarý seni imrendirir. Konuþurlarsa konuþmalarýný dinlersin. Sanki dayalý kütükler gibidirler. Her gürültüyü aleyhlerine sayarlar. Ýþte düþman onlardýr. Onlara karþý dikkatli ol. Allah canlarýný alsýn, nasýl da yalana sürükleniyorlar!
Onlara: "Gelin; Allah'ýn elçisi sizin için baðýþlanma dilesin" dendiði zaman, baþlarýný çevirirler. Bakarsýn ki; kendilerini büyük görerek geri çekiliyorlar. Ýster baðýþlanmalarýný dile, ister dilme; sonuç deðiþmez. Allah onlarý baðýþlayacak deðildir. Çünkü Allah karýþtýrýcýlar takýmýný yola getirmez.
Onlar þu sözü bile söylediler: "Allah'ýn elçisinin yanýndakilere bir þey vermeyin, daðýlýp gitsinler". Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ýndýr, ama o münafýklar anlamazlar. Þöyle dediler: "Hele Medine'ye dönelim, güçlü olan, güçsüz olaný, elbette sürüp çýkaracaktýr." Oysa güç Allah'tadýr, Elçisindedir ve inananlardadýr, ama münafýklar bilmezler." (Munafikun 63/1–8)
Zeyd b. Erkam bu âyetlerle ilgili þunlarý anlatmýþtýr: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bir savaþa gitmiþtik. Ordu sýkýntýlar içine girmiþti. Abdullah b. Ubeyy arkadaþlarýna þöyle dedi: “Allah’ýn Elçisi’nin yanýndakilere nafaka vermeyin ki daðýlsýnlar. Hele Medine’ye dönelim, güçlü olan, güçsüz olaný oradan çýkaracaktýr.” Bunu hemen Peygamber‘e haber verdim. Abdullah b. Ubeyy’i çaðýrtýp sorguladý. O da böyle bir þey söylemedim diye yemin etti. “Zeyd yalan söyledi” dediler. Bu bana çok aðýr geldi. Sonra Allah Teâlâ Munafikun suresini indirdi[1]”.
Elmalýlý Muhammed Hamdi YAZIR bu konuda özetle þu bilgileri verir:
Abdullah’ýn kavmi içinde itibarý vardý; büyük sayýlýrdý. Üseyd b. Hudayr geldi. “Ey Allah’ýn Elçisi!” dedi. “Ona aldýrma, nazik davran. Vallahi, Allah seni gönderdiði sýrada kavmi ona taç giydirmek için boncuk diziyordu. O seni, krallýðýný elinden almýþ görür”.
Abdullah b. Ubeyyin oðlu Abdullah temiz bir mümin idi. Babasýnýn yaptýklarýný öðrenince Allah’ýn Elçisi’nin huzuruna geldi «Ey Allah’ýn elçisi! Ýþittim ki Abdullah b. Ubeyy’i size ulaþan sözünden dolayý öldürmek istiyormuþsunuz. Eðer yapacaksanýz bana emredin, baþýný getireyim. Vallahi, bütün Hazrec bilir ki içlerinde babasýna benden saygýlýsý yoktur. Korkarým ki, baþka birine emredersiniz, o babamý katleder, ben de babaným katilinin halk içinde gezmesine tahammül edemem, tutar onu vururum. Bir mümini bir kâfire karþýlýk öldürmüþ olur bu sebeble ateþe girerim“ dedi. Allah’ýn Elçisi þöyle dedi:
“Hayýr. Biz ona nazik davranýrýz. Aramýzda olduðu müddetçe iyi davranýrýz[2].“
Abdullah’ýn davranýþý her ne kadar çok kötü ise de üç kýrmýzýçizgiden birini çiðnemediði için yukarýdaki âyetler gereðince Peygamberimiz ona iyi davranmýþtýr. Bu gibileri en çok rahatsýz eden, doðrularýn söylenmesidir. Ayetlerde olduðu gibi yanlýþ davranýþlarýný sayýp döktükten ve cezayý hak ettikleri konusunda kamu oyu oluþmasýný saðladýktan sonra iyi davranýlmasý, onlarý yanlýzlýða sükrükler ve yandaþlarý dahi kendilerini terk etmeye baþlar. Nitekim peygamberimizin iyi davranýþý, Abdullah’ýn çevresindekilerini Ýslam’a kazandýrmýþtýr.
Dinden Dönenin ve Peygamberi Aþaðýlayanýn Öldürülmesi
Yukarýdaki âyetlerde yer alan …önce inandýlar, sonra kâfir oldular.. ifadesi bu þahýslarýn mürted olduðunu açýkça göstermektedir. Bu ve benzeri âyetlere raðman mezhepler, mürtedin öldürülmesi konusunda ittifak etmiþlerdir.
Ayetler; Ýþte düþman onlardýr. Onlara karþý dikkatli ol… hükmünden baþka bir hüküm içermediði halde yine saðlam bir delile dayanmadan; Peygamberi aþaðýlayan, ona söven ve hakaret eden kiþilerin öldürülmesi konusunda da mezhepler ittifak etmiþlerdir[3].
Bugün en büyük sýkýntý, Müslümanlarý Kur’an çizgisine getirme sýkýntýsýdýr.
Prof. Dr. Abdulaziz Bayýndýr
[1] - Buhârî, Tefsir Münâfikûn Suresi. 4.
[2] - Muhammed Hamdi YAZIR, Hak Dini Kur’an Dili, VI. Cilt, Ýstanbul 1936, s. 5005–5008.
[3] - Vehb’ez-zuhaylî, el-Fýkh’ul-islâmî ve edilletuh, 3. bas. Dýmaþk 1409/1989, c. VI, s. 184, hadd’ur-riddeh.
(5115 kez okundu)
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümaným diyene.
Bu yazdýklarýnýn hiçbiri kurandan deðil, hepsi hadis.
Ben kimseyi sorgulamýyorum ama yaradan sanki hiçbirþey bilmiyormuþ gibi önüne gelen bu konularda fetva verip duruyor, ben buna kýzýyorum.
T.C VATANDAÞI, NE MUTLU TÜRKÜM DÝYENE