175-176-177
bin kez geçirdiði gibi yine geçirdi: “sen buraya göre deðilsin!”
Akþam olmuþtu. Soðuða raðmen iþe çýkan Garip hala dönmemiþti. Evde yiyecek hiçbir þey yoktu. “ya dönmezse!” diye korktuklarýný birbirinin yüzünden okuyorlardý Ayþe’yle Çarýklý.
Nihayet kapý týkýrdadý ve Garip elinde getirdiði poþeti bir köþeye kendinden evvel fýrlatarak içeri daldý. Elleri ayaklarý buza kesmiþti. Yüzü soðuktan simsiyah görünüyordu.
Hemen ellerini ellerinin içine alarak hýzlý hýzlý ovalamaya baþladýlar ikisi birden. Ona bir ot çayý kaynattýlar.
Poþette yiyecek bir þeyler vardý. Nereden bulmuþsa bulmuþ, kuru birkaç ekmek ve oldukça saðlam bir göbek lahana... epeyce de yeni kalýn kumaþ parçalarý vardý.
Kumaþlara bakan Ayþe’ye döndü Garip çayýný yudumlarken. “Bir terziden yalvar yakar aldým. Sana bir manto dikeceðiz.”dedi. Bunu söylerken çocuðuna hediye almanýn gururunu yaþayan bir baba edasýyla bakýyordu Ayþe’ye.
O gece çok zor bir gece oldu. Garip’i bir titreme tuttu. Yattý. Ne varsa odanýn içinde üzerine örtmelerine raðmen yine de titremesi geçmiyordu.
Ayþe’nin aklýna bu barakada ilk geçirdiði gece gelmiþti. Garip’in onun için yaptýklarý. Yemek ve ilaç getirmesi, onu dizinde yatýrýp iyileþtirmesi.
Ayþe iyileþip gariple iþe çýkmaya baþladýklarý bereketli bir gün kendisine ilaç aldýðý eczaneye götürmüþtü onu. Borçlarýný ödemiþler ve eczacý, “o ilaçlarý bu arkadaþýnýn için mi almýþtýn?” diye de sormuþtu.
Garip’in ölümcül yatýþýna dayanamayýp, Çarýklýnýn “nereye gidiyorsun bu soðukta? Bu ölürse ben ne yaparým. Dayanamadýn, kaçýyorsun ha hanýmefendi!” demesine aldýrmadan ve hiç sesini çýkarmadan barakadan çýkýp gitti.
Eczane henüz açýlmamýþtý. Caddede ileri geri biraz yürüdü. Yürürken de çöpleri uzaktan bir kontrol etti. Eczacýnýn uzaktan geliþini görmesine raðmen biraz bekledi. Tam karar veremiyor, hâlâ bir aþaðý bir yukarý titreyerek dolaþýyordu. Ne olursa olsun diyerek sonunda, emin adýmlarla yürüdü ve eczaneye girdi. Eczacý tanýdý onu. Ne o kýzým, burayý çöplük mü sandýn.
Ayþe eczacýyla hiç konuþmamýþtý. Kibar bir þekilde, “affedersiniz, sabah sabah rahatsýz ettim” diye söze baþlamasý þaþýrttý eczacýyý. Böyle kibar konuþan birinin çöplükte ne iþi var!? diye düþünerek kulak kesildi.
“Nedir derdin kýzým?”
“Bu kýþ çok soðuk. Ýþe çýkamýyoruz. Açýz...”
Eczacý endiþeyle bakarak onun yüzüne, “Eee?” diye sordu.
“Camlarýnýz kirlenmiþ. Baþka bir temizlik iþiniz de varsa yaparým. Para istemiyorum. Ýlaç lazým. Garip ölecek. Titreme tuttu. Soðukta iþten dönünce baþladý titremesi. Herhalde çok üþütmüþ. Ýlaç verirseniz, kalan borcum için de her gün gelir iþinizi yapar ödeþtiririm”
Eczacý, “önce çýkar üstündeki þu paltoyu. Burasý eczane” diyerek çýkarttýrdý paltosunu ve bir önlük verdi eline, “giy!” dedi.
Ayþe yüzüne baktý onun. Pýrýl pýrýl mavi renkteki önlüðü kirletirim korkusu yaþadýðýný belli etti.
“Giy dedik ya kýzým. Sana vereceðim ilaç pahalý. Çok çalýþman gerekecek.”
Ayþe rahatlamýþtý. Giydi önlüðü. Eline tutuþturulan temiz beze baktý. Yýllardýr temiz bir bezle cam silmemiþti. Ýçinden aðlamak geldi. Tuttu kendini ve camlarý silmeye baþladý. Ýþini bitirince, “yerleri paspas edeyim mi?” diye sordu.
“Et bakalým!?” diyerek paspasý getiren eczacýnýn dikkatli bakýþlarý altýnda yerleri pýrýl pýrýl yaptý. Tekrar aldý eline bezi ve ilaç vitrinlerinden tozlu olanlarýna yönelirken,
“Hastaný unuttun. Gerisini hastan iyileþtikten sonra yaparsýn. Buraya yazýyorum. Bir ay boyu her hafta bir gün gelip temizlik yapacaksýn. Kaytarmak yok. Al bu ilaçlarý üzerindeki çizik sayýsýnca aç karnýna içir. Daha etkili olur” diyerek onu gönderirken, Ayþe zaten her gün aç olduklarýný düþünüyordu.
Teþekkür etti ve kapýya yöneldi.
Eczacý seslendi ona:
“Dur biraz. Þunlarý al, bir hafta fazladan geleceksin temizliðe. Hastana yiyecek de lazým!”
Yaþlý eczacýnýn eline sarýlýp öpmek istedi. Adam mani oldu ve gönderdi onu.
“Þu tanrýnýn iþine bak!?” diyordu elinde yiyecekler ve ilaçlarla barakanýn kapýsýndan girerken. “bir iyilik et, denize at” diye ne güzel söylemiþler. Ama ben kime ne kötülük etmiþtim de bunlar geldi baþýma” diye düþündü. Bir of çekti ve Garip’in yataðýnýn baþ ucuna koydu nevaleyi.
Çarýklý þaþkýn þaþkýn onun yüzüne bakarak sordu.