Kitaplara Ýman
Kitap, sözlükte "yazmak ve yazýlý belge" anlamýna gelir. Terim olarak ise, Allah Teâlâ'nýn kullarýna yol göstermek ve aydýnlatmak üzere peygamberine vahyettiði sözlere ve bunun yazýya geçirilmiþ þekline denilir. Çoðulu "kütüb"dür. Hýristiyan ve yahudilere ilâhî kitap olarak Ýncil ve Tevrat verildiðinden onlara "Ehl-i kitap" denilmiþtir. Ýlâhî kitaplara Allah katýndan indirilmiþ olmasý sebebiyle "kütüb-i münzele" veya "semavî kitaplar" da denilir.
Her ilâhî kitap bir peygamber aracýlýðýyla gönderilmiþtir. Kendisine kitap indirilen peygamber de, ondaki emir ve yasaklarýn uygulanmasýný göstermiþ ve bunlarýn yaþanabilir olduðunu ortaya koymuþtur.
Ýlâhî kitaplar konusu Allah'ýn kelâm sýfatý ile ilgilidir, bu sýfatýn eseridir. Peygamberlerine vahiy yoluyla bildirildiði mesajýnýn ortaya çýkmýþ þeklidir. Peygambere indirilen kitaplara ilâhî kitap denilmesinin sebebi, bu kitaplarýn Allah tarafýndan gönderilmesi, söz ve içerik olarak onlarda hiçbir beþer katkýsýnýn bulunmamasýdýr.
Ýlâhî kitaplar Allah kelâmý olmak bakýmýndan aralarýnda farklýlýk bulunmamasýna raðmen, hacimleri ve hitap ettikleri kitlenin büyüklüðüne göre, suhuf ve kitap olmak üzere ikiye ayrýlýrlar.
Suhuf:Sahife kelimesinin çoðulu olan suhuf, dar bir çevrede, küçük topluluklara, ihtiyaçlarýna cevap verebilecek þekilde indirilen birkaç sayfadan oluþmuþ küçük kitap ve risâlelere denilir.
sayfalarýn sayýsý 100 olup þu peygamberlere indirilmiþtir: Hz. Âdem'e 10 sayfa, Hz. Þît'e 50 sayfa, Hz. Ýdrîs'e 30 sayfa, Hz. Ýbrâhim'e 10 sayfa (bk. Süyûtî, ed-Dürrü'l-mensûr, VIII, 489; Âlûsî, Rûhu'l-meânî, XV, 141-142). Bugün bu sayfalardan elimizde hiçbir þey yoktur.
Suhufa göre daha hacimli ve kitap þeklinde olan ve evrensel mesajlar içeren ilâhî kitaplar ise Tevrat, Zebur, Ýncil ve Kur'an olmak üzere dört tanedir.
Tevrat
Tevrat Ýbrânîce bir kelime olup "kanun, þeriat ve öðreti" anlamlarýna gelir. Hz. Mûsâ'ya indirilmiþtir. Tevrat'a Ahd-i Atîk ve Ahd-i Kadîm de (Eski Ahit) denilir. Tevrat'ýn aslýnýn Allah kelâmý ve peygamberine indirdiði kutsal bir kitabý olduðuna inanmak her müslümana farz olup, bunu inkâr etmek kiþiyi küfre düþürür. Çünkü Kur'ân-ý Kerîm'de Tevrat'ýn Allah'ýn kutsal kitaplarýndan biri olduðu açýklanmýþtýr: "Biz, içinde doðruya rehberlik ve nur olduðu halde Tevrat'ý indirdik..." (el-Mâide 5/44).
Tevrat Hz. Mûsâ aracýlýðýyla Ýsrâiloðullarý'na gönderilmiþtir. Ancak onlar tarihte yaþadýklarý sürgün ve esirlik dönemlerinde Tevrat'ýn Allah'tan gelen þeklini koruyamamýþlardýr. Tevrat'ýn asýl nüshasý kaybolunca, yahudi din bilginleri tarafýndan kaleme alýnan Tevrat nüshalarý ortaya çýkmýþtýr. Bugün elde mevcut olan Tevrat tahrif edilmiþ, bütünüyle ilâhî kitap olma özelliðini yitirmiþtir.
Zebur
Kelime olarak "yazýlý þey ve kitap" anlamýna gelen Zebur, Hz. Dâvûd'a indirilmiþ olan ilâhî kitabýn adýdýr. Bu konuda Kur'an'da þöyle buyurulur: "...Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kýldýk. Dâvûd'a da Zebur'u verdik" (el-Ýsrâ 17/55).
Zebur, ilâhî kitaplarýn en küçüðü olup, yeni dinî hükümler getirmemiþtir. Bugün elde mevcut olan Zebur nüshalarý, lirik söyleyiþ ve ilâhîlerden, Allah'a övgü ve hikmetli sözlerden ve birtakým nasihatlardan meydana gelmiþtir. Mezmûrlar adýyla Eski Ahid'de yer almaktadýr.
Ýncil
Ýncil kelime olarak "müjde, tâlim ve öðretici" anlamýna gelir. Hz. Îsâ aracýlýðýyla Ýsrâiloðullarý'na indirilmiþtir: "Kendinden önce gelen Tevrat'ý doðrulayýcý olarak peygamberlerin izleri üzerinde, Meryem oðlu Îsâ'yý arkalarýndan gönderdik. Ve ona, içinde doðruya rehberlik ve nur bulunmak, önündeki Tevrat'ý tasdik etmek, sakýnanlara bir hidayet ve öðüt olmak üzere Ýncil'i verdik" (el-Mâide 5/46).
Ýncil'e, Allah'tan Hz. Îsâ'ya indirildiði þekliyle inanmak imanýn gereklerindendir. Fakat bugün Ýncil'in orijinal metni de diðer bozulmuþ kitaplar gibi elde yoktur. Bozulmuþ ve insanlar tarafýndan müdahaleye mâruz kalmýþ þekli vardýr. Ýncil'e Ahd-i Cedîd de (Yeni Ahit) denilir.
Kur'an-ý kerim
Allah tarafýndan gönderilen ilâhî kitaplarýn sonuncusu olan Kur'ân-ý Kerîm, son peygamber Hz. Muhammed' s.a.v 'e indirilmiþtir. Sözlükte "toplamak, okumak, bir araya getirmek" anlamýna gelen Kur'an terim olarak þöyle tarif edilir:
"Hz. Peygamber'e indirilen, mushaflarda yazýlý, Peygamberimiz'den bize kadar tevâtür yoluyla nakledilmiþ, okunmasýyla ibadet edilen, insanlýðýn benzerini getirmekten âciz kaldýðý ilâhî kelâmdýr". Bu tarifte bazý hususlar göze çarpmaktadýr: "Peygambere indirilen" derken Hz. Muhammed s.a.v kastedilmektedir. "Tevâtür yoluyla nakledilmiþ olan" derken, her devirde yalan üzerine birleþmelerini aklýn imkânsýz gördüðü bir topluluk tarafýndan nakledildiði ve nesilden nesile böyle geçtiði için onun, Allah'a ait oluþunun kesinliði ifade edilmektedir. "Okunmasýyla ibadet edilen" derken de, okumanýn ibadet olduðuna, namaz ibadetinde vahyedilen metnin okunmasý gerektiðine ve Kur'an tercümelerinin namazda okunmasýnýn câiz ve geçerli olmadýðýna iþaret edilmektedir.
Kur'an'ýn Muhtevasý
Ýnsanlarý hem bu dünyada hem de âhirette mutluluða kavuþturmak için gönderilmiþ bulunan Kur'ân-ý Kerîm baþlýca þu konularý kapsamaktadýr:
1. Ýtikad. Baþta Allah'a iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kazâ ve kadere, âhirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeþitli meseleler, Kur'an'ýn kapsadýðý konularýn baþýnda gelir.
2. Ýbadetler. Kur'an'da müslümanlarýn yapmakla yükümlü bulunduklarý namaz, oruç, hac, zekât vb. ibadetlere dair âyetler vardýr.
3. Muâmelât. Kur'an bir toplumun devamýný saðlayan ve toplum fertlerinin aralarýndaki iliþkileri düzenleyen birtakým hükümleri kapsar. Kur'an'da alýþveriþ, emanet, baðýþ, vasiyet, miras, aile hayatý, nikâh ve boþanma gibi kiþiyi ve toplumu ilgilendiren konulara dair açýklamalar ve hükümler vardýr.
4. Ukubat. Ýslâm toplumunun mutluluða eriþebilmesi, bu toplum fertlerinin, Ýslâm'ýn koyduðu kurallara aynen uymasýyla mümkün olur. Toplumun düzenini bozan, insan haklarýný ve yasaklarý çiðneyen kimseler cezayý hak edecekleri için Kur'an bunlarla ilgili hükümleri de kapsamaktadýr.
5. Ahlâk. Kur'an, kiþilerin dünya ve âhiret mutluluðunun saðlamasýna yardýmcý olmak üzere, ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliði emretme, kötülükten sakýndýrma, adalet, doðruluk, alçak gönüllülük, merhamet, sevgi... gibi ahlâkî hükümleri de kapsamýna almaktadýr.
6. Nasihat ve Tavsiyeler. Ýnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlý olmalarýný, nefislerine esir düþmemelerini, dünyayý âhirete tercih etmemelerini, dünyada imtihana çekildiklerini hatýrlatan, çeþitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur'an'ýn içerdiði konular arasýndadýr.
7. Va‘d ve Vaîd. Allah'ýn emirlerine boyun eðip yasaklarýndan kaçýnanlarýn cennetle mükâfatlandýrýlacaklarýna, buyruklarýný terkedip yasaklarýný çiðneyenlerin cehennemle cezalandýrýlacaklarýna dair Kur'an'da pek çok âyet bulunmaktadýr.
8. Ýlmî Gerçekler. Kur'an, insanlýða gerekli olan ilmî gerçeklerin ve tabiat kanunlarýnýn ilham kaynaðýný teþkil eden âyetleri de kapsamaktadýr. Kur'an, bu ilmî gerçeklerden bir pozitif bilim kitabý gibi bahsetmek yerine insanlarý, âlemin yaratýcýsýnýn kudret ve büyüklüðünü düþünmeye, Allah'ýn nimetlerini anarak O'nu yüceltmeye teþvik eder.
9. Kýssalar. Kur'ân-ý Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatýndan da söz eder. Ancak bunlarý bir tarih kitabý gibi deðil, insanlarýn ibret alacaklarý bir üslûp ile anlatýr.
10. Dualar. Ýnsan yapacaðý iþlerde sürekli Allah'ýn yardýmýna muhtaç olduðu için Kur'an'da çeþitli dualar da yer almýþtýr.