çok mükemmel bir paylaşım çok hoşuma gitti teşekkür ederim..
o zenginlik bizede nasip oldu şükür ne kadar şükretsek az...Yinede şükrümüzü ne derece yapabiliyoruz Allah bilir... Allah bizi şükredebilenlerden etsin ve bu kapıdan ayırmasın...
çok mükemmel bir paylaşım çok hoşuma gitti teşekkür ederim..
o zenginlik bizede nasip oldu şükür ne kadar şükretsek az...Yinede şükrümüzü ne derece yapabiliyoruz Allah bilir... Allah bizi şükredebilenlerden etsin ve bu kapıdan ayırmasın...
çok guzel paylaşım tşkler
Senin Bir Aşkı Yaşamaya Bile Cesaretin Yok...
ibretle okuyacaginiz bu olay Hollanda'da gerceklesmistir. Bir genc kiz odasinda müzik dinlemekteyken, anneside sesli bir sekilde Kuran-i Kerim okumakla mesgulmüs. Bu sirada annesi kizina müzigin sesini kismasini söylemis. Bunun üzerine genc kiz annesine bagirarak kendisinin susmasini istemis. Genc kiz annesinin onu dinlemedigini ve Kuran-i Kerimi hala sesli bi sekilde okumaya devam ettigini görünce hemen, insanlara rehber amaciyla indirilen kutsal kitabimizi annesinin elinden alip yirtar. O an genc kiz alev alip yanmaya baslar. Söndürmek icin üzerine battaniye atar annesi. Battaniyesini kaldirdigindaysa asagida görülen ibretli manzarayla karsilasir. Genc kiz su an Hollanda'da bi hastanededir. Ailesi igne yaptirip öldürülmesini istiyor.
Bu olay dünya basininda sizinde tahmin edebileceginiz nedenlerden dolayi pek yer almadi, fakat insanlar arasinda cok konusulmakta. Olayida bazi kaynaklardan duydugumuz kadariyla size anlatmaya calistik.
Kuran-i Kerim'den ayetler:
"Kur'an okundugu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin" (Arâf, 204).
- "Biz, Kur'an okundugu zaman, seninle ahirete inanmayanlarin arasina gizleyici bir örtü çekeriz. Ayrica, onu anlamamalari için kalplerine bir kapalilik ve kulaklarina bir agirlik veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin
birligini yadettiginde onlar, canlari sıkılmıs bir vaziyette, gerisingeri dönüp giderler" (Isrâ, 45, 46).
- "Biz, Kur'an'dan öyle birsey indiriyoruz ki o, müminler için sifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnizca ziyanini artirir" (Isrâ, 82).
- "Eger biz bu Kur'an'i bir daga indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan bas egerek, parça parça olmus görürdün. Bu misalleri insanlara düsünsünler diye veriyoruz" (Hasr, 21).
'Bir adam Hz. Ömer (r.a.)'in yanında bir hususta şâhitlikte bulunmuştu. Ömer ibnü'l-Hattâb hazretleri ona,
' Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir, dedi.
Orada bulunanlardan birisi,
' Ben onu tanıyorum, deyince Hz. ömer,
' Nasıl bilirsin? diye sordu. O da,
' Emin ve âdil bir adam olarak tanıyorum, cevabını verdi.
Hz. Ömer (r.a.) tekrar sordu:
' Gecesini gündüzünü bildiğin, yakın bir komşun mudur?
' Hayır, diye cevap verdi adam.
Hz. Ömer (r.a.) sormaya devam etti:
' İnsanın takvâsını ortaya koyan, muâmelesidir. Bu adam, alış'veriş yaptığın bir kimse midir?
Adam tekrar,
' Hayır, dedi.
Hz. Ömer (r.a.) bu defa;
' Bununla, insanın ahlâkının güzel veya çirkin olduğunu anlamaya imkân veren bir yolculuk yaptın mı? diye sordu.
Adam bu soruya da,
' Hayır, cevabını verince, Hz. Ömer (r.a.),
' Sen onu tanımıyorsun, dedi ve sonra da adama dönerek,
' Git, seni tanıyan birini getir, buyurdu.'
Demek ki bir insanı iyi tanıyabilmek, doğruluk ve dürüstlüğünden emin olabilmek için; onunla, ya yakın komşuluk yapacaksın veya alış-verişte bulunacaksın yahut da beraber yolculuk edeceksin... Aksi takdirde, yani bu ölçülerden hiçbirisi ile tartmadığın bir kişi hakkında, müsbet veya menfî yönde şahâdette bulunmayacaksın. Zira bu demektir ki, sen onu tanımıyorsun
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
DERVİŞ İLE TİLKİ</B>
Dervişin biri gezerken ayaksız bir tilki gördü, hayrete düştü. 'Nasıl yaşar bu hayvan, ne yer ne içer?' diyerek, Allah'ın lütfuna hayran oldu.
Derken bir arslan çıkageldi, ağzında çakal taşıyordu. Görkemli ve korkunç hayvan avının bir kısmını yedi, doyunca kalanını bırakıp gitti. Tilki artığa doğru sürünerek yaklaştı ve afiyetle yiyip karnını doyurdu.
Tilkinin yiyeceğinin ayağına geldiğini gören Derviş, kendi kendine: 'Bir tilkinin rızkını ayağına gönderen Allah, benimkini neden göndermesin?' diyerek, çalışmasına gerek olmadığını, bir köşeye çekilip oturabileceğini düşündü.
Düşündüğü gibi de yaptı: 'Rızkım Allah'ın görünmeyen hazinesinden gelir, gayret etmem gerekmiyor.' diyerek beklemeye başladı.
Bekledi, bekledi... Ne gelen ne giden... Günler geçip gitti. Derviş zayıfladı, eridi, bir deri bir kemik kaldı. Güçsüz ve bitkin bir haldeyken, bulunduğu mescidin mihrabından bir ses duydu:
'Ey tembel adam!' diyordu ses, 'kendini ayaksız bir tilkiye benzeterek neden miskin miskin oturuyorsun? Kalk! Yırtıcı arslan ol. Başkasının artığına göz dikmeyi bırak. Sana yakışan artık yemek değil, artık bırakmaktır.
Gücüyle arslan gibi olan, başkasından yiyecek bekler mi? Haydi kalk! Kolları sıva. Çalış ve rızkını kazan. Hem kendin ye, hem muhtaçlara yedir.'
Ey genç insan!
'Elimi tutun' diyerek başkasına el uzatma!
Çalışmayan insanın kafasında beyin yoktur. Onların başları kuru bir deriden ibarettir.
Allah'ın kullarına iyilikte bulunan, iki cihanda da iyilik görür.
Yaşlıya yoksula yardım elini uzat!
Allah, başkasının mutluluğu için çalışanın yardımcısıdır.
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı?</B>
Hep hikmetli konuşan Lokman Hekim’in derisi siyah, dudakları da kalınmış. Değerli sözlerini duyarak hayranı olan biri bir gün bakmış ki hayalinde büyüttüğü Lokman, siyah yüzlü, kalın dudaklı biri. Şaşkınlıkla yüzüne bakarken Lokman Hekim, adamın içinden geçenleri sezmiş olacak ki, şöyle çıkışmış:
– Birader, neden öyle şaşkın bakıyorsun? Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı?
Sonra da ilave etmiş.
– Bak, demiş, benim ne yüzümün siyahlığında, ne de dudaklarımın kalınlığında bir tesirim vardır. Onları Yaratan öyle yaratmış, öylesine uygun görmüş. Benim tercihim değil...
Evet, insanların yüz güzelliği, yahut da çirkinliğiyle kendilerine bir pay çıkarmaları son derece yanlıştır. Ne güzellikte bir etkisi vardır, ne de çirkinlikte. Her ikisini de yaratan ve layık gören Allâh-ü azimüşşandır. İnsan kendi iradesiyle kazandığından sorumludur
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
paylaşım için teşekkürler.önemli olan dış görünüş değil iç güzelliktir.
herşeyi bilmene gerek yok,haddini bil yeter
Fatih Abi yorum yapmıyorsak okumuyoruz anlamına gelmiyor. Yeni derslerini bekliyoruz...
bireysel emekli, sadece üye...