''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
Isyandayız
Yetti be
O günah
Bu ayıp
O yasak
Tanrının
Yasaklamadığı şeylere
İnsanoğlu işine gelmediği için
Koymuş yasak
Gelin yasakları delelim
Günahlara girelim
Ne derlerse desinler
Kimseleri dinlemeyelim
Biz kendi doğrularımızı bilelim
Hayat bizim hayatımız
Nasıl istersek
Öyle yaşayalım
Kimselere esir
İnsanlara kul, köle olmayalım
İçimizde yaşam özlemleri biriktirmeyelim
Günahsa bizim günahımız
Cehennemde biz yanacağız
Onlara ne
Yasak aşksa bizim aşkımız
Ayıpsa ne yapalım
Ayıp bizim ayıbımız
Bizden her istenene
Boyun eğmiyorsak
Edepsizlik ediyorsak
Başımızı kaldırıyorsak
Eh o da bizim
Başımız
Kime ne
Mutluluğumuz baş kaldırmakla oluyorsa
Başımızı da kaldırmalıyız.
İçimizde ukdeler kalmamalı
Yaşamalıyız, yaşamalıyız
Varmasınız
akıntıdır...
Bizi Kurtarmaya Var mısınız? / Gülçin Kaçar
Dünya onlarındı
Biz duman altı olduk
Dokunmayın
Her şeyi unuttum
Ağrılarım Durdu
Acılarım son buldu
Üşümüyorum
Açlığımı unutum
Dünya benim oldu
Terke edildim
Kimin umuru
Beni seven yok
Beni toplumun
Yarası gören
Aynaya baksın
Sucu kendinde arasın
İş verdilerde çalışmadık mı?
Okul kurduklarda
Okumadık mı
Bizi insan yerine koyup
Şans verdilerde
Kullanmadık mı?
Bize din öğretilerde
İnanmadık mı?
Bizi sokaklara döktüler
Halimizi soran olmadı
Şimdi duman altı olduk
Bize kızmak en kolaydı
El uzatacaklarına
Dil uzattılar
Bizi dumana esir ettiler
Utanacak olan onlar
Onlar yedi içti
Yaşadı
Biz baktık
Artıkları çöpleri boyladı
Çöplerini bile bize çok gördüler
Biz açtık, çıplaktık
Onlar evlerdeydi
Biz sokaktaydık
Akılarına bile gelmedik
Biz onlar için bir
Birer hiçtik
Biz parazittik.
Biz
Hayatın kıyısında
Ve kırıntısıyla
Yaşayanlardanız
Farkına varınız
El uzatıp bizi kurtarınız.
Gülçin Kaçar
evet dısarda olan ve adları unutulan kaybolmus kimlikleriyle hayata bi şekilde tutunmaya calısan bin kez daha masum bin kez daha samimi bin kez daha doğal onlarca insanımız var birazda onları düsünelim !!!!
tşk ederm.....
yine gece ,yine hüzün we yine biliyor musun??
içinde sen olunca hüzünde güzell!!
SANA..
Durduramadığım bir nehirsin gönlümden akan
Kurutmaya çalışıp da başaramadığım bir türlü
Sen görebildiğim en güzelsin gülsün
Sen benimsin gülüm; yüzün hep gülsün…
En güzel korkuları sende yaşadım ben
Sende tattım sevdanın o acı tadını
Karanlıkların en aydınlık yüzünü gördüm yüzünde
Sensin benim gülüm, ömrüm; en güzel güzüm…
Çiçekler anlamlarını kaybetti seni görünce
Güneş soldu; ay sönük kaldı senin yanında
Sen ki aydınlığımsın benim en zifiri karanlıkta
Zamanı zamansız yaşadım senle; gönlümce…
MEVLÜT KARA
Tarihsiz ve mekansızdır...
''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
ÇOBAN KAVALI
Ey yüreğime işleyen ince sızı
Senin de bir çaren bulunur elbet
Gün gelir yerinde eser senin de
Boşluğa söylenecek acı bir şarkı
Her ne kadar şimdi canımı yaksan da…
Tüllendi acılar bu gece vakti
Sefil çobanın kaval sesinde bulduğum
İnce notalardasın ey sevgili
Öyle akıp gidiyorsun usul usul
Öylece, yüreğime işleyerek…
Göçmen kuşlar gibi sevgiler
Döneceklerini umut edip giderler
Demiş ya şair: Giden sevgililer dönmeyecekler
Şairi haksız çıkar bu gecenin hatrına
İçimi sızlatan şu ezgiye inat
Sessizce gel; vakit önemsiz…
Bitir şu vakit bütün küskünlükleri
Eritip ruhumdaki şu masumiyeti
Bir kuşun kanadında yalnız
Bir tüyün yumuşaklığında süzülüp
Konuver kalbimin en yufka mevsimine
İlahi bir ezginin iç sızlatan ezgisinde…
MEVLÜT KARA (17 Mayıs 2009 Pazar)
''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
Bilinmezlere Gidip Gelirdim
Bilinmedim
İnandığım Her Şey Adına Yasak Sorular Sordum Kendime
Bütün Denklemlerin Bir Bilinmeyeni Ben Oldum
Sevgiyi Sordum
Neden Bu Kadar Yalnizdik, Sen Söyle
Bes Duyumu Yitirdim Kaç Zaman
Anlayan Yoktu
Yutkundum Arsenik Tadinda
Yaşamam Sandım
Kaçiyorum Bu Dünyadan
Nedenini Hiç Sorma
Bakislarim Benim Degil Artik
Sesim Degisti
Bu Kez Baska Gittim
Kendimden
Söylenemezseler Bilmeyecektim
Ağlayınca uzun Ağlarım Kimseler Olmaz
Bu Kez Baska Gittim Kendimden
Söylemeseler Bilmeyecektim
Ağlayınca Uzun Ağlarım Kimseler Olmaz
Susmanın Konuşmaktan Zor Olduğu Anlardır Bu
Anlar Mısın?
Yaşam Ne Tuhaf Bilmecedir
Sen Anlıyorsun, Biliyorsun
Her Şeyi Biliyorsun
Anlıyorsun
Yanılmıyorum
Anlayamayan Bendim
Yaşamın Bir Düş Penceresi Olmadığını
Çiçekleri Severken Dalları Kırmak Olmaz Sanırdım
Aşkı Kendi Rengiyle Taşıyıp, İçimi Sancılar Bastığında
Avuçlarımda Kederi Eritip Yürüdüm Sandım
Kimselerin Bilmediği Yerlere
Bütün Tanımları Değiştirip
Öylesine Hesapsız, Hiç Beklenmedik Sevilir Sanırdım
Gözümün Önünde Vurdular Beni
Birden Bire Bensiz Kaldım
Durduk Yere Düştü Ellerim
Oysa Bedenimde Cehennem Benzeri Atesler Vardı
Sana Her Şeyi Anlatmadım
Şimdi Hangi Aynaya Baksam Kimliksizim Ben
Büyük Kederleri Unutturacak
Büyük Mutluluklar Bulmalı
Derin ve Keskin Acılar Yaşamakta Olan İnsanlar İçin İmkansızdır
Taşınması Zor Acıları yaşamış İnsanlar
Bazen Büyük Bir Mutluluk İhtimali Kapılarını Çalsada
O kapıyı Açacak Gücü Ve Cesareti Kendilerinde Bulamazlar
Hatta Sessizce Durup Kapılarını Çalan
Bu Beklenmedik Yolcu Gitsin Diye Beklerler
Kederli İnsanları Yeniden Hayata Döndürüp
Yüzlerini Gülümsetecek Tılsım Küçük Ani ve Kısa Sevinçlerde Gizlidir YAR...
İnsan Belki Bir Kere Kendini Ve Kimliğini Öldürebilirdi Ama
Bunu İkinci Kere Yapmak İmkansız Gelirdi
Sen Bir Kez Sendeki Seni Öldürdün
Ona Sadece Hayatından Küçük Dakikaları Ayırdın
Ben Sendeki Senin Kapısını Çalan Beklenmedik Yolcuydum
Sen Gitmemi Bekliyorsun
Dokunmanın Korkunç Hazzını Keşfedip
Dokunamamanın Korkunç Hazzını Duymak İçin
Duymak Gibi Bişey Bu
Sendeki Anlatma İsteğiyle
Saklama Arzusunu Bir arada Görmek
Oysa Biz Zamanın İzini Kaybetmiş
Zamandan Kopmamış Olanların
Asla Anlayamayacağı Bir Zamansızlıkta Karşılaşmamışmıydık
Uğultulu Sesler Arasında
Birbirimizin Sesini Duyup Dinlemeyi Öğrenmemişmiydik
Hayat...
Her Eksilttiğinin Yerine Bişey Veren
Ya da Her Verdiğinin Karşılığında Bişey Eksilten
Bi Oyun Değilmiydi
Eksilttiklerimizin Karşılığında Bu Paylaşımı Bulmuşken
Bize Sunulan Bu Paylaşım Karşılığında Eksilen Neydi
Zamandan Kopmamış Olanların Yaşayacağı Korku Niye
Senin Duyumsadığın Duyguları Duyumsamamdan mı Korkuyorsun
Ben Bu Paylaşıma Bir Kimlik Aramıyorum Sevgili!!!
Zamandan Kopmamış Olanların Ad Koyma Çabası İçinde Değilim Ben
Zamansızlıkta Bulduğum Bu Sevginin
Zamanın İçinde Kaybolmasına İzin Vermemek İçin Bütün Çabam YAR!!!
Bu Çabayı Kimseler Anlamaz Bilirim
Ama Sendeki Sen Anlar
Senin Verdiğin Kimlikten Fazlasını Yaşamıyorum
Bir Ses Duyumu Kelimelerce Kelimelerce Olsada
Örselenmiş İlişkilerde Unuttuğumuz
Fotokopiyle Çoğaltılmış Sevgilerin Yaşandığı Şu Anlarda
Hep Özel Kalacak Bir Tat Yaşadığımız
Kaçmaya Çalıştınmı Yakalandığında
Kaçtığında Sahip Olduklarını Bile Kaybedersin Unutma!!
Ben Belki Kaçmayı Beceremedim Ve Yakalandım
Belki de...
Vazgeçmekte Geç Kaldım
Bilki Kazanma Şansım Hiç Yok
Sevdiğim...
Kahraman Tazeoğlu
Gözlerimdeki yansıman Senden öte bir Sen, Sana verecegim o can Benden öte bir Ben...
Beni mi Seviyorsun?
Kadın adamı çok seviyordu...
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
Beni seviyor musun?
Evet, dedi adam...
Güneşini, ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına...
Beni seviyor musun?
Tabii, dedi adam...
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
Beni seviyor musun?
Elbette, dedi adam...
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi.
Bir oldular tek oldular adamla.
Beni seviyor musun?
Biliyorsun, dedi adam...
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
Beni seviyor musun?
Aşağılara baktı adam zirveden
Başkalarını gördü
Sustu adam...
Ağladı kadın...
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam...
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam...
Sordu yine usulca kadın
Beni mi seviyorsun?
Onu da seviyorum seni de, dedi adam...
Sustu kadın, sustu
Verecek bir şeyi kalmadığında...
Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam
Başkasını sevebilmek için...
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam...
Beni sevmiyor musun, dedi adam.
Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı...
nurdan ünsal
mahsuni abi yazıların ve şiirlerin çok güzel inş. bi gün kitabınıda okuruz...
Aşkı Ya Yaşarsın Yada Yazarsın...
Diyen Şair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaşayabildik...
Demiş...
SaRıma LaRciverRt Ol...
DÜNYA
Burada hiç kimse durucu değil,
Hepimiz dünyâdan göçmeye geldik.
Kör olan bu işi görücü değil,
İyiyi kötüden seçmeye geldik.
Pazarcılar gibi alış-verişle,
Öbür âlem için bir sürü işle,
Az bir sıkıntı, biraz bekleyişle,
Bu çetin köprüyü geçmeye geldik.
Gelmedik buraya biz dava için,
Encâmı karanlık bir kavga için,
Dünyâlara ait bir sevdâ için,
Bizler âb-ı hayat içmeye geldik.
Kehf ashâbı gibi mağaralarda,
O en Kutlu ile mübârek GÂR'da,
Henüz ölüp gömülmeden mezarda,
Bitmeyen çileyi çekmeye geldik.
Niceler düştüler dünyâ ağına,
Vuruldular bahçesine bağına,
Anlarlar varınca son durağına,
Bizler bu bahçeyi ekmeye geldik...
M. Fethullah Gülen
''Cennet Cennet Dedikleri Bir Kaç Köşkle Bir Kaç Huri İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni"
BENCE SEN DE SIMDI HERKES GIBISIN
Gözlerim gözünde aski seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence simdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçiyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktim da iste iyice
Anladim ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karisti simdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de simdi herkes gibisin
alıntı..
ADIMLA NASIL BERABERSEM
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman
adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmıyan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın
ATTİLA İLHAN
Konu mavi buz tarafından (18.05.09 Saat 01:06 ) değiştirilmiştir.
EĞER
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
CAN YÜCEL
GÜZELLİK
Güzellik istiyorum başka hiçbir şey
Baharın yeşili sarısı güzün
Birazcık mutluluk birazcık hüzün
Güzellik istiyorum başka hiçbir şey
En derin ummanlar ışığa muhtaç
En güzel halimiz beşiğe muhtaç
Bütün güzellikler aşığa muhtaç
Güzellik istiyorum başka hiçbir şey
Bebeğin ilk yarım hecelerinden
Aşığın en zor gecelerinden
Dünyanın bütün acılarından
Güzellik istiyorum başka hiçbir şey
Orman kuytusunda bir tohum gibi
Deniz kenarında çakıl kum gibi
Duvara gölgesi vuran mum gibi
Güzellik istiyorum başka hiçbir şey
Yaşadıkça çirkin olmayacağım
Hep karşı duracak yüreğim ve bileğim
Ecel anında bile son dileğim
Güzellik istiyorum başka hiçbir şey
Cengiz Kılıçparlar
ASALET SONRADAN EDİNİLEMeZ.