Bayramın son günü sabah 09:00 ile 11:00 arası Osmanlı parkı cafesinde buluşalım arkadaşlar.
Bayramın son günü sabah 09:00 ile 11:00 arası Osmanlı parkı cafesinde buluşalım arkadaşlar.
Görüşleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254
mevla bizi affede bayram o bayram olur
cürm ü hatalar gide bayram o bayram olur
Gör ne güzel id(bayram) olur
Bayram ramazanın gidişinin verdiği hüznü bir tatlı neşeye dönüştürür. O mübarek ay bizi öksüz ve yetim bırakıp giderken biz Allah rızası için 1 ay yemekten içmekten cinsel ve bedensel hazlardan cismaniyetten hayvaniyetten uzak durmanın üzerine Allah bizi verdiği nimetlerle ziyafet sofrasına davet eder
olur kanal arkadasım olur adminim
Emailinizi güncelleyin
Abi Nizipe Geldiğinde Siteye Konu Açarsin Görüşürüz
ya ben nızıpten ayrılalı 6 sene oldu ve nızıpın bayramlarını ozledım dogrusu burda kımse yok evde gecırıcem bayramı ya allah kımseyı akrabalardan uzak eylemesın
adminin davetini kaale alalım ama lütfen hepinizle tanışmak isterim firesiz ama hava güzel olorsa bide maç yaparız
lisede kanal iyi kaleci dururdu gerçi hareket etmesede kaleyi kapladıgından az gol yerdi ama şimdi sırım gibi delikanlı
HEPİNİZE SELAMLAR
Emailinizi güncelleyin
Arkadaşlar tek tek tlf etmeye gerek yok. Bayramın son günü sabah 09:00 ile 11:00 arası Osmanlı parkı cafesinde buluşmamız uygun olacaktır. Sonra isteyen oturur, isteyen ziyaretlerine devam eder.
Görüşleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254
Murtaciloglu kardaşın o ne hasretli yazı eyle, nasılda dolmuşsun, inan duygulandım bir an. İnşallah geldiğinde hasretini giderirsin. Mübarek günde sitedeki arkadaşlarla buluşmayı çok isterdim ama şu bayramın günü düğün edip bayramı zehir edenler olur ya!!! Aha işte ele bir sıkıntımız var bayramın günü.
Nizip ilçesi bayram namazı vakti :07.13
Tüm nizip.com üyelerinin bayramı şimdiden mübarek olsun.
erken oldu ama şimdiden tüm üyeler bayramlaşsın...
Konu fevzi çilkız tarafından (10.10.07 Saat 10:46 ) değiştirilmiştir.
abi saolasın ya teşekkürler hepimizin bayramı mübarek olsun
Konuyu açan fevzi kardeşimiz zaten biraz erken bir bayramlaşma olduğunu açıklamış ama neyleyelim ki,gençler hareketli hep bir adım önde gidiyorlar.ne yapalım onlara ulaşmaya çalışalım ulaşabildiğimiz kadarıyla.ne yapalım.
Ben de bu mübarek ramazan bayramının başta nizipcom ailesine,alemi islama,aziz milletimize,hatta bütün bir beşeriyete sebebi hidayet ve vesile-i necat olmasını yüce Allahtan niyaz ederim.Bu mübarek günleri vesile kılarak varsa dargınlarımız barışmalı,anne,baba ve büyükler ziyaret edilip hayır duaları alınmalıdır.
Bayram Nesesi, Bayram Huznu...
Nedense uzunca bir suredir bayramlar beni huzunlendiriyor. Bir tatil firsatini degerlendirip kent disina kacan Istanbullu'larin terk ettigi o bos caddeler, sokaklar mi bunun nedeni; yoksa asindirdigimiz takvimlerden cok daha hizli bir degisimin geride, oksuz biraktigi anilar mi ? Bilemiyorum...
Ama artik bayram sabahlari cosku ve sevincle yatagimdan firlamadigim kesin.
Oysa ne guzeldi o nese, o mutluluk...Annemizin kendi elleriyle bize diktigi yeni elbiselerimizi ve piril piril rugan ayakkabilarimizi bir an once giyebilmek icin erkenden uyanirdik kiz kardesimle. Hem de "durun, kahvaltidan sonra giyersiniz, ustunuzu kirleteceksiniz" itirazlarina hic kulak asmadan.
Sonra gecer otururduk onune, o da cekistire cekistire saclarimizi tarar, minik birer topuz oturturdu tepemize, birer de kocaman saten, beyaz kurdele...
Ve toren baslardi, bize komik gelse de, garip bir heyecanla babamizin elini operdik, o da bizi "karabiberlerim, top top sekerlerim" diye kucaklardi. Aldigimiz iltifatlar ve bayram harcliklari mutlu olmamiza yeter de artardi bile...
Babaanemize gitmek uzere onlar hazirlanirken biz kapi onune inerdik. Aslinda acelemiz bayram ziyaretine bir an once gitmek icin degil, bizim gibi sokaga inmis diger cocuklara yeni giysilerimizi gosterip, biraz hava atmak, biraz da poz yapmak arzusundan kaynaklanirdi. Butun cocuklar, kizli erkekli kendilerince ozenle giyinmis olurlardi. Kizlar ellerine aycicek paketlerini alip, buyumus de kuculmus kadinciklar gibi duvar tepesine dizilirler; oglanlar da o gunlerde moda olan catapatlariyla, mantar tabancalariyla oynamaya baslarlardi. Arada kizlardan yalanci korku cigliklari yukselir, oglanlar da keyifli kahkahalar atarlardi.
Sonra birer birer aile buyuklerini ziyaret icin yola koyulurduk; pek azimiz ozel arabalariyla, kimimiz yuruyerek, kimimiz at arabalariyla. Evet cabuk unutuldular ama kisa bir sure oncesine kadar Caddebostan, Erenkoy, Goztepe'de yasayanlar yakin mesafelere bunlarla giderlerdi. Cok da hos olurdu.
Biz annemizle babamizin yanina, iceriye gecer kurulurduk, elimizde tatli, cukulata paketleri. Kucuk erkek kardesimiz tuttururdu, "ben Ahmet Aga'nin yanina oturacagim". O gunlerdeki en buyuk istegi, bir an once buyuyup, arabaci olmakti.
Ve tikir tikir nal sesleriyle, parke tasli yollardan gecip ulasirdik o iki katli, bahcesi bol cicekli ve kedili eve. Bayram sofrasi bizi beklerdi; bembeyaz bir ortunun ustunde porselen tabaklar, kocaman catallar, kasiklar, dumani tuten bir corba, istah acici nefis yemekler ve ortada mevsimin en guzel cicekleri...
Yemek bitip, harcliklarimizi da aldiktan sonra bir sikinti cokerdi icimize, baslardik annemizin etegini cekmeye "hadi gidelim, hadi gidelim.."
O gun eve dondukten sonra birkac komsu ziyaret edilir, birkac komsu da bize gelirdi. Herkese cukulata, minik kadehlerle kokulu likorler, likor icmeyenlere de bol kopuklu kahveler ikram edilirdi. Cocuklara da suslu mendiller icinde bayram harcliklari verilirdi. Biz de annelerimizin siki siki tembih ettigi gibi kibarca tesekkur ederdik. Cocuklarin en hoslarina giden sey oturup bir kosede bu paralari ustuste koyup saymakti, tabii eve geri gelince...
Bayramin ikinci ve ucuncu gunleri biz cocuklar icin harika gecerdi. Galiba kosedeki bakkal icin de...Gerekli gereksiz, ikide bir gidip gazoz, gofret, kremali biskuvi, artist resimli sakiz, leblebi sekeri alirdik. Duvar ustu muhabbetlerinin "olmazsa olmaz"iydi bu ivir zivirlar...
Biraz daha buyuyunce Lunapark'a, hatta 12 matinesine sinemaya gitmemize de izin verildi arkadaslarimizla. Aman ne guzel anlardi onlar da...Donme dolaplar, carpisan otolar, insani ecis bucus gosteren aynalar, korku tunelleri, ne oldugunu bilmedigim ama aklimda kalan o curcunali muzik. Hele de filmler... Bayram icin daha ozel filmler oynatirdi sinemalar, cocuklara yonelik komediler, macera filmleri filan...Sinemanin hemen kapisindaki bufeden alinan sosisli sandvicin tadini ise bir daha hic bir seyde bulamadim. Aslinda cocuklugun o saf ve onyargisiz gunlerinin tadini demek belki de daha dogru olocak.
Sonra buyuyoruz, degisiyoruz. Biz de, yasadigimiz kent de, yasam bicimlerimiz de...Sevdiklerimiz kayboluyor, dolastigimiz sokaklar kayboluyor, bayramlar kayboluyor...Geriye sisli anilar kaliyor; zaman zaman hatirladigimiz, bizi gulumsetirken icimizi de burkan... her ne kadar eski bayramlar kalmadiysa da, tatilleri hala var. Herkese mutlu, ileriye guzel anilar birakacak bayram gunleri dilerim...
28 Ocak 1998
Solmaz Kamuran