Bu tandırlar beni ısıtmıyor, üşütüyor. Oysa hava o kadar soğuk değil. Ocaklıktan annem bir saksı ateş getirip mangala koyduğu halde yine de ısınmıyorum. Dışarıda hafiften bir güneş var.* Kireç boyalı kerpiçten duvara yaslanıyorum, üzerimde bir çizgili pamuktan mintan ile birde keten panolon. Halim dünden kalan yorgunluğun gölgesinde. Babam yine bana işler buyurmuş: Yapılacak ne kadar da çok iş varmış, ne kadar da çok iş. Ben üşüyorum. Karşı komşumuz Süleymanın oğlu Sami benimle kafa buluyor. Hergün arkadaşlarıyla biryere takılırken, ben işlerin altında yorgunum.
Bu duvarlar, aşağı zabıktaki Deli Zehra'nın bakışları, konuşması hep kafamı karıştıran Kekeç Halil'in tavırları da beni üşütüyor. Canım sıkkın. Bu sessizlik bana yetmiyor.* Yanımda duran itimiz bana garip garip bakıyor. O üşümüyor, kuyruğunu sallayıp duruyor. Anlıyorum ki benden birşeyler ister. İçeri girip selleden bir parça ekmek hem itimize hem de de bana getirmeye niyetleniyorum. Canım topaç et çekiyor. Nasıl olsa anam-manam da evde yok. Ocaklığın yanında zindan odaya gidiyorum eski kürsüye çıkıp bir topaçtan birkaç parça et koparıyorum. Yağlı olsa da ekmeğin arasında biber salçası iyi gidiyor.
Dışarı çıkıyorum. Yukarı mahalleden Kemik Kemal, eşeğin üzerine yüklediği iki çuval otla geliyor. Eşeği beyaz. Bizim eşekten epeyce yüksek. Ne de olsa Şam eşeği.
Ne yapacağımı bilemiyorum. Anam, babam ve bütün kardaşlarım hepsi dağa gitmişler. Benim evde epeyce işim çok. Bir haral çuvala girmiş gibiyim. Genç olmak kötü. Kuşçu Bilal damda o kuşları ile çok mutlu. Oysa avradı, Zeynep teyze çok dertli. Anamla konuşurken duymuştum.
Ben de kuş alıp uçursam mı acaba? Belki üşümem.
yazı/foto: mağpak
![]()
- Bekçi Recep, Sivas-Hafık Yarhisar Köyünde çekilmiştir.
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
Kaynak...