![]()
Artık sevda yazıları, şiirleri okunmuyor. Gece yarıları sonrası kalkıp bir iki satır da yazılmıyor. Yarım kalmış bir bestenin ve parçalanmış bir hayatın üzerinde konuşulmuyor. "Ayak üstü yazılar" deyip beş dakikalık paragraflar, parmaklarımın ucundan dökülmüyor. Hatta Ankara da hayalen dolaşılmıyor. Eski dostların her biri bir yere gitmiş; vakitli vakitsiz kapısını çaldığım Sekizinci Cadde üzerindeki evler kapanmış. Sucu Apartmanı sekiz numaralı evde kalanlar çok büyümüşler; izleri yok.
Ankara'dan bana ne; Ortaokul yıllarındaki dağ-bahçe yollarına kendimi vurduğum ikindi serinliği vakitlerine hasretim de yok. Çay kenarlarında okuduğum kitaplar nerededir; sayfalarında toprak kokar mı acep? Plastik ayakkabım, bel küreğim, komşumuz Hayriye Teyze... Öyle işte burada bir ülkenin kuzeyinde hayat onlarsız; omzumda yük, gönlüm talihsizsin diyor, aklım ha biraz daha gayret göster nutkunda.
"Hayat ne güzel" der bir cennet adayı delikanlı. Gönülleri, hayalleri farklı yaratmış Yaradan. Biz işin şurasında burasında geziyoruz.
"Ben Antepli Ahmet" şiirindeki kaybedişin tam ortasındayım işte. Hem de tam ortasında. Belki senin gibi; belki de sizler gibi...
foto:magpak
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
Kaynak...