NÝZÝP Anadolu insanýnýn kendisidir
Herkes bir yerden göçüp gelmiþtir Nizip’e... Belkýs mahallesinde oturuyorsa Þ.Urfa tarafýndan, Hafýz paþa tarafýnda oturuyorsa, Barak tarafýndan ,sebze hali tarafýnda oturuyorsa dereköy tarafýndan göçüp gelmiþ demektir. Nizipli iki kiþi birbiriyle tanýþýrken adýný sorduktan sonra, nerede oturuyorsun demezse mecbur hangi köydensin der. Nizip’te Nizip’in yerlisini bulmak Ýstanbul da Ýstanbulluyu bulmaktan zordur.
Yaþar ustayý herkes bilir. ‘Ayakkabýcý Yaþar ’Küçükken patlak lastik toplarýmýzý götürürdük ispirto ocaðýnda ýsýttýðý yassý demirleri vardý. El tutulan yerlerine çaput bezler sarýlý ,kýzgýn demirlerle, kalýn siyah makasla kestiði lastik yamalarla kaynak yapardý. Altý týrtýrlý siyah lastik top ayakkabýlarýnýn arkasý hemen yýrtýlýrdý da, onu da Yaþar ustaya kaynak ettirmeye götürürdük.iþte o Yaþar ustanýn Nizipli olduðunu söylerlerdi. Sarý saçlý, renkli gözlü, kýsa sayýlacak orta boylu , güler yüzlü ,çarþýda yürürken yolu üzerindeki her esnafa uðrar selam verir hayýrlý iþler dilerdi.
Nizipli köyden gelmiþtir, amma köyü de beraberinde getirmiþtir. Herkesin köyünde çiti çubuðu vardýr. Yazlarý, hafta sonlarý bir fiil köye taþýnýlýr çüt sürülür budam yapýlýr, ekin ekilir. Köyün iþi Nizip’ten takip edilir. Babalar yeni yetiþen evlatlarýna kýzar, malýnýn içine gitmek istemiyorlar ,tarlasýnýn, fýstýðýnýn baþýna götürsem tahýmýný (tarlanýn sýnýrý) gösteremezler der.Sehre (Piknik) gibi gidin malýnýzýn içine kebabýnýzý edin, yiyin için diye nasihat eder.Evlatlar ise haftada bir pazar günümüz var , onda da bizi köye götürüyorsunuz deyip bin bir bahanelerle yan çizerler.
Köyde pek malý mülkü olmayanlar iki koyunuyla, bir keçisinide getirmiþtir. Alabilmiþse köyüne gidebilecek yola yakýn yerden, akrabalarýnýn, köylülerinin yakýnýndan, bodrum katlý, ambarlý, sývasýz bir ev alýr köylüsünün oturduðu mahallenin haricinde ev alan la iliþkilere mesafe konur, köylüsünü beðenmedi, ta evi þehirli mahallesinden tuttu denerek kýnanýr, gerekmedikçe de onlara gidilmez, köyden ziyarete gelenler ilkin bütün akrabalarýný oturduðu mahalleye gelir. Akrabalarý geldiðini duyunca baþýna birikir, yakýn akrabalarýn evinde birer gece misafir olur, en son olarak ta köylüsünden uzak oturana, eðer yakýn akrabaysa haber salýnýr, filanýn evindeyim gel diye .
Köyünden gelip Nizip de yerleþen ilkin davarlarýný ambara yerleþtirir. Önlerine akere(yemlik) koyar evimde aðanýn eksim olmasýn der. Komþular kokudan rahatsýz olsa da kimse bir þey söylemez, katlanýr yerine göre süt, yoðurt aðýzla gönülleri alýnýr
( Hattý zatýnda Nizip’te kurban bayramý gelmeden önce herkes kurbanlýðýný alýr, evimde iki üç ay arpa ile besleyeyim de besili olsun der.)
Ýkinci iþ olarak ta evin damýna bir göz oda yapar, içine topraktan ocak yapýp betonla sývayýp saðlam bir ekmek ocaðý kondurur. Ocaðýn kondurulduðu yer ocaklýk, ocaklýðý olan evler, kýþýn açýkta ev ekmeði yapýlamayacaðý için komþular tarafýndan sevilen evler dir . Ev ekmeði Niziplinin vazgeçilmezidir. sabah kahvaltý hariç her öðün , ev ekmeði ile yenilecek yemekler yapýlýr. Yapýlmasa bile sofrada baþ köþeye yine ev ekmeði konur. Sýrf ev ekmeði çabuk bitmesin diye fýrýndan birkaç ekmek alýnýr, kýþýn alýnan ekmekler týrnaklý, yazýnsa ev ekmeði gibi kolay dürüm olmasý için açýk(lavaþ) ekmek alýnýr.
Fýrýnlar Nizip mutfaðýný neredeyse merkezini oluþturur. Gerçek Nizip li nerdeyse yemeklerinin tamamýna yakýnýný fýrýnda piþirir her evde beþ altý tane fýrýn tepsisi olarak kullanýlan hamadan vardýr. Hamadanýn kenarýnda kime ait olduðunu gösteren isim yazýlýr .Fýrýna gidip gelmede kýdemli hamadanlarýn kenarýnda isim yazmaz. Kabaca ,küçük bir boya çalýnýr fýrýnda boyu yetmediði için briket üzerinde, hamur yumaklarýný tahtadan alýp tartmak ve uçundan bir parçasýný koparmakla görevli çýraðýn bir görevi de fýrýna gelen tepsinin kimin tepsisi olduðuna bakmak, hangi yemeði getirdiðini akýlda tutmak, bu hafýzada tutmayý garantilemek için, kibrit kutusunun ön yüzünün yarýsý kadar bir karton parçasýna tepsiyi getireninin veya kime aitse onun adýný yazýp iki ye katlayarak yemekle tepsinin arasýna sýðýþtýrýr. Birde yemeði getirene ne zaman gelip almasýný gerektiðini söyler.
Mahalle fýrýnlarý patlýcan kebabýna kýrk beþ dakika derken, çarþý dakiler otuz dakika der. Hepsi lahmacun yapýlmasý için gelen tepsileri sýraya koyar ama hangisinin sahibi erken gelirse ondan baþlarlar yapmaya, herkeste bunu bildiði için lahmacunun ne zaman çýkmasýný istiyorsa o zaman fýrýna gider.
Hiçbir fýrýnda tepsi piþirme parasý alýnmaz. Fýrýncýlar derneði her sene tarife yazýp gönderdiðinde tepsi parasý almak mecburidir derse de kimse piþirme parasý isteyemez, böyle olunca da fýrýnýn ocaðýnda bazen tepsilerden ekmek piþirmeye yer kalmaz. Hele yaz olup ta ,patlýcan çýkýnca ,fýrýnda ocakçý ýn da caný çýkar, her öðlen ve akþamda onlarca biber, patlýcan ,domates fýrýna getirilir. Ocakçý hiç bir þey demeden ,ek bir ücret istemeden piþirir. Patlýcanlar çok fazla olduðu için, tepsi dayanmaz, poþetle fýrýna gönderilir. Tartýcý bunlarý sayarak þiþe saplar yada tavaya dizer tabi bazen (sýklýkla )patlýcanlar karýþýr. Üçer beþer paylaþýlýr, tepsilerin karýþtý gýda olur tepsi karýþtýðýnda ilk fark eden fýrýncýyý uyarýr, fýrýncý tartýcýya kýzar, tartýcý hemen olasý tepsinin benzerini kim tarafýndan götürüldüyse onun evine koþar, yemek yemeden yetiþirse tepsiler deðiþir, yoksa herkes elindeki tepsiye razý olur.Yarýn boþ tepsiler fýrýna gönderilir , tepsiler fýrýncý tarafýndan deðiþtirilip sahiplerine tartýcý ile iade edilir.
Fýrýnýn yanýnda bir kasap ,önünde de bir nohutçu olur ama her nohutçunun nohudu yenmez .Kahvaltýsýnda kemikle piþmiþ nohudu eksik etmeyenler nohudu iyi yapandan, ekmeði de mahallesinin fýrýnýndan alýr. Kimsede buna gocunmaz. Evde kahvaltý yapmayan Nizipli iþe giderken bir nohut dürümü alýrda gider. Hele kimi vardýr ki üþenmez en iyi nohutçu kimse sabah motorla ta ona gider (tercihe göre ya eski postanenin oraya yada kütüphanenin eski yerinin önündeki fýrýnýn) oradan alýr.
Nizip kütüphanesi gezici kütüphaneler kadar hareketlidir .Hareketi geleninin gideninin çokluðundan deðildir. Zaten gelmek için önce bir kimliðinizin olmasý gerekir. Nizipli bir çocuk hayatýnda ilk kez nüfus cüzdanýyla kütüphane sayesinde tanýþýr. Öðretmen ;þu ödevi kütüphanede araþtýracaksýnýz dedikten sonra, giderken yanýnýzda kimliðinizi de götürmeyi unutmayýn diye ünler. Öðretmen Nizipli deðilse, öðrenci beraber gideceði arkadaþý yada abisin den kimliðin gerektiðini öðrenir. Annesinden kendi kimliðini ister, annesi kimliði de ne yapacaksýn diye sorduðunda, o an büyümüþ, biri edasýyla kütüphaneye gideceðim der. Kütüphane sözü anneyi ikna etmiþtir. Hemen televizyon büfesinin üzerindeki camlý sandýðý özenle aþaðý indirir, kilit yerinde olmasýna raðmen hiç kimsenin kilitlemediði bu camlý sandýðý acar. Çocukta bu gizemli sandýkçýðýn içini yakýndan görme fýrsatý bulmuþ olur, üsteki renkli birkaç kumaþ ve kenarý özel olarak iþletilmiþ yazmalar kaldýrýldýktan sonra altýndan sýra sýra kimliklerden biri seçilerek çocuða verilir.Böylece çocuðun kimliði ile ilk karþýlaþmasý gerçekleþmiþ olur.
Çocuk bir kimlik sahibi olmuþtur. Kütüphaneye giderken kimliði döþ cebinde gururla taþýr, kütüphaneden içeri girer girmez daha kimse bir þey demeden kimliðini gösterir, istenilen yere kimliðini býrakýr kütüphane tarihindeki kalabalýk günlerinden birini yaþar. Ödev arama sezonunun haricinde ise kütüphane farklý bir iþlev kazanýr. ÖSYM sýnavýna hazýrlanmak için sýcak ve sessiz bir yer arayanlar ile okuldaki kýzlarla buluþa bilmek için masum ve sosyal bir yer arayan çocuklarýn ilk gençlik arkadaþlarýnýn, aþklarýn filizlendiði yerdir Nizip kütüphanesi. Her ne kadar kütüphaneci baþka yerde buluþun diye bozulsa da çocuklar ödevimiz var deyip, kalýnýndan iki kitap masaya açarak kütüphaneciyi savuþtururlar
Kütüphaneciler, kütüphaneye pek gelinsin istemezler sanki, bu yüzden kütüphaneye birkaç kez gitmiþ her Niziplinin kütüphaneden kovulma anýsý vardýr.
Benimde var tabi; birincisi ilk okul yýlarýnda o zaman kütüphane Ali Alkan ýn arka tarafýndaki bodrum katýndan çýkmýþ, þimdiki iki nolu saðlýk ocaðýnýn milli eðitim tarafýndaki kapýsýnýn bulunduðu kýsýmdaydý. Yaz tatilinde sýk sýk kütüphaneye, ciltlenmiþ çocuk dergilerini okumaya giderdim. Oradaki görevli kütüphanenin tek müdavimi olan benden sýkýldý .(O zamanlar kütüphaneciye ya ödevini söylerdin yada okuyacaðýn kitabý söylerdin, oda arka taraflardan bir yerden kitabý alýr getirirdi.) Her gün her gün ne bu yeter artýk sana kitap mitap yok yürü bakalým dedi. Bende yürüyüp gittim.
Ýlk olarak turistik otelin arka tarafýndaki, bodrum katýnda tanýþtýðým kütüphaneden beþ yüz metre yukarýsýndan, benim bildiðim üçüncü yerinden kovuldum. Kütüphane þimdiki özel idare iþ hanýnýn doðusundaki küçük parkýn yerindeki, kaymakam lojmanýndan , ziraat bankýn arka tarafýna taþýnana kadar eski kitap satan bir iki dükkandan teksas, tomkis kiralayarak okuma serüvenime okumayý seven her Nizipli çocuk gibi devam ettim. Göz uçuyla baktýðým kütüphanede , Bozan abi oradaysa hemen dalardým. Bozan abi gerçek bir kütüphaneciydi, güler yüzünü kimseden esirgemezdi ,çocuklardan bile, hatta bu güler yüzünden cesaret alýp ,masasýna gidip, masasýnýn önündeki sandalye oturup, sehpadaki gazeteyi, o,masada otururken okuduðum bile olmuþtur. Büyüdüðümüzde bazen bizimle konuþurdu bile, kütüphaneye yýllar sonra en son uðradýðýmda kütüphane eczanenin üstündeki otelin karþýsýna taþýnmýþtý.
Tek gitmeyi cesaret edemediðim için(Bozan abi emekli olmuþtu) bir arkadaþa birlikte çýkalým dedim. Çýktýk görevlimi ,görevlinin yanýnda oturan birimi? Giremeziniz. Þu an,kapalýyýz,öðle arasý dedi. Duvardaki devlet demir yolarý saati 11:50,yi gösteriyordu. Çýktýk tabi ,yine kovulmuþtuk.
Nizip de yaþam pek deðiþmez her yerden aniden çýkan motosikletler, esnaf kahvelerinin önünde sýra sýra dizilir. O kahvenin etrafýndaki esnaflar, ikinci el motor ve nokya telefon alýp satarlar.
Niziplinin kendine has deðerleri vardýr. Delileri gibi Nizip delilerini sever onlara kýymet verir, bu yüzden çevreden bazen deli getirip Nizip’e býrakýp gidenlerde olur.Yazýn pakta ,çay bahçesinde otururken deli kanlýnýn biri yanaðýnýza buse kondurup, seni seviyorum derse,çay içiyorsanýz çay ,yoksa sigara ikram etmeniz gerekir.Yada elinizi kalbinize koyup eyvallah derseniz onunda gönlü hoþ olur. Meczup fýrýncýdan ekmek ister, alýr , kebapçýya içi boþ ekmeði gösterir içine kavurma koyarlar ,kahveye giderse, çay isterse çay ,sigara isterse sigara verirler ,sala duyduðunda mevtanýn baþýnda kabire kadar gider,mevtanýn sahipleri de deliye harçlýðýný verir. Nizip delisinin kýymetini bilir.Rahmetli deli Erdal kocaman bedeniyle ,gövdesini zor kuþatan þalvarýyla adeta Nizip’in nazar boncuðuydu. Bebekleri görünce sevinci yüzünün tüm kaslarýný harekete geçirirdi. Nizipli saymadýðý birine Almancý gömlek gömlek derdi. Kimsede hatýrýný kýrmaz,(çok)renkli bir gömlek alýrdý Erdal’a öldüðünde bin kadar gömleðinin olduðunu söylüyorlardý .Nur içinde yatsýn .
Niziplinin kendi deðerleri vardýr.Doðan görünümlü þahin, güneye bakan, köþe baþý ev, beyaz renk, yerli otomobil, nokya cep telefonu gibi bunlar diðerlerinden her zaman ayýrt edilen kýymet verilen özelliklerdir.
Nizip’te motorlar yaþam biçiminin göstergesidir. Ön ve arka çamurluðu çýkarýlmýþ ,yan kapaðý sökülmüþ, ince bisiklet tekeri takýlmýþ ise motorun sahibi deli kanlý, yarýþ tutkunu demek tir. Bitmeyen otobanda pazar günleri parasýna yarýþa gidiliyordur, eðer motorun silindiri elden geçirilip benzin tüketimini artýrmak için eðeleme çalýþmasýndan geçirilmiþse, (farklýysa) muhtemelen bu motor kazanamadýðý ilk yarýþtan sonra, genç tarafýndan yakýlacak olan deposunun bir tarafýnda liselim, diðer tarafýnda çatla emi yazan motordur . Motor normal , yan kapaklarý takýlý, bakýmlý temiz ise, sahibi olgunlaþma sürecinde , ailesinin sözünü dinleyen , askerliði yakýn veya askerden yeni gelmiþ mümtaz bir deli kanlýdýr. Bunlar genelde motoru kilitlerken hortum takýlmýþ zincir ile kilitlemeyi deðil de ,direksiyonunu arasýndaki demir parçasýyla kilitlemeyi tercih ederler. Eðer motorun üzerinde kilimden bir heybe var ise iþte geçek motor kullanýcýlarý bunlardýr.
Bunlar evine ailesine düþkün Niziplilerdir ve ayný zamanda motor hakimiyeti mükemmel olan insanlardýr. Motoru üreten firmalar motorun bu þekilde kullanýla bileceðini! Tahmin etmiþ deðillerdir.
Evin reisi motosiklete biner, hemen önüne ilk okula gitmekte olan çocuðu oturtur, onun önüne, deponun üzerine, daha küçük çocuðu oturtur. Haným arkada ,sandalyede oturur gibi yan oturur, sað eliyle kocasýný belinden kavrarken diðer eliyle kucaðýndaki bebeðini tutar. Bu düzende, en ünlü motor akrobatlarýnýn yapamayacaðý hareketleri Nizip trafiðin içinde, engelli, çukurlu yolarda, sanki piknikte, kýrda gezi yormuþ gibi serin kanlýlýkla sergiler. Nizip’te motor o kadar yaygýndýr ki nerdeyse herkesin motoru vardýr , hele arabasý olanýn kesin birde motoru vardýr.
Nizip’in içinde gerekmedikçe arabayý kullanmaz, motorla dolaþýr yaðmur yaðmadýkça da motor dan inmez.
Nizip’te yaðmur daha çok baharlarý yaðar. Köylünün yaðýþtan memnun olduðu hiç görülmemiþtir. Yaðýþýn çok olduðu senelerden birinde, yaðýþ bu sene çok oldu diyen köylülere ne çoðu yav televizyonda görmediniz mi Trakya yý nasýl sel götürdü diyen, beþ dönemdir muhtar olan, yaþlý köy muhtarýyla ayný köy dolmuþu içinde ben de vardým. Her ne kadar yaðmur az yaðdý diye þikayetçi olsa da gök yüzü biraz bulutlarla kapansa,gökte güneþi göremese Niziplinin morali bozulur , her yeri karamsarlýk sarar, yüzler asýlýr ,canlar sýkýlýr insanlar erkenden çarþýlardan çekilir.
Nizip’in yazý sýcaktýr,ama sýcaklýk 40 dereceyi geçmeyene kadar kimse sýcak oldu demez. 40 dereceyi geçince ,öðle saatlerinde dýþarý çýkma yasaðý konmuþ gibi ,mecbur kalanlarýn haricindeki herkes öðle uykusuna yatmýþtýr . Dýþarýdakiler ise gölge yerlerde, duvar diplerinde hizalanarak güneþten saklana saklana yürümeye çalýþýrlar.
Ýkindi serinliði ile birlikte hayatý (iç avlusu) olmayan yeni evlerinde yaþam kapý ününde devam eder. Ýç etmek için fýstýkçýlardan alýnan fýstýklar kapý önünde, briketlerin üzerine höyüklenerek yýðýlýp çoluk çocukla, demir eðelerle kýrýlýr.
Yaþlýlar küçük yer minderlerinde yada sandalyede gölge kaldýrýmlarda sohbet eder.
Yaz Nizip için çalýþma demektir. Amelenin ele geçmediði zamandýr. Arpalar, buðdaylar biçilir, mercimekler Nizip’te ki mercimek fabrikalarýna iþlenmeye verilir. Üzümler kesilir, pekmezler çýkarýlar fýstýklar kýrýlýr. Her eve iyi kötü üzüm girer, boz yada ben fýstýk girer.. Üzümler sepet sepet eþe dosta gönderilir, kalaný bað bozumunda batoslu suda yýkanýr, cývýk hamurla birbirine ulanmýþ gazetelerin yahut yeni çýkan kevgir gibi çadýrlarýn üzerin ne serilip kurumaya terk edilir. Kimi aðýz tatýna düþkün olan üzümün birazýný evine götürüp curunlarda ( üzüm ezme havuzu) yoksa büyükçe bir leðenin içine üzüm dolu çuvalý koyup tepeleyerek suyunu çýkarýr . Çýkan suyun içine elenmiþ toprak katarak , koca bir kazanýn içinde elde edilen topraklanmýþ üzüm suyu kaynarken, ne büyük ne küçük orta karar yeþil bir incir dalý batýrýlýr, birkaç aþýrý kaynatýlan þire süzülerek geniþ kaplarda güneþe konur. Güneþte olgunlaþmasýyla Niziplinin gün pekmezi olur
Baðlarda üzüm kalmayýp ta hünüsüler bir baþlarýna tiðyeðin de terk edildiðinde Niziplinin damda dolmalýk patlýcan ,biber kurutma mevsimi baþlar. Biberler damdaki tellerde kýzarýrken, sebze haline kamyon kamyon gelen etli kýrmýzý tatlý biberle, tombul acý biber kalkan at arabalarýn ardýndan, türeyen kayýklý motorlarla çuval çuval evlere çekilir. Bir güzel yýkanýp naylon eldiven takýlý ellerle özenle temizlenip ,kapý önüne gelen kayýklý motorun kayýk kýsmýna monte edilmiþ, kocaman et çekme makinesinin kablosu uçuna takýlý fiþi kimin biberi çekiliyorsa onun evine takýlýr, makine biberi çektikçe biber salçasýda kovalarla dama çekilmeye baþlar. Kovalar biberi çekene aittir. Çekilen biberlerin ölçüsü taþýnan kovalarýn adedinde saklýdýr. Çekilen biberler damda kah bidonlarýn kah mahralarýn üzerine yerleþtirilen sinilerde çekiþe çekiþe olgunlaþmaya býrakýlýr. Her geçen gün içinde güneþin ateþten parmaklarýnýn sýðamasý ile evin hanýmýnýn tahta kaþýkla ikide bir karýþtýrýp, kaptan kapa aktarýp, bir iki hazýr domates salçasýda günde bekletildikten sonrada ayný kabýn içinde, bir tene ve bir tada kavuþtuktan sonra, varsa eski yeþil bir turþu küpünün içine doldurulur yoksa beþ kilogramlýk ay çiçek yaðý kaplarýna konur. Artan biber göpçüklerinin de, içine sonradan kurutulan acý kýrmýzý biber çekilerek toz haline getirilip yað ile tuz katýlýp son bir güneþlendirildikten sonra ev yapýmý pul biber ile birlikte kýþa hazýrlanýlýr. Çeltik odunlarý çuvallarla, arabalarla evlere taþýrken daha Nizip’e kýþ gelmez ama gelince de çarçabuk geçer Nizip’ten.
Nizip böyle anlatýlmakla bitmez, çünkü Nizip Anadolu insanýn kendisidir.
Gönderen: CEM KAYAR
Yorumlayan: alp27 tarih 22.11.2006
hocam tebrikler güzel yazmýþsýnýz Yorumlayan: Tarhan tarih 22.11.2006
Çok güzel bir tahlil yapmýþsýnýz.Tebrik ediyorum. Yorumlayan: metal tarih 22.11.2006
Sevgili hocamý tebrik ederim, insanýyla-köylüsüyle-esnafýyla-yaþam tarzýyla-kültürüyle kýsaca Nizipi olduðu gibi çok güzel anlatmýþ, insanýmýzýn daha nice özelliklerini anlata anlata bitiremeyiz zaten, zaman zaman kaybolan deðerlerimiz olsada bunlarý okuyunca hatýrlmak güzeldi.
Yanlýz yazýnýn ana yazýlýþ þeklmi böyle yoksa siteyemi böyle atýldý bilmiyorum ama kompozisyon kurallarý biraz ihlal edilmiþ gibi... Yorumlayan: acun27 tarih 22.11.2006
Gerçekten okurken kendi 39 yýllýk yaþantým gözlerimin önünden geçti duygulandým içim ürperdi mükemmel olmuþ birinciliði hakketmiþ...kutlarým..... Yorumlayan: admin tarih 22.11.2006
Eserleri ancak okuma fýrsatý bulabiliyorum. Sizlere ve destek verenlere birkez daha teþekkür etmek istiyorum. Nizip.comun amacý bu gelenek ve deðerlerimizi hatýrlatmak, geçmiþle gelecek arasýnda köprü olmaktýr. Sayenizde bunu baþarma yolunda bir adým daha yol aldýðýmýzý hissediyorum. O kadar akýcý ve bazende Nizip aðzý ile kaleme almýþsýnýz ki, okuyan insan hiç sýkýlmýyor ve bir solukta Nizip’i karýþ karýþ geçmiþten günümüze geziyor sayenizde... Tüm eserler gibi çok emek vermiþ ve ince eleyip sýk dokumuþsunuz. Hele motorsikletler, fýrýnlar, dolmalýk mevsimi tam anlattýðýnýz gibi.. Rahmetli Erdal içinde ayrýca teþekkür ederim, Nizip insanýnýn sevecen tarafýný yansýtmýþsýnýz. Fakat inanýyorum ki vakit buldukca size ayýracaðýmýz bir köþede bu yazýnýzýn devamýný getireceksiniz. Yorumlayan: ilkaytrade tarih 22.11.2006
Sevgili CEM,
Uzun zamandýr iþlerimin yoðunluðundan dolayý siteye girememiþtim,
Gurbetteki NÝZÝP’liler olarak seni tebrik ederiz,
Keþke iþ-aþ imkanlarý ve sanayi geliþsede insanlar ekmeðini gurbette aramasa, keþke teknoloji o kadar geliþmesede herþey elde yapýlsa,insanýmýzýn el emeði ve sevgisi o yiyeceklere sinse,
Selamlar
Ýlker KAYAR
BURSA Yorumlayan: coskun tarih 24.11.2006
Sevgili Hocam,
Nizip’i ve insanýný çok güzel ifade etmiþ ve hemen hemen her konuya deðinmiþsiniz. Nizip insanýnýn yaþantýsýna giren ortak deðerleri çok güzel ifade etmiþsiniz.
Teþekkürler
Yüreðinize saðlýk. Yorumlayan: cemkayar1 tarih 25.11.2006
Bu ödülü bana layýk gören herkese çok teþekkür ederim.Nizip gibi özellikle eðtimcilerinin kültür ,sanat,edebiyatla yakýndan ilgilendiði bir yerde böyle kapsamlý bir ödül bana nobel ödülü gibi geldi.Þükürler olsunki bu ödülü bana memleketimi ve güzel insanýmýzý rencide edici þeyler yazdýðým için deðil ,bilakis güzel insanýmýzýn içindeki güzellikleri yazýya döktüðüm çin verildi.selam ve dua ile Yorumlayan: karadayý tarih 25.11.2006
cem kayar ismini yýllar önce Nizipte birkaç arkadaþýyla çýkardýðý ESÝNTÝ KÜLTÜR SANAT EDEBÝYAT DERGÝSÝ sinden hatýrlýyorum o zamandan bu zamana yazýk ki pek mesafe kat edememiþ ,bir yerelliktir tutturmuþ gidiyor . Hocam evrensel olmak lazým büyük düþünüp büyük yazmak lazým öle çala kalemlerle bu iþ olmaz .
yinede yazmadaki istikrarýnýz yabana atýlacak cinsten deðil Yorumlayan: Eðitim.Bir.Sen tarih 30.11.2006
ÜYEMÝZ OLAN SAYIN ÖÐRETMENÝMÝZÝ TEBRÝK EDÝYOR,BAÞARILARININ DEVAMINI DÝLÝYORUZ. Yorumlayan: MARDÝNLÝ tarih 24.12.2006
Böyle bir yazý olmaz be hocam tamen mantýk dýþý bir yazý yazmýsýn tebrikler... Mardinli Yorumlayan: yaysar tarih 09.02.2007
hocam bundan sonra daha yakýnýndayýz tebrikler G.ANTEP YAYSAR ÞEYHMUS KAYAR Yorumlayan: fulya tarih 22.02.2007
hocam yazýnýz güzel olmuþ.okuyunca duygulandým.tebrik ederim .çok güzel anlatmýþsýnýz. Yorumlayan: Nizipli_mehmet tarih 24.02.2007
walla çok guzel olmus tam hýsselerýyle anlatmýs super olmus tam anlamýyla Yorumlayan: DAÞBAÞ tarih 07.03.2007
gerçekten sizi tebrik ediyorum
Nizip lileri biraz sosyal biraz kültürel biçimde
en güzel ve yalýn bir çekilde anlatmýþsýnýz.
bir an Nizip te hissettim kendimi
NÝZÝP Ý SEVÝYORUZ. Yorumlayan: kazýmkurt tarih 18.03.2007
yazar bu yorumu yazaný tanýmýyordur.
özetlersem,NIZIP IN YERLÝSÝNÝ TANIMIYOR.AÞAGI OBAYI.YUKARI OBAYI BILMÝYOR.ALMANLARIN AVRUP*AYI ISTÝLASINDA BUNLARIN SONU YOK EÞKÝYANIN SONU OLMAZ DÝYEBÝLEN MÜEZZÝN HOCAYI ANLAÞILAN TAnýmýyor.yavuz selimin Nizip e
bozok isyanýna katilmýþ bir gurubu TÜRK KÖKENLÝ OLARAK ÝLK DEFA YERLEÞTÝREREK NÝZÝP YERLÝLERÝNÝ OLUÞTURDUÐUNU BÝLMÝYOR.