Fadime Kardeşime,
![]()
Sessizce yaşarız çoğu zaman.
Bazen vurgunumuz amansız olur deniz ortasında.
Çoğu zaman duman duman savruluruz sağa sola.
Hikayesi bizde saklı bestemiz, eski bir sazdan dillenir.
Bizi dinlemezseler de aldırmayız.
Yanık türküleri kendimizce ve bizcesi ile Yunusça söyleriz.
İçimizde korları kimseciklere hissetirmeden yanar dururuz.
Ve bir gün kırk yıllık dost gibi ölüm meleği kolumuza girer ‘Vakit tamam” der.
Yokluklar, hüzünler, sevinçler, hasretler takvim yapraklarında bir bir düşmüştür.
Şayet iyi bir şan bırakmışsak, mussalla taşına bildiğimiz bilmediğimiz güzel insanlar dizilir. Eller sallanır hüzünle ve belki de vedânın en güzeliyle.
Bir baş, bir de ayak ucumuza taşlar konur. Bir doğumumuz bir de gidişimiz yazılır. Ve sonunda: El-Fatiha.
İşte ömür dediğiniz ne ki? Farkında olsak ta olmasak ta tabutumuz sırtımızda.
Bir köprü geçimlik hayatı, bereketli geçirenlerden ve güzel nefesler bırakanlardan olmak ne güzel.
Ve ne güzel sevilmiş olarak gitmek.
![]()
ZAMANIM YOK
Sürdüm, ektim, yetirdim; ürün tarlada kaldı,
Elimde bir avuççuk çöpüm yok, samanım yok.
Fırtınalı bir ömrün kıyısına yaklaştım,
Firardaki huzuru, bulmaya gümanım yok.
Umutsuzluk mu, asla; umudum dağlar ardı,
Uçurumlar yuvamdır, kimseye amanım yok.
Nerde uçarı pembe, filiz yeşili, mavi?
Tüm renkler grileşti, seçmeye dermanım yok.
Dünya bir süslü otağ, göç zamanıysa selek;
Neyliyeyim otağı, içinde mihmanım yok.
Bir fasıl geç diyorlar, benimse sesim kırık,
Ney’im yok-kavalım yok, tar’ım yok, kemanım yok.
Aşk akkora cevirdi, yaktığı yüreğimi,
Pişmekten esrik düştüm, külüm ve dumanım yok.
Sevgilim, bütün varım adına ipotekli,
KARAKOÇ der, gaflette geçecek zamanım yok! …
Bahaettin KARAKOÇ (Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman- İstanbul / 2001)
***
yazı/foto: magpak
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
Kaynak...