Açık alanlar veya kır anlamındaki "sahra" kelimesi Gaziantep Ağzı'nda "sahre"ye dönüşmüş olup halen bu biçimiyle kullanılmaktadır. Gaziantep'te halk arasında genellikle dinlenmek amacıyla kırlık alanlarına gitmek amacıyla kullanılan bir deyimdir. Bu geleneğin özünde, hafta boyunca gündüz işyerinde çalışarak yorulan koca ile birlikte dışa kapalı eski taş evlerde bunalan kadının ve diğer aile bireylerinin haftanın bir gününde ferahlama ihtiyacı yatmaktadır. En fakirinden en zenginine herkes bu geleneğe katılırlardı. Cemil Cahit Güzelbey'in deyimiyle: "Sahre, eskiden Gaziantep'in toplum yaşantısının bir parçası ve bu şehir halkının kıyasıya çalışıp doya doya eğlendiği bir gelenektir."
Sahreye gitmek, Gaziantepli için sosyal yaşamın bir parçasıydı. Hafta sonu sahreye gidemeyenler kendilerinde bir eksiklik hissederlerdi. Bununla ilgili bir notta; "kocasının kendisini bir defa bile at arabasına oturtup ayaklarını sallaya sallaya sahreye götürmediğini" öne sürerek bunu boşanma sebepleri arasında sayan kadınlardan bahsedilmektedir. Sahre günü olan pazar'ın ertesi günü yani pazartesi günü karakolların ve mahkemelerin ilk gündem maddesini sahre kavgalarının işgal ettiğini, özellikle de "ağaç altı kapma" çekişmesinin ilk sıraları aldığı anlatılır.
Yaz geldiği zaman aileler arasında sahre davetleri başlardı. Bu davetler için özel bir neden gerekmezdi. Hali vakti yerinde olanlar kendi bağ veya bahçelerinde, açık yeşillik alanlarda ya da su başlarında davetler verirlerdi. Yaz günü verilen sahre davetleri çok kalabalık olur ve büyük kazanlarda yemekler yapılırdı. Eskiden sahre davetlerinin verildiği yerlerin başında Kavaklık ve Alleben mesire alanları gelmekteydi. Bugün buralarda az da olsa sahre yapılmaktadır; yoğunluk Dülük ve Burç ormanlarına kaymıştır.
Eski sahre davetlerinde kız ve erkek çocuklar gruplar halinde çeşitli oyunlar oynarlardı. Bu oyunların çoğu oyun çıkartma dediğimiz türden olmakla birlikte, belli başlı çocuk oyunları da oynanırdı. Kadınlar kendi aralarında papuç çarpmaç gibi oyunlar oynayarak vakit geçirirlerdi. Erkekler de kendi aralarında eğlenirlerdi. Bunların arasında aşık oyunlarının oynandığı da söylenmektedir. Sahre geleğinin birkaç çeşidi bulunmaktadır. Bunlar arasında "Esnaf Sahresi", aileler arasında yapılmakta olan "Aile Sahresi" ve "Nişanlı Sahresi" sayılabilir.
Esnaflar genellikle cumartesi öğleden sonra bir ustanın başkanlığında kalfa ve çıraklar da dahil olmak üzere tüm haftanın yorgunluğunu atmak amacıyla "esnaf sahresi" yaparlardı. Her esnaf grubunun belirli bir sahre günü ve yeri vardı. Bütün masrafları ustalar tarafından karşılanırdı. Haftanın belirli günlerinde bu esnaf grubları halen bu geleneği sürdürmektedirler. Günümüzde ise bu gün, herhangi bir gün olabilmekte ve o gün o işkolu ile ilgili tüm esnaf dükkânını kapatarak sahreye gitmektedir. Bazı insanlar o gün o işkolu ile alış veriş yapamasalar bile bu güzel geleneğin sürdürülmesi için buna katlanılabilmektedirler.
Aile Sahresi'nde, aileler bu âdeti cuma günü kadınlı erkekli sahre alanlarına giderlerdi. Burada erkekler ve kadınlar ayrılarak önce kendi aralarında eğlenmeye başlarlar. Daha sonra ise, evlerden getirilen yemekler yenilirdi. Ayrıca, buralara büyük kazanlar kurularak yemeklerin pişirildiği de görülürdü. Bu sahre alanlarında kebap yemek de adetten, biraz da gösteriş sebebi olarak sayılırdı. Bunların yanı sıra, Sarıgüllük denilen yerde sabah kahvaltısı yapmak ve burada özel olarak "sahan kaymağı" yemek de bu geleneğin başka bir boyutudur.
Gaziantep'te kız ve erkek aileleri, kurulacak yeni birlikteliğin ömür boyu mutlu ve sağlam devam edip etmeyeceğini gözlemek amacıyla, nişanlılık devresinde karşılıklı olarak çeşitli toplantılar düzenlerlerdi. Nişanlılık devresinde yapılan toplantıların en önemlisi "Nişanlı Sahresi" adı verilen yemekli kır gezintisidir. Oğlan evi bir hafta evvelden hazırlığa başlar, iki tarafın da yakın akrabaları sahre'ye davet edilirdi. Böylece, damat ve gelin adaylarının birbirlerini daha yakından tanımasıyla beraber ailelerin de birbirleriyle kaynaşması sağlanmış olurdu.
Bugün hâlâ az da olsa bu gelenekleri devam ettiren kişiler, aileler bulunmaktadır. Ancak Gazianteplilerin çoğu, bu geleneği pazar günleri Dülük ve Burç ormanlarında "kebap yelleme" biçimine dönüştürmüşlerdir.
Konu nizipli_mehmet tarafından (21.06.09 Saat 19:16 ) değiştirilmiştir.
bireysel emekli, sadece üye...
Nizip’te eskiden beri süre gelen birSahre kültürü vardır. Önceleri Nizip halkı Nizip Çayı etrafında, Akçakent Köyü’nün bahçelerinde, şimdiki karakolun yeri olan Zeytinlik denilenmevkiide ve deBelkıs Köyü civarında, FıratNehri kıyısında piknik yaparmış.
Bu yerler zamanla ya rağbetini yitirmiş ya da imara açılmış. Şimdilerde ise Nizip halkı Belkıs’taki ve Taşbaş’daki mesire alanlarını, daha uzaktaki fıstıklık ve zeytinlikleri sahre için kullanmaktadırlar.
Nişan Sahresi geleneği çoğu ailece hala uygulanmakta ve yaşatılmaktadır.
Nizip’te Esnaf Sahresi dehala eski canlılığıyla sürdürülmektedir. Bazı esnaflarımız zaman zaman tatil günlerinde dükkanaçmaya çalışsa da ilgili işkolunun odasıncauygulanan yaptırımlarla bu durum engellenmiştir. Ayrıca Lokantacılık, Kahvehanecilik, Berberlik gibi işkollarında bir kaç işyeri açık bulundurulmaktadır. Bunlar ihale ile ilgili kişilere verilmektedir. Nizip Sanayi Sitesinde eskiden Esnaf sahresinde Mersin Kız Kalesine gidilirdi. Belediyenin kırmızı otobüsleri bu sebeple Mersin’e çok gidip geldi..
Edited by - Nizipli_subutay on 2/3/2007 5:08:37 PM
bireysel emekli, sadece üye...
merhaba şimdilerde adı piknikdenilip milenyuma uydurulmakla beraber ,sahre geleneğini bizlere hatırlatman çok güzel.. eskiden karpuzatana da piknik yapmak ne lükstü..kadınlar pazarları herifleri götürür haftaiçide kabullerde dedikodusunu yaparlardı.şimdilerdeyse karpuzatanın yerini barajın etrafı aldı.yine degüzeldi.şimdiki gibi hırsızlık arsızlık o kadar yoktu.herkes kızıyla oğluyla ailece ve rahatça piknik yapardı..
ayrıca eskiden okulların yıl sonunda gittiği sahreler vardı. sitede buna örnek resimler olması lazım..(ekleme yapabilirsin okul sahreleri diye).
Subutay kardeşim bu karda kıyamette piknik revamı bizeŞaka biryana içimizi ısıttın teşekkürler..
Arkadaşlar elinizde okullarla gidilen sahre fotoğrafları varsa scannerla taratıp bize email atabilirsiniz..
Görüşleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254
yaza daha çok var ama yaa((
bu anlatmak istediğinz piknik oluyo galiba..öylemi benmi yanlış anladım yoksa
biri görürse şeytana söylesin..!! TÜYÜ BENDE KALMIŞ :))
tebrikler anlayabilmişsin...
bizim millet TAM KEFÇİ maşallah)))
<a href="https://www.nizip.com/showthread.php?t=447">Nizip Lisesinin Adi Geri Verilsin !</a>
antep lı adam ıllakı her hafta sonu sahre gıtmelıymıs
Aşkı Ya Yaşarsın Yada Yazarsın...
Diyen Şair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaşayabildik...
Demiş...
SaRıma LaRciverRt Ol...
Teyho teyho nerede oeski gençliğimiz yav :.
O fırat senin bu taşbaş benim, bisikletten kendi çapımızda sahre yapardık... Heralde her anteplinin içinde var bu. HEle bi de altında arabası olanlar varmı ki bi haftasonunu boş geçirsin olacak işmi bu yav....
benden bi tavsiye kışş kış buraya fazla yazmayın.. tama canımız çekiy... ama bahara gelince birinci Nizip.com sahresi konusunu da açarız.
Mühendishane-i Berri-i Hümayün -:--:- İstanbul
Taştın yine deli gönül sular gibi çağlar mısın? Akdın yine kanlı yaşım yollarımı bağlar mısın?
Nidem elim ermez yare bulunmaz derdime çare? Oldum ilimden avare beni bundan eğler misin? (Yunus Emre)
Sen gelmezsin ben biliyom Cengiz(
Ben kimim..?
HER IRK IRKIM OLMUŞ…HER RENK RENGİM, HER DİL DİLİM OLMUŞ…IRKÇILIĞIN GİREMEDİĞİ YÜREĞİMDEN SOR BENİ..KİM OLDUĞUMU MERAK EDİYORSAN KAFKAS KARTALI ŞEYH ŞAMİLDEN,
KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİDEN SOR BENİ..
orhancelik27@windowslive.com
yavv memlekette her hafta sonu gidiyoduk burada hiç birşey yapamıyoruz buldunuz konuyu yazdınız şimdi nasıl canımız çekti bakaynen cengiz sana katılıyorum
ÖĞR. GÖR. TUNCAY ÇELİK
GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ
İRFAN CAN KÖSE MYO
Sahre denince aklıma akçakentin karpuzaran çayıgeldi küçükken ne çimerdik oralarda be,.
Deliklikaya var idi oradan atlayan iyi yüzücü idi atlamayan ise hello cello yüzücü idi ,.
vay be ne günlerdi...............