Resim 1975 yýlýnda belediye kahvesinden çekilmiþ. O yýllarda tam karþýdaki üç katlý binanýn görünen orta katýnda 1979 yýlýna kadar oturduk. Yani uzun çarþýda. Bu resmi iþmontun kitabýnda görünce duygulandým ve sizlerle paylaþmak istedim. Uzun çarþýnýn görüntülendiði bu resimde solda bulunan Abonun fýrýnýnýn önündeki bir kaç çocuktan biri muhtemelen benim veya az ilerideki oturan çocuk. O zamanlar çocuktuk, ne zaman büyüdümse iþte
![]()
Burasý ayný zamanda AVEA’nýn reklam filminin çekildiði yer. Sað tarafta yoðurt ve peynir satanlar vardý. Uzun çarþý geniþletilirkensaðdan 3 mt kadar alýndý. Demirci þükrü amca ve hemen karþýsýndaki Hilmi ÞEN amca o zamanlar H.Seyit ÇEKER amca ile ortaklardý, yani öyle hatýrlýyorum. Hilmi amcanýn hemen berisindeki fýrýndan, günde üç öðün ekmek alýr götürürdüm eve. Sað tarafta bir çýkmaz sokak vardý, hala var ve orada taþlarla Cücük Höl oynardýk iyi hatýrlarým... Bir keresinde parmaðýmýn týrnaðý kýrýlmýþtý, unutmam mümkün deðil.
Genelde gýda maddelerinin satýldýðý bu sokaðýn görünmeyen ilerideki kýsmýnda zembil, külek, aðaç iþleri, at nalý, soba tamiratý ile uðraþanlar vardý. Bizim oturduðumuz binanýn altýndaki iki dükkanda bakkallar vardý. Sað tarafa dönünce Kahraman sokaða girilir ve Yakup Kahraman ailesi ile uzun yýllar hoþ komþuluklarýmýz olmuþtu. Binanýn üstünde Hakký DÝKÝCÝ amca ve oðlu Hüseyin otururlardý. Çok iyi komþuluklarýmýz olmuþtur. Dama çýkar çok defa salça, pekmez vs beraber yapar paylaþýrdýk. Binanýn hemen karþýsýnda, yani bu resmin solunda kalan yerde Yýldýz hamamý vardý ve hala var. Tabi her çocuðun baþýna gelen mesele benimde baþýma geldi ve hamamcý abla anneme "bacý bu artýk herif olmuþ" dediydiAnýlar hoþ tabi. Karþýdaki Yýldýz sinemasýnýn yanýþýný gece uykuda olduðum için göremedim ama sabah kalktýðýmdaki is kokusu hala burnumda. Birçok kez ailecek gitmiþtik film izlemeye. Ozamanlar aileler sýkça giderlerdi sinemalara. Sonradan evimize siyah beyaz tv alýnýnca bu da unutuldu tabi. Yýldýz hamamýnýn az ilerisinde de karakol vardý. Sonradan yukarýya taþýndý
Uzun çarþýnýn kendine has bir kalabalýðý vardý, sesi, gürültüsü, at arabalarýnýn ve taze peynirlerin kokusunu hala hatýrlýyorum. Bakýr Soba ve nal yapýmý için kullanýlan tokmak sesleri, sabahýn ilk ýþýðý ile baþlar, akþam saatlerine kadar sürerdi. Ramazanda sahura kalktýðýmda camdan eðilir ve þehrin uyanýþýný seyrederdim. Taki karþýda ki berber Arif amcanýn geliþini görene kadar, sonra okul vakti gelmiþ olur ve okula giderdim. Binanýn hemen altýnda sokaðýn içinde rahmetli Müslüm amca vardý, ayakkabý tamir yapardý. sokaðýn çocuklarý ile gider seyrederdik, iðneyi muma batýrýpda ayakkabýlarý nsaýrlý ellleriyle deliþini. Sokaðýn daha derinlerinde Celil BAZ amca ile Kerim otururdu. Ýyi arkadaþlýðýmýz olduydu onla, yine görüþmek isterim. Onlarýn hemen karþýsýnda da Rahmetli Ýsmail Nizipli’nin köþk gibi evi vardý. Üst kata çýkar serinlerdik yazýn. Nedense serin olurdu orasý. Ýsmail amca’nýn þehir gazozu sattýðý yere giderdik çoðu zaman o ve rahmetli iþçisi Ocakbatýran amca (Allah rahmet eylesin o da rahmetlik oldu) biz çocuklarý görür görmez gazoz verirdi. Ömrümüzde gördüðümüz ilk fabrika! orasýydý ve hayretle izlerdik.
Ýþte bu resimdeki karþý binanýn çok anýsý vardýr bende, bebeklikten çocukluða geçiþim orada oldu. Rahmetli babamýn kalp krizi geçiriþi, unutamadýðým acý anýlarýmdandýr.Paylaþayým istedim.
Bunlarý birazda resim deyip geçmemek gerek diye anlattým. Eski bir resim insaný derinlere götürebiliyor, paylaþmak lazým...
Sizlerde resimlerinizi paylaþmak isterseniz admin@Nizip.com adresine mail atabilirsiniz.