![]()
"Aslında şöyle başlasaydım daha iyi olurdu.. Şu fukara vakitlerimde, ganimet bildim sizi,
İçimin ırmakları sizinle hasbıhal etmekte, duyuyor musunuz?".
Demişti yılların öncesinin bir dost.
Yıllar öncesinde bir dost aynen böyle demişti.
Sana da ben hasret, gurbet, hüzünle demlenmiş kaçamak saatlerin ötesinde diyeceklerimi bir çırpıda demeliydim..[/B]
*
Ekmeğime, aşıma, başımı koyduğum yastığa seni ortak etmişim. Bağımda, bahçemde, Tatvan yolunda, Van Gölü kıyısında, Samsun'da deniz kenarında bekçi kulübesinde senin derdinle dert olmuştum.
Dedim mi? Diyemedim işte.
*
Defterlerimin baş kısmına, kitaplarımın her sayfasının alt kısımlarına sana ait notlar, kuşatmalı hislerin* şaha kalkmış hallerini kelime kelime dökmüştüm.
Sana bunları dedim mi? Diyemedim işte.
*
Şimdilerde viraneye dönmüş o pınarın başında, süklüm püklüm ihtiyar söğüt ağacı altında gözlerin gözlerimden uzaklara bakarken,halimi, ince sızımı sana değilde bir topal karınca ve kanadı kırık bir kuşa anlatmıştım.
Dedim mi? Diyemedim işte.
*
Sıcak yaz gecelerinde damda yatarken, gökyüzündeki yıldızların herbirinde seni gördüğüm o kaçak geceyarılarındaki* halsizliğimi sana duyuramadım.
Çektiğim sancıları dedim mi sana? Diyemedim işte.
*
Taksim'de bir simitçide gelen geçeni seyrederken, Mecidiyeköy'de Beylikdüzü otobüsünü beklerken, Üsküdar vapurunda martılarla* beraber deniz köpüklerini seyre dalmış giderken, senin benden uzakta ve hatta çöller ötesi mesafelerde olduğunu bilsem de sanki berabermişiz gibi -hikayeden bir hal ile- duruşumu da dedim mi?
Diyemedim işte.
*
Dedeme, nineme, anama, babama ve hatta bizim bahçe komşumuz Bekçi Nahsen'nin oğlu Servet'e de sızılarımı demedim. Diyemedim işte.
Yıllar sonra Mehmet Hoca'ya, ofis arkadaşım Kemâle, Tamer'e de hallerimi, esintilerimi diyemedim. Diyemezdim de!
*Sana diyemediğim o kadar düğümlü, sırlı vakitler, gölgeli haller var ki!
Bunların hiç birisini sana diyemeyeceğim. Duyamayacaksın. Titrek sesim hep böyle yazı olarak kalacak.
Ve sen bunların hiç birisini çöller ötesinde okuyamayacaksın.
Beni de bilemeyeceksin.
Bunların hepsini dedim mi? Dedim işte.
Sen olmasan da, duymasan da ve asla gelemeyecek olsan da dedim işte.
Bu dem de kendimi Göksel Baktagirin* "Hayal Gibi" sine emanet ediyorum.
yazı/foto:agpak
*[B] Not: Göksel Baktagir’i Hayal Gibi adlı albümünün ikincisindeki Ağlama ve hatta üçüncüsündeki Sevda Yolları parçasını bütün okuyuculara tavsiye ederim. Dinlerken belki benim gibi damla damla hayalleriniz ya da gerçekleriniz kelime olur defterlere dökülür. Bu dem de kendimi Göksel Baktagirin “Hayal Gibi” sine emanet ediyorum.![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
Kaynak...