*
Ne kadarda gitmeleri seviyoruz. Uzak diyarlarda iken dahi başka diyarlara rüzgar gibi esmek istiyoruz. Duruşumuzu, fikirlerimizi, duygularımızı ve tabii sevdamızı yüreğimize çivileyip denizler aşıp gidebildiğimiz kadar gitmek istiyoruz. Ama nereye? Kendimizi nereye sığdıracağız? Farz edelim gittik orada da duracak mıyız?
Bu günlerin meşhur bir adamı var: Mark Boyle. Ve yazdığı meşhur kitap: The Money-less Man. Gitmek isteyenler, bence bu adam gibi yapmalı. Bütün teknoloji çılgınlıklarını bir tarafa sepetledikten sonra tabiatla iç içe yaşamalı. Sonrası mı? Sonrası yok işte.
Sizi bunaltanlar, vefasızlar, kıymet bilmezler çevrenizde ise, bir türlü anlaşılamıyorsanız çıkın dışarı deli divane olun gezin. Bunu yapamıyorsanız, çivi çivi söker deyip, Göksel Baktagir’in “Sevda Yolu” eserini dinleyin. Vakit gece ise ışıkları kapatın ve muhteşem eserle beraber kendinizi dinleyin. Elinizin altında internetiniz varsa çok kolay: http://wn.com/Göksel_Baktagir.
Ama illa ben bu gitme işini seviyorum derseniz ve bana soracak olursanız bence gidin. Bulunduğunuz yerde durmayın ve hep gidin. Hani Forrest Gump filminindeki Forrest karakteri gibi sırf canınız istediği için aylarca koşun. Bir dağınız, ormanınız, parkınız varsa koşun. İşin kötü tarafı nedir biliyor musunuz? Ayrıldığınız yere gerisin geri dönmek.
Şayet ben sahabeler gibi yapmak istiyorum: Gideceğim ve gittiğim yerden sonra bir başka mekâna gitip meselemi davamı anlatmak istiyorum derseniz durmayın çıkınınızı hemen hazırlayın.
Şu da bir hakikat ki, bir misyonunuz varsa, onlarsız yapamam dediğiniz bir aileniz, öğrencileriniz, çalıştırdığınız işçiler, size umutla bakan gözler varsa gidemezseniz. Gitmeniz ancak dost Azrail ile olur.
Özetle gitme üzerine yazılan bütün yazılar, şiirler ve şarkılar biz insanoğlunun kendini tatmin etmesinden ve yaratılıştan öte bir durum değil diyenleriniz benim gibi çok olacaktır.
Ben sizi yaralı bir kalbin yazdığı şiirle başbaşa bırakıyorum.
Gidiyorum.. 2
Kalbime yazdım seni adını silemezsin,
Kar yağıyor gönlüme girmeden bilemezsin,
Biliyorum ardımdan aksini dilemezsin,
Kırılan yüreğimle çağlayıp gidiyorum…
Kalmadı gözlerimde umut dolu bakışlar,
Bu senin eserindir alnımdaki nakışlar,
Sana değil meçhule artık bende akışlar,
Karaları gönlüme bağlayıp gidiyorum…
Feleğin oyununa geldim boynum büküldü,
Seni sevdim yüreğim ta yerinden söküldü,
Gözyaşlarım son defa senin için döküldü,
Gülmeyen talihime ağlayıp gidiyorum…
Karanlığa gömüldüm zor artık yaşamak zor,
Artık beni ne bugün ne de yarınlardan sor,
İçimde sakladığım aşkının ateşi kor,
Senle dolu kalbimi dağlayıp gidiyorum. Şair: Nermin Terzi
foto: magpak
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
![]()
Kaynak...