Fevkani Kilisesi ; Nizip Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı ile Nizip Engelliler Derneği arasında bugün yapılan prtokolle Nizip Engelliler Derneğine Devredilmiştir.
Fevkani Kilisesi ; Nizip Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı ile Nizip Engelliler Derneği arasında bugün yapılan prtokolle Nizip Engelliler Derneğine Devredilmiştir.
Konu BAD-ISABA GAZETESİ tarafından (06.07.11 Saat 16:40 ) değiştirilmiştir.
kilisenin devri tam olarak gerçekleşti mi? peki nasıl bir düzenleme yapılması bekleniyor?
Bu haber çok ilginç, kiliseyi devretme hakkı var mı Kaymakamın, bana garip geldi.
T.C VATANDAŞI, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Devir işleminden sonra burası nasıl değerlendirilecek.
T.C VATANDAŞI, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Niye bütün engelliler topluca hristiyan mı oluyormuş tövbe haşa. Şaka şaka engelliler burayı ne yapacak merak ettim şimdi.
Bana sadece Allah yeter...
Ne mutlu Müslümanım diyene.
Kilise devredilemez yasa musait degil restarasyon çalışmasından sonra ziyaretçiler için çalıştırılması ücretlendirilmesi hususu yasalarla sınırlı olmak üzere devir edilebilir
Selamlar
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Belki bu sorum biraz tuhaf gelebilir ama merak ettigimden soruyorum nizipte hristiyan varmi?
edinilen bilgiye göre kilise 2012 yılına kadar kent müzesi olarak değerlendirilecek ve bu işlemlerin başlangıcı olarak engelliler dernegi geliştirme ve düzenleme konusunda çalışmalar başlatmış. çok yakın zamanda kilise gezilip görülebilecek bir sanat evi olarak karşımıza çıkacağı söyleniyor. eğer böylebir durum var ise gerçekten engelliler derneğini kutlamak gerek.
Fevkani Kilisesi Kültürel Faaliyetlerde kullanılmak üzere tahsisi yapılmıştır. Peki burada neler yapılabilir ?
mechullll
nizip engelliler derneği ve mikro kredi iş birliği ile standlar açılarak müze ve kültürel etkinliklerin yaşanmasını sağlayabilecek bir faaliyet üzerinde çalışılmaktadır.
önemli olan burada nasıl bir etkinlik gerçekleştirileceği ve nizip e nasıl bir katkı sağlayacağı? ince elenip sık dokulması gereken bir konu...
Seher vakti esen rüzigarın serinliğini bilemeyen..
Bir avuntuyla cafe köşelerinde ömür çürüten, gönül huzurunu ne bilir?!.
Çıplak ayaklarını ıslak otlar üzerine seremeyen.. Bir hüt hüt kuşunun canlı ötüşünü duyamayan.. Ve dahi bir bebeğin avucunu, ellerine almadan yaşayan;
Akıldan, mantıktan ne bahseder bilmem ki?!..