6-10 yaş yıllarım bu köyde ve höyük yollarında geçti.
o zamanlar çok küçüktük ve buraların tarihi degerini anlayacak yaşta degildik.
bu magara ve ve eski degirmenin oldugu yerleri daha dün gibi avucumun içi gibi hatırlarım. nede olsa insanın en can alıcı yaşını ve yıllarını orada yaşadım.
hiç aklımdan çıkmaz o yoldan o çocuk ayaklarımla yürüyerek her gün okula gidip tekrar okul çıkışı yürüyerek köye gittiğim günler.
yol dar ve engebelli oldugu için araç kolay kolay geçmez bu yoldan.genelde karşıdaki fıstık tarlalarının oldugu yani o zamanlar bizim deyimimizle deşti yol dediğimiz yolu kullanırlardı araçlar.
bizse hergün bu ince ve beyaz tozlu yolları arşınlayarak yürürdük.
çünkü bir yaya için en ideal yol degirmenin ve magaraların yanından geçen bu tozlu yoldu.
bazen yolda giderken arkamızdan bir at arabasının geldigini fark eder bekleyip bizide almasını beklerdik. ve bu bizim için büyük bir şans olurdu.
yazın en büyük tehlikemz ise yolda aşırı derece yılanların çok olmasıydı, 3-4 kilometrelik yol boyunca karşımaza sayısını hatırlayamadıgım kadarı çok yılan çıkardı.
çocuk oldugumuz için bu bizi çok ürpertirdi ama biz mecburduk bu yoldan gitmeye.
o eski harbelerin degirmen oldugunu bilirdik ama ne kadar eski bir tarihe dayandıgını o yaşlarda anlayamamıştık.
şimdi çocuklugumuzun geçtigi o yolların o harebelerin böyle saygı deger büyüklerimiz tarafından ziyaret edilip resimlendirilmesi bizleri çok duygulandırdı..