İki bin yıl gibi dünya tarihinin en eski geçmişine sahip bir deger olan tarihi ipek yolu günümüzde bile halen önemini kaybetmiş degildir.Birçok alanda devletler arası diyalog ve kültürel miras konusu olan ipek yolu ile ilgili birçok araştırmalar yapılmış ve ciltler dolusu eserler yazılmıştır. Dünya tarihinde henüz deniz ulaşımının yaygın olmadığı dönemlerde kara kervanları ile başlayan ticaret yolunun en önemli amacı Doğu' nun zenginliklerini Batı' ya taşımak olmuştur.Bu ticaret kapsamında ağırlıklı olarak Romalılar Çinlilerden ipek satın alırlardı.Ulaşım ise,daha sonra İpek Yolu adı verilen güzergahları izleyen kervanlarla sağlanırdı.M.S.555 yılında, keşişler ilk ipek kozalarını Çin’den Bizans’a, Anadolu’ya getirdiler. Bu ticaretler sayesinde tarihteki ilk ipek böcekçiliği İstanbul’dan Yunanistan’a, 7. yüzyıldan itibaren de İtalya, İspanya ve Fransa’ya geçmiştir. Coğrafi konumu nedeniyle Anadolu, eski çağlardan beri doğu ile batı arasında bir köprü işlevi görmüştür. Anadolu’da Hitit Dönemine kadar dayanan, doğal geçitlerin kullanıldığı bir yol şebekesinin var olduğu bilinmektedir. Bu yollar, daha sonraki dönemlerde de kullanılmıştır. Herodot Tarihi’nde, Sart’tan geçen Susa-Efes kervan yolu üzerinde 30-40 km aralıklarla yer alan ve posta teşkilatı kuryelerinin konaklama yerleri olan Flaktra’lardan söz edilmektedir. Roma ve Bizans dönemlerinde, yaklaşık 75 km.lik menzillerde konaklama ve askeri amaçlı yapıların varlığı, Anadolu’da ister ticari ister dini veya askeri olsun, bir yol şebekesinin bulunduğunu göstermektedir.Tarih boyunca Anadolu, İpek Yolunun da en önemli kavşak noktalarından biri olmuştur. Orta Çağ’da, İpek Yolları Çin’den başlayıp Orta Asya’da birden fazla güzergahı izleyerek ve Anadolu’yu geçerek Trakya üzerinden Avrupa’ya uzanmıştır. Ayrıca, Ege kıyılarında Efes ve Milet, Karadeniz’de Trabzon ve Sinop, Akdeniz’de Alanya ve Antalya gibi önemli limanları kullanarak deniz yolu ile de Avrupa’ya ulaşmıştır.Buna göre Anadolu'daki en önemli iki güzergahtan birisi olarak kullanılan Mardin-Diyarbakır-Urfa-Antep-Adana-Konya güzergahı ile ipek yolunun Ege ve İstanbul tarafına gidişi sağlanmıştır.Diger önemli bir güzergah olan Erzurum-Sıvas-Trabzon-Kastamonu-İzmit güzergahı ile de İstanbul üzerinden Edirne'ye ulaşım amaçlanmıştır.Tarih boyunca bu güzergahlar üzerinde bulunan irili ufaklı yerleşim birimleri de bu ticaret yolundan nasiplerini almışlardır.Gerek konaklama ve gerekse ticari ihtiyaçlar nedeni ile ipek yolu güzergahları kısa da olsa bazen diger Anadolu şehirlerine de sapmıştır.Nizip ilçesi Anadolu'dan geçen Urfa-Antep güzergahındaki ipek yolunun üzerinde kurulmuş bir şehirdir.
Halen Nizip'teki halk arasında E-90 karayoluna ipek yolu adı da çok sık kullanılmaktadır.Mezepotamya ve Anadolu uygarlıklarının birçoğuna ev sahipligi yapan Nizip bölgesi tarihi ipek yolunun geçiş noktalarında olması nedeni ile ismi birçok tarih kaynaklarında geçmektedir.Bunlardan en önemlisi Roma kaynaklarındaki "Nisibin Ar Rum" isminin geçmesidir(Bilge UMUR:Tarihi adlar sayfa:604)Bu isim aynı zamanda Nizip'in bilinen ilk ismidir.İpek yolu güzergahında bulunan bir başka şehrimiz olan Mardin'in Nusaybin ilçesinin Asur medeniyeti zamanında "Nasibina Asur" olarak geçmesi Nizip'in adının "Nisibin Ar Rum"olarak tanımlanmasına neden olmuştur.Biribirlerine yakın köklerden türeyen bu isimlerin karıştırılmaması için ipek yolunu izleyen karvanlar "Nisibin Ar Rum" Yani Roma ülkesindeki Nisibin(Nizip) veya Rum bölgesindeki Nizip manasına gelen bu adı kullanmışlardır.Romalılar zamanında Nizip yerleşim birimi özellikle nehir geçitlerindeki önemli bir Nokta olan Zeugma ileri karakolu ile adını çok sık duyurmuştur.Tarihi ipek yolu üzerindeki hanlar ve kervansaraylar yüzyıllarboyu bulundukları şehre önemli bir katkı sağlamışlardır.Bugün Turizm bakanlığı tarafından Kültürel mirası koruma kapsamına alınan 11 adet tarihi ipek yolu hanı bu tarihi ayakta tutabilen en önemli şahitler arasında yer almaktadır.Bu önemli hanlar ipek yolunun en önemli canlı şahidleridir.
1- Sultan Hanı (Aksaray)
2- Sarı Han (Nevşehir)
3- Şarapsa Han (Antalya)
4- Ak Han (Denizli)
5- Ağzıkara Han (Aksaray)
6- Alara Han (Antalya)
7- Silahtar Mustafa Paşa
Kervansarayı (Malatya)
8- Çardak Han (Denizli)
9- Susuz Han (Burdur)
10-İncir Han (Burdur)
11-Alay Han (Aksaray) dır.
Tarih boyunca yapılan savaşlar ve yağmalama olayları yine ipek yolu güzergehında bulunan yerleşim birimlerinin bir başka kaderini oluşturmaktadır.İstila edilen şehirlerin birçoğu tahrip edilmiş ve harabe edilmiştir.Nizip'te o dönemlerde büyük çaplı hanların olmadığı ancak kervanların dinlenmesi ve yol yorgunluğunun giderilmesine yönelik küçük çaplı misafirhanelerin olduğu bilinmektedir.Özellikle nalbantları ile ün yapmış bir bölgede bulunan Nizip'in bünyesinde birçok nalbant bu kervanlara önemli katkılar sağlamıştır.Tarihi İpek yolu üzerindeki kervanların Nizip bölgesinde yetiştirilen Antep fıstığına da ilgi duydukları tarihi kayıtlarda mevcuttur.Zeugma antik kenti kazılarında çıkartılan ve elinde fıstık salkımı bulunan çocuk kabartması figüründen de anlaşılacağı gibi Nizip bölgesindeki fıstık yetiştiriciliginin çok eski tarihlere dayandığı anlaşılmaktadır.Bugün tarihi ipek yoluna paralel olarak yapılmakta olan TEM otoyolunun Nizip bölgesinden geçmesi de yine bu bölgeye ayrı bir deger katmıştır.TEM otoyolunun Avrupadan başlayan serüveni Anadolu ve İran üzerinden Orta Asya'ya kadar eski ipek yoluna paralel olarak inşaa edilmektedir.