Sizi bilmem ama yazarken de çizerken de ‘bırakınız aynı konuyu’ ayni kelimeyi birden fazla kullanmak dahi beni sıkar… Hani şu, en az günde üç öğün kızdırılıp yenilen temcit pilavının tadını (tatsızlığını) verir bana; vurgudan yoksun, kelime hazinesi sınırlı ifade özürlüsü gibi hissettirir beni, bana… Okura da tiksinti verdiği kesin!..
Ama, konu Nizip olunca; Nizip’in eksiklikleri, noksanlıkları, gereksinimleri olunca asla bıkıp usanmam; yazmaktan-çizmekten, uyarmaktan, duyurmaktan, istemekten ve ısrar etmekten… Çünkü ben bir Nizipliyim ve Nizip’te yaşıyorum. Sade bir vatandaş olarak ‘az-çok’ yaşadığın kente ve bölgeye dair duyarlı olmak gerektiği inancında ve bilincindeyim. Sorarım sizlere, Nizip’in sorunları (sosyal, ekonomik, kültürel vs) Nizip’te yaşayan ya da Nizip’te doğup-büyümüş ama şu an için Nizip dışında yaşayan (iş kurmuş, memur olmuş vs) Niziplilerin ortak sorunları değil midir? Bu sorunlar, ihtiyaçlar, gereksinimler yoksa Gaziantepliyi, Kilisliyi, Birecikliyi mi ilgilendirmektedir?.. Öyle ise Nizip’in sorunlarına dair bu duyarsızlığa, vurdum duymazlığa ve elini taşın altına sokamama korkaklığına ne demeli, nasıl izah etmeli?.. Her şeyi devletten-belediyeden ve bir avuç hayırsever insanımızdan bekleme tembelliği, beleşçiliği tavırlarımızda hâla ısrar mı etmeliyiz? Yoksa, çözümsel yapılanmaların ‘karınca kararınca’ uçuna mı yapışmalıyız?.. Evet?.. Hem de sıkı bir şekilde… Nizip için bir ağaç dikilirken de, bir taş üstüne bir taş konurken de destek verip, ter akıtıp, sahiplenmeliyiz. Tabi bunun için öncelikle bir arada yaşama bilincimizi geliştirip, duyarlı ve fedakâr olmalıyız.
Duyarlılık dedim de aklıma geldi!.. Nizip Belediyesi’nin (www.nizipbelediyesi.com) sitesinde Nizip’in ihtiyaçları için sürekli anketler yapılmaktadır. Son anketlerden bir tanesi İlçemizde ihtiyaç duyulan en büyük eksiklik nedir: a-) Spor kompleksi, b-) Alt yapı, c-) Yeşil alan, d-) Kültür sitesi, e-) Barınma evleri, diye bir sorgulama yapılıyor. Kaç gün veya kaç aydır orada, bilmiyorum, ama şu güne kadar yalnızca ve yalnızca 460 kişi okumuş-oylamış. Nüfusa ve Nizip’te ki internet bağlantılı bilgisayarlara orantıladığımızda çok az bir katılım gibi geldi bana. Nedeni mi?.. Tek kelime ile duyarsızlık, ilgisizlik, bananecilik… Nizipli olma ve bir arada yaşama bilincinden yoksunluk… Bencillik ve cehalet… Hiçbir katkıda bulunmaksızın ‘’armut piş, ağzıma düş!’’ beleşçiliği…
Oysa Nizip Belediyesinin bu ve diğer anketlerini cevaplandırmak, bence ve en azından bir hemşerilik görevini yerine getirmek olmalı, her Nizipli için… Üstelik, anketlere bir şeylerde ekleyecek görüşü olmalı her Niziplinin… Örnek mi: f-) Zeugma için bir müze, g-) Nizip Çayının ıslahı, h-) Nizip’e yakışır bir Belediye Sarayı gibi…
Ama, yok!.. Nizip ile ilgili konulara ciddi yaklaşımlar sergileyen duyarlı hemşerilerimiz ‘maalesef’ yok denecek kadar az. Üstelik Nizip insanının çoğu korkuyor; Nizip için bir şeyler yapılma kararı alınırsa benden maddi beklentiler içinde olurlar, diye. İlgisizliğin, tepkisizliğin, katkısızlığın nedenlerinden başlıcası bence bu. Ama bu tür düşünenler için şunu derim ki Her şey para değildir… Bir iş yalnızca para ile bitmez..
Özcesi, Ne Nizip’in sorunları biter, ne de sorunlar çözümsüz kalır!.. Yeter ki, önem ve öncelik sırasına göre ele alınıp işlensin ve de tüm Nizipliler tarafından ‘maddi-manevi’ destek görsün.
Şimdi gelelim konu başlığımıza: ısrarımız Nizip için derken asla dar bölgecilik yapmadığımın bilinmesini ister ve derim ki; Nizip’le ilgili ve Nizip’in genel ve zorunlu gereksinimleri konusunda ‘yalnızca ve yalnızca’ Nizip’in ve Niziplilerin sosyo-ekonomik, sosyo-politik ve sosyo-kültürel bitergeleri için ‘can alıcı konularda’ ısrar ediyorum. Bu sizce dar bölgecilik fanatizmi midir? Hayır… Bunun açılımı, ben Nizip’i yaşadığım büyük bir ev olarak addediyorum; ‘şu günün koşullarında evime ve aile fertlerine neler yakışır ve onlar nelere layıktır?’ düşüncesiyle eksiksiz ve noksansız bir şekilde evimin döşenmesini, yerleştirilmesini istiyorum… Ve de evimin içi gibi dışını da temiz tutmak ve günü gününe süpürmek istiyorum. Sizce çok şey mi istiyorum?.. Ya da zor ve imkansız olan bişeyler mi?
Yoksa, birçok duyarsız hemşerim gibi (düşünsel ve eylemsel) halt mı işliyorum? Değilse, gelin siz de bu dekorasyonun ve süpürgenin ucuna yapışın… İnanın elleriniz kirlenmez… Bilakis, huzur, mutluluk ve gurur duyarsınız kendinizle. 28.08.2007