Bitti m’ola Şam ilinin hurması
Gitti m’ola ala gözün sürmesi
Bağdat’ın Basra’nın telli turnası
Turna yardan haber geldi eylenme

Aşına da Karac’oğlan aşına
Yeni değmiş on üç on dört yaşına
Irak değil ak pınarın başına
Turna yardan haber geldi eylenme

Bağdat'ta sancılandık, sancılandım. Bağdatın yaraları, insanların simalarındaki sancıları, için için akıtılan gözyaşlarını görmemezlikten gelemedik.

Bağdat bize* kendine ait yüzlerce farklı yüzünü gösterdi. Biraz ümitlendik, hafiften sevindik, bazen ve çoğu zaman garip bulduk; gerildik, gözyaşlarımızı savurduk. Bağdat perişan halinden öte, yüreğimize kurşunlar da sıkmış olsa da* geleceğe ait sulu boya resimler yaptık.

Her caddede ve her mahalle girişi kontrol noktaları sorulara takıldık. Kurtlar Vadisindeki Polat Alemdar'ın Murat Alemdar olarak bilinmesi ve bir arkadaşın isminin Murad olmasındaki avantajı ve askerlerin yüzlerindeki tebüssümüne şahit olduk. Yine bir arkadaşımın isminin İskender olmasındaki denkliği görünce biz de şaşırdık.

Bize eşlik eden taksi şoförünün gülmekte zorlanan hali, Arapça konuşmak için Kur'an ayetlerinden seçtiğimiz ifadelerin yanında risalelerde geçen kelimelerle anlaşmaya çalıştık. Yaptığımız telâfûz hatalarına biz de tebessüm ettik.

Bağdat yolunda kafile kafile Kerbela'ya giden insanlarla karşılaştık, koyu siyah çarşaflı kadınlar ve genç kızlar, siyah giyimli çocuklar, ellerinde kapkara renkli bayraklı genç erkekler, münubüsler, arabalar, kesif bir duman ve sis. Parası devlet tarafından karşılandığı söylenen yol kenarında insanlar için kurulan kamplar; büyük kazanlarda yemekler pişirilirken, arablardan sesi sonuna kadar açılmış boğuk ilahi sesleri. Ne tarafa dönsek yol kenarlarında kazıklara çakılı bayrakların kasvetli duruşu ve içimizde yorumlar. Hz. Ali, Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan bayraklara mahkum olmamalıydı sedası içimde. *Anmalar ürkütücü ve belki de bu denli sevimsiz olmamalı nakaratı dilimde. Dualarda ve konferanslarda, camiilerde, seminerlede* "Onlar" anlatılmalıydı. Bazen 200 kilometre civarında yürüdüğü söylenen o insanlar dertlenmeleri farklı olabilirdi diye içimden geçse de dillendirememenin tutukluğu. Ama bu bir inançsa, saygım da içimdedir.

Yol boyunca gördüğümüz camiilerin etrafı büyük bloklarla çevrili. Yol boyunca şoförler çok telaşlı. Zaman zaman ufak-tefek çukurlar bir kenara, yollar geniş ama yılların kahrediciliğini omuzlarında taşımanın bıkkındığındalar.

Kendine has mimarisi şehrin girişine yapılan taştan kapılar bizi karşıladı. Şoförümüz biraz daha telaşlandı. Koca koca kamyonların arkasından sürekli selektörleri yakıp öne geçmenin savaşını verdi. Güneş enerjisiyle çalışan yol kenarındaki ışıklı direkler kendine göre bir harmoni oluşturuyordu. Bizim şoför gergin. Yavaş kelimesini daha fazla telâfuz edemedik. *Peşimizdeki arkadaşlar bize yarım saatlik geride kalmıştı. Adını bilmediğimiz bir nehrin üzerine kurulu köprüyü geçince yol kenarındaki su ve ıvır-zıvır satan bir barakanın yanında *genç soförümüz durdu. Arabadan indi, satıcının yanına gitti ve bir paket sigara aldı. Daha parasını ödemeden paketi açtı ve bir tane sigara yaktı. Parasını ödedi, telefonunu cebinden çıkarıp telefon ederken barakanın arkasında geçti. Tekrar arabaya geldi. Yaklaşık bir saatten beri dinlediğimiz aynı müziği tekrar açtı. Koltuğu arkaya doğru yaslandırıp uyumaya başladı. Ne de olsa yirmi dakika vardı. Ne de olsa biz de telaşsızdık.

Arkadaşlar gelmişti. Şimdi yeniden Merhaba Bağdat demenin zamanıydı. Yemyeşil bir şehre girdiğimizin farkındaydık. Sol tarafımızda Saddamın Sarayının yüksek duvarlar arkasında yıkılmış mekânlar görülüyordu.



Muharrem ayı için yolcular için yol kenarında kurulan yemek ve su ihtiyaç yeri.



Muharrem Ayı şiiler tarafından asılan yol kenarındaki yas bayrakları



Akın akın Kerbela’ya giden insanlar.



Bağdat girişi.

Yol boyunca elektrik direkleri



Şoförümüzün siğara içmek telaşı.



Şoförümüz Hüseyin.



Sol tarafta Saddam’ın eski sarayı.



Saddam’ın Sarayında yıkılmış mekânlar.



Yol kenarında bir köy camiisi.(!)

Yazı/foto:magpakDEVAM EDECEK… Bağdat Sancıları



Bağdat hüznünü en güzel anlatan fotoğraf. (Foto: Kenan Bey)




Kaynak...