Toplumun en verimli ve aktif kaynağı gençlerdir. Dünya nüfusunun üçte biri 15-25 yaşı arasındaki gençlerden oluşur. Genç nüfusun çoğu az gelişmiş fakir ülkelerde yaşamaktadır. Gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerde gençler maalesef cemiyet hayatının dışında tutulmakta ve kendi başlarına bırakılmaktadır. Bilhassa ülkemizde üniversite kazanamayan lise mezunu gençlerin büyük çoğunluğu sokağın, kafe, internet kafelerin insafına, eğitimine ve girdabına terk edilmişlerdir. Bu genç ve dinç kaynaktan maalesef faydalanmamaktayız. Bu da gelecekte toplum problemlerinin artacağının işaretidir.

Sosyal hayatın vazgeçilmezi ve gönüllülüğün kurumsal yapısı olan sivil toplum kuruluşları gençlere kucak açmalı ve onların aktivitelerinden, enerjilerinden ve dinamiklerinden faydalanmalıdır. Bir taraftan eğitim, öbür taraftan sosyallik gençlere hem güven kazandıracak, hem topluma faydalı hale getirecektir. En önemlisi de sağlıklı genç nesillerin yetişmesinin önü açılacaktır. Gelişmeyi başarabilmek için sağlıklı nesillere ihtiyaç vardır.

Geleceğe güven içinde bakabilen gençler dışlanmayan, değer verilen, güvenilen bir ortamın ve sosyal hayatın eseridirler. Öyle ise gelin gençlerimizi hayata, iş hayatına ve sosyal hayata katalım. Gençlerin enerjilerinden ve aktivitelerinden istifade edelim. Gençleri hayırlı ve faydalı faaliyetlerde istihdam edelim.