Baki Allah...
Bende þimdi öðrendim Allah rahmet eylesin.
Baki Allah...
Bende þimdi öðrendim Allah rahmet eylesin.
Görüþleriniz bizim için önemlidir
0342 5171254
<p align="justify" EN ÝYÝ ARKADAÞ.
<p align="justify"
ßir zamanLar çok iyi 2 arkadas varmis.ßirinin adi aLi ößürünün adi ahmet'mis çocukLukLarindan beri beraber büyümüsLer yedikLeri içtikLeri ayri gitmiyormus.aLinin aiLesinin durumu zengin deniLicek kadar iyiymis ahmetLerde fakir denicek kadar kötüymüs.ßir zaman sonra ahmet bir kiza asik oLmus çok seviyormus evLenmeyi düsünüyormus.aLi ßirgün ahmet senin kiz arkadasindan çok hosLandim onunLa evLenmek istiyormus demis ,ahmet aLi iLe çok iyi arkadas oLdugu için senin kadar degerLimi taßi demis. aLi kizLa evLenmis ve ßaya ßir süre ahmetLe aLi görüsememis.ahmet ßir zaman sonra ßaska kizLa tanismis ve evLenecekmis ama evLenicek parasi yokmus akLina aLi''den ßorç para aLmak geLmis,gitmis aLinin yanIna aLi demis ßen evLenicem bana biraz borç para verirmisin.aLi kusura bakma demis ahmet borç para veremem. ahmet çok sasirmis ve sinirLenmis ahmet onun için sevgiLisini vermisti YedikLeri içtikLeri ayri gitmiyordu. ahmet sinirLi sinirLi eve gidiyormus cebine bakmis son parasiyLa sigarami aLiyim yoksa yoL parasi verip eve minübüsLemi diye düsünüyormus.Yanina yasLi bir adam geLmis.EvLadim karnim aç bana bir ekmek aLirmisin demis ahmet düsünmüs düsünmüs adama ekmegi aLmis adam ahmet''e yaptigini sana fazLasiyLa ödüyecegim demis ve 2 sonra ayni adam ahmetLerin eve geLlip ahmete çok büyük bir miktar para vermis.ahmet''de artik aLi kadar zengindi ve dügün davetiyeLerini hazirLarken annesi ahmet''e -Ahmet senin bir zamanLar aLi diye çok iyi arkadasin vardi onuda çagirsana demis Ahmet''de tabi anne çagiririm demis ve davetiyeyi göndermis.Dügün günü aLi dügüne geLmis takiLar takiLdiktan sonra ahmet mikrofonu aLmis ve
-Bir zamanLar çok iyi bir arkadasim vardi adi aLi çocukLuktan beri yedigimiz içtigimiz ayri gitmezdi canim gibi severdim benden sevgiLimi istedi gözümü kirpmadan verdim ama kendisinden bOrç para istedim beni geri çevirdi Kendisine çok Tesekkür ediyorum. demis..ahmet''den sonra ali almis mikrofonu eLine
-bir zamanLar ahmet diye çok iyi arkadasim vardi yedigimiz içtigimiz ayri gitmezdi.SevgiLisihayat kadýnýydýadi çikMasin diye ben evLendim borç para istedi gurur meseLesi yapar diye vermedim.Babami ayagina gönderip servetimi verdim.DüsünceLerinden doLayi kendisine çok tesekkür ediyorum
.
Osman Demir Istanbul
<table id="Table1" cellspacing="0" cellpadding="5" width="100%" align="center" border="0" valign="TOP"
<tbody
<tr
<td valign="top" align="left" width="100%"
<div style="PADDING-RIGHT: 9px; PADDING-LEFT: 9px; PADDING-BOTTOM: 9px; PADDING-TOP: 9px"
<table id="Table2" cellspacing="0" cellpadding="0" width="291" align="center" border="0" valign="TOP"
<tbody
<tr
<td valign="top" align="right"
<div class="haber-baslik" Dýþ Politika</div
<div class="haber-baslik" Mustafa Necati Özfatura</div
<div style="PADDING-RIGHT: 4px; PADDING-TOP: 5px" necati.ozfatura@tg.com.tr</div
</td
<td valign="top" align="left" </td
</tr
</tbody
</table
</div
</td
</tr
</tbody
</table
<table cellspacing="0" cellpadding="15" width="100%" align="center" border="0" valign="TOP"
<tbody
<tr
<td valign="top" align="left" width="100%"
<div style="MARGIN-TOP: 10px; MARGIN-BOTTOM: 5px"
<div class="subject" Kýzýlderililer</div
28 Nisan 2006 Cuma</div
<div class="body" Geçmiþte Kýzýlderililerin çoðu Müslüman idi. Kýzýlderililer gibi Maya, Ýnka, Eskimo, Aztek, Olmek, Toltek, Aymanalar ve Meluncanlar’ýn da Türk asýllý olduklarý tarihî bir gerçektir. Dolayýsýyla Türk Dünyasý ile ilgili yapýlan zirve ve toplantýlara bu insanlardan temsilcilerin de davet edilmesi gerekir. Çünkü dünya üzerindeki Müslüman ve Türklerle yakýnlaþmak Türkiye’ye milletlerarasý arenada güç kazandýrýr.
Alvin M. Josephy’in (tarihçi ve arkeolog) “The Indian Heriatage of America” isimli kitabý New York’ta 1968’de 3 defa, 1969- 1978 arasý ise 9 defa basýlmýþtýr. “Milli kitap” ödülü kazanan bu eser, 500 yýldan bu yana Kýzýlderililer hakkýnda yazýlan kitaplar içinde en çok beðenilen ve övülen eserdir. Bu eser Kuzey Amerika, Orta ve Güney Amerika Kýzýlderili kültürlerini, dil, din, tarih, sanat, kabile ve devletlerini tarih, arkeoloji ve sosyal gerçekler ýþýðý altýnda çekinmeden incelemektedir. Amerikalý tarihçi ve arkeolog Alvin M.Joseph’e göre 1- Kýzýlderililer Asya asýllýdýr. 2- Asya’dan göç etmiþlerdir. 3- Irklarý Turandýr (Türk). 4-Ýlk gelenlerin dinleri Þamanizm, sonradan gelenler içinde ise önemli miktarý Müslümandýr. Þamanizm inancýnda olanlarýn inançlarý, Asya’daki Þamanist Türk Moðollarýnkiyle aynýdýr. Bilim adamýna göre: “Eskimo ve Aleutlar Asyalýdýr. Ayný soy ve atayý paylaþýrlar.
2-4 Temmuz 1999 tarihleri arasýnda Denizli’de yapýlan “Yedinci Türk Dünyasý Dostluk Kardeþlik ve Ýþbirliði Kurultayý”na katýlan Onayda Kýzýlderili kabilesi Reisi ve Amerika Yerlileri Sosyal Ýþler Daire Baþkaný M.Franklin Keel’in konuþmasý kurultaya katýlan delegeler üzerinde derin tesirler býraktý. Kýzýlderililer hakkýnda geniþ bilgi veren Keel, Kýzýlderililerin (atalarýnýn) Baykal Gölü ve Yenisey-Tuva bölgelerinden Amerika kýtasýna, Alaska üzerinden göç ettiklerini ifade etti. Kýzýlderililer ile Türklerin DNA testlerinin ayný olduðunu ve ayrýca “Y” kromozomunun sadece yeryüzünde Türkler ile Kýzýlderililerde bulunduðunu söyledi. Kýzýlderililerin konuþtuklarý dillerdeki kelime benzerlikleri gibi, halý, kilim ve el iþlerindeki desenlerin ayný olduðunu, örf, âdet ve geleneklerde de çok büyük benzerlik olduðunu da ifade etmiþtir. Fransýz dil bilimcisi Dumesnil, Kýzýlderili dilinde 320 Türkçe kelime tespit etmiþtir.
1964 yýlýnda çýkan New York Times’in “Science” (Bilim) ekinde Amerika kýt’asýna (Kuzey ve Güney) olmak üzere ilk kültür taþýyýcýlarý yani (ilk ayak basanlarý) bir harita olarak neþredilmiþtir. Ýlk sýrayý M.Ö. 4000-5000 yýllarý “TURKS” olarak gösterir. Orta Asya’dan Bering Boðazý yoluyla gelenler çoðunluk olarak Kuzey ve Orta ve az da olsa Güney Amerika’ya yerleþmiþlerdir. Amerika kýtasýnýn ilk sakinleri Kýzýlderililer olup, bunlarýn da Türk olduklarý ilmen ispatlanmýþtýr.
1673’te John Jocelya isimli yazar, Mohawk Kýzýlderililerinin Tatarca Türkçesi konuþtuðunu yazdý. Ünlü bilgin Von Humboldt da 1800 tarihinde yazdýðý eserde Amerika kýtasýnda konuþulan 137 kelimenin Ural-Altay ve Uygurca olduðunu yazmýþtýr. 1924 yýlýnda Rio’da toplanan 20. Amerikanistler Kongresi’nde Çinli Toung-De Kien, Kýzýlderililerin Altay menþeli olduklarýný beyan etmiþtir.
1935 yýlýnda Roma’da toplanan 19. Oryantalistler Kongresinde Prof. Ferrario, Türkçe ile Ýnka (Kevça) dilleri arasýndaki benzerlikleri ortaya koydu. Dr. Calvin Kephart, Kýzýlderililer için açýkça, Türkler ve Turanlýlar tabirini kullanmýþtýr. Bilim adamý Dumezil, Ýnkalar’ýn (Kýçva) dilinin, Çuvaþ Türkçesi ile ayný olduðunu ifade etmiþtir.</div
</td
</tr
</tbody
</table
Osman Demir Istanbul
Dostum,
Ben eskiden çok Western tarzý Amerikan yapýmý film izledim.Ama Türkçe kelimelere pek rastlamadým.Yada dikkatimi çekmedi.Ancak bu tarz benzerlikler bazen insanlarý yanlýþ düþüncelere de sevk edebilir.Bu nedenle kesinleþene kadar yorum yapmamayý tercih ediyorum.
Ancak tezin doðru ise"Muharrem,Ýhsan ve Salim Türk deðil" þeklinde bir tez de ben ileri sürerim.Çünkü hiç kel bir kýzýlderiliye rastlamadým veya filmlerde görmedim.
Selamlar Saygýlar.
Edited by - Ahmet karadag on 29/04/2006 15:16:28
Ben Ýhsan kardeþimle konuþtum bana güldü ...
Kýzýlderli diye bir þey bugün kalmadý elbette mesele kimin Türk olduðunda da deðil...
Bugün birçok kimse modaya uymuþ kendi Türklüðünden vazgeçmiþ.
Anadoluda aslýnda Türkler azýnlýkta da diyorlar .
Türklük bugün dünyada prim yapmamakta pipirim niyetine kullanýlmakta...
Türklerden önce Anadoluda kimler yaþýyordu ise bizde onlardanýz denmekte...
Olabilir herkeskendini ne kabulediyorsa elbetteodur.
Ben bu yazýyý niye oraya koydum. Asýl mesele bu...
selamlar ve saygýlar
.
Osman Demir Istanbul
<div align="center" NAYLON</div
Mucit: Du Pont kimyagerleri... Tarih: 1930´lar Kaza: Kimyagerlerin koridorlarda koþturmasý....
1930lu yýllarda, Du Pont bilim adamlarýndan Wallace Hume Carothers, polimerin geniþleyebilen güçlü bir iplik olduðunu tespit etmiþti. Ancak asýl buluþ, haþarý kimyagerlerin, eritilmiþ polyester geçirdikleri çubuklarý ellerine alýp ortalýkta koþuþturmalarý sonucu ortaya çýktý. Bir çubuk sabitken diðeri ondan uzaklaþýnca ortaya çýkan tablo hepsini hayretler içinde býrakmýþtý; kopmadan önce oldukça uzayabilen, ayrýca ipeðe benzeyen yapýda bir madde ortaya çýkýyordu. Ne var ki, bu polyester çok çabuk eriyordu, giysi yapmaya uygun deðildi. Bunun üzerine kimyagerler ayný iþlemi poliyamidle denemeye karar verdiler ve bugün "naylon" olarak bildiðimiz madde doðmuþ oldu. Naylon çorabýn, elektron mikrograf yöntemiyle 100 kez büyütülmüþ hali .
Ýpek çoraplarýn yerine naylon çoraplar piyasaya sürüldü ve Du Pont´un en önemli para basma makinesi haline geldi. Bu ürünler ilk günlerde çok pahalýydý. II. Dünya Savaþýnýn patlak verdiði yýllarda Du Pont dikkatini savaþa çevirdi ve çorap yerine paraþüt üretmeye baþladý... Naylon çoraplarýn ucuzlamasý ve geniþ kitlelere yayýlmasý ancak savaþ ertesi gerçekleþti....
.
.
<p align="center" FOTOGRAF.
Mucit: Louis-Jacques Daguerre.
Tarih: 1838.
Kaza: Daðýnýk laboratuvar dolabý....
Bu rastlantýsal buluþun nedeni kýrýk bir termometre... Louis Daguerre, karanlýk odada, gümüþ iyodür levhada açýða çýkan görüntüyü sabitlemenin yollarýný arýyordu. 1938 yýlýnda bir gün, farklý kimyasal maddelerin bulunduðu dolabýna, daha sonra kullanmak ve temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhasý koydu. Bunu tekrar dýþarý çýkardýðýnda görüntü belirginleþmiþti. Ancak Daguerre, bu garipliðe hangi kimyasal maddenin neden olduðunu bilmiyordu. .
Bunun üzerine levhalarý yerleþtirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dýþarý çýkarttý. Dolabý boþaltmasýna raðmen hala aradýðý maddeyi bulamamýþtý. Sonunda dolabýn raflarýndan birinde, kýrýlmýþ termometreden dökülmüþ civayý fark etti... Gümüþlü levha üzerine alýnan görüntü (daguerreotype), modern fotoðrafçýlýðýn baþlangýcý oldu... Yerini ancak on yýl sonra negatif ve, pozitif film sürecine býraktý. .
.
.
<p align="center" Post-it kaðýdý.
Mucit: Dr. Spencer Silver.
Tarih: 1974.
Kaza: Kutsal bir ilham ve hatalý üretim....
"3M" bilim adamlarýndan Dr. Spencer Silver, 1970´lerin baþlarýnda dayanýksýz yapýþtýrýcýyý bulduðunda, bunu iþe yaramaz bir buluþ olarak deðerlendirmiþti... Bundan yýllar sonra, meslektaþý Art Fry, bir kilisede ilahi kitabýndaki ayracýn bir türlü istediði yerde durmamasý üzerine oldukça sinirlendi. Anlamsýz vaazlardan mý yoksa kutsal bir ilhamdan mý bilinmez, kafasýný bu konuya yormaya baþladý ve birden aklýna meslektaþýnýn iþe yaramayan buluþu geliverdi... .
Bu sayede ayýracýn kitaba yapýþmasýný saðlayacak, ancak çýkarttýðýnda da kitaba zarar gelmeyecekti. Post-it kaðýdý tabii ki bir gecelik baþarýnýn ürünü deðil... 3M´in ortaya attýðý bu örnek, büro malzemeleri içinde vazgeçilmezler arasýnda yerini aldý....
.
.
<p align="center" Vulkanize kauçuk (lastik)..
Mucit: Charles Goodyear Tarih: 1844 Kaza: Kýzgýn ocaða atýlan kauçuk....
Amerikalý Charles Goodyear, 10 yýldan beri ham kauçuðu daha saðlam ve elastik hale getirmenin çarelerini arýyordu. Bu onda bir takýntý halini almýþtý ve hatta ödenmemiþ borçlarý nedeniyle hapse bile girdi. Goodyear bu konuda her þeyi denemiþti; karýþýmýna kükürt bile eklemiþti. Ne var ki, bu karýþýmý kýzgýn ocaða atýncaya kadar hiçbir sonuç elde edemedi: Kauçuk erimiyordu... Bunu gece boyunca dýþarýya çivileyen Goodyear, ertesi gün karýþýmýn oldukça esnek olduðunu fark etti. Kükürtle sertleþtirme yöntemine, Romalýlar´ýn ateþ tanrýsýndan esinlenerek, "Vulkan" adýný verdi (vulkanizasyon). .
Yöntemin Amerika´daki patentini almayý baþardý, ancak Fransa ve Ýngiltere´den yasal formaliteler nedeniyle patent alamadý. Goodyear, Paris´te borçlarý nedeniyle hapis yattýktan sonra Amerika´ya döndü. Patentleri ortaklarý tarafýndan yaðmalandýðýndan yoksulluk içinde öldü. Ancak en azýndan "Goodyear Tyre" ve "Rubber Company" gibi þirketler onun isminin gelecek kuþaklar tarafýndan da anýlmasýný saðladý....
<p align="center" ÞOK TEDAVÝSÝ.
Mucit: Julius Wagner-Jauregg.
Tarih: 1917.
Kaza: Mezbaha iþçilerinin kesim yöntemi....
ECT (Electroconvulsive the-rapy) olarak bilinen elektroþok tedavisi, mezbaha iþçilerinin, domuzlarýn elektrikle sersemlemelerinden sonra çok sakin durduklarýný fark etmelerinin bir sonucu... ECTye, beyne elektrik akýmý verilmesi suretiyle, depresyon gibi akýl hastalýklarýnýn semptomlarýný engellemekteki son çare olarak bakýlýyor. Elektroþok tedavisi fikri, sýtma aþýsýyla frengili hastalarý tedavi eden Avusturyalý Julius Wagner-Jauregg tarafýndan geliþtirildi. 1927 yýlýnda Nobel Ödülü alan VVagner-Jauregg, bu fikre, "bir sisteme elektrik verilmesinin tedavi edici özellik taþýyacaðýndan yola çýkarak ulaþtý. Ve böylece, çok tartýþýlan þok tedavisi doðmuþ oldu....
Ayný zamanda, þizofrenlerin doðal yollardan çarpýlmalarýnýn, hastalýk belirtilerinin iyileþmesine neden olduðu da belirlenmiþti. Psikiyatristler, hastalarýn beynine elektrik akýmý uygulamak yoluyla, anlaþýlmasý güç tedavinin gerçekleþtiðini belirtiyorlardý. Ancak ECTnin kýsa süreli hafýza kaybýna neden olmasý dýþýnda önemli etkisinin bulunmadýðýna dair klinik bulgulara az da olsa rastlanýyor. Hastalarýn tedavi edilmesine yönelik olarak bu yöntem çok uzun zamandan beri kullanýlmaya devam ediyor..
.
.
<p align="center" RADYOAKTÝVÝTE.
Mucit: Henri Becquerel.
Tarih: 1896.
Kaza: Fotoðraf camýndaki sislenme....
Fransýz fizikçi Henri Becquerel, 1896 Martý´nda laboratuarýndaki çekmecesini açtýðýnda büyük bir sürprizle karþýlaþtý. Kapkaranlýk bir ortamda olmasýna raðmen bazý fotoðraf camlarý bulanýklaþmýþtý. O sýrada Becquerel, yeni keþfedilen röntgen ýþýnlarý üzerinde çalýþýyor ve bazý kimyasallar yardýmýyla bunlarýn yayýlmalarýný saðlamaya uðraþýyordu, ilk aklýna gelen, güneþ ýþýðýnýn etkisiyle kristallerin ýþýný yaydýðý ve fotoðraf camýný sislendirdiðiydi... Ýlk deneyleri onun doðru yolda olduðunu desteklese de hava bozunca olayýn seyri birdenbire deðiþti. Becquerel, kristallerin güneþ ýþýðýndan etkilenmesini engellemek için kimyasallar kullanarak camlarý tekrar çekmeceye koydu. Camlarý dýþarý çýkardýðýnda, uranyumlu kristallerden oluþan camlarda artýk sisin bulunmayýþýna oldukça þaþýrdý. Ve bugün "bir atom çekirdeðinin tanecikler veya elektromanyetik ýþýmalar yayarak kendiliðinden parçalanmasý" olarak bilinen radyoaktiviteyi keþfetmiþ oldu....
.
.
<p align="center" KAOS TEOREMÝ.
Mucit: Ed Lorenz.
Tarih: 1960´lar.
Kaza: Bilgisayardaki bozuk çýkýþ....
Amerikalý meteoroloji uzmaný Ed Lorenz´in bilgisayarýnda anlamsýz ve komik veriler belirince, Lorenz bunlarýn her zamanki aksaklýklardan kaynaklandýðýný düþündü. Ancak hatayla ilgili ipuçlarýný elde etmek için kaðýttaki çýktýda çalýþmaya baþladý. Bilgisayarýn, baþlamak için ilk sonuçlarý eþleþtirdiðini, ancak daha sonra haritayý yok ettiðini gördü. Birden jetonu düþtü: Lorenz bilgisayara ayný girdileri ikinci aþamada yüklememiþ, bu küçük farklýlýk da, sonraki birkaç hafta boyunca, tamamen deðiþik sonuçlar verip durmuþtu....
Lorenz böylece, hava durumu gibi küçük olaylarýn bazen çok büyük sonuçlar doðurabileceðini açýklayan "kaos teoremini" bulmuþ oldu....
.
.
<p align="center" DAYANIKLI CAM.
Mucit: Edouard Benedictus.
Tarih: 1903.
Kaza: Kýrýlmasý gereken deney tüpünün yere düþtüðünde parçalanmamasý... .
Güvenli camýn bulunmasý, tam da en çok ihtiyaç duyulan zamanda gerçekleþtirildi: Motorlu taþýt çaðýnda... 1903 yýlýnda Fransýz kimyager Edouard Benedictus, deney tüpünü laboratuarýnýn zeminine düþürdü. Tüp kýrýldý ancak daðýlmadan tek parça halinde kaldý. Benedictus, kolodyum ihtiva eden sývýnýn buharlaþmasýndan sonra tüpte kalan ince plastik tabakanýn parçalanmayý engellediðini anladý. Bunu not ettikten sonra bu konu üzerine fazla kafa yormadý. Ancak, kaza yapan bir aracýn içindeki kýzýn kýrýlan camlardan çok feci þekilde yaralanmasý, bu konuyu tekrar gündeme getirmesine neden oldu. Camýn dýþ yüzeyini bir arada tutan maddenin adý selüloz nitrat... Geliþimini ve yaygýn kullanýmýný sürekli ilerleme kaydeden otomobil sektörüne borçlu Daha önceki deneyiminden esinlenerek iki cam tabakasýnýn arasýna selüloz nitrat yerleþtirerek üç katlý camý oluþturdu..
<p align="left" Buluþu 1920´lerde arabalarýn ön camlarýnda kullanýlmaya ve otomotiv endüstrisinde ciddi þekilde taklit edilmeye baþlandý..
<p align="left" .
.
<p align="center" RÖNTGEN IÞINLARI.
Mucit: Wilhelm Konrad Röntgen.
Tarih: 1895.
Kaza: Bir elektrik deneyi....
Röntgen, gazlarýn içinden geçen elektrik yolunu araþtýrmak amacýyla, katod ýþýn tüpüyle deney yaparken, baryum platin siyanürü levhasýndan yayýlan radyasyonun þeffaf olmayan cisimlerin içinden geçebildiðin! Fark etti..
Araþtýrmalarýna devam ederken radyasyonun 15 mm. kalýnlýðýndaki alüminyumdan, daha indirgenmiþ yoðunlukta geçebildiðini gördü. Ve bu radyasyona, "X-ýþýnlarý" adýný verdi. Bugün dünyada Almanya dýþýnda (Almanya´da Röntgenstrahlen olarak adlandýrýlýyor) bu isimle anýlýyor. Bu, daha sonra insan vücudunun iç kýsmýný gösteren fotoðraflamada kullanýldý. 19. yüzyýl sonlarýna doðru savaþ alanlarýnda da kullanýlmaya baþladý..
.
.
<p align="center" SAKKARÝN.
Mucit: Fahlberg adýnda bir kimya öðrencisi .
Tarih: 1879.
Kaza: Kurallara uymama....
1879 yýlýnda Fahlberg adýndaki bir kimya öðrencisi, toluol (kömür katranýndaki hidrokarbon) türevlerini araþtýrýrken elindeki maddeyi tattý ve günümüzün yapay tatlandýrýcýsý sakkarin ortaya çýktý..
Diðer iki yapay tatlandýrýcý da kaza sonucu keþfedildi. 1937´de Illinois Üniversitesi öðrencilerinden Michael Sveda sigarasýný yaktý ve tatlý olduðunu tespit etti. Ve bu maddenin "cyclamate" olduðunu buldu. Nutra Svveet ise 1965 yýlýnda anti nükleer bileþimler araþtýrýlýrken keþfedildi....
.
.
<p align="center" GAMMA IÞINI PATLATICILARI.
Mucit: ABD hükümeti bilim adamlarý....
Tarih: 1969.
Kaza: Nükleer silah casusluðunun uzayýn bilinmeyenlerine kapý açmasý....
Sovyetler Birliði nükleer denemeleri sýnýrlandýrdýðýna dair anlaþmalar imzalamýþ olmasýna raðmen, ABD hükümeti bir türlü onlara güvenmiyordu. Ve bu yaklaþýmla, uzaya nükleer dedektörler taþýyan casus uydularý yolluyorlardý. Bu dedektörler çok hassastýlar ama ne yazýk ki yanlýþ hedeflendirilmiþlerdi... 1969 yýlýnda, "Vela 5"den bilgiler geldiðinde, bilim adamlarý bunlarda birtakým düzensizlikler ve yanlýþlýklar belirledi. Araþtýrmalar daha sonra da devam etti ve 1973 yýlýnda yayýmlanan sonuçlar, ABD´nin, Sovyetler Birliði´nin nükleer silahlarýný denemek için uzayda gerçekleþtirdiði 16 patlama hakkýnda ne düþündüðünü açýklýða kavuþturdu... Ancak sonralarý bunlarýn, gamma ýþýný patlamalarý olduðu anlaþýldý. Buna, gamma radyasyon enerjisi nedeniyle gerçekleþen, olaðanüstü büyüklükte galaktik patlamalar neden oluyordu. Tüm bunlara raðmen, konu halen gizemini koruyor... .
Bu yazýnýn hazýrlanmasýnda Focus dergisi kasým 1998 sayýsýndan istifade edilmiþtir.
Osman Demir Istanbul
Kardeþim bize de yazacak birþeyler býrak.Bütün sayfalarý doldurmuþsun.Böle de olmaz ki...!!!!
Merhaba arkadaþlar,nasýlsýnýz?
Kusura bakmayýn takýlamýyorum.Zira biraz sýkýntýlarýmýz var.Kafamýz onlarla meþgul.Eþimin saðlýk sorunlarý nedeniyle kafam rahat deðil.Bu yüzden beni baðýþlayýn.
Osmancýðým,kýzýlderililer hakkýnda yazdýklarýnda doðruluk payý var.Onlarýn bir kavmi var (ismi aklýmda kalmadý), onlarýn kullandýðýn yaklaþýk 150 kelime dilimzdeki kelimelerle ayný.Hem anlamlarý ayný hem de sesleri ayný.Aklýmda kalan sadece bir kelime var. O da "TEPE" kelimesi.
Ama adamlar ne kadar Türk onu bilemiyorum.Belki kavimler göçüne bakarsak ipuçlarý bulabiliriz.
Selamlar,saygýlar.
MUHARREM
____________________________
Yarabbi, sen bu ülkeyi hainlerden ve onlarýn oyunlarýndan uzak eyle!
ya ya ahmet kardeþ gordun mu ilmi olarak doðrulandý kýzýlderlilerin turk olduðu tepe yi bile kullanmýþlar.
Osman Demir Istanbul
KIZILDERELI HALK MUZIKLERI
http://www.sendspace.com/file/edzbam
Edited by - felsefefe on 01/05/2006 22:00:43
Osman Demir Istanbul
Dostlar,
Eeee Osmaným herhalde Muharrem Kýzýlderililerin Türk olduðunda ýsrarcý ve senin tezini destekleyecektir.
Aksi halde benim tezim devreye girecektir.O yüzden seni desyeklemesi gayet normal
Selamlar saygýlar
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-margin-top-alt: auto; mso-margin-bottom-alt: auto" "FONT-SIZE: 18pt; ; mso-bidi-font-size: 12.0pt" KOSOVADA MEHTER MARSI "FONT-SIZE: 18pt; " <o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " <o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " Osmanli tarihinin en buyuk zaferlerinden olan Kosova Meydan savasi 15 Haziran 1389 tarihinde kazanýlmýstý.Bu Turkler icin "mso-spacerun: yes" yeni bir donemin baslamasý "mso-spacerun: yes" ve beraberinde "mso-spacerun: yes" Avrupanin kapilarinin acilmasi demek oluyordu.Avrupa Birligine ne zaman girecegiz diyenlerin kulaklari cinlasin.Biz aslinda 617 yil once Avrupaya girmisiz.<o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " Kosova zaferinin "mso-spacerun: yes" kazanýldýgý gunun aksamýnda yani 15 Haziran 1389 da buyuk komutan Sultan Murad Hudavendigar bir Sirpli tarafindan sehit edilmisti. Kosovada Sultan Murad’in sehit edildigi yerde, Sultan Murad turbesi yapilmistir.<o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " <o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " Bizim icin cok onemli olan bu turbe gercekten cok kotu bir "mso-spacerun: yes" haldeydi. Izmir Balkan Dernekleri federasyonu ve Kosova Rumeli dernegi gibi bazi duyarli sivil toplum orgutlerinin israrli calismalari sonunda, "mso-spacerun: yes" harekete gecen "mso-spacerun: yes" Turizm ve Kultur bakanligimiz ve Diyanet isleri vakfi Turbenin restorasyonunu yaptilar ve Turbe yeniden hayat buldu.Emegi gecen herkese tesekkur ederiz.<o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " Bu turbenin acilisi "mso-spacerun: yes" 11 Haziranda veya Sultan Murad’in sehid edildigi 15 Haziran tarihinde Kosovada buyuk bir torenle ve Mehter marslari ile yapilacak.Turizm ve Kultur bakanimiz ve Diyanet isleri baskanimizin da oldugu bir grupla "mso-spacerun: yes" turbeyi acmaya Kosovaya gidiyoruz..Bu grupta kalabalik bir "mso-spacerun: yes" mehter takimimiz da olacak.Istanbuldan, Bursadan,izmirden ve Ankaradan "mso-spacerun: yes" cesitli Balkan derneklerimizin yoneticileride bu acilisa tam kadro geliyorlar. 11 veya 15 Haziranda acilis yapilacak Kosovadaki Sultan Murad turbesi acilisi icin Kosova Rumeli Dernegi , Kosova ve Makedonya yi icine alacak guzel bir Balkan gezisi "mso-spacerun: yes" planliyor. Balkan gezisi icin Kosova derneginden 7 Haziranda "mso-spacerun: yes" hareket edilecek.Bu arada bir ek bilgi de vermek istiyorum: Baskanligini eski cumhurbaskanimiz sn.Suleyman Demirel'in yaptigi Balkan Klubu 5 mayista Bosna - Hersekte toplaniyor.Bu geziyede Turkiyeden onemli kisiler katilacaklar. <o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " <o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " Nato "mso-spacerun: yes" Kosovaya "mso-spacerun: yes" 12 Haziranda girerek Sirplarin zulmune dur demisti.Kosovalilar bu gunu Kurtulus tarihi olarak kutlamaya hazirlaniyorlar.Ancak Kosovalilar bagimsizlik pesinde.Muhtemelen bu yil sonunda olacaklarý Bagimsizligi sabirsizlikla bekliyorlar.Kosova buyuk bir ihtimalle 2007 ye Bagimsiz bir devlet olarak girecekler.Bununla ilgili gorusmeler devam ediyor.Burada Turkiyeye buyuk gorev dusuyor..Tipki Makedonyayi ilk taniyan devlet oldugumuz gibi, Kosovayi da ilk taniyan ulke Turkiye olmalidir..Bu Turkiyenin hem tarihi gorevi "mso-spacerun: yes" ve hemde hakkidir diye dusunuyorum.Bu gun Kosovada 2 Turk bakan yardimcisi ve 3 Turk milletvekili vardir ve Kosovada 15 bin Turk yasiyor..Balkanlardaki kardes bir Kosova devleti Turkiyenin cikarinadir.<o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " <o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " 12-15 Haziran tarihlerinde Kosovanin ucuncu buyuk sehri olan "mso-spacerun: yes" Ferizaj da da icin ilginc kutlamalar olacak. Ferizay sehri ismini izmirli bir Turk beyinden aliyor.Bu Turk beyinin ismi Feriz beymis ve izmirden Kosovaya gitmis..Feriz beyin su andaki yasayan akrabalari ki Galatasayarin eski milli ve meshur futbolcusu ismail ile izmirde gorev yapan Dr.Halit beyler de Ferizaj'a gidecekler ve kutlamalar katilacaklar.Halen asli Ege universitesi kutuphanesinde olan 1944 yilinda izmir maliye hesap uzmani Suleyman Kulce tarafindan yazilan - Maresal Fevzi Cakmak'in Kosovadaki hatiralarinin da oldugu, "Firzovik Toplantisi ve Meþrutiyet" isimli kitapta bununla ilgili bilgileri bulabilirsiniz.<o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " <o</o
"FONT-SIZE: 10pt; " <o
</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " <o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " Rifat Sait<o</o
.
<p class="MsoNormal" style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt" "FONT-SIZE: 10pt; " ÝZMÝR BALKAN DERNEKLERÝ FEDERASYONU GENEL SEKRETERÝ<o</o
.
Osman Demir Istanbul
sevgili osman kýzýldereli yazýlarýn için gerçekten teþekkür ederim.tüm kardeþlerime ayrý ayrý selamlar.ancak osman kardeþim sana kýzgýným Bursaya geleceðim dedin bekledim hiç haber etmedin sakýn telefon deme zira hastanenin telefonunu kime sorsan söylerdi.kusura bakmayýn iþlerim çok yoðun siteye fazla giremiyorum.
Biz millet olarak neye sahip çýkabildikki kýzýlderelilere sahip çýkalým.Nebi ibrahim a.s. nereden Arabistana gitti bir düþünmek lazým.Nuh a.s ham ,sam,yafes isimli üç oðlundan insanlar tekrar züriyyet bulmadým?zaten bu sebeple nuh a.s ikinci ademde demiþler.Bütün turani kavimler ve büyük krallar hep yafesin çocuklarýndan olmuþ.bugün kendi ýrkdaþýmýz olan orta asya kökenli özbe öz amca çocuðu gibi olduðumuz türk milletinin bir boyu olan KÜTRlere dahi sahip çýkamamýþýz.Ah........biz tarihe yön vermiþiz amma tarih yazmaktan aciz bir milletiz Bu gün türklerin ilk bilinen atalarý olan Sümerlilere yabancýlar sahip çýkmakta biz sahip çýkamamaktayýz.
Dünyada kadýnýn tek fistan giydiði ülke veya millet türklerdir.Acaba hacer annemiz araplara bu fistan giyme ahlakýný AÐCAN GÝYÝMDENMÝ alýp götürdü?
Neyse mezar taþýyla övünülmez bu gün neredeyin ona bakmak lazým Biz asýrlardýr Hava annemizin adem a.s. dan kopyalandýðýný anlatýrýz amma araþtýrýpta ilmen otraya koyamayýz.Keza süleyman peygamberin a.s belkýsýn tahtýný getirdiðini anlatýrz amma bulamayýz,icat edemeyiz.Yarýn Amerikalýlar 6.filoyu ýþýnlamayla Ak denize indirirse ozaman görürüz dünyada lojistiðin ne olduðunu.
Hepinize selamlar.Ýnþallah bu sene Nizipte görüþürüz.
SEN BENDE BEN ÖLÜRSEM ÖLÜRSÜN
SEN ÖLÜRSEN BEN ZATEN ÖLÜRÜM
Lojistik deyince sen Ahmet Karadaðý hatýrla kardeþ
Kendisi en ünlü lojistikçidir.
Lojistik ne diyecek olursan
taþýma þekline göre deðiþir.
1- Nizip Halinde ( Hani taþýmaya çalýþýyorlar ya)sýrtýnda yük taþýrsa ona Hamal denir
2- Evrek mevrak taþýrsa ona Kurye denir.
3- Týrla kamyonla taþýrsa ona Nakliyeci denir.
4- Tüm bunlarýn hepsini yaparsa ona KURYE ÞÝRKETÝ denir.
Ýþte Ahmet Karadað ise o da bu þirkette çalýþýyor.
Kurye þirketinde
Bu ýþýnlama en çok onun iþine yarar
Aziz dost Ahmet Kardeþ
sen bu ýþýnlama iþine bir bak istersen.
Masrafsýz Kargo
Vallahi çok para kazanýrsýn.
Biliyorsun araç ve kurye masrafýný düþersen üfffffffffffffffffffff
Hep aldýðýn kar olur.
Yüzde yüz kazanç
Unutma ýþýnlama
Bak bunu baþka kargocular duymasýn
Aziz dost Bursaya bir kaç kez geldim ama kýsmet
sizi rahatsýz etmek istemedim.
Özür dilerim
Selamlar ve saygýlar
Osman Demir Istanbul
Dostlar öncelikle Osman Kardeþimin yazdýðý kavramlarý yeniden açýklamak gerekirse ;
Lojistik;Fransýzca bir kelime olup Geri hizmet anlamýna gelir.Günümüzde ise toplama,depolama,nakil ve daðýtým anlamýna gelir.
Diðer bir tabirle geri hizmettir.
Kurye;Genellikle elçilik postasýný yerine ulaþtýrmakla görevli kimse anlamýný taþýrsa da günümüzde emtiayý teslimatla görevli kiþi anlamýna gelir.
Nakliye; her türlü taþýma iþdir.
Kargo ise sözlük anlamý itibariyle bir yerden baþka bir yere taþýnan emtia anlamýna gelmekle birilikte biz bugün bu tanýmý;
belirlenen adresten alýnarak belirlenen adrese belirtilen sürede teslim edilen hertürlü emtiaya kargo adýný vermekteyiz.
Iþýnlama devreye girerse kargo veya kargoculuk diye bir olayda kalmayacaktýr.
Bilmem anlatabildimmi?(Umarým çok bilmiþ edasý taþýmamýþtýr.)
Selamlar Saygýlar