slm ben yeni üye oldum site gerçekten güzel bravo.....
slm ben yeni üye oldum site gerçekten güzel bravo.....
Konu nizipli_mehmet tarafýndan (02.08.07 Saat 14:49 ) deðiþtirilmiþtir.
selamün aleykümben yeni üye oldum.. ezo gelini gerçekten güzel yazmýþsýnýz
Konu nizipli_mehmet tarafýndan (02.08.07 Saat 14:50 ) deðiþtirilmiþtir.
a.s nursima
hoþgeldin
siteye
Konu nizipli_mehmet tarafýndan (02.08.07 Saat 14:50 ) deðiþtirilmiþtir.
ezo gelin güzel yazýlmýþ.bunun bir filmi var hiç ezo gelinin hayatýna benzemiyor deðilmi? cevabýnýzý bekliyorum
Konu nizipli_mehmet tarafýndan (02.08.07 Saat 14:51 ) deðiþtirilmiþtir.
muhammed fatih doðru söylüyorsun gerçekten benzemiyor...................
EZO GELÝN KÝMDÝR ?
Ezo Gelin'in asýl adý Zöhre Bozgeyik'tir. Nüfus Kaydý, Gaziantep'e baðlý Oðuzeli ilçesindedir. Ezo Gelin (Zöhre Bozgeyik), Oðuzeli'nin Uruþ (þimdiki adý Dokuzyol) köyünde doðmuþtur. Bozgeyikli Oymaðý'ndan Emir Dede'nin kýzýdýr. Annesinin adý Elif'tir. Üç kýz ve üç erkek kardeþi vardý. Kýz kardeþleri: Þehri, Sakine, Radiye. Erkek kardeþleri: Zeynel, Kenan, Bekir. Oðuzeli Nüfus Memurluðu'ndaki Nüfus Kayýt Örneði'nde, Ezo Gelin'in ölüm tarihi, ''Ekim 1956'' olarak düþülmüþtür.(Ezo Gelin'in doðduðu köyün adý olan Uruþ, eski ve yeni Türk lehçelerinde ''savaþ'' anlamýna gelir.) Ezo Gelin'in, Suriye topraklarýndaki Halep'e baðlý Carablus ilçesinin Bozhöyük köyünde bulunan höyükteki (yýðma tepedeki) mezar taþý yazýsý:
Fatiha: EMÝR DEDE KIZI EZO GELÝN Doðumu Türkiye'nin Gaziantep ilinin Oðuzeli iýçesinin Uruþ Köyü 1909. Ölümü 18 Mart 1952. Uzun zamandýr çektiði verem hastalýðýndan ve gurbetlik acýsýndan.(Ezo Gelin'in mezarýnýn bulunduðu höyük ve köy -Bozhöyük-, Türkiye sýnýrýna yarým saat uzaklýktadýr. Ezo Gelin, Oðuzeli'nin Beledin Köyü'nden Hanifi Açýkgöz ile ''deðiþik'' geleneðine göre evlenir: Hanifi Açýkgöz, halasý Hatice'yi (Hazik'i) Ezo'nun kardeþi Zeynel Bozgeyik'e verir, Ezo'yu (Zöhre'yi) eþ olarak alýr. Hanifi Açýkgöz ile Ezo Gelin, bir yýllýk evlilikten sonra ayrýlýrlar. Köyüne dönen Ezo Gelin, altý yýl dul oturur.
Ezo Gelin, çok kiþinin evlenme önerisini kabul etmez. kendini isteyen Barak Aðalarýnýn evlenme isteklerini de geri çevirir. Ezo Gelin, evlenmeme nedenlerini açýklamaz. Suriye'nin Kozbaþ Köyü'nde oturan teyzesinin oðlu Memey (Mehmet), sýk sýk dünürcü (görücü) göndererek istetir Ezo Gelin'i. Ezo'nun Suriye'ye gelin gitmek istemediðini iþiten görücü kadýnlar, Ezo Gelin'in evlenmesi için inandýrýcý konuþurlar: ''Güzel kýzým, hiç merak etme. Memey'in nüfus kaydý Türkiye'dedir. Evlendikten az bir zaman sonra Türkiye'ye göç edersiniz. Biliyorsun Barak'ta, Suriye'den gelen birçok mülteci vardýr. Biz seni gurbet ellerinde hiç yakar mýyýz?...Bize güven. Biz akrabalar, senin kötülüðünü istemeyiz.'' Üstelemelerden, kezlerce konuþmadan sonra, evlenmeyi uygun bulan Ezo, þöyle der: ''Sözlerinize inanýyorum. Yalnýz korktuðum baþýma gelirse?... Ya Memey Türkiye'ye mülteci olarak gelmezse, benim halim nice olur? ...Zaten birinci kocamdan boþandým. Þimdi de ikinciden mi boþanayým? Boþanma olmazsa, Suriye'de ölünceye kadar kalýp Türkiye'ye, akrabalara hasret mi kalacaðým?... Talihim zaten karadýr. Orada ölürsem, ölüm bile Türkiye'ye hasret kalýr. Ne diyeceðimi bilemiyorum. Siz ne derseniz o olsun. benim çabalarým para etmiyor. Ezo, nasýl olsa bir defa yandý. Bin defa yanacak deðil ya...'' Ezo'nun güzel gözlerinden birkaç damla gözyaþý, gül rengi yanaklarýna dökülürken fýsýldarcasýna ''Evet'' der.Ezo Gelin'i götürenler , akþam karanlýðýndan yararlanarak, sýnýrý bekleyen askerlere görünmeden Suriye'ye ayak basarlar. Geldikleri Kozbaþ Köyü'nde düðün dernek yapýlmaz. Yörenin göreneðine göre dul kadýn ve dul erkek için eðlenti yapýlmaz... Sessizce imam nikahý kýyýlýr. Böylece Ezo, Suriye'nin Carablus Ýlçesi'nin Kozbaþ Köyü'ne gelin gider. Sonra oradan, Lüle Köyü'ne taþýnýrlar.Ezo Gelin'in ikinci evlenmesi de ''deðiþik usulü'' olur... Ezo'nun teyzeoðlu Memey, bacýsý Selvi'yi Zeynel Bozgeyik'e verir, kendisi Ezo'yu alýr.
(''Deðiþik usulü'' evlenme olgusunu sonra açýklayacaðým.) Memey ile Ezo'nun aile kurmasý, ikisinin de ''deðiþik'' yoluyla yaptýklarý ikinci evlenmeleridir.Ezo, gurbetlik acýsýna dayanamaz. Ara sýra köyündeki yakýnlarýný görmek amacýyla Suriye sýnýrýný gizlice geçerek, Uruþ (Dokuzyol) köyüne gelir. Türkiye'ye her geliþinde, biraz daha yýpranmýþ, daha süzülmüþ ve üzgün görünür. Nedenini soranlara: ''Gurbetliðe fazla dayanamýyorum. köydeki hýsým akrabalarý göresim geliyor. Ne de olsa burasý eski vataným. Nedense Suriye'yi hiç sevemiyorum. Ah Türkiye'nin gözünü seveyim! Vasa öleydim, tek Türkiye'de kalaydým. Ýlle vatan, ille vatan.'' Ýlk kocasýndan çocuðu olmayan Ezo Gelin'in, ikinci eþinden altý kýz çocuðu olur.Ezo Gelin'in gül yüzü, portakal rengine döner... Yýllardan beri ayakta çektiði hastalýk, onu güçsüzleþtirir, çok zayýflar, yataða düþer. Ara sýra aðzýndan kan gelir. Gözleri de pek iyi görmez. Birkaç kez hekimlere görünür ancak yoksulluktan ilaçlarý düzenli olarak alamaz. Kendine bakamaz. 1952 yýlýnýn Mart ayýnda, Lüle Köyü'ndeki tek odalý kerpiç evini de yataktan kalkamaz... Ezo Gelin, 18 Mart Cuma günü gece yarýsý, ''ince hastalýk'' dedikleri Verem'den ölür. Özlemi, acýyý, yabancýlýðý içinde götürür Ezo Gelin... Ozan Kemalettin Kamu'nun dediði gibi: ''Gurbet o kadar acý ki, / Ne varsa içimde. / Hepsi bana yabancý, / Hepsi baþka biçimde.''Ezo Gelin, arada bir yükseklere çýkar, Türkiye'ye doðru aðlayarak bakarmýþ... Saðlýðýnda kocasý Memey'e, ölüsünün, Bozhöyük Köyü'ndeki höyüðün baþýna gömülmesini yalvara yalvara söylermiþ... ''Hiç olmazsa mezarým Türkiye'den gözüksün. Ben doyana kadar Türkiye'ye bakmadým, mezarým baksýn. Ben seyretmezsem bile mezarýmýn taþý topraðý Türkiye'yi seyretsin.''dermiþ Ezo Gelin. Ezo'nun vasiyeti yerine getirilerek, Lüle Köyü'nden alýnan ölüsü, Bozhöyük Köyü'ndeki höyüðün üstüne gömülür. Ezo Gelin'in gömütü, Suriye'nin sýnýr boyundaki topraklarýndan ve Türkiye'nin sýnýra birkaç saat uzaklýktaki köylerinden, beyaz bir benek gibi görünmektedir.Ezo Gelin'in yaþamý, acýmasýz doða koþullarý, kapitalist düzenin getirdiði ekonomik açmazlar ve feodal düzenin töresel baskýlarý arasýnda sýkýþýp kalmýþ kadýnlarýmýzýn göðüsledikleri çilelerin öyküsüdür... Kadýnlarýmýz, geri býrakýlmýþlýða ve geliþmelerini engelleyen törelere baþkaldýrabildiklerinde, kurtuluþa varacaklar.
Ezo Gelin Konusunda Çekilen Filmler
Ezo Gelin'in ilgili üç film çekildi. Orhan Elmas, ozan Behçet Kemal Çaðlar'ýn öyküsünden esinlenerek, Ezo Gelin'i iki kez filme aldý... Birincisini 1955'de ''Ezo Gelin Alevden Gömlek'' adýyla çekti, ikincisini ise 1968'de beyazperdeye getirdi. (1968'de çekilen ''Ezo Gelin'' filmi, 1969 yýlýndaki 1. Adana Altýn Koza Film ve Sanat Þenliði'nde, en iyi ikinci film ve en iyi kadýn oyuncu -Fatma Girik- ödüllerini kazandý.) 1973'de Feyzi Tuna, Ezo Gelin'i üçüncü kez, renkli olarak filme çekti.Çekilen filmlerin hiçbiri, gerçek Ezo Gelin'i anlatamamýþtýr... Bu filmler, halkta, Ezo Gelin'in düþ ürünü olduðu düþüncesini uyandýrmýþtýr.
Plaklara Okunan Ezo Gelin Türküleri
Barak Ovasý'nda ve köylerinde, Ezo Gelin için söylenen birçok türkü var. Bu türküler, Suriye'nin sýnýr köylerinde de söylenegelmekte. Yazýyý fazla uzatmamak amacýyla Ezo Gelin Türküleri'ni sýnýrlandýrmam gerekiyor... Notaya alýnmýþ ve plaklara okunmuþ dört Ezo Gelin türküsünü aktarýyorum:1936'da, Nizip Ýlçesi'ne baðlý izan Köyü'nden Bekir Karaduman'ýn oluþturup ezgilediði ilk Ezo gelin Türküsü'nü, Ferruh Arsunar (1908-1965) notaya almýþtýr. Ýzan'lý Bekir Karaduman'dan aðýtý nasýl yaktýðýný öðrenelim:''Türküyü 1936 yýlýnda ben yaktým. Ezo Gelin'i isteyenler çoðalýyordu. Lakin Ezo'nun bir kimseye gönül vermeyiþi birçoklarýnýn da cesaretini kýrýyordu. Gaziantep'te Kalelilerin Kahvesinde Barak köylerinden birkaç kiþi oturuyorduk. Söz dolanýp dolaþýp Ezo Gelin'e intikal etti. Dostlarýmdan biri Alagöz köyünden Þaban oðlu Resül Alagöz idi. Diðerleri Türkyurdu köyünden Ali hoca (Ali Aksoy þimdi ölüdür.) Aramýzda arz edeceðim konuþma münakaþa konusu oldu. Resül Aða, Ali Hoca'ya bu Ezo Kadýn niçin kimseyi istemiyor dedi. Duruma müdahale eden Hoca ise Ezo'nun çok onurlu ve herkesin evlenme teklifini kabul etmediðini ifade eyliyor. Bu meyalde Resul Aða, Ali Aksoy'a muhatap olarak bu muhitte sevilen bir kimse olduðunuza göre acaba size verirler mi? Evet cevabýný alýnca ben ve Resül Aða bir otomobil tutarak Ezo Gelin'i Ali Hoca'ya istemek için üçümüz beraber Uruþ Köyüne hareket ettik. Üzerimizdeki bütün paralarý Ali Hoca iddiasýnda baþarýlý olduðu takdirde kendisinde kalmak üzere teklif ettik. Teklifimizi kabul ederek paralarý aldý. Uruþ Köyünün Harman yerine vardýðýmýzda köy bekçisi Celle Halef karþýmýzdan geldi. Birde baktýk ki köyden gelen bir kalabalýk çýkmýþ Tilsevet Köyünün yoluna doðru gidiyor. Bu kalabalýðýn ne olduðunu Celle Halef'e sorduðumuzda bize aynen þöyle dedi: ''Bu köye neye geldiðiniz anlýyorum. Aradýðýnýz iþte gidiyor. Boþa geldiniz'' dedi. Parmaðý ilede gidenleri göstererek iþte Ezo Suriye'ye gidiyor der demez tepemizden vurulmuþa döndük... Otomobili Ezo'nun gitmekte olduðu kalabalýða yetiþmek için o tarafa çevirdik. Resul Aða, Ali Hoca'ya dönerek: ''Ezo'yu istedin, Ezo gitti; Murat'a (Fýrat) dönsen suyu kurur. Ezo Gelin þu mýntýkada yaþayýp gidiyordu. Senin niyetin onu da baþka ellere attý'' dedi. Ezo'yu götüren kalabalýða yetiþtik. Gelin alayý yayan gidiyordu. Ezo gelin, meyus ve çok üzüntülü bir þekilde götürücüler arasýnda yürüyordu. Otomobille biraz ileri giderek sadece bir defa daha Ezo Gelin'in yüzünü görebilmek için otomobilin tekeri patlamýþ numarasýný düþünebildik. Böylece bir defa daha Ezo'yu görebilme mutluluðuna eriþtik. Ondan sonra gayet üzgün bir halde, Ali Hoca'nýn yüzünden düþen sinek sanki bin parça oluyordu. Tilsevet, Gemlik, Mýkbýlý üzerinden köyümüz olan izan'a geldik. Zaten vakit akþam olmuþtu. Resul Aða ile Ali Hoca'yý misafir ettim. Çeþitli meze ile donatýlmýþ içki sofrasýna davet eyliyerek oturttum. iþte tam bu sýrada Ezo Gelin'in namutenahi güzelliðinden mülhem alarak þudört kýtalýk güfteyi kaleme alarak Resul'ün içki bardaðýna koydum.Güftenin metni aynen þöyle idi:
Turnayý uçurdum URUÞ köyünden,
TÝLSEVET Gölüne battý mý dersin?
Bir haber alamadým ZAMBUR ýÜüköyünden,
ÞiBiP'e telinden attý mý dersin? (1)
Hele DEVEHÖVÜK geçit yeridir, (2)
BOZHÖVÜK'te gümanýmýn biridir. (3)
Alýp giden Türkmenlerin eridir,
Bu gece Kozbaþ'ta yattý mý dersin?
Önünde SACIR (4) var, geçmez orayý,
Hep avcýlar arar bahtý karayý.
ÞAiNE, KÜLLÜ'yü hem ZUGARA'yý, (5)
Bu üç köyü þavký tuttu mu dersin?
Mallarým kaçaktýr, varma gümrüðe,
Geç KARAKUVU'dan, otur DÜÐNÜÐ'e, (6)
Dön ha Ezo, dön ha eski yurduna,
Sahiplerin seni sattý mý dersin?
Not:
1-Uruþ, Tilsevet, Þibip; Oðuzeli'ne baðlý Barak Köyleridir.
2-Devehöyük, Oðuzeli ilçesine baðlý sýnýr boyunda bir köydür.
3-Bozhöyük, Ezo Gelin'in Suriye'de mezarýnýn bulunduðu bir köydür.
4-Oðuzeli ilçesi topraklarýndan geçen bir çaydýr. Suriye topraklarýna girdikten sonra FýratNehrine karþýr. (...)
5-Þaine, Küllü, Zugara; Suriye'de Carablus'a baðlý sýnýr köyleridir.
6-Düðnüð, Karakuyu; Suriye sýnýr köylerindendir.'' (Mehmet Solmaz, Ezo Gelin, s.41 , 42, 43.)
Malatyalý Fahri Kayahan'ýn plaða okuduðu Ezo Gelin Türküsü'nün kimden alýndýðý bilinmiyor...
Anonim -halkýn malý- bir türkü olarak söylenmekte. Ancak türkünün, 19301936 yýllarý arasýnda ortaya çýktýðý kabul edilmektedir... Çünkü bu tarihler, Ezo'nun ününün yaygýnlaþtýðý süredir.Malatyalý Fahri Kayahan'ýn sesinden, plaða geçirilen türkü:
''Ezo Gelin benim olsan seni vermem feleðe,
Güzel yosmam baþýn için salma beni dileðe,
Anasý huridirde kendi benzer meleðe
Nen eylede ah! bahtý karam neneyle, neneyle...
Çýk Suriye daðlarýna bizim ele eleyle,
Gel bahtý karam gel, sýladan ayrý yazýlým gel...
Ezo Gelin çýk Suriye daðlarýnýn baþýna,
Güneþ vursun da kemerinin kaþýna kaþýna.
Bizi kýnýyanýn bu ayrýlýk gelsin baþýna baþýna,
Nen eylede ah! bahtý karam neneyle, neneyle...
Çýk Suriye daðlarýna bizim ele eleyle
yüregine saglik kardesim cok güzel yorumlamissin kamil cetintas.......sevgiler nizipbe
Bazý arkadaþlar tvdeki ezo gelini kýnýylar,
çok ayip ediyler. Nurgül kýnancak bir arvat mý?Aþkolsun size. Ben de sizi kýniym. Küstüm hýnh