Arkadaþlar hikayemize kaldýðýmýz yerden devam. Bakýyorum Abdullah Palazýn hayraný oluverdiniz. Diðer üyeler okumuyor sanýrým. Ben tüm üyelerin okumasýný beklerdim. Neyse biz< iþimize bakalým. Bakalým Abdullah Palaz bu sefer neler yapacak....
Benim atalarýmda bu memleket için savaþmýstýr. cenk etmiþtir.o zaman bizim bunlardanda suçumuzun olmasý mý gerekir?"
"yok, sizin bunlardan suçunuz olmaz. size bunlardan birsey demezler,bize derler. bu yüzdende bana ceza verirler."
"neden?"
"çünkü bana kominist diyorlar."
"kominist ne demek aðam?"
"iþte bu anlattýklarýmýn, yazdýklarým, düþüncelerim koministlik oluyor."
ben bu "kominist" sözünü yeni duyuyordum.
Güldüm:
"O zaman demek ki, bende koministim de haberim yokmus."
bu kezde o dev gibi adam güldü:
"yok olmaz öyle sey.çünkü sen haksýzlýklarýn üzerine silahla gidiyorsun. insan sevgisini, haksýzlýk yapaný öldürerek göstermek istiyorsun. ben bu iþi kalemimle yapýyorum. kalemimle anlatýyorum.senin silahýn patladýgý yerde kalýr, benim kalemimse bu haksýzlýklarý anlatarak, bir gün bu düzeni patlatýr, anladýn mý?"
hiç bir sey anlamamýstým, ama bu dev gibi yiðit adamý çok sevmiþtim.
artýk koguþta çok iyi bir halimiz olmustu. o geçmiþ acýlarý unutmaya çalýsýyoruz, yiyoruz içiyoruz, paramýz herþeyimiz var. odamýza idareciler gelmeye baþladý.onlarýda agýrlýyoruz. yediriyoruz, içiriyoruz. iyi bir ortam sagladýk. yanlýz dige mahkumlarla pek görüþmüyoruz. içerde neler oluyor,neler bitiyor pek haberimiz yok. Nazým baba günde on dakk konusuyosa, onbeþ saat yazý yazýyor. bide okuyor yzdýklarýný. okuduklarýný yavas yavas anlamaya basladýk.söyledigi sözler çok hoþumuza gidiyor. bu arada ben avukatým vasýtasýyla Nazým baba'nýn yazdýgý yazýlarý dýþarý çýkarýyorum, söyledigi adrese yada kiþilere gönderiyorum. savcýya söz verdigimiz için diger mahkumlar arasýnapek karýþmýyorduk. o nedenlede iþte, neler oluyor, neler bitiyor pek haberimiz olmuyordu..
duyduk ki Feri köylü Ýbrahim diye biri varmýþ.bu ikinci müdür gibi davranýrmýs.Etrafýnda sekiz on kiþi varmýs. uyusturucu, kumar, içki iþleri yapýyor,ceza evini haraca kesiyormus.yanýndakilere *****ý hapý veriyor,karsý gelenin üzerine salýyormus. ben þimdi bu Feriköylü'ye fena halde içerlemeye baþladým. fakir mahkumu eziyor, parasýný alýyor, kumara zorluyor, ceza evinin herseyine el koyuyormuþ. fitilli ocaklar bunun tarafýndan kiraya veriliyor, berber bunun adýna çalýsýyor falan filan iþte. ben þimdi buna dalýcam dalmasýnada, Nazým baba, va onun yanýnda olmaz bu iþ..
iþte tam o sýrada Ankara'dan gelen bir emirle Nazým baba'yý bizm koðuþtan aldýlar.
yeni bölümmmmmmmmmmmm
iþte tam o sýrada Ankara'dan gelen bir emirle Nazým baba'yý bizim koguþtan aldýlar.arkadaslara dedim:
"baba bizimle birlikte olursa bir sey yapmayacaðýmýza söz vermiþtik. þimdi babayý aldýlar.kavil bozuldu. bizden günah gitti. artýk tan anlamý ile bagýmsýzýz. önce bize yapýlanlarýn acýsýný, arkadaslarýmýzýn intikamýný almalýyýz. sonrada bu feri köylü denen adam kimse, onada bir ders vermeliyiz. "
Þimdi, Nazým baba bizim koðuþtan gitti ya, o zamana kadar bizim kogusa ne Feriköylü,nede bir baþkasý gelebiliyordu.. ama baba gidince, daha aradan 3 saat geçmeden, Feriköylü yanýnda 8, 10 adamý ile bizim kogusan kapýsýna dikildi..
"siz "dedi. "kötü haller gösteriyorsunuz.çok ileri gidiyorsunuz.beni tanýmýyorsunuz.bende izin almdan bir þeyler yapýyorsunuz.bu hapisanede benden izin olmadan kuþ bile uçamaz.yoksa hepiniz yakarým."
ayaga kalktým.üzerimde hiç bir alet yok.bunlar on kiþi varlar.Feri köylü'ye yaklaþýrken, idamlýk koca Mustafa ömüme geçti.beni kenara çekti.sonra Feriköylü'ye:
"ibrahim bey." dedi."sen bize daha evvel bilgi vermdin.biz buranýn yabancýsýyýz.senin sözündekanundur. bundan sonra yanlýþ iþler olmaz."
Ýdamlýk Koca Mustafa,hem bizim rahat ortamýmýzý bozmak istemiyordu,hemde hiç birimizde alet olmadýgý için sekiz on adamla duallo yapmamýzý uygun bulmuyordu.nede olsa tecrübeli bir mahkumdu.oysa ölüm ölümdü.Koca Mustafa, býraksa hepsine birden dalacaktým.diþlerim ile bir ikisinin bogazýný keserdimde,genede yemezdim bu Feriköylü denen itin sözlerini.ama Koca Mustafa'yý saydým ses etmedim.
Feriköylü giderken:
"fitilli ocagý benden izin almadan almýssýnýz. onu gri alýyorum."dedi.
ve müdürün bize verdigi ocagý çekip aldý.
ben delirmiþ gibiydim. idamlýk Mustafa'ya:
"iyimi oldu Mustafa agbi?"dedim. "herif bizi rezil etti."
"iyi oldu Abdullah,bir kere bizim silahýmýz yok.ikincisi adam idarenin adamý. o þimdi bizi sindi sanýyor.bundan sonra bizim üstümüze tedbirsiz gelir. iþte ozamn bitirriiz iþini.sen merak etme.."
ocagýn alýnmasý iþini Nazým baba, duymuþ. tutup idareye bir dilekçe vererek ocagýn bize geri verilmesin istedi.bunun üzerine müdür geldi, ocagý alma için Feriköylü'nün kýsmýna gitti. ama Feriköylü,müdüre ocagý vermedi. birde adamlarýna ufak bir isyan çýkarttý.bunun adamlarý voltaya çýkýp bagýrdýlar:
"koministlere, Türkiye alehine casusluk yapanlara ocak verilmez."
þu iþe bak! bir ocak amak vatan hainligi oluyor. ama iþte bu hareketi ile Feriköylü de idam kararýný almýþ oldu.. artýk onu kimse kurtaramazdý. ne adamlarý nede onun kuklasý olmus idare..
Nazým baba gidince, bizim koðuþa Bursalý Kasapbaþý Mustafa'nýn oglu Þadan ile Trabzon'lu alibey'i vermiþlerdi. her ikiside yiðit delikalý insanlardý. Þadan, lisesonda iken ******* iþlemiþ cezaevine girmiþti. daha koðuþa gelir gelmez kanlarýmýz birbirine kaynadý. aþagý yukarý akrandýkta.Þadan'da bu iþi ögrenince içerledi.
"öldürelim"dedi. "bitirelim bu pisliklerin iþini"
diger arkadaslarda ayný karardaydýk. ancak silah meselesi çözülmedigi için biraz daha beklemeye karar veridik. gerçi bu arada bizim fitilli ocakta geri gelmiþti ama, Feriköylü ocagý almakla bizm raconumuzu bozmuþtu. bu hareketi cezasýz kalamzdý.
babam, konya'dan beri beni ziyaret etmemiþt. bir gün çýkýp geldi. Kasap baþý Mustafa'dan on adet koç almýþ. bunlarýn sekizini ceza evine verdi. ikisinide bizim kogusa. ben babamla görüþ yaparken, arkadaslarda koçlarý parçalamýþ, kiraladýklarý 4 adet fitilli ocakta kavurma yapmaya baþlamýslardý. bir yandanda sofrayý düzenliyorlar. keyifleri yerine gelmiþ durumda. birbirleri ile sakalasýyorlar, türkü söylüyorlar, zulalardaki içkileride cýkarmýþlar, alemin baþlamasý için benimde görüþtengelmemi bekliyorlar. onlar böyle neseli neseli hazýrlýk yaparken Feriköylü kapýya dikiliyor:
"verin bakalým kiraladýgýnýz ocaklarý.hem benden habersiz olarak koç alýyorsunuz,hemde benim opcaklarýmda piþiriyorsunuz.birde türkü söylüyorsunuz.benden izn almadan hiç bir seyin olmayacagýný hala ögrenemediniz mi?"
Feriköylü silahlý, adamlarý silahli. yapacak bir þey yok.bizimkiler ses etmiyorlar.bütün ocaklarý cekip almýþ, bizmkiler rica eder olmuþlar:
"kavurma yapýyorduk,bari piþsinde ondan sonra al."
"kim dedi size koç kesin diye? banami danýýstýnýz?"
Feriköylü, imralý'da *******ten yatarken bir sandalla firar etmiþ.Bandýrma'ya kadar kürekle gelmiþ.ordan Balýk esire geçmiþ orda yaklalanmýþtý.idareye yaptýgý tüm pisliklerden pay veriyordu.herþey onundu içerde, *****,uyuusturucu,fitilli ocaklar hatta berberde tras olmak bile.ben koguþa dönünce olayý ögrendim.etler öylece, kýpkýrmýz duruyordu.
"eee! vakti zamaný geldi bu iþin" dedim."bu köpegi artýk bitirmeliyz."
idamlýk Koca Mustafa "daha silahýmýz yok "dedi.kapýda bekleyen hizmetli arkadasa seslendim:
"getir bakalým, babamýzýn getirdigi pekmez tenekesini."
babam bir tenekede pekmez getirmiþt. tenekeyi açtým, içindeki pekmezi kaplara çanaklara döktüm.herkez ne yapýyorum diye merakla bana bakýyordu.boþ tenekeyi bir güzel yýkadým.sonra tenekenin dibni ortadan kestim.istavroz gibi bir kesik daha yaptým.tenekenin dibi ksildi ama altýnda bir dip daha vardý.iþte o dibin üstünde beze sarýlý bir paket duruyordu. paketi aldým, öptüm baþýma koydum.
"iþte rabbilaleminin hediyesi aðalar".dedim.
paketin içinde bir belçika 14'lüsü silah, üç adet týð bibi kama ve þarjörün dýþýnda onbeþ adet de mermi çýktý. silahý belime taktým ve bagýrdým:
"Feriköylü! Feriköylü! köyünün ecdadýný gösterecem sana.."
ama idamlýk mustafa, hemen iþe müdahale etti.
"dur bakalým Abdullah. öyle yagma yok. kim iþi bitirecekse kura cekicez. kura kime çýkarsa iþi o bitirir.."
"olmaz"dedim."bu iþ benim iþimdir,o benim aþýma el koymuþtur, beni madara etmiþtir.bu iþi ben bitirecegim."
"hepimizin þahsi iþidir bu Abdullah.fark etmez kime çýkarsa kura o bititir iþi."
diger arkadaslarda idamlýk gibi düþününce, benim yapacak bir seyim kalmadý.hepimizin adýný birer kagýda yazýp,kagýtlarý dürdük ve bir taþýn içine koyup karýstýrdýk..
Trabzonlu ali bey,
"hadi bakalým Abdullah, çek bir kaðýt"dedi.
besmele okuyarak,
"rabilalemin bana nasip et."deyip bir kaðýt aldým tasýn içinden.
ellerim titriyordu heyecandan,bana çýkmasý için nasýl dua ediyordum.kagýdý açtým:
"tamam"dedim."bana çýktý.rabbilalemin bana nasip etti"
idamlýk koca mustafa elime yapýþtý.gülüyordu:
"ver bakalým þu kagýdý birde biz görelim Abdullah."
kagýdý aldý okudu:
"Trabzon'lu Alibey!"
ben kýpkýrmýzý oldum.yaptýgým hileden utandým.ama Alibey benim utanmamýn farkýnda bile degildi.