Ne görüyorsun?
Orada, karlar üzerinde yýrtýk pabuçlarýyla okula giden çocuklar var. Önlüksüz, deftersiz, kitapsýz...
Orada dað yollarýnda doðuran anneler var...
Orada annesinin memesinden süt yerine kan emen bebeler var...
Orada, gözleri hep bir iþ umudunda sönen, evine her akþam ekmeksiz dönen, yüreði utanç mengenesine sýkýþmýþ babalar var...
Orada çocuklarýný avutmak için tenceresinde aþ yerine taþ kaynatan anneler var.
Orada kapýsýný soðuk rüzgarlardan baþka kimsenin çalmadýðý, açmadýðý garipler var...
Yaþlýlar, dullar, yetimler, yatalak hastalar var.
Doktorsuz, ilaçsýz, mezar sessizliðindeki evlerinde kuþatýlmýþ bir nice insan var orada...
Çöplüklerde ekmek arayanlar var...
Dur ve bak etrafýna...
Isýnamayanlar, aylarca et görmeyenler, bir lokma ekmek için çamurlara bulananlar var orada...
Gör onlarý...
Önce gör!
Görmezsen mes'ulsün çünkü...
Bir beldede açlýktan ölse bir kiþi, tüm þehrin insanlarý sorumlu tutulur onun ölümünden... diyor Allah'ýn Rasulü...
Gör, çünkü "komþusu açken tok sabahlayan bizden deðildir" diyor.
Gör ve aðla, Ömer bin Abdülaziz gibi:
"Ümmet içindeki açlarýn, fakirlerin, hasta olup ilaç bulamayanlarýn, sýrtýna giyecek elbisesi olmayanlarýn derdine düþen, Ömer bin Abdülaziz.
Ömer bin Abdülaziz gibi aðla ve sor:
"Ya yarýn hesap gününde Rabbim bunlar için beni sorguya çekerse, Rasululllah bunlar için bana serzeniþte bulunursa ben nasýl cevap vereceðim."
Çünkü sorulacaksýn!
Gör ve ulaþ Fatih gibi kuytu sokaklarýna þehrin...
Yýkýlmýþ hanümanlarý bul, mahcub gönüllere var, vakýf vakýf tutuþtur sönmüþ ocaklarý...
Bezmi Alem, Gülnuþ Sultan ol, kanat ger, fukara hastacýklara, sebil ol, susuzluktan dudaðý çatlamýþlara...
Gör onlarý, çünkü "Beni kalbi kýrýklarýn yanýnda ara" diyor Rabbin!
Rabbine bir yakýnlýk bulmak için gör!
Gör ve paylaþ!
Paylaþacak neyin varsa...
Mal, mülk toplayýp, üstüne oturanlarý kýnýyor Yaratan...
"Yazýklar olsun" diyor toplayýp toplayýp sayanlara...
Karunlaþanlara yazýklar olsun!
Malýný mülkünü putlaþtýranlara!
Karunlaþanlar yerin d***** geçiyor Kur'anýmýza göre...
Elini sýkýp yalayanlara yazýklar olsun!
Yetimi itip kakanlara...
Muhtaçlara hor bakanlara...
Yazýklar olsun!
Unutma:
Bir melek iner her gün göklerden
Dua eder paylaþanlar için... "Ýhsan et Rabbim, yenisini ihsan et" diye...
Ve bir melek yönelir Rezzak-ý Aleme, "telef et nesi varsa cimrilik edenin, telef et!" diye seslenir.
Kefenin cebi yok unutma...
Paylaþ!
Hiç olmazsa tebessümünü paylaþ!
Bir tebessüm býrak geride. Yüreklerde...
Cömertliðinden iz kalsýn!
Sevinç taþý insanlarýn yüreðine, ümid taþý!
Ekmeðini paylaþ...
Sofraný paylaþ!
Rýzký veren pay ayýrmýþ sofrandan.
Mahrum için, yetim için, esir için, yolda kalanlar için, borçlu olanlar için, can pazarýna çýkanlar için...
"Hepiniz fakirsiniz" diyor Yaratan...
Her þey bir varmýþ, bir yokmuþ O'nun nazarýnda...
Yunus gibi bakarsan þayet
Mal da yalan mülk de yalan
Gel biraz da sen oyalan...
Sadece fakirler deðil...
Herkes fakir... Sen, ben, o
Yaratan'ý unutmazsan!
Yaratan'a bak, kendine bak!
Bir kader tablosundan baþka nedir yaþadýðýn?
Hayat imtihanýnda iki insan;
Ya sen muhtaç olsaydýn, ve muhtaç sen olsaydýn!
Paylaþ ki yüreðin büyüsün.
Fakirliðe düþeceðim diye korkmadan paylaþ.
Paylaþ ki Rabbin "sevilenler" kervanýna katýlasýn!
Ver!
Ver çünkü,
"Ver" diye sesleniyor Yaratan...
"Ver" diye sesleniyor Kur'an...
Ver çünkü, "Ver" dedi sana her þeyi veren... Nefes alýp vermeyi, görmeyi, tutmayý, tebessüm etmeyi... Canýný, malýný... þu nur yüzle bebeleri... þu bað bahçeleri... þu saray yavrusu evleri, apartmanlarý, gökleri, yeri...
Kapat gözlerini, ne kadar fakirsin, gör!
Bir göz alabilir misin zenginliðinle, ya bir kalb, ya bir akýl, ya bir hafýza...
Nasýl bulursun eþinin ismini, nasýl tanýrsýn çocuðunun yüzünü, hafýzan silinirse?
Ver çünkü "Allah bu dünyaya zayýflarýn duasý sebebi ile yardým eder"diyor Rahmet Peygamberi...
Ver ve güzel ver!
Çünkü
"Sadakalarý Allah alýr" diyor Kelam-ý Kadim!
Sadakalarý Allah alýyor, sakýn unutma!
Yaratan'a vermek nasýl olursa öyle ver...
Edeble ver. Þükranla ver. Gözlerinin içi gülerek ver. Yüreklere sevinç taþýyarak ver.
Hakk'ýn rahmet nazarýna ma'kes olarak ver.
Sað elin verdiðini sol elin duymayacak kadar...
Sadaka taþlarýnýn o eþsiz nezaketi içinde...
Yaðmur gibi ver, güneþ gibi ver, toprak gibi ver...
Kibirsiz ol verirken..
Baþa kakmadan ver!
Mihnet yüklemeden!
Aþaðýlamadan, hor görmeden ver!
Kendini onun yerine koyarak ver... Duygularýný paylaþarak ver!
Allah'ýn lütfunu paylaþan iki kul gibi ver.
Malýnýn içinde saklanmýþ hakký iade eder gibi...
Arýnma duygusuyla ver!
Paran arýnsýn, buðdayýn arýnsýn, malýn mülkün arýnsýn, yüreðin arýnsýn!
Bir Müslümanýn yufka yüreði ile kuþatýrcasýna ver!
Þefkatle, sevgiyle, çaðlayanlar gibi ver!
Bir mü'minin edebi içinde ver!
Rabbin buyruðuna bütün kalbinle katýlýrcasýna ver.
Yarým hurma ile olsun ateþten korunurcasýna ver.
Sevdiklerinden ver.
Severek ver!
Ýyiliklerle, güzelliklerle, Rabbin rahmeti ile buluþma niyetiyle, yüz aydýnlýðý için ver, gönlünde sevinç pýrýltýlarý ile buluþmak için ver...
Kazalara belalara zýrh olsun diye ver.
Kurtlanmýþ fasulyeyi verme, çürümüþ domatesi, kokmuþ eti, atýlacak elbiseyi verme...
Seni iðrendirecek olaný verme...
Yarýn senin sofrana konulacak olaný, üzerine giyeceðin þeyleri ver...
Verdiklerin ahiret azýðýn olsun...
Cennet sofrana konsun.
Erteleme ver!
"Erteleyenler helak oldu" diyor Kutlu Önder'in...
Yarýn verecek zamanýn olmayabilir...
Bak nasýl da göçüp gidiyor ansýzýn kafileler...
Daðlar gibi malý mülkü býrakarak...
"Kýsa bir süre ver Rabbim" diyeceðin anlar gelecek, "sadaka verecek kadar, iyiler defterine geçecek kadar bir süre ver..."
Oysa ecelde pazarlýk yok.
Dar zamana býrakma hesabý, kitabý...
Derle, toparla, denkleþtir ve gönder göndereceklerini...
Bak etrafýna bir...
Gör...
Görmemekten sorumlusun.
Ver
Vermemekten sorumlusun...
Altýna ve gümüþe kul olanlar helak oldu...
Unutma!
__________________