SORU:
Umre daha ucuza malolduðu için fakir kimseler Umre'ye gidiyor ve memleketine dönüyorlar. Bunlar Kâbe'yi görmüþ olduklarýna göre kendilerine hacc farz olmuyor mu? Halbuki mâlî durumlarý ne orada hacc mevsimini bekleyerek haccetmelerine ve ne de memleketlerine döndükten sonra tekrar gidip hacc farîzasýný yerine getirmelerine müsâit deðildir.
Cevap:
"...Oraya yol bulabilen insana, Allah için Kâbe'yi haccetmesi gereklidir." âyetine göre haccýn farz olmasýnýn þartlarýndan birisi de mâlî güçtür; oraya gidip gelmeye ve bu esnâda geride býraktýðý ve bakmaya mecbur bulunduðu kimselere yetecek mâlî güce sahip olmaktýr. Bu güce sahip olmayanlar hacc farîzasý bakýmýndan fakir sayýlýrlar ve onunla mükellef deðildirler. Ancak böyle bir kimse hacc mevsimi dýþýnda bir yolunu bulup Mekke'ye giderse veya hacc mevsiminde bir baþkasý namýna haccetmek üzere -onun parasý ile- oraya gitme imkânýný bulursa, Kâbe'yi gördüðü için kendisine hacc farz olur mu? Bu suâlin cevabýnda önemli olan Kâbe'yi görmek deðil, oraya gidebilme imkân ve gücünü bulabilmiþ olmaktýr. Ancak hacc mevsimi gelinceye kadar orada bekleme gücü yoksa veya geride býraktýklarýnýn onun dönüp nafaka temin etmesine ihtiyaçlarý varsa, ortada bir güçsüzlük ve güçlük var demektir. Kezâ baþkasý nâmýna ve onun parasý ile hacca giden kimse de -her ne kadar Kâbe'ye gitme imkânýný bulmuþ ise de- bu imkâný baþkasýnýn parasý ile bulmuþtur; üzerinde onun hakký vardýr, onun namýna haccetmekle mükelleftir. "Hacdan sonra dönüp sonraki yýlda gitsin" denirse buna da þahsî imkâný mevcut deðildir. Ýþte bu mevzûu fukahâmýz tarafýndan tartýþýlmýþtýr. Ebussuûd merhum bu durumda olan kimseye hacc farz olur diye fetvâ vermiþ, Seyyid Ahmed Padiþah da bir risâle kaleme alarak ayný görüþü müdâfaa etmiþtir. Bu görüþün mesnedi, nasýl olursa olsun oraya gitme imkânýnýn bulunmuþ olmasýdýr. Buna karþý Abdulganî en-Nablusî de yazdýðý risâlede, gerek orada bekleme ve gerekse avdet edip sonra yine gitme þýklarýnda güçlük bulunduðunu, fakirin buna imkâný olmadýðýný gözönüne alarak böyle kimselere haccýn farz olmayacaðý hükmünü benimsemiþ, Ýbn Âbidin de bu görüþe temâyül etmiþtir; doðrusu da bu olsa gerekir.
Hayrettin KARAMAN