gökhan eline saðlýk çok güzel olmuþ....
Aslýnda söylediklerimden çok sakladýklarýmda gizliyim ben bu yüzden anlamak için konuþtuklarýmdan çok sustuklarýma kulak ver!!!
Gidiyorum buralardan yalýnayak ve üzgün
Önümdeki uçurumlara aldýrmadan
Varsýn hayallerim kurduðum yerde kalsýn
Ardýmda yaralý bir yürek
Kederli bir ömür
Ve yoksul anýlar býrakarak
Çekip gidiyorum sevdiðim
Hoþçakal gönlümün nazlýsý
Gidiyorum baþým önümde, gözümde nem
Duramam artýk ey aþk, ey sevdiðim
Hüzne ve kedere boðulduðum bu þehirde..
Hiçbir aný kabul etmiyor beni
Bedenim buz gibi soðuk
Yüreðim param parça keder
Kýþ kadar soðuk ellerim
Ardýmda yoksul bir sevda
Ve bana ait ne varsa
Býrakýp gidiyorum sevdiðim
Hoþçakal alnýmýn yazýsý,kaderimin küskünü
hoþkakal
Bütün yapraklarý dökülmüþ
Dallarý kýrýlmýþ bir aðaç gibi hýçkýrarak
Ve býrakarak ardýmdan sýrtýmý yasladýðým çýnar aðacýný
Meçhule giden acýlar yüklü bir gemide
Uðuldayan rüzgarlara sarýp sesimi
Þarkýlarýn sustuðu,aþklarýn vurulduðu
Limanlara gidiyorum sevdiðim
Hoþçakal kýrýk sazým,sevdamýn yaralý türküsü
Hoþçakal
Bir yýldýz daha kaymadan gözlerimden
Bir daha yaðmamalý bu ihanet yaðmurlarý
Aðlamamalý bu yürek bir daha
Bir acýyý baþka bir acýyla sarýp
Alýp daðlarýn ve yýldýzlarýn gölgesini
Yüzümde kýþ,bakýþlarýmda kar
Yorgun akan bir ýrmak misali
Kimsesiz sokaklara býrakýp yalnýzlýðýmý
Gidiyorum sevdiðim
Hoþçakal gecelerimin yýldýzý
Yusuf, sabahýn erken saatlerinde aniden kan ter içinde uyandý. Kendisini bu kadar tedirgin eden hiç þüphesiz gördüðü rüyaydý.
Bir kuþ görmüþtü.Ak kanatlý. Karanlýklarýn içinden bir çýðlýk gibi uçuyordu aydýnlýk masmavi gökyüzüne. Tasasýz ve kedersizdi .Iþýltýlý gözlerle – sadece güzel olaný gördüðü için- süzülüyordu.
Ansýzýn kuþ sendelendi ve düþüverdi. Yere doðru çakýlan bedeni kan revan içindeydi. Paramparça olmuþ bedeninden geriye sadece yüreði kalmýþ olarak orada oracýkta toprakla bütünleþmiþ vaziyette.
Yusuf bunu kötü bir düþ olarak yordu. Unutmak isterken rüyayý ikinci gün tekrar gördü. Üçüncü gün tekrar. Yusuf iyice tedirginleþti. Bu arada gittikçe duruma alýþýyordu. Aþýrý tekrar onda baðýmlýlýk yapmaya baþlamýþtý. Her gece düþündeki kuþla konuþmaya baþladý. Sürekli konuþuyor yalnýzlýðýný dindiriyordu. Bunca kokuþmuþluk içinde var olma mücadelesini veriyordu. Kuþa Yusufçuk adýný taktý. Zaten o Yusufçuk kuþuydu ya.. Yusuf kendi kendine Hz. Yusuf (a.s.) olsaydý da yorumlasaydý þu rüyalarý diye eseflendi . Rüyalarý bir bir yorumluyordu Hz. Yusuf (a.s.) . Rüyalara anlam getiriyordu. Rüyalar insanýn kendisi oluyordu.
Yusuf düþünmeye baþladý. Bir haftadýr bu rüyayý görmez olmuþtu. Yoksa bu rüya burada bitecek miydi . Bir daha ak kanatlý Yusufçuðu göremeyecek miydi. Yusufçuðun ölümünü görmek onu üzüyordu üzmesine ama O yaþarken , uçarken ki gözlerindeki parýltýyý, yaþama sýmsýcak bakýþýný ,en iyiye en güzele , özlenene , beklenene , vuslata koþarken ki yaþananlarý çok seviyordu.
Yoksa diye düþündü Yusuf , Yusufçuk ben olmayayým. Ben kuþ oldum , cik oldum, cuk oldum . Uçtum, uçtum çok ötelere . Bir yazgýnýn süreðine doðru...
Karanlýklar yaþadýðý acýlar olmalýydý. Bu kadar acýya dayanacak yüreceðinden baþka neyi vardý. Uçsuz diyarlarda Kaf Daðýydý.Oradan devþirilecek onca aydýnlýklar vardý.
Artýk Yusuf, Yusufçuk kuþu olup elvan çiçeklerini baþýna takarak , yol aldý, yol verdi. Uçtu, uçtu. Daha güzel yarýnlara alaca þafaklara doðru. Bir daha hiç görülmedi. Onu ne duyan var nede soran .Özgürlük çok yakýn onu özleyene , arzulayana.
Gönderen: arifmahircetin1
Kestane rengi, kalçalarýna kadar uzanan, kývrýlmýþ saçlarýyla her zaman ki gibi neþe saçýyordu. O’nu gülmemiþ bir vaziyette gören olmamýþtý. Her durumda kendisine mutluluðu ilke edinmiþ çaðdaþ bir Polyannaydý. Dað yamacýna emaneten oturmuþ , iþi var kalkýp gidecekmiþ gibi duran beþ , altý haneli küçük köyde yaþýyordu. Adý Züleyha Gül’dü. Köy de kendisine Gül diye seslenilirdi.
O’nu ilk defa güneþli bir ilkbaharda gördüm. Tatilimi geçirmek için köyüme ziyarete gelmiþtim. Yýllardýr hasret kaldýðým köyümün topraðýnda gezintiye çýkmýþtým. Daðýn az biraz hafif aþaðýsýn da koca gövdesiyle yýllardýr bir çok genç yüreklere duldalýk yapmýþ ceviz aðacýnýn altýnda , saçlarýný yastýk yapmýþ bir vaziyette ,uzanýp , hafif esen rüzgarla serinlenen bedenini dinlendiriyordu. Beni görünce, harbiyeli genç subaylar gibi birden ayaða kalktý. Þaþýrmýþtý. Bir taraftan üzerinde biriken topraklarý silkeliyor, bir taraftan da etrafta baþka insanlar arýyordu. "Hoþ geldiniz ! ben Züleyha Gül" diyerek benim elimi sýktý. Ben de hafifçe ellerimi býrakýrken "Ben Yusuf , her halde yaþadýðým da bir Yusuf masalý olsa gerek " diyerek gülümsedim. Bu sözün burada söylenmesinden hiçbir þey anlamamýþ olsa gerek ki "Yusuf masalý mý?" diye sordu. Bense "hiç bir þey . sonra konuþuruz" dedim.
Mavi mi? yeþil mi? olduðu ilk etapta fark edilmeyen gözlerini benden utangaç bir edayla kaçýrdý. Rahatsýz olmamasý gerektiðini . biraz gezintiye çýktýðýmý söyledim. Ve oradan -ondan- ayrýldým.
Büyük þehrin entrikalarýndan, koþuþturmacasýndan, yorucu iþ çalýþmalarýndan kaçýp köye; köyün sakin ve rahatlatýcý ortamýnda, kafa dinlemeye gelmiþtim. Nerden çýktý bu Gül? Hiç hesapta yoktu. Gül yaþamýma ilk defa acý veriyordu. Modern hayat hýzla tüketmeyi öðretiyordu. Çýlgýnca bir tüketim. Hayatýmda közde demlenmiþ çayýn yeri yoktu. Ama aþk kor bir þekilde yüreðimi demlemeye baþlamýþtý. Nereye baksam O. Günlüðüm de onun adýný yazmak için sürekli bahaneler uydurup en onulmaz bir yere gül konduruyordum.
Her fýrsatta onunla birlikte olabilmek için çeþitli bahaneler uyduruyordum. Her görüþmemizde sevecen bir edayla beni karþýlýyordu. Havadan sudan meseleleri çok ciddi bir tarzda konuþuyordum. O’nun, biz þehir ahalisinin böyle davranmasý gerektiðini düþündüðünü sanýyordum. Sevmek, acý çekmekti ve ben bunu hayatýma yazýyordum.
Babasýnýn bir minibüsü vardý. Fabrikadaki iþçileri evlerine getirip götürüyordu. Ýri yarý , þiþmanca, sert mizaçlý bir insandý. Öyle insan azmaný biri deðil, selam verdiðin zaman aþýlmayacak sandýðýnýz buzdan daðlar eriyip gidiyordu. En küçük çocuðu olduðundan Gül’ü fazlaca seviyordu. Ýlgisinin fazlalýðýndan Gül biraz serbest büyümüþtü.
Gül’ün yurt dýþý hayalleri ile yatýp kalkan bir abisi ve evde bekleyen üç ablasý vardý. Ablalarý ilkokuldan sonra okula gitmemiþlerdi. Yani þehrin gizemi onlarýn beyinlerinde dolaþmýyordu. Bir ablasý fabrikada çay servisi yapýyordu. Ama bu yeterli deðildi. Düþlerinde kendilerini rahat yaþatacak eþleri konuk ediyordu.
Gül’ün þehirle temasý taþýmacýlýk sistemi sayesinde þehirdeki okula gitmesiyle baþlamýþtý. Her köylü gibi hayatýnýn büyük bölümünü köyde, ev ve tarla iþleri ile uðraþarak geçiriyordu. Okulda ve televizyondaki yaþamla, icbar edildiði köy örtüþmüyordu. Bu O’nu mutsuzluða sevk ediyordu. Belki bundandýr; þehir çocuklarý için okul tatili bir sevinç ve neþe kaynaðýdýr ama köylüler için hüzün ve düþlerin bitimi. Büyük hayaller, büyük umutlar besliyordu hayata karþý. Kaçmak bir çözümmüþ gibi geliyordu köyden ama nafile. Biliyordu ki ve öðrenmiþti ki yaþam ancak mücadeleyle büyürdü. Zirve zordu. Hele zirveye ulaþýnca orada kalabilmek her þeyden zor. Buna hazýr deðildi.
Benimle geçirdiði günlerde düþlerini büyütüyordu. Þehre olan özlemi bir kat daha artýyordu. Bizim yaþadýklarýmýza tanýk olmamýþtý. Nerde bilsin ki her þehirli serin bir çayýn aktýðý, araba gürültüsünün ve egzozlarýnýn olmadýðý, hile ve alt etmenin olmadýðý, erdemin, faziletin, iyiliðin, yardýmlaþmanýn, dostluðun, kardeþliðin egemen olduðu bir yer hayal eder. O iþin reklamýna aldanýp duruyordu.
Yaþanýlanlar güzelse hayat çabuk geçer. Tatil bitmiþti ve bende her þeyi, tüm güzellikleri býrakýp evime döndüm. Gitmemle birlikte O’nu tertemiz hayatýndan ayýrmamak için hiç aramadým. Günler günleri kovaladý. Bir iþ dönüþü eve geldiðimde, telefon çalýyordu. Öðrendim ki Zeliha Gül ;Daðýn az biraz hafif aþaðýsýn da koca gövdesiyle yýllardýr bir çok genç yüreklere duldalýk yapmýþ ceviz aðacýna kendisini asmýþtý.
Gönderen: arifmahircetin1
abý her turlu kýtap destegýnde bende bulunurum bende de çok fazla kýtap war
Aþký Ya Yaþarsýn Yada Yazarsýn...
Diyen Þair Sonra da
Ne Yaza Bildik... Ne de Yaþayabildik...
Demiþ...
SaRýma LaRciverRt Ol...
hayat iþte ne tesadüflerle dolu...yazýk.
Bence daha önemli bir sorun var toplumsal bilinç burada siz kýrathanede oturanlarý nasýl kitap kurdu yaparýz düþüncesini savunuyorsunuz bunlarýn çoðu eðitim görmemiþ ve yaþlý insanlar en azýndan orta yaþlý aceba bizim gençliðimiz ne kadar kitap okuyor lise öðrencilerimiz veya memurlarýmýz iþ adamlarýmýz bunlar yeterince kitap okuyormu bence bu iþe okullardan baþlanmalý yani tabi kýrathanelerde kitaplýk olmasýda çok mantýklý ama asýl önemli olan o zihniyetin kýrathanede kitap aramasý bu yapýldýðý zaman inanýnki kahveciler her dükkana bir kütüphane açacaktýr
HALKA HÝZMET HAKKA HÝZMETTÝR ÇEVRE DOSTLARI GELÝYOR
MENGER
Adres: Cumhuriyet mah. Kuþcu Ali sokak Abdulgaffar Özkaya Ýþhaný no:2/3NÝZÝP/ GAZÝANTEP
iRTÝBAT TELEFONU:03425175040
[IMG]![]()
Derneðin yeri vakýfbankasýnýn karþýsýndaki iþyerinin 3. katý zeugma internet kafesinin üstü vakýfbankasýný bilmiyen yoktur deðilmi diðer bir tarifle safa dersanesinin bulunduðu binanýn karþýsý...
http://www.Nizip.com/showthread.php?t=2322
Kardeþ insan isterse bulur yeterki içinde o istek olsun
HALKA HÝZMET HAKKA HÝZMETTÝR ÇEVRE DOSTLARI GELÝYOR
MENGER
Gerçekten çok yazýk olmuþ mukadderat ama birazda insanýn elinde tabi bunlar toplumuzda çok yaþanan olaylar bir çözümü olmalý allah yüreði yangýn yeri olan herkesin yardýmcýsý olsun
HALKA HÝZMET HAKKA HÝZMETTÝR ÇEVRE DOSTLARI GELÝYOR
MENGER