Yok oluþun ta kendisidir,Kuþdam’daki maðaralar ve günümüze yansýttýklarý. Nizip’e 25 km uzaklýktaki Kuþdam köyünün eski kurulduðu yani Küçük Kuþdam veya Mezel de denilen tarihi maðaralar,oyuklar,mezarlar ve yaþantýlar bunlar. Kuþdam köyünden sonra vadiden yürüdükten sonra karþýma kayalýklar ve birçok maðaradan oluþan gizemli bir manzara çýkýyor.Bu alan Nil’den sonra Fýrat vadisinde hayatýn baþladýðý, Sümerlerde baþlayan düzenli yaþam kalýntýlarýnýn bulunduðu yerdir.
Zeugma, zamanýnda vilayetken,Rumkale vilayetken, burasý ilçedir.Bu Küçük Kuþdam alanýnda Sümerler zamanýndaki kalýntýlar mevcuttur.Bu alandaki maðaralara,kendilerine göre yaþayýþ þekilleri, kendilerine göre de koruma þekilleri verilmiþtir.Üç tarafý kapalý, önü açýk,doðal koruma þekli almýþ barýnaklar,Hititlerin metali bulmasýyla,oyma ve yontma teknikleriyle alanlar geniþletilmiþ, günün yaþanabilirhaline getirilmiþtir.
Ve maðaralarý gezdiðimizde,oyulmuþ duvarlar,çeþitli þekiller,erzak ambarlarý,suyu tutma kolaylýðý saðlayan yerler,taþtan akarlar yaparak seviye ayarlarý ile sularý kullandýðý alanlar ve ibadet yerlerine rastlanmaktadýr. Maðaralarda kurbanlarýn (keçilerin) asýldýðý yerler dikkati çekmektedir. Ev temellerinde çeþitli mozaikler,testiler,ev ve el araç gereçleri bulunmaktadýr. Ve çeþitli mezarlarýn yer aldýðý bu alanlarda deðerli eþyalarýn bulunduðu, çoðununda ne için kullanýldýðý bilinmemektedir. Þöyle bir taþýn üzerine oturup geçmiþten günümüze bir yolculuða çýkýyorum ve görüyorum ki geçmiþin insanlarý, güzelliði, sanatý, doðayý yaþaya gelmiþler,þimdiki yurdum insaný ise güzellikten uzak bir þekilde tamamen maddi konularý düþünüyor diyerek.Her aný eskiyi-yeniyi fotoðraf makinemle ensantene diyafram aralýklarýyla denklanþöre basarak anlarý yakalamaya çalýþýyom.
Kýsaca Sümerlerden Osmanlý’ya bütün medeniyetleri geçirmiþ olan bir alan ve yaþamýn gizemli izlerini taþýyan maðaralar,iþgaller hariç hiç dýþ göç almamýþ iç içe yaþayan yerli halk bulunmuþtur.Ve günümüze kadar yaþaya gelmiþtir.Gizemli yolculuða devam ettiðimizde Roma Bizans kalýntýlardan sonra en belirgin yaþam þekline uyan Yezidilerin yaþayýþ izlerini taþlarýnda barýndýrmaktadýr.Bu yörede Zerdüþtlük döneminde bunlarýn amblemi olan yýlan-aslan karýþýmý figürlerin etkili olduðu ve maðaralarýn giriþlerinde yontulmuþ olarak bu figürlerin kullanýldýðý, bu amblemlerin þimdi Büyük Kuþdam’daki bazý evlerin giriþ duvarlarýnda olduðu görülmektedir.Biraz daha maðaralarý gezdiðimizde,bazýalanlarda Zerdüþtlükten Ýslamiyet’e kadar yaþayýþ tarzlarý olan,inançlarý olan,kilise benzeri oyuklarda(maðaralarda) kurban edilen hayvanlarýn asýldýðý yerler,yanýnda aðýtlarýn,türkülerin söylenildiði alan;yanýnda dinlenme oturma yerleri olduðu görülmektedir.Buradaki inançtan bahsetmek gerekirse,kurbanlarýn önce kan akýtýlmadan öldürüldüðü ve oyuklara asýlýp yakýldýðý, ardýndan kurbanlarýn ateþi sönene kadar türkülerin,þarkýlarýn söylendiði,ibadetin devam ettiði anlatýlmaktadýr. Ýnançlarýna göre ateþ ýþýk saçan bir kaynak olduðundan kutsanýrmýþ.Maðara tavanlarýnda 3-18 cm arasýnda kurbanlarýn ve yaðlý ürünlerin yakýlmasýndan dolayý asfaltýn oluþtuðu görülmektedir.
Ýslamiyet’in etkili olmasýyla beraber bu alanlar gözden düþer ve yeni yerler yaþama alaný olarak seçilir. Eski küçük Kuþdam terk edilerek Büyük Kuþdam dediðimiz bugünkü köyün bulunduðu alana taþýnýlýr ve yine doðaya hakim bir alana yerleþilerek yaþamaya devam edilir.Evlerine baktýðýmýzda, 400-500 yýllýk bir alan olduðu evlerin taþlarýndan da anlaþýlmaktadýr.
Bu alanda,hâlâ, XIX yy. baþlarýna kadar Yezidiliðin ve Zerdüþtlüðün yoðun bir þekilde etkili olduðu söylenilmektedir.Günümüzde ise hâlâ eski dönemler mevcuttur.
Mezel dediðimiz bu alanlar, zamanýnda Yezidilerin uðrak yeri haline gelmiþ ve yol güzergahlarý bu alandan geçmiþtir.Burada 1950 yýlýna kadar yemekler yapýlýp, çorbalar kaynatýlýp insanlara sunulmuþtur.. Bunlarýn masrafý ise imece usulüyle karþýlanýrmýþ. Burada yaþayanlar þimdi Büyük Kuþdam’da yaþýyorlar. Maðaralar depo olarak kullanýlmýþ, önüne evler yapýlmýþ;ama sonralarý Büyük Kuþdam’a göçülmüþtür.Buradaki Yezidiler 1970’e kadar dönmeden yaþaya gelmiþlerdir. Þu anda Müslümanlýða dönüþ yapmýþ, Büyük Kuþdam’da yaþamlarýný sürdürmektedirler. (Yavuz Sultan Selim fethiylede K.Kuþdam’dan B.Kuþdam’a yerli halk teþvik edilmiþ, K.Kuþdam Yezidilerin ziyaret ettiði yer olmuþ, Büyük Kuþdam ise yerleþim merkezi olmuþtur.) Kuþdam’ýn Kurtuluþ Savaþý’nda da büyük katkýlarý olmuþtur. Kuþdamlý Maho Aða atlý süvari çetesi kurup, Humanýz-Oðuzeli cephesinde savunma saðlamýþ ve savaþ sonuna kadar direnmiþtir. Bunu da Gaziantep tarihinden edindiðimiz bilgilerden anlýyoruz. Kurtuluþ Savaþý sýrasýnda Þýh Camisi, hastane olarak kullanýlmýþ ve bu hastane kayýtlarýnda Kuþdamlý yaralýnýn bulunduðu görülmüþtür.Ýnsanlarýnýn da tarihte önemli olduðunu da görmekteyiz.
Günümüze kadar bu güzellikleri barýndýran tarihi saklayan,her maðaranýn gizemli tarih taþýdýðý ve yeni güzelliklere açýldýðý,evlerin 500 yýllýk nostaljik bir görünüme sahip olduðu Kuþdam’ýn hep karanlýkta kaldýðý, maðaralarýnýn, izlerin, taþlarýn, mezarlarýn deðeri bilineceðine, aksine hunharca yok edilip satýldýðý görülmüþtür.Ama her zamanki gibi ses çýkartýlmayarak duymadým-görmedim- bilmiyorum tavýrlarý takýnýlarak, timsah gözyaþlarý dökülmüþtür.Bizler gözlerimizi yumarak kalabiliyoruz; ama beðenmediðimiz farklý güçler tarihimize bizden daha çok sahip çýkýyor.Her nedense…[/SIZE][/COLOR]
2001’de gizli misyonerler, Amerikan-Ýngiliz bilim adamlarý ve üniversiteden(ODTÜ ve benzeri) bir heyetin gelerek buralarý araþtýrdýðý, her konuda bilgi alýnýp çeþitli araþtýrmalar yapýldýðý ve bu alanýn UNÝCEF tarafýndan sit alaný olarak ilan edileceði;fakat sponsor eksikliðinden çalýþmalarýn yetersiz kaldýðý, bu alanlarýn korunmadýðý söylenmiþtir. Birileri geliyor araþtýrýyor,inceliyor… Ama bizim devletten bir yetkili dahi gelip araþtýrmýyor. Þu soruyu da sormak lazým: ZEUGMA’YI SUDA BOÐMADIK MI?
UNÝCEF sit alaný diyor.Biz yýllardýr tarihi mezarlar, kalýntýlar barýndýran maðaralarý hýrsýzlara býrakýyoruz.Bu alana gelip gezi yaptýðýmýzda birçok maðaranýn kazýldýðýný, mezarlarýn söküldüðünü gözle görebiliyoruz. Çobanlardan edindiðimiz bilgilere göre araç-gereçlerin bulunmasý ve bunlarýn bazý þahýslar tarafýndan satýlmasý da söz konusudur.
Nerede bizdeki tarih sevgisi???
Örnek bir sevgi gösterisi; Þu anda bilinçsiz hýrsýzlar tarafýndan eski yeni denilmeden birçok mezarlýk yerle bir edilmiþtir. Biliyoruz ki eski inanýþlarda ölen insanlar deðerli eþyalarý,kullandýðý araç-gereçler ile birlikte gömülmekte ve bu mezarlarýn yönleri kýbleyi göstermemekteydi. Hýrsýzlar öyle bilinçsiz ki, Müslüman mezarlarýný kazýp daðýtmýþlardýr. (Müslüman mezarlarýnýn yönü kýbleye doðrudur. Eski mezarlarda böyle bir kural yoktur.)
Boðazlardan derin vadilerden geçtikten sonra hayvancýlýk, ormancýlýk geçmiþte yaygýn olmasýna raðmen hâlâ doðasýný korumuþ, gizemini içinde barýndýran Mezel; Zeugma’ya 15, Rumkale’ye 25 km olan Derik Deresi yakýnlarýnda Kuþdam Pýnarbaþý (Yýldýran Pýnarý) köyün iki tarafýndan geçerek Fýrat’a akmakta olan nehirlerle çevrili bulunmakta ve Mezel dediðimiz eski Kuþdam merkezi Hala doðaya hakim bir þekilde sanki insanlara inat ayakta durmaktadýr. Küçük Kuþdam’dan gelen Büyük Kuþdam XIX. yüzyýlýn baþlarýnda 150 haneyle nostaljik görünümlü 500 yýllýk taþ evlerden günümüze sadece güzelliðini koruyan 70’e yakýn ev kalmýþtýr. Ama bu evlerin de manzarasý yine doðaya hakim bir þekildedir.
Yazdýklarým aðýt deðil; Barak’taki yanýk uzun hava da deðil. Duyarsýzlýðýn, çaðdýþlýlýðýn, yaðmacýlýðýn ve hýrsýzlýðýn yönlendirdiði düþüncelerin kol gezdiðidir. Önemli bir tarihin yok oluþunun öyküsüdür bu...
Türkiye’deki tarihi geçmiþin yok edildiði, adým adým da bunlarýn çoðaldýðý ve giderek de tarihin kalmadýðý,tarihin yaþatýldýðý deðil, yok edildiði ve de geçmiþimizin silinmeye yüz tuttuðu kaderi görür gibi oluyorum. Þu anda bile film þeridi halinde yok oluþ devam ediyor…
[/COLOR]