14.Yüzyýlýn ortalarýnda Dulkadiroðullarý Beyliðinin yönetiminde bulunan Nizip,akrabalýk dolayýsýyla Memlüklerle,Osmanlýlar arasýndaki çekiþmeler sýrasýnda bazý savaþlara sahne oldu.Dulkadir Beyi Þehsuvar Bey 1471’de Memlük ordusuna yenilince bölge bir süre Memlüklerin elinde kaldý.1515’te Hadým Beyi Alaüddevle’yi büyük bir bozguna uðratarak beyliðin topraklarýný Osmanlý topraklarýna kattýysa da kýsa bir süre sonra burada egemenlik yine Memlüklere geçti.
Yavuz Sultan Selim,Mýsýr Seferi sýrasýnda Antep’de iki gün kalarak burada Mercidabýk Savaþýnýn planlarýný hazýrladý.Yavuz Sultan Selim’in ölümünden sonra Dulkadiroðullarý Beyliði Maraþ,Malatya,Antep,Zulkadriye sancaklarýný kapsayan bir beylerbeyi haline getirildi.Bu sýrada Nizip,Antep,Maraþ eyaletine baðlý bir sancak merkezi durumundaydý.
Osmanlý Devletinin yükselme devri,bölgemiz içinde bir yükselme ve geliþme devri olmuþtur.Þehir iktisadi ve ticari bakýmdan oldukça geliþmiþtir.
17.yüzyýlda tanýnmýþ Türk gezgin Evliya Çelebi,Þam’dan Anadolu’ya geçiþinde Nizip’ten geçmiþ ve izlenimlerini þöyle anlatmýþtýr ;
Nizip,Fýrat ýrmaðýnýn batý yönünde,çöl içinde,yüksek bir daðýn eteðinde hanlý,camili,hamamlý,küçük çarþýlý mamur bir kasaba olup baðý,bahçesi yoktur.Daima Birecik kasabasýna eklenip nahiye olmuþtur.Harun Reþit zamanýnda mamur bir þehirmiþ,Ayýntap kýble yöünde bir kaynak olup yaya adým bir günde varýr,gelinir” Burada,yine doðuya giderek 6 saatte Birecik’e geldiðini yazmaktadýr.
Osmanlý Devletinde iç karýþýklýklarýn baþ gösterdiði dönemde Nizip ve Ayýntap’da öteki Anadolu kentleri gibi genel asayiþsizlikten payýný aldý.Bölgemizin zaman zaman Celali zor babalarýn þerrine uðradýðý da bilinmektedir.


KURTULUÞ SAVAÞINDA NÝZÝP




Nizip her yönüyle örnek bir serhat kentimizdir.Kurtuluþ savaþýnda bu niteliði kanýtlamýþtýr.Fransa iþgaline karþý direnen Gazi ili’nin,Gazi ilçeci Sevr’e direniþin ilk baþladýðý yerdir.Bu direniþ haberi Batýlýlarca “Anadolu’da ilk direniþ baþladý,bir köprü atýldý.”baþlýðý ile verilmiþtir.Sözü geçen köprü Fýrat’ýn doðusunu,batýsýna baðlayan tek köprü olan Karkamýþ köprüsüdür.
Sevr antlaþmasýna dayanarak Gaziantep ve Nizip’i alabileceklerini sanan Fransýzlar, o zamana kadar hiç görmedikleri bir direniþle karþýlaþtýlar.
Oysa ülke,Trablusgarb ve Balkan savaþlarý ardýndan I.Dünya Savaþý nedeni ile Harap durumundaydý.Eli silah tutabilenleri çoðu bu savaþlarda yitirilmiþ,halkýn silahlarý alýnmýþ,kaynaklar kurutulmuþtu.
Ordu yoktu,silah yoktu,cephane yoktu,binecek at yoktu,ama Çanakkale-Galiçya savaþlarýný kahraman subayý çifte madalyalý istihkam mülazýmý Þýh Ali Rýza öðretmen üç beþ kiþiden oluþan çeteyle Karkamýþ köprüsünü dinamitliyerek düþmanýn geçiþini engellemiþ ve böylece Antep savunmalarýna da ortam hazýrlanmýþtýr.
Kuþkusuz her Nizipli bu zor günlerde elinden geleni yapmaya çalýþmýþtýr.Ali Rýza Aydeniz, Yeri Habeþ Efendinin küçük Zabit Mehmet Fehmi Efendi’nin,Küçük Zabit Yusuf Efendinin,Kamil Çavuþun hizmetlerini anlatýrdý.Ne yazýk ki,bu anýlar gün ýþýðýna çýkamamýþ,tarihteki yerlerini isimsiz kahramanlar olarak almýþlardý.


NÜFUS

1997 yýlý genel nüfus sayýmýna göre ilçe merkezinin nüfusu 64.921’dir.Kocatepe kasabasý 9.190,Salkým 2.253,Sekilli 2.975 , Uluyatýr 3.259 nüfusludur.Köylerin nüfusu ise 46.962’dir.
Ýlçe nüfusunun büyük bir kýsmý çiftçilikle uðraþmakta,ayrýca ilçe merkezinde büyük sayýlara ulaþan iþçi ve ticaret erbabý bulunmaktadýr.

NÝZÝP’ÝN ATASÖZLERÝ
* Ben umarým bacýmdan , bacým ölür acýndan
* Deli arlanmaz sahibi arlanýr
* Eþeðini kayyim kazýða baðla komþunu hýrsýz çýkarma
* Bartýl(rüþvet)kapýdan girerse iman taðadan(pencereden)çýkar
* Arýða su gelene kdar kurbaðanýn görü berelir
* Aç ile eceli gelen dövüþür
* Cevizi çüt(çift)görmezse daþ atmaz
* Hýrsýz süllümü kimi
*Cin cücüü kimi
*Ýt gibi çemkiriy
*köyneði yakmýþ ataþýna kýzýniy
*Anasý neki, danasý nola
*Eþeðin göynüne kalsa bir bað nakdeniz götürmez
*Yüzü hedik suyu ile yunmuþ(Arsýz,utanmaz)




NÝZÝP’TE HAYIR DUALARI
* Ömrün uzun ola
* Su gibi murazýn ola
* Ömrün uzun ola,düðünün güzün ola
* Toprak diye pençelediðin altýn ola
* Uþaðýn gönünü göresin
* Külfetinin hayrýný gör
* Döþünde að tüy bite
* Sakalýn aðara
* Saçýn aðara
* Anan,baban gününü göre
* Allah düþmanýna zabýnlýk(zayýflýk)vere
* Herifinin hayrýný göresin
* Allah seni yormýya
* Elinde saðlýk
* Babana rahmet,atana rahmet,anana rahmet,
* Geçmiþe rahmet





NÝZÝP’TE BEDDUALAR

* Kuzzul kurt (Ot baþaðýna benzer zehirli bir böcektir.Kuzzulu kurdu ot sanýp yiyen hayvan zehirlenir.)
* Kuzzul kurt tuta
* Kuzzul kurt,kara kara dert
* Yere batasýn
* Yiðitken yýkýlasýn
* Kanýn içine aka
* Delik delik olasýn
* Sarý suyun aka,sarat süzek olasýn
* Allah bir dert versin nereden geldiðini bileme
* Evin baþýna yýkýla
* Allah’tan bulasýn
* Namusundan bulasýn
* Bedenin hayrýný görmeyesin
* Kabir kabir gezesin
* Allah kaldýrmaya
* Zýbarasýn(ölesin)
* Codar(kötürüm)olasýn
* Elin ayaðýn kýrýla
* Bedenin yerde çürüye
* Mýraz almayasýn mýrazýn karnýnda kala



SAZLAR

Birde sazlar vardý Nizip’te.Haftanýn belirli günlerinde sanatçýlarýn sahneye çýkýp þarký söylediði kahvehanelere saz denir.Bu yerler giderek sazlý,sözlü eðlence yerlerine dönüþtü 1948 yýlýnda belediyenin olduðu yerde bir saz vardý.Þevket ve Ayvaz Mustafa’nýn iþlettikleri bu sazýn Leyla adlý ünlü bir sanatçýsý vardý ki,bütün Nizipli gençler onun meftunuydu.

NÝZÝP’TE ESKÝ GAZÝNOLAR VE SAZLAR

Niziplilerin “kazino” dediði eski gazinolarýn en ünlüsü 1920’li yýllarda bugünkü tren köprüsünün ayaðýndan baþlayýp Taþköprü’ye doðru devam ederdi.Büyük bir gazinonun bulunduðu etrafý demir parmaklýklarla çevrili bu alan güllük gülistanlýk cennet bibi bir yerdi.
Buranýn ,Ýstanbul kýzlarý diye tabir edilen sanatçý kýzlarýn hem müþteriye hizmet edip hem de sahnede marifetlerini sergilediði çok modern bir yer olduðunu o günleri yaþamýþolan Nizipli Prof.Dr Hüseyin Cahit Tanyol anýlarýnda anlatmaktadýr.

FISTIK
Fýstýk aðacý Yetiþmesi oldukça zor bir aðaçtýr.Nizip’te genellikle tohumdan yada çöðür olarak yetiþtirilen fýstýk aðacýnýn,meyveye yatmasý 10 yýl,yeterli ürün vermesi için 20-30 yýl geçmesi gerekir.
Antep fýstýðý özellikle kurak,oldukça sýcak ve kýþýnda yeter derece de serin olan bölgelerin ideal aðacýdýr.Bir fidan dikildikten ancak 10 yýl sonra ilk ürünlerini verir.Orta derecede ürün 20-30-tam ürün ize 40-50 yýl sonra alýnabilir.Bu nedenle Gaziantep’de “Zeytin babadan,fýstýk dededen” atasözü kullanýlýr.Nizip’in en büyük geçim kaynaðý fýstýkdýr.
ZEUGMA
Zeugma Kazýlarýnýn kamuoyunun henüz gündemine girmediði 1992 yýlýnda çýkarýlan bu mozaikteki kadýn figürü gizemli bakýþlarý ile Zeugma’nýn simgesi haline geldi.Ýlk çýktýðý yýllarda kimliði konusunda kesin bir tanýmlama yapýlamayan bu mozaiðe figüründeki kadýn resminin çingene kýzlarýný andýrmasý nedeniyle çingene adý verildi.Ancak bazý kaynaklar mozaikteki asma figürlerine dikkat çekerek , çingene olarak tasvir edilen kadýnýn yer tanrýsý GAÝA olduðunu ileri sürmekte. Gaia mitolojide, içinden tanrý soylarýnýn çýktýðý ilk element olarak kabul edilmektedir.Gaia , Hesiodos’un Theogonia’sýnda büyük bir rol oynamasýna karþýlýk, Homeros’un poemlerinde hiç görülmez. Hesiodos’a göre Gaia, Khaos’tan hemen sonra ikince olarak doðmuþ, O’nun hemen ardýndan da Eros (aþk) gelmiþtir.Gaia, hiç bir erkek element yardýmý olmaksýzýn, çevresini saran Gök’u (Ouranos) ve Daðlar’ý, deniz unsurunuun kiþileþtirilmiþ erkek þekli olan Pontos’u doðurdu.Gök’ün doðuþundan sonra , Gaia O’nunla birleþti ve böylece sahip olduðu çocuklar, artýk basit elemanter güç olmaktan çýkarak, tam anlamýyla birer tanrý oldular.Önce altý titan: Okeanos, Koios, Krios, Hyperion, Ýapetus ve Kronos ile altý titanid: Theia, Reia, Themis, Mnemosyne, Phoibe ve Tehys doðdular.Bunlar diþi tanrýsal varlýklardýr.Bu kuþaðýn en genci Kronos’tur. Ardýndan Kyklopslar geldi:yýldýrýma, þimþeðe ve gök gürültüsüne hükmeden tanrýsal varlýklardý bunlar.Adlarý:Arges, Steropes ve Brontes di.Ve nihayet Ouranos’un aþklarýndan Kottos, Briareus ve Gyges adlý yüz kollu, devasa, þiddet yanlýsý varlýklar olan Hekatogkheir’ler doðdu.

ZEUGMA ’NIN TARÝHÇESÝ

Belkýs/Zeugma Antik Kenti , Gaziantep ili, Nizip Ýlçesi , Belkýs Köyü sýnýrlarý içerisinde Fýrat Nehri’nin kýyýsýnda yer alýr. Yaklaþýk 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulmuþ olan Belkýs/Zeugma Antik Kenti; Fýrat’ýn geçilebilir en sýð yerinde olmasý, askeri ve ticari bakýmdan çok stratejik bir bölge olmasý nedeniyle tarihin her döneminde önemini korumuþtur.80 bin nüfusu ile döneminin en büyük kentlerinden biri olan Belkýs/Zeugma , tarihin deðiþik dönemlerinde deðiþik isimlerle anýlmýþtýr.
Büyük Ýskender’in generallerinden ve daha sonra Suriye Kralý da olan Selevkos Nikator kendi adýyla, Fýrat nehrinin adýný birleþtirerek M.Ö.300 yýlýnda burada Selevkos Euphrates ( Fýrat’ýn Silifkesi ) adýnda bir kent kurar. Daha sonralarý M.Ö.1.yy.’da kent Roma hakimiyetine girer .Bu hakimiyet deðiþikliðiyle birlikte kentin adý da deðiþerek köprü, geçit anlamýna gelen ve bütün dünyada bilinen þekliyle “ Zeugma” adýný alýr. Roma Ýmparatorluðu’nun 4.Skitia Lejyon Garnizonu’nun burada konuþlandýrýlmasý ve ticaret sebebiyle kýsa zamanda 80 bin nüfusa ulaþan Zeugma’da Fýrat manzaralý yamaçlara villalar inþa edilir. 80 bin kiþilik nüfus Zeugma’yý dünyanýn en büyük kentlerinden biri haline getirir. Örneklemek gerekirse Zeugma , komþusu sayýlan Antakya (Antiokheia) ile Mýsýr’daki Ýskenderiye’den ( Aleksandreia) ‘dan daha küçük, Atina (Athena) ile ayný büyüklükteydi. Pompei ve þimdi dev bir metropol olan Londra (Londinum) ‘dan ise birkaç kat büyüklükteydi.
Ünlü coðrafyacý Strabon da Zeugma’dan bahsetmektedir. Hellenistik dönemde Selevkos Nikator zamanýnda Zeugma’da önemli imar faaliyetleri yapýldýðý bilinmektedir. Kentteki Akropolün üzerine kader tanrýçasý Thyke’nin bir tapýnaðý yapýlmýþtýr. Bu tapýnak halen toprak altýndadýr. Zeugma Antik Kenti kendi þehir sikkesi de basmýþ Roma Kentlerinden biridir. Sikkeler üzerine bir tarafýna Thyke tapýnaðý , diðer tarafýna da güçlülüðü simgeleyen Roma Kartalý motifi basýlmýþtýr.


ZEUGMA’NIN KRONOLOJÝK TARÝHÇESÝ

M.Ö. 300.yy. Büyük Ýskender’in Generallerinden 1.Selevkos Nikator Belkýs/Zeugma’nýn ilk yerleþimi olan Selevkeya Euphrates kentini kurar
M.Ö. 1.yy. Kentin Selevkeya Euphrates adý korunarak Kommagene Krallýðý’’ýn 4 büyük kentinden biri olur.
M.S. 1.yy. M.Ö.1.yy.’ýn ilk çeyreðinde Roma Ýmparatorluðu’nun topraklarýna katýlýr ve ismi de “köprü “ , “geçit” anlamýna gelen “ ZEUGMA” olarak deðiþtirilir.
M.S. 252 Sasani Kralý 1.Þapur Belkýs/Zeugma’yý ele geçirerek yakýp yýkar
M.S. 4.yy. Belkýs/Zeugma geç Roma hakimiyetine girer.
M.S. 5-6.yy. Belkýs/Zeugma Erken Roma hakimiyetine girer.
M.S. 7.yy. Ýslam Akýnlarý sonucu Belkýs/Zeugma terk edilir.
M.S. 10-12.yy. Küçük bir Ýslami yerleþimi oluþur.
M.S. 16.yy. Bugünkü adýyla Belkýs Köyü kurulur.


ÇÝNGENE GIZI DÝLE GELSEYDÝ.

Samsatlý Zosimos ustanýn atölyesinde önce tuvale, sonra mozaiðe resmedildim. Yemek odasýnýn taban mozaiðiydim seçkin konuklara övünülen 360 derece bakan gözlerim odanýn tüm konuklarýný süzerdi. Kimi konuklar bende görürdü sevgililerini, hayellerini. Güzel günler Fýrat’ýn suyu gibi hýzlý aktý. At kiþnemeleri ve çýðlýklarýn ardýndan alevler sardý etrafýmý. Üzerime yýkýldý kalaslar ve duvarlar. Sonrasý karanlýk ve sessizlik. Bin sekiz yüz yýl sonra kürek ve kazma sesleriyle irkilerek uyandým. Kirli sakallý bir definecinin sýrýtan yüzüydü gördüðüm. Korktum. Sonra parça parça kesilerek daðýtýldým. Yüzüm kýlpayý kurtulmuþtu defineciden. Sonraki yýllarda bazen definecilerin sevinç çýðlýklarýný, bazen arkeologlarýn yanýk türkülerini, bazen de baraj inþa edilecek gibi sözler duydum. Bir bahar günü Fýrat nehri kenarýnda kurtarma kazýsý yapan kýrmýzý malalý bir arkeologu gördüm. Gözlerinden kaçýramadým gözlerimi. O günden beri, Gaziantep Müzesinin teþhirindeyim. Ben geldikten sonra duydum ki önce fýstýk aðaçlarý, sonra köyler, sonra da doðduðum kent Zeugma kýsmen kalmýþ, yükselen baraj sularýnýn altýnda. Simdi, dalgalar döðer Zeugma kýyýlarýný, eritir topraðýný, yýkar duvarlarýný, parçalar mozaiklerini, fresklerini. O arkeolog zaman zaman kýyýda acil kurtarma kazýsý yaparak, ýslak mozaikleri sessizce taþýr müzemize...

Gönderen: Mehmet Göral

Yorumlayan: Tarhan tarih 22.11.2006
Genel olarak Nizip için çok yönlü bir tarih ve kültür derlemesi olmuþ.Tebrik ediyorum.

Yorumlayan: admin tarih 22.11.2006
ÇÝNGENE GIZI DÝLE GELSEYDÝ kýsmýný çok beðendim, tebrik ederim Yorumlayan:

oktay.cankesen tarih 25.11.2006
hocam çok güzel tanýtmýþsýnýz geçmiþten günümüze hiç sýkýlmadan bir solukta okudum Allah razý olsun çok emek sarfetmiþsiniz.........