Dionysos’un armaðaný Trakyalý Ýkaryos’la (Icarios) karýsý ve kýzlarý Erigone; ekip diktikleri topraklarýnýn verdikleriyle kendi hallerinde yaþayýp gidiyorlardý. Erigone’nin, ailecek de çok sevdikleri Mera adýnda bir köpeði vardý... Ve Ýkaryos, özellikle Þarap ve Doða sý Dionysos’u beðenen ve ona arada bir adaklar sunan inançlý biriydi. Bu yüzden Anadolu kökenli, üzüm baðlarýnýn ve doða sevgisinin sembolü Dionysos ve çevresindeki eðlence alayý; bir gün Ýkaryos’un gönlünü almak üzere onun evine geldiler. Ev sahipleri, Dionysos ve ona eþlik eden þenlik alayýný çok sýcak bir konukseverlikle aðýrladý. Bu arada Dionysos; güzel ve alýmlý Erigone’yi de çok beðendi; ona aþýk oldu. Bu güzel kýz da, Þarap Dionysosdan gebe kaldý... Birkaç gün sonra Dionysos, ev sahibi Ýkaryos’u yanýna çaðýrýp ona birkaç tulum þarap ve bahçesine dikilmek üzere asma kütükleri verdi. Bu kütüklerin bahçesine nasýl dikileceðini ve bakýmýnýn nasýl yapýlacaðýný gösterdi. Bundan sonra da Ýkaryos’u; oluþturacaðý üzüm baðlarýndan üreteceði þarabý; kendi ülkesinden baþlayarak, bütün dünya halklarýna tanýtýp sevdirmesi misyonuyla yükledi. Ve böylesine candan aðýrlanmýþ olmaktan duyduðu mutluluðu açýkça dillendiren bu konuk Dionysos ve onun kadýnlý erkekli þen þakrak alayý; söyledikleri þarkýlar, çaldýklarý flütler eþliðinde köy evinden ayrýldýlar...
Ergione’nin çocuklarý Konuklarý olan Dionysos’un gösterdiði þekilde Ýkaryos ve ailesi, asma kütüklerini bahçelerine diktiler. Bir süre sonra Erigone de, Dionysos’tan gebe kaldýðý çocuðu dünyaya getirdi ve çocuða; babasý Dionysos’un önerisiyle; “üzüm salkýmý” anlamýna gelen Stafilos (Staphylos) adýný verdiler... Yeni bebeðin onuruna dedesi Ýkaryos; Dionysos’nýn býraktýðý þaraplardan bir tulumunu, tanýdýðý birkaç çobana tattýrdý. Þarabý çok beðenen çobanlar, hýzlarýný alamayýp bütün tulumu bitirdiler. Ama bir süre sonra da, aþýrý içtikleri þarabýn etkisiyle zehirlendiklerini sandýlar. Ve bu yüzden suçlu sandýklarý Ýkaryos’u sopalarýyla dövüp öldürdüler. Ölüsünü de bir aðacýn altýna açtýklarý derince bir çukura gömdüler! Ýkaryos’un kýzý güzel Erigone, köpeði Mera ile birlikte günlerce babasýný aradý. Sonunda köpeði Mera’nýn üstün koku alma yeteneði sayesinde, babasýnýn bir aðaç altýna gömülmüþ ölüsünü buldu. Ne yapacaðýný þaþýran zavallý Erigone babasýnýn ölüsü baþýnda çok aðladý; uzun uzun dövünüp aðýtlar yaktý. Üzüntüsü gitgide öylesine çok arttý ki, sonunda dayanamayýp mezarýn yanýndaki aðaca belkemeriyle kendini astý! Kendini asmazdan önce de, babasý Ýkaryos’u öldüren gerçek suçlular yakalanýp cezalandýrýlýncaya dek, bütün Trakya bölgesindeki genç kýzlarýn kendilerini asarak ölmeleri ilencinde bulundu... Erigone’nin ölümü üzerine uzun uzun havlayýp kendince yas tutan köpeði Mera da, yemedi içmedi; güzel sahibesi’nin yanýndan hiç ayrýlmadý. Beþ-on gün sonra Mera, orada, onun yanýnda canverdi...
ÝntiharErigone’ye aþýk olan Dionysos da, sevgilisinin ölümüne neden olan ve suçlularý saklayan bölge halkýnýn suskunluðuna çok içerledi. Sevgilisi Erigone’nin öcünü almak üzere bu bölgeye bir çeþit koku göndermeye baþladý. Bu kokuyu duyan genç kýzlar, kadýnlar hemen ilk gördükleri aðaca gidip kendilerini asmaya baþladýlar... Öyle ki, genç kýzlar arasýnda kendini asarak öldürmek bir çeþit modaya dönüþtü! Kimseler önüne geçemiyordu bu salgýnýn. Halkýn ileri gelenleri haliyle olayla ilgili olarak Delfos tapýnaðýndaki kâhine baþvurdular. Kahin onlara Ýkaryos’un katillerinin bulunup cezalandýrýlmasý gerektiðini söyledi. Sonra da her yýl üzümler toplanmaya baþladýðý sýrada, üzümün ve þarabýn ilk tanýtýcýsý Ýkaryos ve kýzý Erigone adýna þarkýlar söylenmesi ve ilk üretilen þarabýn gene onlar onuruna tadýlmasý gerektiðini söyledi. Çünkü Dionysos’un bölge halkýna gücenmiþliðinden kaynaklanan öfkesi, ancak bu koþullar altýnda yatýþabilirdi... Gerçekten de kâhinin önerileri yerine getirildikten ve suçlular ortaya çýktýktan sonra ülke yeni bir düzene kavuþtu. Dionysos; üzümün simgesi olan oðlu Stafilos’u, ölünceye dek üzüm baðlarýnýn bakýmýyla ve bu üzüm baðlarýnýn bütün Akdeniz ülkelerinde yaygýnlaþmasýný saðlamakla görevlendirdi. Sonra da sevgilisi Erigone’yle birlikte, kutsal þarabýn yeryüzünde ilk yayýcýsý olan babasý Ýkaryos’u ve köpekleri Mera’yý, gökyüzünde bir takýmyýldýzýna dönüþtürdü. Her yýl Trakya ve bütün Akdeniz ülkelerindeki üreticiler; üzüm baðlarýný ve þarabý dünyaya tanýtan Ýkaryos ve onun güzel kýzý Erigone adýna þarkýlar söyleyerek ilk ürünlerini toplamaya baþladýlar. Ýlk þarabý da onlar adýna tattýlar; onlara övgüler yaðdýrdýlar...
Gönderen: Muharremkaplan